Yoksulluğun dibini de zenginliğin zirvesini de gördüm

rüzgar gülü

Daimi Üye
Katılım
20 Şubat 2009
Mesajlar
10.973
Tepki
10.147
Puan
113
Yaş
43
Konum
istanbul
Beşiktaş'ın 'Q7' lakaplı ünlü futbolcusu Ricardo Quaresma, tek odalı bir gecekondudan dünya yıldızlığına uzanan yolunun hikayesini Beşiktaş Dergisi'ne anlattı. Çocukluğunun yoksulluk içinde geçtiğini vurgulayan Quaresma, "Çocukken futboldan nefret ediyordum ama ailem sayesinde buralara geldim." dedi.

q7.jpg


Beşiktaş'ın Portekizli yıldızı Ricardo Quaresma hiç şüphesiz ki bu yılın en önemli transferleri arasında gösteriliyor. Siyah-Beyazlı kulübün 7,3 milyon Euro'ya İtalya'nın İnter takımından aldığı Quaresma, kendisiyle ilgili bilinmeyenleri ve futbola başlama hikâyesini Beşiktaş Dergisi'ne anlattı. Tek odalı bir gecekondudan dünya starlığına, oradan da Siyah-Beyazlı kulübe gelişini aktaran yıldız futbolcu, şimdi Beşiktaş taraftarına büyük mutluluklar yaşatabilmenin heyecanını yaşıyor.

Aslında Quaresma'nın hikâyesi bize hiç de yabancı değil... Çocukluğu, gözümüzün önündeki birçok Türk oyuncunun çocukluğu ile benzerlikler gösteriyor. Coğrafya farklı olsa da yaşananlar neredeyse fotokopi gibi. Zaten Quaresma da çocukluğunun yokluk içinde geçtiğini vurgulayarak "Hem yoksulluğun dibini, hem de zenginliğin zirvesini yaşadım." ifadeleriyle zor bir hayatın içinden çıktığını belirtiyor. Gecekonduda büyümenin zorluğuna değinen yıldız oyuncu "Çok yoksul bir ailede büyüdüm. Tek odalı bir evde yaşadım. Yaşadığımız bölgede uyuşturucu dahil aklınıza gelebilecek her türlü kötü alışkanlık yaygındı. O hayattan çok şey öğrenerek bugünlere geldim." ifadelerini kullanıyor.

Quaresma, çocukluğunda futbolla hiç yakından ilgilenmemiş. Ağabeyinin zorlaması olmasa başka bir hayatın içinde bile olabilirmiş. Futbola başlangıç hikâyesini anlatırken de bunu hep göz önünde bulunduruyor ve o dönemi şöyle anlatıyor: "Aklımda sadece o bölgede beraber büyüdüğüm çocuklar gibi kötü alışkanlıklar vardı. Onlara özeniyordum. Ağabeyim futbol oynuyordu. Bir gün beni antrenmana götürdü, ben de 'Çok istiyorsan gelirim, ama futbolu sevmiyorum. Boşu boşuna götürme.' dedim. Antrenörü idmana katılmamı rica etti. Israrla istemediğimi söylesem de kendimi o ilçe takımının altyapısında buldum. Daha sonra Sporting Lizbon, ağabeyimi kadrosuna katmak için geldi. Ona 'Futbol oynayan bir kardeşinin daha olduğunu duyduk.' dediler. Ben hâlâ futbolu sevmiyordum ve ciddiye almıyordum, ama iki gün sonra imzayı attım. 17 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası'nda Portekiz'le şampiyon olduktan sonra da futbol hayatımın bir parçası oldu."

Aslında gönlünde yatanın futbolu bırakıp buz hokeyi oynamak olduğunu itiraf eden Portekizli oyuncu sözlerine şöyle devam ediyor: "12 yaşındayken futbolu bırakıp hokey oynamak istedim. Anneme bunu söylediğimde 'Eğer futbolu bırakırsan; birincisi hokey oynamana izin vermeyeceğim, ikincisi dışarı çıkamayacaksın, üçüncüsü arkadaşlarınla görüşemeyeceksin.' dedi, ben de tabii ki futbola geri döndüm."

Ağabeyim benim için kendini feda etti

Ağabeyinin bütün hayatını kendisi için feda ettiğine dikkat çeken Quaresma "Dört yaşındayken annem ve babam ayrıldı. Annemin yeri apayrı, çünkü neler çektiğini gördüm. Ailem için gerekirse canımı bile veririm. İkinci kez düşünmem. Saha içinde soğukkanlıyım, hiçbir şeyden korkum yok. Çünkü bu hayatta her şeyi gördüm." sözleriyle ailesinin kendisi için ne kadar önemli olduğuna işaret ediyor.

Beşiktaş'ı ileri taşımak için geldiğini belirten Quaresma, Siyah-Beyazlı camiaya büyük mutluluklar yaşatacağını söylüyor. Kendisini Beşiktaş'ta çok mutlu hissettiğini vurgulayan Portekizli yıldız, "İmza töreninde söylediğim 'Şampiyonluk için kanımı akıtacağım.' sözünü tekrarlıyorum." diyor. Siyah-Beyazlı takıma gelişini de anlatan yıldız oyuncu o dönemi şöyle aktarıyor: "Teklifi menajerim bana ilettiğinde düşüneceğimi söyledim. Çünkü İnter'den ayrılmak istiyordum. Beşiktaşlı yöneticiler benim çok önemli olduğumu hissettirip güvendiklerini söylediler. Fenerbahçe ya da başka bir takımdan teklif almadım. Başkan Yıldırım Demirören 'Schuster imzaladı, sen de imzalayacaksın.' dediğinde iş bitmişti."

İnönü Stadı'ndaki imza törenini hayatına damga vuran olaylar arasına koyan Quaresma, "Bana nerede oynayacağımı söylesinler yeter. Vikingur karşılaşması taraftarlara "üçlü" çektirdiğim an çok özeldi. Beni çağırdıklarında tedirgin oldum Ama sonucu güzel oldu. Vikingur'a karşı attığım penaltı hayatımda kaçırdığım ilk penaltıydı. Çok kötü vurdum, kaçırmamalıydım." şeklinde konuşuyor.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst