Elif20 'den Kıssadan hisseler bölümü ( acizane )

OP
E

elif20

Daimi Üye
Katılım
31 Temmuz 2011
Mesajlar
3.744
Tepki
5.422
Puan
113
Yaş
33
Konum
Mersin
Hazret-i Âişe Validemiz Peygamber Efendimize Hz.Hatice'yi neden unutamadığını ve... sürekli andığını sorunca, Efendimiz şöyle cevap verir :


– Yâ Âişe! Seneler geçtiği halde Hatîce’yi unutmayışım, O’nun dış güzelliğinden değildir.

Herkes beni red ve inkâr ettiği zaman, Hatîce bana inandı ve tasdik etti.

Etrafımdakiler bana, yalancısın, dediği zaman; Hatîce bana, doğru söylüyorsun, asla çekinme, dedi.

İnsanlar benden bir pulu esirgediği zaman, Hatîce, bütün servetini önüme sürerek bunların hepsi emrindedir, istediğin kadar harcayabilirsin, dedi.

Dünyada yalnız kaldığım günlerde, Hatîce, benden asla geri kalmadı; bunların hepsi geçicidir, üzülme, ileride bu güçlükleri kolaylıklar takip edecektir, dedi.

İşte ben, Hatîce’yi, bu fedakârlıkları için unutmuyorum!”

Hz. Hatîce’yi seneler geçtiği halde unutturmayan meziyetleri, Resûlüllah nezdinde, kadın arkadaşına oturduğu minderini verdirecek kadar kazanmış olduğu itibar ve kıymeti; hanımların dikkatlerini çekmelidir.

Mü’mine hanımlar, İslâm dâvası uğrunda fedakârca çalışan kocalarına engel olmamalı. Hatîce annemiz gibi, bütün kuvvet ve imkânlarıyla dâva uğrunda çalışan beylerini takviye ile yardımcı olmalıdırlar....
 
OP
E

elif20

Daimi Üye
Katılım
31 Temmuz 2011
Mesajlar
3.744
Tepki
5.422
Puan
113
Yaş
33
Konum
Mersin
Hz. Ali (r.a) bir akşam üzeri Eşi Hz. Fatıma (r.a ) yı avluda ağlarken görür..
Yanına gider hemen koşarak.
Yüzüne bakar. Ey Resulullahın en güzel çiçeği neden ağlıyorsun. ?
Hz. Fatıma biraz bekler ve şöyle der;
Ya Ali.. Bugün hiç gülümsemeni görmeyince Benden razı değilsin sandım..!
 
OP
E

elif20

Daimi Üye
Katılım
31 Temmuz 2011
Mesajlar
3.744
Tepki
5.422
Puan
113
Yaş
33
Konum
Mersin
İbni Abbas radıyallahu anh'ın şöyle anlattığı rivayet edildi: Peygamber aleyhisselâm iki kabre rastladı ve şöyle buyurdu: Bu kabirlerdeki iki kişi insanlarca mühimsenmeyen bir suçtan azap görüyorlar. Biri bevlettikten sonra korunmadığı ve dikkatsiz davranıp, pislikten kaçınmadığı için; diğeri de koğuculıık yaparken, insanların arasını bozduğu için azap görüyor. Sonra Peygamber aleyhisselâm yaş bir dal alarak ikiye ayırdı ve birer parçasını bu kabirlere dikti. (Etrafında bulunanlar):

— Ey Allah'ın Resulü, bunu neye böyle yaptın? diye sordular. Peygamber aleyhisselâm da:

— Yaş kaldıkları müddetçe azaplarının azaltılacağını ümid ettiğim için böyle yaptım, buyurdu.

(Buharı, Müslim, Ebû Davud, Tirmizî, Neseî)
 
OP
E

elif20

Daimi Üye
Katılım
31 Temmuz 2011
Mesajlar
3.744
Tepki
5.422
Puan
113
Yaş
33
Konum
Mersin
Ebû Hüreyre radıyallahü anh'den anlatılır:

Resûlüllah aleyhisselâm şöyle buyurdu:

Kıyamet gününde üç kişi ilk olarak sorguya çekilir:

Birincisi, cihad esnasında ölen kimsedir ki, Allah'ın huzuruna getirilir ve Allah, kendisine verilmiş olan nimetleri önüne serer. O da, bunlara nail olduğunu itiraf eder.

Bunun üzerine Allah kendisine:

Bu mazhar olduğun nimetler içerisinde ne yaptın? diye sorar.

O da:

Senin yolunda şehîd oluncaya kadar savaştım, cevabını verir.

Allahü Teâlâ:

Yalan söylüyorsun; sen «yiğit» desinler diye savaştın ve sana «yiğit» dediler de, der. Sonra meleklerin kendisini almalarını emreder ve yüz üstü sürüklenerek cehenneme atılır.

İkincisi, ilim tahsil edip başkasına da öğreten ve Kur'ân okuyan kimsedir ki, bu da Allah'ın huzuruna getirilir ve Allah kendisine verilmiş olan nimetleri bir bir sayar ve önüne serer. O da bunları tasdik eder.

Ve Allah kendisine:

Bu eriştiğin nimetler içerisinde ne yaptın? diye sorar.

O da:

İlim tahsil ettim, ilmi başkasına öğrettim ve senin rızan için Kur'ân okudum, diye karşılık verir.

Allah kendisine:

Yalan söylüyorsun, sen ilmi, «alim» desinler diye öğrendin. Kur'ân'ı da «güzel Kur'ân okuyan kişi» desinler diye okudun. Ve sana böyle dediler de, der. Sonra meleklere kendisini almalarını emreder ve yüz üstü sürüklendirilerek cehenneme atılır.

Üçüncüsü de, Allah'ın kendisine bolluk verdiği, malların her çeşidini ihsan ettiği kimsedir ki, Allah'ın huzuruna getirilir ve Allah kendisine verilen nimetleri karşısına çıkarır. O da bütün bunların kendisine verildiğini kabul eder ve Allah sorar:

Şu nail olduğun nimetlerle ne yaptın? der.

O da:

Verilmesini istediğin ne kadar yer varsa, hep o yerlerde ve o yolda dağıttım, diye cevap verir,

Allahü Teâlâ:

Yalan söylüyorsun. Sen bütün bunları kendine «ne cömerd adam!» dedirtmek için yaptın. Ve sana böyle dediler de, der. Sonra meleklere onu almalarını emreder. Ve yüz üstü sürüklendirilerek cehenneme atılır.

(Müslim, Tirmizî, Nesei)
* * *
 
OP
E

elif20

Daimi Üye
Katılım
31 Temmuz 2011
Mesajlar
3.744
Tepki
5.422
Puan
113
Yaş
33
Konum
Mersin
Ebû Hureyre radıyallahu anh Peygamber aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatıyor:

Bir adam başka bir beldede bulunan bir arkadaşını ziyaret etmek maksadıyla yola çıkmıştı. Allahü Teâlâ, adamın yolunda bir melek vazifelendirip, bekletti.

Adam, o melekle karşılaşınca melek kendisine:

— Nereye gidiyorsun? diye sordu. Adam:

— Şu beldede bir din kardeşim var, onu ziyaret için gidiyorum, diye cevap verdi. Melek:

— Onunla alâkalı yapacağın bir vazife mi var? diye sordu. Adam:

— Hayır, öyle bir şey yok, Allah için kendisini sevmemden başka bir işim yok, dedi.

Bunun üzerine o melek:

— Ben, senin o din kardeşini Allah için sevdiğin gibi, Allah'ın da seni sevdiğini sana bildirmek üzere vazifelendirilen, Allah'ın elçisiyim, dedi.

(Müslim)
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst