GÜLÇİN'den Fıkralar

[GÜLÇİN]

CENET KAPISI

Bir gün Cennetin kapıları şiddetle vurulmuş:
-Güm Güm Güm !!
İçeriden seslenmişler:
-Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses:
-Biz İstanbul'u fetheden Fatihin yiğitleriyiz!
İçeriden hoş geldiniz diyerek kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur etmişler. Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış:
-Güm Güm Güm !!!
İçeriden sormuşlar:
-Kim o?
Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses:
-Biz İstanbul'u fetheden Fatihin yiğitleriyiz! İçeriden hemen cevaplamışlar:
-Hadi len! Onlar 40 yıl önce geldi!
Dışarıdan yine ses gelmiş:
-Biz mehter takımıyız ancak geldik!!!

 

[elma şekeri]

hehehehehehe çok güzeldi

 

[elma şekeri]

ha kurnaz şeyyy kadından kurtumak için neler yapıyo ...

 

[GÜLÇİN]

Bu öykü Yeni Zelanda'dan Kay Martin' e ait: Akşam yemeğine arkadaşlarını çağıran Kay yemekten önce küçük bir aperatif hazırlarken bir tavuğun acı acı bağırdığını duyar.

Sesin nereden geldigini merak eden Kay bahçeye çıkar. Bahçede bir şey göremez.

Ancak ses daha yakınlardan hatta mutfaktan gelmektedir.

Giderek yükselen sesin kaynağını keşfettigi zaman tüyleri diken diken olur. Kızarmasi için fırına yerleştirdiği tavuktan çığlık çığlığa sesler gelmektedir. "O anda elim ayağım boşandı. Tavuğu canlı canlı pişiriyorum sandım. Korkudan az daha ölüyordum." diyor..
Tavuğun çığlıkları Kay'inkiler ile birleşince konuklar mutfaga üşüşür ve çığlıkların nedeni ortaya çıkar. Tavuğu fırından çıkartan konuklar hayvan sogudukça seslerin kesildiğini fark ederler.

Yeni Zelandâ da tavuk çiftliklerinde hayvanlar bizde olduğu gibi boynu kesilerek öldürülmez.
Kay'in akşam yemeği için hazırladığı tavuğun ses telleri kesilmediği için tavuğun karnında biriken buhar hayvanın boğazından geçerken büyük bir basınçla ses tellerini harekete geçirmiştir.

Bu olaydan sonra tahmin edebileceginiz gibi Kay bir daha evinde tavuk pişirmez.

 

[GÜLÇİN]

Deli Otobüsü

Bir Gün doktorlar deliler hastanesinde
test yapıyolarmış doktorlar duvara
bir otobüs resmi yapıştırmışlar ve
buna binin ve kaçın demişler bütün
deliler binerken bir deli bin
Miyomuş doktor sormuş
-sen neden binmiyosun delide
-otobüs dolduda ben taksiye binicem demiş .

 

[nerissa]

aman korku hıkayesı gıbı bune ya

 

[benim dünyam]

tavuk pişirmem artık

 

[elma şekeri]

 

[ZERENCİK]

heheheh akıllı deli

 

[FUNDA]

:gul::gul::gul:

 

[GÜLÇİN]

Kulübe

Adam ormanda yolunu kaybetmiş. Saatler sonra içinde ışık yanan bir kulübeye
rastlamış. Kapısını çalmış.
- Kimse yok mu?
"Var" diye seslenmiş bir çocuk içeriden.
- Baban oradamı?
- Az önce çıktı.
- Annen?
- O da babamdan önce buradaydı.
- Peki birlikte oturmuyor musunuz?
- Evet ama burada değil, burası tuvalet!..

 

[GÜLÇİN]

Asker

Zamanın birinde iki sevgili varmış.
Çok severlermiş birbirlerini gel zaman
git zaman çocuk askere gitmiş!
Çocuk askerdeyken kız başka birine aşık oluvermiş
bunu mektupla anlatmak zorundaymış ve yazmış.
Sen askerdeyken ben başka birine aşık oldum
ne olur kusura bakma sende olan
resmimide bi zahmet bana gönder.
Bizim asker okumuş mektubu
intikam alacak ya taburda Bölükteki
askerlerden ne kadar kız resmi varsa toplamış
resimleri mektuba koymuş
KUSURA BAKMA SEÇEMEDİM SEN HANGİSİYDİN?
kendini al diğerlerini bana yolla demiş.

 

[GÜLÇİN]

Müzikli tuvalet

Birgün Köyün birinde Zenginlerden biri köyde tuvalet yaptırmış
Tuvaletin bi özelliği varmış sifonu her çekişinde müzik çalıyormuş.
Tuvaletin açılışında 3 kişiye deneme hakkı vermişler
1. gitmiş geri döndüğünde ne oldu demişler
oda: klasik müzik çalıyordu yavaş yavaş yaptım demiş.
2. gitmiş o da ben girdiğimde hard rock çolıyordu
pataküte yaptım demiş>
sonuncuyu yollamışlar bu geri dönerken bakmışlar çok sinirli!
ne oldu demişler oda ben girdiğimde istiklal marşı çalıyordu

Ayakta yapmak zorunda kaldım demiş

 

[GÜLÇİN]

Böyle Patron Düşman Başına

Bizim Cavit, iş yerinde kapısını tıklatıp da izin isteyenlerden nefret eder. Geçen gün gene böyle biri gelmiş:
- Efendim bu gün özel bir işim var onun için izin istiyorum.
Bunun üzerine Cavit, adamı karşısına oturtmuş:
- Bir yılda 365 gün var. Bir yılda 52 hafta olduğuna ve sen her hafta 2 gün izin yaptığına göre, geriye 261 gün kalıyor.
Her günün 16 saatini iş yerinin dışında geçirdiğini kabul edersek, bu tam tamına 170 gün eder. Geriye ne kaldı? Yani 261'den 170'i çıkarınca... Kalır 91 gün.
Her gün yok çiş arası, kahve-çay molası derken yarım saat çalıyorsun benden, bu da tam 23 gün demektir. Böylece kaldı 68 gün.
Gene her gün 1 saat yemek molası veriyorsun ki, bunun toplamı yılda 46 gündür. Geriye çalışacağın 22 gün kalıyor arkadaş!
Zaten her yıl 2 gün hastalık bahanesiyle işe gelmiyorsun, kaldı mı? 20 gün!!
Yılda 5 gün de resmi tatiller nedeniyle gitti. Kaldı geride 15 gün.
Her yıl 14 gün izin yapıyorsun! Ne kaldı geride çalışacağın... Koca bir yılda kaç gün kaldı? BİR GÜN!! Ee, o bir gün de ben sana izin verirsem Allah benim haneme günah yazar be adam!!!

 

[munise]

İntikam böyle alınır işte,asker en iyisini yapmış bence.

 

[munise]

Süpermiş valla.

 

[munise]

çok güzel.

 

[prenses]

superr ya benimde abim asker bunu yollimde gulsun

 

[maren]

kizda bu intikami haketmis bence

 

[RUKİYE]

çok komikti kovsaydı bari