Yeni Ufuklar

rüzgar gülü

Daimi Üye
Katılım
20 Şubat 2009
Mesajlar
10.973
Tepki
10.149
Puan
113
Yaş
44
Konum
istanbul
Toplumu uyuyan koyun haline getirip, uyuttuktan sonra bu hal üzere devam etmeleri için birilerinin çaba sarf etmesi gözden kaçmıyor. Bu coğrafyada bir konuda gündem oluşturacaksanız medya gücünüz ve iktisadi gücünüzün olması yeterli. Nerden bakarsanız bakın abes, nerden bakarsanız bakın acayip. Lakin bu hale itiraz edilmemesi ise ayrı bir garabet…

Kendisi dağ olmayanlar, dağın gölgesinde kalmak zorundadır. Bazen de dağın gölgesi olabilirler. İnsanlar hayatlarını idame ettirirken güzel bir işleri, huzurlu bir aileleri, güzel hayat şartları olsun. Kabul. Tamam, da bu insanların bir de idealleri olsun. İdeali olmayan insanın bir makineden ne farkı olabilir ki?

İnsanlar özne olduklarının farkına varmalı. Özne olduğunun farkında olmayan insana nesne muamelesi gösteren çok olur. Öncelikle sürü olmadığını kabul etmek lazım. Hem sürüden olayım hem de kendim olayım diye bir durum mümkün değil. Allah’ın bir tane yaratmış olduğu muhatab insan, kendisinin yaratılış gayesine uygun düşünmeli ve yaşamalı.

İslami cemaat, cemiyet ve organizasyonlar bu anlamda büyük bir sorumluluk taşımakta. Sorumluluklarının farkında olanlara sözümüz yok. Allah (cc) muvaffak eylesin. Hizmetlerini ihlâs ile daim eylesin. Birde sorumluluklarının farkında olmayanlar var ki, Asr Suresinde beyan edilen şekli ile ‘’hakkı ve sabrı tavsiye ‘’ babında hatırlatmaktan gayrı bir amacımız yoktur.

Toplumsal sorumluluk taşıyan İslami yapılar, bireyleri yetiştirirken Kuran ahlakı ile ahlaklanmış örnek bir nesil oluşması noktasında, şahsiyetli, kimlik sahibi, idealist bireyler yetiştirmelidir. Bugün toplumda en büyük sorunların başında şahsiyetsizlik, kimliksizlik, idealsizlik gelmektedir. Bu hastalıkların tedavisi de tabi ki Kuran vasıtası ile Müslümanların eli ile olacaktır.(Allah’ın izni ile)

Eski alışkanlıkları bırakmanın zamanı geldi de geçti. Bu zaman teknoloji ve iletişimin nerde ise zirve yaptığı bir zaman… Artık gerçekleri ve hataları saklamak eskisi kadar kolay değil. Bireyler kişisel görüşler ile değil Kuran ile donanmalıdır. Öyle ki, birey öncelikle kendisini daha sonra hayata, insanlara ve olaylara bakışını Kuran süzgecinden geçirmeli. Bütün sorgulamalarını Kuran ekseninde yapmalı. Kuran’ın kendisi ile hayata bakmalı.

Sosyal ve siyasal anlamda doğru kararlar alabilmek için, sistemi ve sitemin işleyiş mantığını çok iyi bilmek gerekir. Sistemin kendisi ve işleyişi hakkında bilgi sahibi olmadan, alınan kararlar genelde eksik ve hatalı olacaktır. Birey ve sosyal yapılar, sistem içindeki konumlarını ve perspektiflerini günceller iken, sistemin işleyişi ile ilgili gerçekleri göz önünde bulundurmalıdır.

Birey ve toplum ile ilgili ne kadar sorun varsa, hepsinin çözümü için çaba sarf etmek; Müslüman birey ve İslami cemiyet/cemaatlerin öncelikli sorumluluklarıdır. Müslümanların esas referansı Kur’an olduğuna göre, Kur’an merkezli çözümler üretmelidirler. Bu amaca yönelik olarak, il-bölge-ülke bazında “Kur’an’ı anlama-yaşama-anlatma platformları” oluşturulmalıdır. Bu amaca yönelik çaba sarf eden mevcut platformlar ise, daha organizeli ve geniş çaplı bir duruma gelmelidirler.

Günümüzde mevcut olan, sosyal, siyasal, iktisadi ve psikolojik sorunların çözümünde, İslami medyaya, İslami yayınevlerine, İslami sitelere ve İslami sivil inisiyatiflere büyük sorumluluk düşmektedir. El birliği ile çözümler için ihlâslı bir şekilde çaba sarf ettiğimizde, Allah (cc) bizleri muvaffak kılacaktır. Dua ve çabalarımızın ihlâslı olması ve meyve vermesi ümidi ile…


Ferhat Özbadem
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst