Türklerin göç hareketleri, ilkçağlarda başladı, ortaçağların sonlarına kadar sürdü. Bu dönem içinde bir çok Türk boyları, Orta Asya’dan Hindistan, Uzakdoğu, Orta Avrupa ülkelerine göç ettiler. Bu göçler sonunda birçok Türk devleti kuruldu.Hun Türkleri, IV. yüzyılın sonlarına doğru Kuzeydoğu Asya’dan Doğu Avrupa’ya göç ettiler. Zamanla güneydoğuya kayarak, Orta Avrupa’ya, Balkanlara ve Tuna vadisine yerleştiler.Göktürkler’in bağımsızlıklarını kazanmaları üzerine, Juan-juanlar,Avarlar adıyla Orta Avrupa’ya göç etmek zorunda kaldılar (552′den sonra). Hun ve Avarların ardından Bulgar Türkleri de Balkanlar’a (Tuna’nın güneyi) geldiler. Bunları, Türklerle akraba olan ve kısmen beraber yaşamış bulunan Macar kabilelerinin Tuna havzasına göç ederek yerleşmeleri takip etti. Daha sonra Peçenek Türkleri, Balkanlar’da yerleştiler. Türklerin büyük kütleler halindeki göçü, XI. yüzyılın sonunda oldu. 1071′de Sultan Alparslan’ın Bizans’ı yenmesinden sonra, Türkler, büyük kafileler halinde Anadolu’ya yerleştiler. XIII. yüzyıldaki Moğol istilâsından kaçan bir kısım Türk Aşiret Ve Boyları, İran yoluyla, Anadolu’ya geçtiler. Bu göçler sırasında geçtikleri yerlerde, devletler kurdular. Göç hareketi, XV. yüzyıla kadar sürdü ve on milyona yakın Türk, yurt değiştirdi. Başka bir büyük Türk göçü de Osmanlı Devletinin kurulmasından sonra Rumeli, Ege adaları, Mısır ve Kuzey Afrika ülkelerine oldu.
Osmanlı Devleti’nin belirli bir iskân siyaseti vardı. İlk devirlerde, yeni fethedilen topraklara (özellikle Balkan yarımadasının çeşitli yerlerine) Anadolu’dan konar-göçer aşiretler, Türkmenler ve Yörükler yerleştirildi. Kıbrıs’ın fethinden sonra, oraya da bu şekilde göçler yapıldı. Bu bölgelere zamanla beş milyon kadar Türk yerleşti. Göç hareketi, imparatorluğun genişleme devresine kadar sürdü; duraklama devrinde son buldu Rumeli’deki toprakların kaybedilmesi üzerine, buralardan gittikçe çekilen Osmanlı İmparatorluğu topraklarına doğru göçler başladı. Budin’in terk edilmesinden sonra daha da hızlanan bu göçlerde, hiçbir nizam görülmedi. Toprak kayıplarının 1700-1774 yılları arasında artmasına paralel olarak, göç hareketleri hızlandı. Belli başlı göçler, Kırım’dan, Kuzey Kafkasya’dan, Yunanistan’dan, Bulgaristan’dan, Yugoslavya’dan, Doğu Türkistan’dan gelerek Anadolu üzerinde toplandı.
Kırım‘dan. Kırım, Ruslar tarafından işgal ve tahrip edildiği sırada (1771), 35 000 Kırımlı Türk, kılıçtan geçirildi. Bu türlü şiddet hareketleri karşısında, Anadolu’ya ve Balkanlar’a göçler yapıldı (1785-1788). Bu göçlerin en önemlisi, 1789-1790 yılları arasında oldu ve 1800′e kadar devam etti. Böylece, yaklaşık olarak 500 000 kişi Kırım’dan ayrıldı. 1812′de Osmanlı Devletinin Rusya’ya karşı Fransa ile işbirliği yapması üzerine Ruslar, Kırım Türklerine yeniden zulüm yapmaya başladılar. 1815-1828 yılları arasında göçler devam etti. Kırım’dan Türkiye’ye göçenler, Eskişehir yakınlarına yerleştiler. 1860-1862 yıllarındaki göçlere Nogaylar da katıldı ve 227 627 kişi göç etti. 1862′de, göç edenlerin sayısı 360 000 olarak tespit edildi. 1859-1864 yılları arasındaki Nogay göçleriyle birlikte göçmenlerin sayısı 700 000 oldu. 1874-1877 yıllarında yeni göç hareketleri görüldü. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan (93 harbi) sonraki göçler, 1890-1891′de daha da arttı. Bu göçler sırasında Kırım’dan 18-20 000 kişi ayrıldı. 1902-1904′te de göç edenler oldu.
1871 yılına kadar gelen göçmenler, imparatorluğun Rumeli sahillerindeki Köstence, Mangalya, Balçık, Burgaz, Varna şehirlerinden Balkanların içine Vidin’e kadar yayıldılar. Trakya ve Anadolu’da ise İstanbul, Edirne, Adana, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Halep, İzmir, Konya ve Sivas şehirlerine yerleştiler.
Osmanlı Devleti’nin belirli bir iskân siyaseti vardı. İlk devirlerde, yeni fethedilen topraklara (özellikle Balkan yarımadasının çeşitli yerlerine) Anadolu’dan konar-göçer aşiretler, Türkmenler ve Yörükler yerleştirildi. Kıbrıs’ın fethinden sonra, oraya da bu şekilde göçler yapıldı. Bu bölgelere zamanla beş milyon kadar Türk yerleşti. Göç hareketi, imparatorluğun genişleme devresine kadar sürdü; duraklama devrinde son buldu Rumeli’deki toprakların kaybedilmesi üzerine, buralardan gittikçe çekilen Osmanlı İmparatorluğu topraklarına doğru göçler başladı. Budin’in terk edilmesinden sonra daha da hızlanan bu göçlerde, hiçbir nizam görülmedi. Toprak kayıplarının 1700-1774 yılları arasında artmasına paralel olarak, göç hareketleri hızlandı. Belli başlı göçler, Kırım’dan, Kuzey Kafkasya’dan, Yunanistan’dan, Bulgaristan’dan, Yugoslavya’dan, Doğu Türkistan’dan gelerek Anadolu üzerinde toplandı.
Kırım‘dan. Kırım, Ruslar tarafından işgal ve tahrip edildiği sırada (1771), 35 000 Kırımlı Türk, kılıçtan geçirildi. Bu türlü şiddet hareketleri karşısında, Anadolu’ya ve Balkanlar’a göçler yapıldı (1785-1788). Bu göçlerin en önemlisi, 1789-1790 yılları arasında oldu ve 1800′e kadar devam etti. Böylece, yaklaşık olarak 500 000 kişi Kırım’dan ayrıldı. 1812′de Osmanlı Devletinin Rusya’ya karşı Fransa ile işbirliği yapması üzerine Ruslar, Kırım Türklerine yeniden zulüm yapmaya başladılar. 1815-1828 yılları arasında göçler devam etti. Kırım’dan Türkiye’ye göçenler, Eskişehir yakınlarına yerleştiler. 1860-1862 yıllarındaki göçlere Nogaylar da katıldı ve 227 627 kişi göç etti. 1862′de, göç edenlerin sayısı 360 000 olarak tespit edildi. 1859-1864 yılları arasındaki Nogay göçleriyle birlikte göçmenlerin sayısı 700 000 oldu. 1874-1877 yıllarında yeni göç hareketleri görüldü. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan (93 harbi) sonraki göçler, 1890-1891′de daha da arttı. Bu göçler sırasında Kırım’dan 18-20 000 kişi ayrıldı. 1902-1904′te de göç edenler oldu.
1871 yılına kadar gelen göçmenler, imparatorluğun Rumeli sahillerindeki Köstence, Mangalya, Balçık, Burgaz, Varna şehirlerinden Balkanların içine Vidin’e kadar yayıldılar. Trakya ve Anadolu’da ise İstanbul, Edirne, Adana, Ankara, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Halep, İzmir, Konya ve Sivas şehirlerine yerleştiler.