YİRMİ SANİYEDE
Şeytan hizmetçi kılığına girmiş ve yirmi sene Cüneyd-i Bağdadî
Hazretleri'nin yanına gidip gelmişti. Bir türlü gönlüne vesvese vermeye, ona
istediklerini yaptırmaya muvaffak olamamıştı. Birgün:
- Ey Üstad! Yoksa siz benim kim olduğumu biliyor musunuz? dedi.
Hazreti Cüneyd:
- Sen lanetli İblissin. İlk geldiğin andan beri seni tanıyorum, buyurdu.
Şeytan:
- Ey Sultanü'l Muhakkikin! Sizin kadar yüksek dereceye ulaşan başka bir
büyük zat tanımıyorum. Yirmi senedir size hiçbir isteğimi yaptırmaya
muvaffak olamadım, dedi.
- Defol mel'un! Şimdi de beni kendini beğenme hastalığına düşürerek
mahvetmek mi istiyorsun! Yirmi senede yapamadığını yirmi saniyede mi
yapacaksın? Yıkıl karşımdan! diye bağırdı.
* * *
İnsanın en zayıf damarı "Sensin!" denilerek, koltuğunun altına girmektir.
Nice cahil, günahkar, kendisini alim ve faziletli zannederek bu şekilde
İslam'a zarar vermiş, verdirilmiştir.
Günümüzün de en teklikeli
hastalıklarından da birisi budur.
Rabbim bu hastalığı bizden uzak tuttsun
inşallah.
Şeytan hizmetçi kılığına girmiş ve yirmi sene Cüneyd-i Bağdadî
Hazretleri'nin yanına gidip gelmişti. Bir türlü gönlüne vesvese vermeye, ona
istediklerini yaptırmaya muvaffak olamamıştı. Birgün:
- Ey Üstad! Yoksa siz benim kim olduğumu biliyor musunuz? dedi.
Hazreti Cüneyd:
- Sen lanetli İblissin. İlk geldiğin andan beri seni tanıyorum, buyurdu.
Şeytan:
- Ey Sultanü'l Muhakkikin! Sizin kadar yüksek dereceye ulaşan başka bir
büyük zat tanımıyorum. Yirmi senedir size hiçbir isteğimi yaptırmaya
muvaffak olamadım, dedi.
- Defol mel'un! Şimdi de beni kendini beğenme hastalığına düşürerek
mahvetmek mi istiyorsun! Yirmi senede yapamadığını yirmi saniyede mi
yapacaksın? Yıkıl karşımdan! diye bağırdı.
* * *
İnsanın en zayıf damarı "Sensin!" denilerek, koltuğunun altına girmektir.
Nice cahil, günahkar, kendisini alim ve faziletli zannederek bu şekilde
İslam'a zarar vermiş, verdirilmiştir.
Günümüzün de en teklikeli
hastalıklarından da birisi budur.
Rabbim bu hastalığı bizden uzak tuttsun
inşallah.