Diğerlerinin aksine bu iki hikayeyi okumak için siteye üye olmak gerekiyor
Son Mektup'un 2. Sezon Açılışı Eklendi : https://www.hanimefendi.com/forum/konu/son-mektup-yazan-nk83.56265/
Yeni eklenecek olan "9.Bölüm : Kalbinin sesine güven" bölümünden alıntılar 
Meral Sahnesi
Kapıyı açıp terasa çıktığımda ileride sadece birkaç kişi vardı ama onlar da kendi hallerinde birbirleriyle konuşuyorlardı. Beni fark etmediler bile. Temiz havayı içime çekmek için derin derin nefesler alarak kuytu bir köşeye geçtim. Kendimi beyazları uzun yıkmaya atmış ama içine yanlışlıkla renkli bir tişört karıştırdığı için her şeyi pembeye boyamış biri gibi hissediyorum. Her şeyi berbat ettim yani.
İçimden ağlamak geliyor ve bunu baskılayamıyor olmak bu isteğimi daha da çok arttırıyor. Sanırım günlerdir kendimi o kadar çok sıkmışım ki acısı şimdi çıkıyor. Bir kıvılcım bekliyormuşum demek ki. Keşke bu duygusal dışavurum işimin başındayken olmasaydı. Bir süre sessizce durup kendi kendimi aslında o kadar da kötü bir durumda olmadığım konusunda avutmaya çalıştım ama işe yaradı mı dersen eğer yaradığını sanmıyorum çünkü hâlâ iyi hissetmiyorum. Hatta şu an beni kimsenin göremeyeceği bir yere gitmek istiyorum galiba.
Meral&Selim Sahnesi
Bakışlarımı az önce baktığım noktadan çekmeden dururken hislerim beni yanıltmadı ve Selim Bey'in "Kötü bir gün sanırım" demesiyle kollarını aynı benim gibi alçak duvara yaslaması bir oldu. Şu an evime ya da ondan uzakta herhangi bir yere ışınlanmak istiyorum desem bana inanır mısın?
Yan gözle de olsa kendisine baktığımı hissetmiş olacak ki yavaşça bana doğru dönüp "Rana Hanım'a nerede olduğunu sorduğumda bana hemen döneceğini ama giderken de üzgün göründüğünü söyledi. Şimdi sana bakıyorum da hâlâ üzgün görünüyorsun. Problemin ne olduğunu öğrenebilir miyim?" diye sordu. Ağlarken gözlerim şişmiş ya da kızarmış olmalı. Ona uykumu alamadığım için böyle olduğumu söylersem büyük ihtimalle hem bana inanmaz hem de bu biraz yakışıksız olur gibi. İyi de ne diyeceğim peki?
Bakışlarımı kaçırıp bitkin bir halde doğrularak "Bir problemim yok Selim Bey ben sadece biraz hava almak istedim o kadar. Sanırım şimdi de odama geri dönsem iyi olacak" dedikten sonra tam gitmek için kapıya yönelmiştim ki beni durdurmak için seri bir hareketle önüme geçti. Ah! Bu sefer gerektiği anda duramayıp ona çarptım ve bu çarpmanın etkisiyle de birbirimize nasıl baktıysak bizi gören diğer kişiler konuşmayı kesip bize doğru döndüler.
Meral-Selim-Derya Sahnesi
Zaman da su gibi geçip gitti. Herkes çıkmak için kalkarken ben de kendi dosyalarımızı toparlamakla uğraşıyordum ki hâlâ uğraşıyorum. Bu esnada Derya Hanım da yanımıza doğru yaklaşıp ayağa kalkan Selim Bey'e doğru "Akşam geliyor musun Selim?" diye sordu. Bu soruyla çatılan kaşlarım eşliğinde omuzumun ucundan onlara doğru bakıp sonra da önüme döndüm. Acaba ikisi... Yani bilirsin işte. Aralarında iş ilişkisi haricinde başka bir durumda mı var acaba? Duygusal bir durum demek istiyorum. Ben bunun cevabını ararken onlar da kendi aralarında konuşmayı sürdürüyordu.
"Gelmeyeceğimi söylemiştim"
"Fikrinin değişmiş olabileceğini düşündüm"
"Değişmedi"
"Bence hata yapıyorsun Selim"
"Kişisel kararlarımı tartışmaya açmak adetim değildir Derya bunu en iyi senin bilmen gerek"
"Anlıyorum hâlâ kızgınsın ama lütfen beni kırma"
"Seni kırmamı istemiyorsan o zaman üstelemeyi bırak"
"Ama bugün çok özel bir gün biliyorsun"
"Biliyorum"
Ne kadar dinlememeye çalışsam da yakın yakına olduğumuz için bu pek mümkün olmadı. Kendimi en olmayacak anda iki sevgilinin gergin konuşmasının ortasında buldum. Sanırım buradan çıkmamın zamanı geldi de geçti bile. Baksana zaten burada olduğumun farkında bile değiller. Eminim Derya Hanım da birazdan kollarını Selim Bey'in boynuna sarıp onu bir şekilde kandırmayı başarır. Of! Neler diyorum ben? Buradan hemen çıkmalıyım.
Dosyaları aldıktan sonra odadan çıkarak ağır adımlarla koridorda yürümeye başladım. Aklım Derya Hanım'ın "Akşam geliyor musun Selim?" demesinde kalmadı dersem yalan söylemiş olurum. Ciddi ciddi birlikteler mi acaba? Akşam geliyor musun derken evini kastediyor gibiydi çünkü. Şu an sana ne Meral tasası sana mı kaldı diyorsun değil mi? Haklısın galiba.
Meral&Selim Sahnesi
"Orada ağabeyiniz dışında da kişiler olacak öyle değil mi? Yani babanız gibi..."
"Elbette"

"Bugün sizin olduğu kadar onun için de zor bir gün olmalı. Belki de her ne kadar anlaşamıyor olsalar da yine de böyle bir günde iki oğlunu da yanında görmeye ve onların elini tutarak güç almaya ihtiyacı vardır. Biliyorum gitmek istemiyorsunuz ama sırf babanız için orada bulunabilirsiniz. Bunu yapmanız ona kendisini bir nebze olsun daha iyi hissettirecektir. Ayrıca orada uzun süre kalmak zorunda da değilsiniz. Kimse sizi bunu yapmaya mecbur bırakamaz. Eminim sizin de bugün annenizi yanınızda hissetmek için yapacağınız şeyler vardır. Bu sizin en doğal hakkınız. Kendisini tanıma şerefine nail olamadım ama inanıyorum ki bu gece kısacık bir süre dahi olsa oğullarının ve eşinin bir arada olmasını çok isterdi. Yani ben olsam ardımda bıraktığım sevdiklerimin bir arada olmasını ve yokluğumda birbirlerine güç olmalarını isterdim. Yüzlerindeki tebessümle birlikte geçirdiğimiz güzel günleri yâd etmelerini hatıralarımızı canlı tutmalarını daha doğrusu sevdiklerimin beni yaşatmalarını isterdim"
Geçmişin Gölgesinde'nin yeni eklenecek olan "22.Bölüm : Kılıçlarımızı çekiyoruz demek mi oluyor?" bölümünden alıntılar
Elçin&Bora Sahnesi
"Tolga da bizimle birlikte İstanbul'a dönüyor. Temelli!"
"Neden bir anda fikri değişti? Halbuki birkaç gün önce bir iş teklifi almıştı ama bana olumlu bakmadığını çünkü İzmir'den ayrılmak istemediğini söylemişti"
"Benim niye bundan haberim yok?"
"Kabul etmeyi düşünmediği için bahsetmeye lüzum görmemiştir"
"Gitmesine izin veremem"
"Mırıl mırıl ne söylemeye çalışıyorsun Bora?"
"Tolga burada kalmalı diyorum"
"Doğru düzgün anlatsana şunu! Ne demek Tolga burada kalmalı?"
"Çünkü Ela'yı seviyor Elçin ona aşık oldu!"
"Sen ciddi misin? Ela ile alakalı ona imalarda bulunmuştum ama Tolga hiç renk vermemişti. Kendisi mi söyledi sana bunu?"
"Evet sonunda itiraf etti"
"Ela'ya söylemiş mi peki?"
"İşte o kısmı atladı. Bu yüzden Tolga burada kalmalı ve Ela'ya onu sevdiğini söylemeli"
"Beni son dakika kurtarıcısı gibi yedekte tutmasaydın şimdiye kadar çok başarılı sonuçlar elde edebilirdik!"
Tolga&Nevin Sahnesi
"İyi akşamlar Nevin Hanım"
"Bu akşamı Ela'nın yanında geçirecek olmasaydın ben de sana iyi akşamlar dilemek isterdim"
"Ela hazır mı?"
Nevin Hanım tedirginlik verici bakışlarını üzerine dikip "Birazdan gelir ama görüyorum ki seninle olan konuşmamızın hiçbir yararı olmamış. Sana neden Ela ile görüşmemeniz gerektiğini anlatmamın üzerine böyle bir yemek planı yapıldığına göre bana o an veremediğin cevabı şimdi bu yolla veriyor olmalısın. Bu karşılıklı olarak kılıçlarımızı çekiyoruz demek mi oluyor Tolga?" dediğinde içeriye doğru bakan Tolga da kimsenin olmadığını görünce sessizce "Aramızda geçen konuşmanın ardından burada kalmak artık benim için de çok zor olacaktı. Ben de düşündüm ve bu gece İstanbul'a dönmeye karar verdim. Artık içiniz rahat olabilir" dedi. Nevin Hanım bunu duymayı hiç beklemiyordu. Ela ile yemeye çıkacaklarını duyduğu ilk andan beri Tolga'nın kendisiyle restleşip bu işi de yokuşa sürebileceğini düşünmüştü ama görünen o ki boşuna endişelenmişti.
Ela&Tolga Sahnesi
"Beklettiğim için özür dilerim"
"Hiç önemli değil. Biz de seni beklerken Nevin Hanım'la sohbet ediyorduk"
Tolga gözlerini Ela'nın gözlerinden çekmeyi bir türlü başaramasa da "Bu arada çok zarif görünüyorsun" demeyi de ihmal etmemişti. Halbuki kıyafetinin ya da takılarının ne derece hoş göründüğüyle ilgilenmiyor sadece kendisine çevrilmiş o harika bakışların içinde kaybolmaya gönüllü oluyordu. Ela aldığı bu hoş iltifat sonrası "Sen de her zamanki gibi yine çok şıksın" deyip gözlerini kaçırmış o sırada da Mine ağır adımlarla basamakları inip yanlarına gelmişti. Onun da hali bir garipti. Bir yandan Nevin Hanım'a bakıyor diğer yandan da Tolga'ya bakıp duyduğu şeyleri anlamlandırmaya çalışıyordu.
Mine Sahnesi
Kız Mine ne duydun