Tiyatro Terimleri Sözlüğü

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
masque6qg5jf8.gif



--A--


Açılmak: Oyuncunun gövdesiyle seyirciye dönmesi..

Agora: Pazar yeri. Antik tiyatro yapısı ortaya çıkmadan ve Diyonizos Şenlikleri Atina'daki Akropolis'in güneydoğu yamacına alınmadan önce oyunlar pazar yerinin basamaklı tarafında oynanırdı. Seyirciler basamaklara otururdu.

Alegori: Belli bir kavram düşünce yada ahlak kategorisinin kişileştirme yoluyla canlandırmak alegoriyi simgeden ayırmak gerekir çünkü simge kişisel de özeti verirken alagort genelde özeti verir; alegoride tüm ayrıntılar imgesel bütünlük içindedir.

Agon: Antik tiyatroda tragedya ozanları oyuncular ve dithyrambas koroları arasında yapılan yarışmalar... Yunan tragedyasında savsöz ve karşı savsözün öneri ve karşı önerinin yanıt ve karşı yanıtın atışma biçimi içinde yer olduğu söz kapışması sahnesi...Çatışma.

Agon: 1. Yarışma
2. Antik Yunan komedyasında düşünceleri birbirine karşıt olan iki oyun kişisinin tartışmaya girdiği bölüm.

3. Antik tiyatroda sanatçılar ezgiciler yazarlar ve oyuncular arasında değerlendirme ile sonuçlanan yarışma

Antrakt: Tiyatro oyununun oynanışı esnasında; sahnenin düzenlenmesi oyuncunun diğer perde için hazırlanması ve seyircinin dinlenebilmesi amacıyla verilen kısa ara.

Avangart Tiyatro: Genel geçerlik kazanmış anlatım yeni biçim ve anlatım denemeleriyle kökten aşmaya yönelik tiyatro hareketleri; deneysel yenilikçi tiyatro uygulamaları.

Altın Çağ: Doruğunu aydınlanma çağı'nda bulunanXVII. yüzyıl ortalarında XVIII. yüzyıla dek gelişen bir süreç içinde yetişmiş olan büyük oyun yazarları ve yapıtları için kullanılan değim. İngiltere'de Shakespeare Marlowe Ben Jonson; Fransa'da da Corneille Racine Moliere; İspanya'da Lope de Vega Calderon ve Tirso de Molina 'Altın Çağ' sürecindeki yazarlardır.

Anagnorisis: Tanıma. Aristoteles'in Poetika adlı yapıtında bir oyun kişisinin gerçek kimliğini öğrenme.

Anarşi Tiyatrosu: Fransada komün' ün 1881 de dağılması sonrasında birinci dünya savaşı'na kadar ki ekonomik bunalım döneminde siyasal baş tanımazlikta (anarşizmle) ilgili tiyatro etkinlikleri. Kent soylu topluma karşı duran ve işçi sınıfının devrim kavgasını savunan bu tür tiyatronun başlıca yazarları arasında Octave Mirbeau ve Darien gibi militan yazarlar ve Louise Michel ve Jean Grave gibi tazar militanlar vardır. Bunlar daha çok propaganda ile uğraşmışlardır.bu tiyatronun oyuncuları amatörlerden ve militanlardan oluşuyordu.

Anlamsızlık Tiyatrosu: İnsanın doğaya ve yaşama olan giderek artan uyumsuzluğunu doğadan kopmuşluğunu ve yabancılaşmasını bir insanlık durumuymuş gibi kabul eden bunun içinde alışa gelinmiş mantıksal gelişimi bozarak öznelci idealizmin bir sonucu olarak değer tanımazlığa eğilimli ikinci dünya savaşı sonrasında özellikte Fransa'da yaygınlaşan tiyatro anlayışı.

Anonim Oyun; Kimin yazdığı belli olmayan oyundur. Örneğin bir çok commedia dell'arte senaryosu Orta çağdaki dinsel oyunların bir bölümü ve bizde pabuççu Ahmet in maceraları anonim oyunlar arasındadır.

Anti Tiyatro: Kabul edilmiş ve bilinen tiyatro kurallarının her yönden dışına çıkan ve tiyatroya karşı tiyatro yapmayı amaçlayan deneyci yazarların savundukları bir anlayış bunların başında Samuel Beckett Eugene İonesco Jean Genet gibi yazarlar gelir.

Antik Komedya; İ.Ö 486 yılında başlayan ve aşağı yukarı İ.Ö 200 yılına kadar süren bir dönem içindeki yunan ve Latin komedyaları için kullanılan terim. yunan komedyasının üç evresi vardır; eski komedya (aristofanes) orta komedya (antifanes aleksis) ve yani komedya (menandros) Latin komedyasının iki ustası Plautus ile Terentius'tur.

Antik Tragedya; İ.Ö VI. yüzyılda yunanlı Thespis ile başlayan ve İ.S. I. yüzyılda Latin Seneca ile son bulan yediyüz yıllık bir süreç içinde yazılmış tragedyalardan her biri. En büyükleri Aiskhülos sofokles ve Övripides'tir.

Antik Yunan tiyatrosu; İ.Ö II. yüzyıla dek uzanan bir süreç içindeki eski yunan tiyatrosu.

Apar; 1-Oyuncunun rol gereği seyircinin duyacağı biçimde ama öbür oyuncuların duymadığı var sayımla düşüncelerini söylemesi.
2-oyuncunun doğrudan seyirciye dönerek konuşması.
Araba Sahne; araba üzerine kurulan sahne türü. bu ilk kez orta çağda ortaya çıkmış ve kilise'nin dinsel amaçlarına uygun olarak kullanılmıştır.

Ara Dansı; Bir büyük oyunun bölüm aralarında kısa danslı skeç yada salt dans.

Ara Oyun;Büyük bir oyunun sahneleri arasına konulan gösterilen oyundaki gelişmeyi anlamlandıran kesim. Rönesansta iki oyun yada gösteri arasında oynanan mitologya konulu oyun.

Arkalik tiyatro;1- tiyatronun kaynağını ortaya çıkaran tiyatronun henüz örgütlenmediği estetize edilmediği ve herhangi bir betiğe dayanmadığı dönemdeki törensel gösterilerin tümüne verilen ad.
2- Antik yunan tiyatrosunun ilk evresi.
3- ilk antik tiyatro yapılarının İ.Ö 1700yılına dek gerilere giden tarihi süreci. İ.Ö 1700 yıllarında Girit'teki 'knossos basamakları adıyla birleşik zeminli düz doğrulu oyun alanı ve izleyici yeri buna bir örnektir M.Ö VI yüzyıldaki arkalik Diyonizos tiyatrosu 26 mx28m. boyutları ve ortada sunak yeri olan yamuk bir duvarla sınırlanmıştı. seyirci tepenin eteği ile sınırlı tahta banklarda otururdu.
Arkitektura Tiyatro tarihi içinde aynı adı taşıyan iki önemli kitabın adı.
1- İ.Ö. 16 13 yılları arasında Vitrivüs tarafından yazılan on ciltlik mimarlığa ilişkin yapıt beşinci cilt roma tiyatro yapısı üzerindeydi bu kitap 1484"te bulunduğu nda Rönesans mimarları bunun antik Yunan tiyatro binası olduğunu sanarak o planları örnek aldılar
2 -Sebastaono Serlionun 1551"de yazdığı sahne uygulayımına ve milarlığına ilişkin yapıt serlio bu yaptığında ilk kez sahnedeki görüntü (perspektif)sorununu bilimsel bir yolla çözümlemiş tragedya komedya ve satür oyunları için dekor örnekleri vermiştir.

Arlekino: Rönesansta 1550 yılarında ortaya çıkan İtalyan halk doğaçlama tiyatrosunun en önemli uşak tipi hırsız ama iyi yürekli yalancı ama şirin tahta bir hançer kimseye zararı olmaz renk renk yamaları olan giysisi vardır sonradan bu yamalar baklava biçimi almıştır.

Asal Düğüm: Noktası Baş oyun kişisinin en çok direndiği ya da güç harcadığı yer aksiyon yönelişini gösteren orta bölümün başlangıcı ilk asal düğüm ve bitimi de son asal düğüm noktaları ile sağlanır ilk asal düğün noktası ana çalıştırma başlatır son al düğüm noktası bu çalışmayı sonuca ulaştırır ana çalışma ise eğer kişiler ön plandaysa baş oyun kişisinin yönelişine eğer olaylar ön plandaysa ana olayın gelişimine göre saptanır.

Atellan Güldürüsü: Roma imparatorluğu"nda adını bir taşra kentinden alan kökeni dinsel kutlamalara değin geri giden flüt eşliğinde mimik dansı ve güldürüsü antik yunan tiyatrosunda filyöakes güldürüsünün etkisinde açık saçık doğaçlamaları ve kalın çizgili güldürü içeren oyun türü ( palliata güldürüsü )

Auto Sacramentale: İspanyadaki ilk dinsel oyunlara verilen ad bu oyunlarda kutsal kitaptan öyküler ve ermişlerin yaşamları alegorik oyun kişilerle sahneye getirilmiştir Rönesansta löpe de vega ve tirso di molina ünlü İspanyol yazarları bir çok Auto yazmışlardır.

Alıntıdır.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--B--

Balet Opera: Tanınmış melodilerle söylenen şiirli opera.İngiltere'de XVIII. yüzyılda İtalyan operasına bir tepki olarak çıkmıştır. Bunun en iyi örneği ilk temsili 1728'de Londra'daki Lincoln's Fields tiyatrosunda verilen ve müzik düzenlemesini Pepusch'un yaptığı John ***'in Dilenci Operası (The Beggar's Opera) dır.Bertolt Brecht bu yapıttan esinlenerek müziğini Kurt Weillin bestelediği Üç Kuruşluk Opera'yı yazmıştır.

Barok Tiyatro: Aşağı yukarı 1590 ile 1750 yıları arasındaki süreçte egemen olan bir sanat ve kültür anlayışı. En önemli anlatımını mimarlık müzik alanında bulmuştur. Ancak resim heykel ve tiyatroyu da etkilemiştir.

Başlangıç Müziği: Bir opera gösterisinde perde açılmadan ya da açılırken çalınan giriş müziği.

Başoyuncu: Bir oyunun belkemiğini kuran oyun kişisi.

Başrol: Bir oyunun gelişmesine asal katkısı olan rol.

Belediye Tiyatrosu: Belediyeden ödenek alarak çalışan ve belediye hizmetlerinden birini gören tiyatro.

Belgesel Tiyatro: Yaşanmış önemli bir olayın belgelere dayanarak tiyatro sahnesi için uyarlanmasıyla ortaya çıkan gösteri.

Benzetmeci Tiyatro: Seyirci daha çok duygusal açıdan sahnede olan bitenlere kaptıran seyirciyi oyununun kahramanıyla özdeşleştiren yanılsamacı tiyatro. İki asal tiyatro anlayışlarından biri. Öteki için. bkz. Gösterimci Tiyatro

Besteci: Bir müzik yapıtını yaratan kişi.

Biçimci tiyatro: İçeriği ikinci plana atarak biçimi önemseyen tiyatro anlayışı. Biçimin özerkliğini ve önceliğini öne sürerek bir biçimi ve biçimi var ederek belirli bir sahne oyun düzeni uygulayımını benimseyen anlayış. Öncü tiyatrolar dadacı tiyatro gerçeküstücüsü tiyatro anti tiyatro vb. biçimci tiyatro kapsamına girer.

Bildirge Tiyatrosu: Güncel konuları belli bir tutumda yansıtan ve seyirciyi etki altına almayı amaçlayan güdümlü tiyatro.

Bilgisayarlı Karartıcı: Bilgisayar yoluyla sahne ışıklarının saptandığı gerçekleştirildiği ve denetlendiği elektronik karartıcı. Butür karatıcıların ilk evrelerinde kuşaklı ve delikli kartla çalışanları vardı. Şimdi doğrudan otomatik yada elle bilgisayar denetimli ışıklama yapılabilmektedir.

Bilinç: Stanislavski"nin oyunculuk dizgesinde insanın kendi tarafından denetleme bilir yanı.

Bilinçaltı: Stanislavskki dizgesinde insanın denetimi dışındaki duygusal tepkileri kapsayan iç mekanizma için kullanılan sözcük.

Bilmezcilik: Oyun kişilerinden birinin bilmez gibi davranıp başkasının ağzından söz almak için bildiği bir şeyi bilmiyormuş gibi göstermesi.

Bireşim Tiyatrosu: Tüm sanatların bir uyum içinde kaynaştırıldığı ve bundan bireşimsel bir bütün ortaya çıkarıldığı tiyatro.

Biyomekanik Oyunculuk: Sovyet yönetmen Meyelhold'un oyunculuk estetiği. Bu oyunculukta hareket sözden daha önemlidir. Anlam hareket ve tavırlarla verilir. Bu anlayışta oyuncunun şarkı söyleyecek güzel bir sesi her türlü akrobatik hareketi yapabilecek esnek bir bedeni olması gerekir. Asal olan canlandırarak değil belirterek oynamasıdır.

Biomekanik Yöntem: Meyerhold'un kurgusal tutumuna uygun olarak groteski kara gülmeceyi ve simgeleri kullanarak ortaya çıkardığı sahneleme yöntemine verilen ad.

Boğumlanma: Konuşma organlarımızın (dudak dil damak uzamı yanaklar alt çene) boğazımdan çıkan sese biçim vermek için topluca çalışması. Sessiz harflerin bir tümcenin başında ve sonunda kesin belirgin bir biçimde ve sesli harflerin yüksekliğine vurgularına renklerine dikkat edilerek söylenmesi.

Bölge Tiyatrosu : Büyük kentler dışında çeşitli yörelerde kurulmuş aynı zamanda gezici olan ödenekli tiyatrolara verilen ad.

Bölümir tiyatro metninde olay dizisinin ana kesimlerini oluşturan ve kendi içinde bütünlüğü olan bölüm.

Budama: Bir oyun sahnelenirken kesilmesi gerekli dizelerin ya da kesimlerin çıkartılması.Budama oyunun bütünlüğünü bozmayacak ve oyuncuya rahat gelecek bir biçimde yapılır.Yoruma uygun budama da başlı başına bir sanattır. Kötü budamalar oyunu bozar.

Bulvar Komedyası: XIX.yüzyılda Fransa'da kentsoylu melodramlarından çıkmış sıradan seyircinin duygularına yönelik gişe başarısını önde tutan güldürü.

Bulvar Tiyatrosu: XIX. Yüzyılda kentsoylu seyircinin sevdiği içerik açısından hafif insanların küçük mutluluklarını acılarını gösteren oyunlar oynayan tiyatro. Örnizde Dormen Tiyatrosu.

Burlesk: Kalın çizgili kişileri ve olayları karikatürleştirerek veren ve genellikle yerici taşlayıcı abartılı güldürü türü '' şakacı'' sözcüğünden gelir. A.B.D' inde bu tür kaba saba ve açık saçık gösteri durumunu almıştır.

Büyüleyici 'Eğer': Stanislavs' kinin oyunculuk dizgesinin yaratıcılığa ilişkin çalışmasında bir oyuncunun kendi yaşantısı olmayan bir rolü 'eğer' sözcüğü ile değerlendirip o rolün gerekli havasına daha iyi girebilmesi için adeta kendini büyülemesi.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--C-Ç--
Canlı Gazete : Gazete başlıklarının konularına dayanan ABD' de ortaya çıkmış bir tiyatro biçimi. Kısa etkileyici sahnelerle günlük olayları eleştiren ve toplumsal sorunlara değinen gösteri. Buna 'gazete tiyatrosu' da denir.

Canlı Karagöz (O.O.) : 1-Halk dilinde Orta Oyunu'na verilen ad.
2- XIV. Yüzyıl sonlarında gölge oyunu tipleri ve giysileri ile sahnede oyuncular tarafından oynanan oyun.
Cep Tiyatrosu: Sahnenin seyirciye çok yakın ilişkide olduğu az kişi alan tiyatrolara verilen ad.

Cezvit Tiyatrosu: XVII.yüzyıl ortasından XVIII.yüzyıla değin süre gelen dinsel öğreti tiyatrosu. Barok tiyatro biçimini benimsemiştir.Luther'in din reformuna karşı gerçekleştirilmiş olan ve yalnızca katoliklere özgü gerici bir tiyatro anlayışıdır.

Ciddi Komedya: Kentsoylu komedyası için Diderot'nun kullandığı bir terim. Ciddi komedya soyluluğun yüksek komedya anlayışına ve aynı zamanda halkın kaba güldürü anlayışına karşı ortaya konulmuş bir türdür.

Comedya: İspanyolcada tam uzunlukta 'oyun' anlamında kullanılmıştır. XVII.yüzyıl İspanyol tiyatrosunun altın çağına ilişkin olan Comedya kavramı. Bunun alt türleri vardı. Bunlardan biri Lope de Vega'nın buluşu olan ve çeşitli serüvenleri içeren comedya de capa y espada (pelerin ve kılıç oyunu) dur.

Commedya del ''Arte'': ''Usta işi oyun''' anlamına gelen İtalyan doğaçlama tiyatrosu. Başlangıcı 1550'ye dayanan bu tiyatro bir seneryo üzerinden dogaçlamalara gidilerek oynanan müziklı tartımlı bir halk komedyası türüdür. Oyundaki gülmece oyun oynandığı sırada ve o anda oyuncular tarafindan uydurulur. Gerek sahne teknigi gerekse tipleri açısından Avrupa tiyatrosu ve Türk tiyatrosu etkilemiştir. Bu etkisini bugüne kadar da sürdürmüştür.

Curcuna (O.O.) : 1- Orta Oyun'un başlangıcında ya da bu oyundan bağımsız olarak ortaya çıkan o gün oynayacak olan tiplerin müzik eşligindeki dansları.
2- soytarıların açık saçık hareketlerle gülünç danslar yaptikları gösteri.

Curcunabaz (O.O.) : Curcuna içinde dans edip soytarılıklar yapan sivri külahlı bazen yüzleri maskeli oyunculara verilen ad.

Cüce (O.O.) : Orta Oyun'da curcunada ve atışmalarda ortaya çıkan ve Kavuklu'yu kızdıran tip. Bu tipe ' Kavuklu Arkası ' da denir. Gölge Oyunu'nda özdeşi Beberuhi ' dir.

Çadır Tiyatrosu: Oyun yeri büyük bir çadırın içinde olan tiyatro. Ülkemizde bu terim açık saçık gösterilerin yer aldığı oradan buradan toplama adamlarla tiyatro gitmeyen küçük taşra kasabalarında oynayıp salt para kazanma amacıyla kurulan derme çatma korsan topluluklar için kullanılmaktadır.

Çatışma: 1- Olay dizisinin gelişmesinde basamakları ortaya çıkaran kişiler arasındaki iç ve dış çatışmalar.
2- Bir oyun kişisinin kendi içindeki bunalımı.

Çene Yarışı (O.O.) : 1-Orta Oyun'da Pişekar ile Kavuklu arasında yarışmalı söyleşme.
2-Kavuklu'nun alt dudağını burnuna deydirme becerisi; bunun için Kavuklu'yu oynayan sanatçılar alt dişlerini çektirir takma yaptırırlardı. Böylece takma dişi çıkartınca çene daha çok yukarı kalkabiliyordu.

Çerçeve Sahne: oyun yeri ile seyirciyidüz bir bağlantı çizgisi üzerinde bir çerçeve ve perde ile ayıran büyüklerinde orkestra çukuru olan İtalyan türü sahne.

Çerçeve Oyunu: Kişileri ve öyküyü arka planda bırakarak yaşamın görünüşünü genişlemesine veren yada bir dönemi genellemesine gösteren oyun türü; Kişilerin alın yazisini çerçevelerini etkisi ile açiklayan oyun.

Cep Tiyatrosu: Sahnenin seyirciye çok yakın ilişkide olduğu az kişi alan tiyatrolara verilen ad.

Cezvit Tiyatrosu: XVII.yüzyıl ortasından XVIII.yüzyıla değin süre gelen dinsel öğreti tiyatrosu. Barok tiyatro biçimini benimsemiştir.Luther'in din reformuna karşı gerçekleştirilmiş olan ve yalnızca katoliklere özgü gerici bir tiyatro anlayışıdır.

Ciddi Komedya: Kentsoylu komedyası için Diderot'nun kullandığı bir terim. Ciddi komedya soyluluğun yüksek komedya anlayışına ve aynı zamanda halkın kaba güldürü anlayışına karşı ortaya konulmuş bir türdür.

Çatışma: 1- Olay dizisinin gelişmesinde basamakları ortaya çıkaran kişiler arasındaki iç ve dış çatışmalar.
2- Bir oyun kişisinin kendi içindeki bunalımı.

Çene Yarışı (O.O.) : 1-Orta Oyun'da Pişekar ile Kavuklu arasında yarışmalı söyleşme.
2-Kavuklu'nun alt dudağını burnuna deydirme becerisi; bunun için Kavuklu'yu oynayan sanatçılar alt dişlerini çektirir takma yaptırırlardı. Böylece takma dişi çıkartınca çene daha çok yukarı kalkabiliyordu.

Çevresel Tiyatro: Genellikle yaz aylarında açık havada gösteriler düzenleyen tiyatro. Çevresel tiyatro kavramı içinde alanlarda kalabalıkların yaşadıkları çevrelerde düzenlenen nispeten kısa oyunlardan kurulu gösteriler içeren tiyatro.Örn.'Happening '. Richart schecehner bu tiyatro için şu ilkeleri önermiştir.
1-Yaşam ile sanat arasındaki geleneksel uzaklık kaldırılmalıdır.
2- Oyun alanı izleyici ile birlikte kullanılmalıdır.
3- Birkaç odak noktası olmalıdır.
4- Oyuncugörsel işitsel öğeler kadar önem taşımalıdır.
5- Sahnede belirleyici etki sözle gelmelidir.
6- Oyun için ilginç alanlar seçilmeli seyirci buralara alıştırılmalıdır.

Çiçek Yolu: Sahneden seyirci salonunun ortasından geçen salonun arkasına denk uzayan ve seyircileri ikiye ayıran oyun yükseltisi. Dünya tiyatrolarına Japon Kabuki tiyatrosundan geçmiştir. Bunu batıda ilk kez Alman yönetmen Max Reinhardt kullanmıştır.

Çifte Kavuklu (O.O.) : Orta Oyunu'nda ustalık gösterisi yapmak üzere iki Kavuklu'nun bulunması;bunlar aralarında yarışırlardı.

Çin Tiyatrosu: Büyük ölçüde simgelere baş vurarak ezgidansakrobasi ve sözsüz oyun sanhatlarının belirleştiren ve seyirciye Doğu tiyatrosuna özgü göstermeci nitelikleriyle yönelen tiyatro.Şiirli konuşmaları ve simgelerden oluşan bir dekoru vardır. Oyuncular rolü yaşayıp canlandırmazlaronu yansıtırlar. seyirci rolün ne olduğu ile değil nasıl oynandığı ile ilgilenir. Sovyet yönetmen m Meyerhold sonra da Epik tiyatro kuramcısı Brecht ünlü Çinli oyuncu Mei Lang Fan yoluyla Çin tiyatrosundan etkilenmişlerdir.

Çocuk Tiyatrosu: İlk öğretim öncesinden ergenlik yaşına değin çocuklar için yapılan tiyatro.Gelişmiş ülkelerde çocuk tiyatroları genellikle dört yaş öbeğinde ele alınır; bunlar beş ile yedi ile dokuz dokuz ile onbir ve onbir ile ondört yaş öbekleridir.Çocuk tiyatroları çeşitlidir;
1- Çerçeve sahne içinde çocukların çocuklar için hazırlandıkları gösteriler;
2- Çerçeve sahne içinde çocukların yetişkinler için oynadıkları oyunlar;
3- Yetişkin oyuncuların çocuklar için oynadığı oyunlar; a) Profesyonel oyuncuların büyük tiyatrolarda çok sayıda seyirci önünde oynadıkları büyük yapımlar; b) Profesyonel oyuncuların küçük bir alan içinde çocukların arasında ve onlarla birlikte oynadıkları oyunlar;
4- Çocukların seyirci ortasında oynadıkları oyunlar;
5- Eğitmenlerin çocuklarla birlikte geliştirdikleri oyunlar;
6- Okulda eğitim amaçlı çocuklarla hazırlanan oyunlar.

Çok Amaçlı Sahne: Değişik sahne-seyirci ilişkilerini sağlayacak biçimde yapılmış sahne. Bazen ortada bazen yanlarda bazen önde yada hem önde hem ortada yada yanlarda ve benzeri biçimde çaşitlilik içinde kullanılmaya el verişli sahne yapısı.

Çözüm: Bir oyunun gelişimi içinde atılan düğümlerin çözülmeye başladığı kesim.
Çözüm Sahnesi: Oyun konusunun tamamlanıp sonuca ulaştırıldığı yer.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--D--
Dadacılık: XX.yüzyıl başlarında Tristan Tzara ve Richard Hülsenbeck'in yayımladıkları bildiriye (1916) başlamış ve yedi yıl kadar sürmüş olan dil ve estetik kurallarınıbunların denetlemesini mantık dizgesini tanımamış ve sözcük anlamlarına değer vermemiş bir akım. Alabildiğine bağımsız çağrışımlarla ilkel ve doğrudan anlatım biçimi arayan bir sanat çığırıdır.bebeklerin ''dah dah'' seslerinden '' dada''yı üretmişlerdir.Bunlarda değer tanımazlıkta birlikte bir başkaldırı da vardır (bkz.Gerçeküstücü tiyatro)

Dağar Tiyatrosu: Bir tiyatro dönemi içinde oynaması uygun gördüğü oyun demetini ilerdede oynaya bilecek biçimde önceden belirleyen drama turgi anlayışını benimseyen tiyatro.

Dakikalama: Oyunun süresini hesaplayabilmek için her bölümün kaçar dakika sürdüğünü saptama.

Değişebilir Dekor: Bir oyunda çabucak değiştirilebilecek biçimde hazırlanmış dekor.

Değişebilir Sahne: İstenilen biçime sokulabilen sahne biçimi.

Değişken Pano: Dekor değişiminde kullanılan çok çabuk değişe bilen pano. Bu ya arkalı önlü kullanılabilinir ya da çeşitli kasnaklanmış levhalar takılıp çıkarılarak gerçekleştirilebilinir.

Değişken Ses: Tiz ve pes uzamlara kolayca inip çıkabilen ses

Değişken Seğir Yeri: Değişik gösteriler ve amaçlar için kullanılabilen seyir yeri biçiminin değiştirilmesiyle değişik oyun alanları elde edilebilen salon.

Dekor: Oyun konusunun geçtiği yeri çevreyi ve atmosferi biçim kalıp renk ışıklama ve bazende simgelerle canlandıran tamamlanmış sanatsal yapım.

Dekor Birimi: Dekor parçası.

Dekor Tasarımcısı: Bir oyunun o dekorunu önce kağıt üzerinde tasarlayan sonra renklendirip taslağını ve maketini yapan ve sahne üzerinde gerçekleştirilmesini denetleyen dekorun hazırlanmasını yöneten sanatçı.

Delikanlıbaşı (Kö:O.) : Anadolu'da köy oyunlarını yöneten kişiye verilen ad.

Deneme Tiyatrosu: Yeni denemelerin yapıldığı genç oyun yazarlarının yönetmenlerinin ve oyuncularının değişik biçimler denendikleri topluluk.Burada daha çok genç tiyatro adamları denenir.

Deneysel Oyun: Bilinenin dışında yeniliklerin denendiği oyun.

Deney Tiyatrosu: Sahne üzerinde yeni denemelerde bulunan ve sahne plastiği açısından yeni tiyatroya verilen ad. Deney Tiyatrosu'nun Deneme Tiyatrosu'na olan farkı burada tiyatroya ilişkin her türlü deneyin yapılmasıdır.Bunlar oyunculuk tekniği yada sahne tasarımı gibi bir çok alanda estetik ve teknik deneyler olabilir. Buradaki deneyler daha çok kavramların uygulanmaya aktarılmasıyla ilintilidir.

Denge: Yönetmenin sahne üzerinde tasarladığı oyun düzeninin temel öğelerinde biri Göz dengesiz bir görünümü (bilinçsiz olsun olmasın) sezinlediği için sahne üzerindeki oyuncuları özellikle kalabalık sahnelerde iyi dengelemek gerekir. Sahne üzerinde denge iki ana bölümde ele alınır;
1- Fiziksel Denge bakışık (simetrik) ve bakışıksız (asimetrik) olmak üzere iki çeşittir.
2- Güzel duygusal (estetik) Denge: sahne üzerinde kalabalığı anlam açısından uyumlu bir duruma getirmek içindir.

Denyo (O.O.) : Orta Oyunu'nda budala tipi.Denilo da denir. Yaygaracı acıma duygusuyla şımartılmışküstaharsızküfürbazyüzsüz ve sırnaşıktır.Mahallenin delisi.

Devlet Tiyatrosu: Devletten ödenek alan kültür ve sanat alanında kamu hizmeti ile sorumlu olan geniş olanaklı tiyatro.

Drama: Şiirsel anlatısal ya da diyaloglar halinde yazılan ve yazınsal metnin oyun kişilerinin söyleminden oluştuğu edebiyat türü. Drama; yalnızca Batı tiyatrosunun yüzyıllardır ürettiği; tiyatro yazınında kendini kabul ettirmiş yapıtların ortak özelliği değil her çeşit tiyatro ürününün ortak özelliğini gösteren bir terim olarak ele alınmalıdır.

Dramaturg: Tiyatroda repertuar politikasını saptamaya yardımcı olan repertuar hazırlayan oyun metinlerini okuyarak; gerekirse çevirisini yaparak oyunları inceleyen analiz eden ve bu konuda detaylı raporlar hazırlayan dramaturg; rejisöre oyunun yorumu konusunda öneriler sunabilir. Oyuncu ve tasarım sanatçılarına malzeme sunmak da dramaturgun görevleri arasındadır.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--E-F--
Edil: 1-Roma tiyatrosunda oyunları parasal ve yönetsel açıdan koruyanlara verilen ad.
2-Oyunları denetleyip gosteri gunlerini ve daha baska kayıtları saptayanlara verilen ad.
Edilgen Kahramanaska oyun kişilerinin etkisiyle hareket eden oyun kişisi.
Efe: Orta Oyunu ile Türk gölge oyununda olumlu kabadayı tipi.Bunlara Zeybek de denir.Heybetli görünüşleri ve mertlikleri ile kavgaları ayırırsorunları çözümler.
Egitsel Oyun: (O.O.) Egitimi amaç edinen oyun biçimi.
Ek Oyun: Rönesans'taİngiltere'de asal oyuna ek olarak oynanan ve genellikle güldürücü olan kısa yapıt.
Eleştiri: Bir yapıtı dünya görüşüsanatsallığıtopluma katkısısahnelenmesioyunculuğu ve plastik tasarım değerler açısından değerlendirme işlemi.
Eleştirmen: Eleştiri yazan kimse.Bir yapıtı kendi değerlendirmesi ile ele alan yazar.Eleştirmenin yazdığı alanda bir dünya görüşügeniş bilgisisanata karşı olağanüstü bir duyarlılığı ve algılama yetkisi olması gerekir.
Elestirmenler Birliği: Eleştirmenlerin biraraya geldikleri birlik.Bunların bazısı tiyatronun çeşitli dallarında ödüllü yarışmalar düzenlerbazısı da o dönemin oyunlarına ödüller verir.
Epik Tiyatro: Yanılsamacı tiyatronun seyirciyi sahnedeki karakter ve olaya özdeşleştiren duygusal yaşantısı karşısınamaddeci diyalektiğin tarih bakışı açısını sağlayan ve seyirciyi gözlemde bulunan bir üçüncü kişi durumuna getirerek onun usçul yönelişte karar vermesini sağlayan tiyatro anlayışı.
Eşzamanlı Sahne: İlk kez Orta Cağ'ın dinsel oyunlarıyla ortaya cıkan seyirciye göre solda cennetsağda cehennem olmak üzerebu iki kavram arasındaki yerleri (kilisetapınakermişlerin yeri vb.) aynı oyun alanı uzerindeyerleşik biçimde kapsayan sahne türü.
Eylem Oyunu: Karakterler yoluyla değil dedış eylemle gelişen oyun.Kişilerin yapılarından gelmeyen durumların gerektirdiği ya da istem dışı davranışlardaneylemlerden gelişen oyun.Bu oyunlarda olaylar ön plandadır.
Fabula: Latincede yapıtöyküsöylence ve masal anlamlarına gelir.Aristoteles'e göre fabel bir eyleme öykünme olayların birbirine nedenlere bağlı olarak düğümlenişidir.
Fars: Güldürü oğesi daha cok hareketlerden ve nuktelereden cıkan oyun;düşünceden çok göze ve duyulara yönelir.Vurgu kişiyi karikatürleştirerek ve olayları abartarak elde edilir.
Fısıldayıcı Defteri: Fısıldayıcının elinde bulunanbetikle birlikte oyuncuların sahnedeki durumlarını gosteren defter.
Figüran: Bır oyunun kalabalık sahnelerini doldurmak icin kullanılanbazan birkac söz soyleyencoğu kez de konuşmayan kişi.
Fiziksel Hareketler Yöntemi: Stanislavski oyunculuk dizgesinde psikofiziksel işlemin fiziksel yanı.Duyguyu yakalmak icin fiziksel hareketten yararlanma olgusu.Bu çalışmanın dokuz oğesi vardır.
1-Büyüleyici "eğer"
2- Belirli Ortam
3- İmgelem
4- Dikkati Odaklama
5- Gercek ve İnanma
6- Duygu-Düşünce Alışverişi
7- Duruma Uyma
8- Hız (Dış)-Tartım(iç)
9- Duygu Belleği .
Furi: (Doğ.) Türk doğaçlama tiyatrosunda alkış anlamına gelen argo sözcük.
Fuaye: Oyun başlamadan önce ve antrakt esnasında seyircinin çeşitli ihtiyaçlarını karşıladığı bir çeşit bekleme salonu.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--G--
Gazete Tiyatrosu: Günlük ve geçmiş olayları gazete haberleri biçiminde; belgesel olarak canlı bir uyarma ve propaganda tiyatrosu. Gündelik yaşamda yer alan siyasal ve toplumsal sorunları eleştirel bir bakış açısından verebilmek için siyasal kabare türünden ve kurgu tekniğinden yararlanır. Önemli bir gazete haberini sahneye projeksiyonla yansıtıp yeniden canlandırarak yorumlar.
Gag : Bir skeçterevüde ya da bir eğlence gösterisinde herkesin gülebileceği bir nükteyi kapsayan sözler ya da durumlar.
Gala : Daha çok opera için kullanılanprotokolün çağrıldığı ve resmi giysi ile gidilmesi zorunlu gösteri gecesi
Galeri : 1-Latin tiyatrosunda yüksek ve uzun takma saç.
2- Tiyatro yapılarında ikinci asma kat.
Geleneksel Gösteri : çağdaş tiyatro kavramına karşıt kavramı getiren tiyatro.Bir toplumun kendine özgü yapısının oluşturduğu ve o toplumun yapısında değişiklik sureciyle yakın ilintisi içinde sürmüşdaha sonraki dönemlerde kalıplaşarak donmuş ve kendi özelliklerini korumuş tiyatro.
Geleneksel Türk Tiyatrosu :Türk toplumuna özgü gösterim türlerini kapsayan halk tiyatrosu ve köy tiyatrosu geleneklerini içeren tiyatro.Bunun kapsamına gölge ve kukla oyunuorta oyunumeddahlıkdramatik danslar ve konulu savaş oyunları girer.
Gençlik Tiyatrosu :1-Orta öğretimdeki gençler tarafından kurulanyönetilen ve gerçekleştirilen tiyatro.
2-15 yaş sınırı göz önüne alınarak profesyoneller tarafında oynanan eğitsel yanı ağırlıklı gençlik tiyatrosu.Gelişmiş ülkelerde profesyonel gençlik tiyatrolarına devlet ödeneği sağlanır.
Gerçekçi Tiyatro :Gerçekçiliğin sınırları çok geniş bir alana yayılır.Hele kavram olarak esnek olduğu oranda belirsizdir.Gerçekçilik deyincebazen nesnel gerçekçiliği kabul edenbazen da anlatımı ve biçemi belirleyen bir yöntemi anlatmak isteriz.
1- Tutum olarak : Sofokles'tenShakespear'e'Tolstoy'dan Brecht 'e kadarbirtakım soyut sanat anlayışları dışındatüm sanat gerçekçi sanattır.
2- Yöntem olarak : İçeriğibiçemi ve biçimi gerçekçiliğe giren yapıtlaraşamalar dizisine dayanan kapalı bir toplumun değilaçık bir kentsoylu toplumun sanat anlayışıdır.Gerçekçi tiyatrogerçekliği nesnelsomut ve dolayımsız olarak yeniden yaratarak yansıtmayı amaçlayan tiyatrodur.Bu estetik akım içindeki tiyatroolay dizisinin kesintisiz eylemlerinden yararlandığı orandaanlatıma ve episodik gelişime dayanan biçimleri de kullanır.Gerçekçilikyazarın ve sanatçınıngerçekliği birey-toplum ilişkilerinin çelişkileriyle incelediği noktada başlar.
Gerçeklik :Gerçek olanvar olan şeylerin tümü.
Gerçeküstücü Tiyatro : Birinci Dünya Savaşından sonra Fransa'da Andre Breton'unFreud'un görüşlerine dayanarak şampiyonluğunu yaptığı ve bilinçaltı varsayımları ile düşte olduğu gibiparçaları birbirini tutmaz bir anlatım biçimi ile vermeye çalışan tiyatro anlayışı.XIX. yüzyıl sonundaFransa'da Alfred Jarry'nin ve daha sonra ozan Appolinairenin öncülük ettiği tiyatro anlayışı.Artaud'nun tiyatro görüşlerine içeren Le Theatre et son Duble adlı yapıtı da bu akımın gelişimi içinde yer alır.
Gevşeme : Stanislavski dizgisinde bir oyuncunun dikkatini toplayabilmesi için gerekli olan ruhsal ve kassal rahatlama.
Gezici Tiyatro : Belli bir yerleşik düzeni olmayan kentten kenteköyden köye gezerek oyunlar oynayan tiyatro.
Giriş Müziği : Oyunun başladığını belirten ve seyirciyi oyunun atmosferine sokmayı amaçlayan perde açılmadan ya da açılırken çalan müzik.
Görsel Etmenler : Işıklama aygıtlarıyla yapılan sahne etmenleri.Göze yönelenışıklama ve izdüşüm yoluyla gerçekleştirilen etmenler.
Gösterim : Sahnedealanda ya da gergi üzerinde oynanan göz ve kulağa yönelen oyunlarındansların ve benzeri sanatların tümüne verilen ad.
Grotesk : Tiyatroda karikatürleştirme işleminin özü olan groteskseyirciyi yabancılaştıraraktuhaf ve şaşırtıcı biçimlerle karşıt görüntüleri birleştirerek güldürmeye yönelen ussal dizgiye karşı çıkarakussal bir sonucu getirentemelde ciddiama görünüşte gülünç ve abartılı olan biçim.
Grotesk Tiyatro : XX. yüzyılın başlarındaİtalya'da Birinci Dünya Savaşı'nın yarattığı karamsarlıktananaparacı düzenden ve sanayileşmenin kentsoylu yaşamında yol açtığı yabancılaşmadan kaynaklanan "gerçekliğin çokluğu" ile düzenin "iki yüzlülüğü" nü vurgulayan kara gülmece niteliğindeki oyunların tümüne verilen ad.Öncelikle Luigi Pirandello'nun oyunlarındaki "maske-yüz" ikilemi ile insanın özü ile davranışları arasındaki çelişki ortaya çıkarılmak istenmiştir.Meyerholdbu biçimi maddeci diyalektiği temel alan bir içeriğe oturmuştur.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--H--
Hafif Komedya :Tek amacı eğlendirmek olan bu komedya biçiminde esnek bir doku vardır.Konuşma örgüsü hızlı bir gelişim gösterir.İnce bir taşlamayı kapsar.
Hafiflik :Tiyatro konuşmasında doğru boğumlamayı engelleyen yapaylık.
Halk Tiyatrosu :Geniş halk yığınlarına yönelen hem öğreticihem eğlendirici tiyatro.
Hareket Yapımı: Oyun düzeninde yoruma uygun olarak hareketlerin ortaya çıkarılması.Hareketin uygulayımsal ölçülerininduygusal değerlerinin ve niteliklerinin saptanması.
Hint Tiyatrosu : İ.S önce 320 tarihinden VIII.yüzyılın sonlarına kadar süren klasik dönemden sonra IX. yüzyılın başlarından sonlarına kadar süren "klasik sonrası" dönem içinde gelişen Hint Tiyatrosunun kapsamı içine yazılan betiklergölge oyunu ve danslar girer.Hint Tiyatrosunda iki temel dram turu vardı:
1- Malzemesini mitologya ve tarihten alandolayısıyla kahramanları işleyen nataka
2- Malzemesini günlük yaşamdan alan ve olağan insanlarla devlet memurlarını ele alan prakarana.
Hipokritos :Eski Yunanca'da hypokritos anlamına gelir.İ.Ö. 534'te Thespis'in koro içinden birini ayırıp korobaşı durumuna getirmesiyle birinci oyuncu doğmuştur.Bu oyuncu koronun söylediklerine karşılık verdiğindenona hypokritos denilirdi.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--I-İ--
İmge Tiyatrosu :Sahne tasarımcısı Robert Wilson'un imgelere dayanansahne plastiği ve ışık anlayışıyla gelişen oyun düzeni biçemine verilen ad.Robert Wilson'dan kaynaklanan bu tiyatro eğilimindegeleneksel dramaturgi ve sahne tekniklerinin dışına çıkarak imge dizilerinin oluşturulmasınaoyun kişileriyer ve zaman gibi dramatik öğelerin biçimsel parçalanmasına çalışılır.Sahne üzerindeki estetik hareketli resimlerde geliştirilen bu sahneleme anlayışına "Resim Tiyatrosu" da denilmektedir.
İşçi Tiyatrosu : 1-İşçi sınıfının çıkarları doğrultusundaonların sözcülüğünü yapan tiyatro.
2- İşçileri dinlendirip eğlendirirken öğreten tiyatro.
İtalyan Sahnesi : İlk kez Rönesans'ta İtalya'da yapılmaya başlanan çerçeve sahneli ve perdeli sahne türü.
İyi Kurulu Oyun : XIX. yüzyılın başlarındaFransız yazar Eugene Scribe tarafından önerilen uygulayımı yetkin bir oyun biçimi. Şu özellikler vardır:
1- Olay dizisi seyircinin bildiğiama oyun kişisinin bilmediği bir giz üzerine kurulur;bu giz oyunun çözümüne dek saklı kalır.
2- Serimeylemin gelişimi boyunca gerçekleştirilir ve seyircinin ilgisi baştan sahneye çekilir.
3- Dördüncü perde ulaşılan doruk noktao oyunun zorunlu sahnesidir.
4- Her oyunda bir yanılgı sahnesi vardır.Özü hafifletip biçimi vurgulayan bir oyun kurma anlayışıdır.
İzlenimci Tiyatro : 1896 Bildirisi ile doğalcılığa karşı çıkmış bir akım.Çoğu kez simgeci tiyatro ile çakışır."Maddeyi bırakınruhu verin!"sloganı ile ortaya çıkan bu akımın yazarları yapısalcı sahne anlayışını başlatmışlardır.Plastik sahne anlayışıbiçemleme(stilizasyon)bütünü simgelerle verme ve iç eylemi ön plana alma özellikleri bu akımın temel nitelikleri arasına girer.
Işık : Yönetmeninsahnenin ya da salonun aydınlatılması için verdiği buyruk .
Işık Köprüsü : Sahne ağzının seyirciye görünmeyen üst kesiminden ışıldakların asıldığı ve ışıklamanın düzenlendiği köprü.Işık köprüleri çeşitlidir;seyirci salonunda ve sahnede ortada ya da yanlarda olabilir.
Işık Odası : Sahne ışıklama dizgesinin denetlendiği ve ışıklama tasarımcısı ile yardımcılarının çalıştığı oda.
İbiş : Doğaçlamaya dayanan Türk halk tiyatrosunda güldürünün baş yapımcısı olan uşak tipi.Bu tip Türk kuklasından gelmiş ve Kel Hasan'ın "Tuluat Kumpanyası'nda geliştirilmiştir.
İçbükey Mercek : Iraksak(uzaklaştırıcı)mercek;bakılan birşey olduğundan küçük görünür.
İç Dekor : Bir odayı ya da kapalı alanı gösteren bir dekor.
İçli Komedya :Çocuksuyüzeydeyalın ve kentsoylunun ahlak kavramlarını vurgulayan içliacıklı ve sonu mutlulukla biten komedya biçimi.Genelliklearalarına engeller konulan iki sevgilinin birleşmeleriyle tamamlanır.XVII. yüzyıldaFransa'da Nivelle de la Chaussee adlı bir yazar tarafından ortaya çıkarılmıştır.
İç Monolog : Bir oyuncunun sahnede konuşmasına karşındüşündüklerini ve ruh durumunu seyirciye duyurması.
İmgelem : Stanislavski oyunculuk dizgesindeoyuncununbir yapıtın öyküsünü sanatsal bir yolda sahne gerçeğine çevirmesinde başvurduğu varsayma işlemi.Oyuncunun sözcükler ardında yatan alt metni bulmak için başvurduğu imgelem.İmgelem bir oyuncunun uygulayım aracıdır.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--J--
Japon Tiyatrosu : Belli bir estetik uzaklık uygulayımı ile oynanan oyunları kapsayan bu tiyatrotiyatralliği sağlayacak tüm öğelerden yararlanır.Bu tiyatrodamüzikdansezgisözsüz oyunmaskegiysi önemlidir.Batı tiyatrosu Japon tiyatrosundan Çiçek Yolu'nu ve döner sahneyi almıştır.Çiçek yolusahneden salonun arkasına dek uzanan ve seyirci yerlerinin ortasından geçen bir oyun alanıdır;seyircinin arasında duran bir köprü gibidir.
Jelatin Süzgeç : Işıldakların önüne konulan renkliyanmaz jelatin süzgeç.Sahne ışıklaması renklendirmede ve atmosfer yaratmada kullanılır.
Jest : Oyunculukta iç yaşamı belirginleştiren baselkol hareketleri.
Jön Prömiye : Genç erkek kahraman; aşık tipi.Fransızca'dan gelen bu sözcüken çok Türk doğaçlama tiyatrosu sanatçıları tarafından kullanılmıştır.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--K--
Kaba Güldürü : Kalın çizgilikaba esprilere ve hareketlere dayandırılaraksalt eğlence amacıyla geliştirilen güldürü.
Kabare : Bu tür tiyatro her çeşit güncel sorunu ve özellikle siyasal ve toplumsal konuları ince bir alaylaiğneleyiciyericitaşlayıcı bir tutumla ele alıp toplum eleştirisine yönelir.Dışta güldürücü ve eğlendirici olmasına karşıntemelde ciddi olan bu biçim gösteride ezgilerdanslarskeçlermonologlardiyaloglardiya larkısa filmlerkısacası tasarlanan eleştiri için ne gerekiyorsa onu sahneye getiren renkli bir karışım vardır.
Kadınlar Korosu : Kadınlardan kurulu koro.
Kahramanlık Komedyası :Krallarınprenslerin ve soyluların beş oyun kişisi olduğuserüvenleri kapsayan komedya
Kahya : Anadolu köy seyirlik oyunları düzenleyenlere verilen adlardan biri.
Kanbur : Orta Oyunu ve Gölge Oyunu tiplerinden biri.Genellikle gevezesaldırgan ve sevimsiz bir kişi olarak görülür.
Kara Gülmece : Acı alayiçinde kişiyi düşündürecek ve hüzünlendirecek gülmece.Saçma ve abes mantık içindegroteski de kullanarak gerçekleri alaylı bir biçimde gösteren gülmece;toplumsal karmaşaya bir tepki olduğu kadareleştirilen konuyu abes ve saçma anlamıyla belirtir.
Karakter : Kişileştirme işleminde derinlemesine ele alınan oyun kişisi;kendine özgü nitelikler içinde ruhsal gelişimi olan oyun kişisi.Karakterlerindış görünüşleri ötesinde anlamış ağlayan iç yaşamı vardır.Örn: Hamlet Lear TartuffeTreplevGalile vb.
Karakter Komedyası : Bu komedya biçiminde gülünç kahramanın yanlış ve zayıf yanları öne çıkar.Toplum içindeki yanlışların eleştirisi bas oyun kişisi yoluyla sağlanır.
Karakter Oyuncusu : Kendine özgü ruhsal gelişimi ve davranışı olanözellikle yaşlı kişilikleri canlandırmada usta olan yalancı.
Kavuk Devirme: (O.O) Orta oyununda Kavuklu'nun kavuğunu yere düşürmeden bir baş hareketiyle devirmesi.Bu tıpkı Kara güz'ün ışkırlağını arkaya atması gibidir.Kavuklu bunu kavuğunun arka kenarını ensesiyle sıkıştırarak yapardı.Kavuk devirmeninsiyasal-toplumsal göndermesi son padişahlar döneminde çok sayıda vezir kafası uçurulmasına bağlanabilir.Vezir azledildiğinde "kavuk devrildi" deyimi halk arasında yerleşmişti.
Kavuklu : (O.O.) Orta Oyunun iki eksen tipinden biri.Türk gölge oyunundaki Karagöz'ün canlı özdeşi.Dışa dönüközü sözü birdobra sağduyusu olan okumamış bir halk tipidir.Halkın düşüncelerini ve duygularını yansıtır..Haksızlığaikiyüzlülüğe karşıdır.Ekmek parası için beceremediği işlere bile girerhakkı olmayan parayı kazanmayı sevmez.Öğrenim görmediği için bilgisizdirama sezgileri güçlüdür.Özellikle Pişekar tarafından sömürülür.Düş kurmayı sevmezgerçekçidir.Her şeyi olduğu gibi kabul eder ve yanlışları dosdoğru yüze vurur.Öz eleştirisi de olduğundan sevimlidir.Gülmecenin baş mimarı olduğu için ona Nekre de denir.
Keranos : Antik Yunan tiyatrosundasahne üzerinde rol gereği ölenleri kaldırmakta kullanılan vince benzeyen araç.
Kilise Oyunu : Kilise tarafından yönetilen ve denetlenençoğu kez rahiplerin oynadığıHıristiyan öğretisini yaymaya yönelik oyun.
Kerkides : Antik Yunan tiyatro yapısında seyir yerini dikine kesen basamaklı yol.
Kilise Tiyatrosu : Dinsel günlerde rahiplerin ya da kiliseye gelenlerin oynadıkları dinsel oyunları sunan topluluk.Orta Çağ'ın ilk yarısından bu yana sürüp gelen bir tiyatro geleneğidir.
Kişileştirme : Oyunun özüne uygun olarak eylemin gelişini sağlayan kişilerin yapımı.Oyun kişisinin yapımı yönelişleridavranışlarıgörünüşleriharekeleriç evreleriyle ilişkileri vb. ile gerçekleştirilir.Kişileştirmetip ve karakter olmak üzere iki çeşittir.(Tip ve Karakter)
Klasik Tiyatro : Rönesans'ta İtalya'da başlamış ve XVII. yüzyılda Fransa'da Cornellie ve Racine'nin yapıtlarında doruğunu bulmuş olan tiyatro akımı.XVII. yüzyılda İtalya'da Alfieri'nin oyunlarına dek etkisini sürdürmüştür.Klasik tiyatronun temel temel nitelikleri düzenlilikusçulukduruluk ve belirginlikidealleştirme ve ağırbaşlılık olarak özetlenebilir.
Kolbaşı : 1- (O.O.) Orta Oyunu'nda kolların başında olan ve kola adını veren sanatçı;bu sanatçı kol oyunlarını düzenler ve yönetirdi.
2- Daha önce kolların başında bulunan kişiye verilen ad.
Konstrüktivist Tiyatro : İşçi sınıfının sanayileşme sürecindeki emeğini ve üretiminiçalışma tartımını ve devinimini anlatmak için Sovyet yönetmen Meyerhold tarafından ilk kez denenmişVakhtangovTayrov gibi birçok genç kuşak yönetmen tarafındanbelli farklılıklarla sürdürülmüştiyatralliği öne alan anlayış.Perdelerin çevre düzenlemesinin ve kulislerin olmadığı çıplak bir tiyatro sahnesinde bina yapımında kullanılan iskeleye benzeyen bir dekorda çeşitli yükseltileriskelelerçarklareğik düzeylerkuleler kullanılır.Bu atmosfere uygun olarakMeyerholdinsanın dirimselliği ile mekaniğini birleştirme amacını güden konstrukvist anlayışı pekiştirmek amacıyla yeni bir oyunculuk estetiği zerinde durulmuştur.
Köşebası Tiyatrosu : Köşe başlarındayalınhemen anlaşılabilecekgenellikle siyasal ve toplumsal içeriklikalın çizgili oyunlar oynayan az kişili topluluk.
Kulisler : 1- Sahnenin iki yanındadekorun görüngesini tamamlayan ve derinliği sağlayanyerleri değişebilen çerçeveli büyük panolar.
2- Bu panolar arasındaki oyuncuların girip çıktıkları yerler.
3- Dekorun arkasında kalan sahne oylumu.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--L--
LaL : Anadolu'da sessiz ve sözsüz köy seyirlik oyunlarına verilen ad.
Lazzi : Commedia dell'Arte oyuncularının teknik gerektiren güldürücü hareketleri için kullanılan uluslararası terim.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--M-N--
Maske: (bkz yapay yüz) .
Maskelemek: 1- bir oyuncunun başka bir oyuncunun önüne kayarak seyircinin onu görmesini engellemek.
2-yapılmayan bir işi yapılıyormuş gibi göstermek için oyuncunun gövdesiyle yaptığı işi seyircinin görüşüne kapaması örnek:Eğer masa lambasının üstünde lambayı yakacak bir düğme yoksa ve o lambanın yanması anında ışıklar parlatılacaksa oyuncu lambayı seyircinin görüşüne gövdesiyle kapatıp lamba düğmesine basıyormuş gibi yapar. Bu anlamlardan ilki olumsuz ikincisi olumludur
Mayıs Oyunları: Dinsel bolluk törenlerin kaynaklanan gösterilerdeki oyun. Bunlara 'hasat oyunları''güz dönemi oyunları da denir.
Merak: olay dizisinin gelişimi ile seyircide uyandırılan soru duygusu:gerilim sağlayıcı öğe.
Mercek:içinden geçen koşut ışınları düzenli bir biçimde bir birine yaklaştıran ya da birbirinden uzaklaştıran saydam cam. Tiyatroda daha çok yakınsak mercek kullanılır.(bkz. Dışbükey Mercek).
Mevki: ( O.O.): Orta Oyunu'nda erkek seyircilere ayrılan yer.Meydan: (O.O.) : Orta Oyunu'nun oynadığı alan (aynı zamanda bkz. Orta Palanga. Meydancı: ( Kö.O.) :Anadolu köy oyunlarında oyunları düzenleyenlere verilen adlardan biri.Mezzetino: (İt): Commedia dell'arte 'de giysisi kırmızı beyaz kurdelelerle süslü uşak tipi.
Mim: Kaynaktaki anlamıyla
1-oynamak;
2-oyuncu;bugünkü anlamıyla
3-yalnızca hareketlere dayanan sözsüz oyun.
Mimesis: (Yun) : Taklitbenzetme öykünme. Platon bu terimi sözlük anlamıyla yani 'öykünme' olarak kullanmış Aristoteles dram sanatı konusunda bu terimi 'yeniden yaratma' ve ' yansıtma' anlamıyla yorumlamıştır.Tiyatro sanatının temeli ilkelerinden biridir.
Muhavere: (O.O.): Orta oyunu'nda söyleşme bölümü.Zurna Kavuklu havası çaldıktan sonra ortaya Kavuklu ile Kavuklu arkası girerler ve Pişekar ile muhavere başlar. Bu bölüm iki kesimini kapsar : Arzbar ve Tekerleme. İlkinde oyunun yönlendiricisi Pişekar ile oyununun nekre kişisi Kavuklu arasındaki konuşmada kimlikleri ve ne iş yaptıkları ortaya çıkarmakta bir çeşit serim kesimidir.Tekerleme de ise Kavuklu olağan dışı bir olayı başından geçmiş gibi anlatır.Pişekar iki de bir sorular sorarak konuyu aydınlatmak ister; laf ebeliği yapılır ve sonunda Kavuklu'nun anlattıklarının bir düş olduğu anlaşılır.
Müzikli Tiyatro: Büyük bir kesimi ezgiler ve danslarla gelişen ama dramatik konuşma öğesini de kullanılan tiyatro. Operetle olan tek farkı müzikli tiyatrodan caz ve popüler müziğin ağır basmasıdır.
Nekre: ( O.O.) : Nükte gücü üstün oyuncular için kullanılan sözcük. Orta Oyunu'ndaki Nekre Kavukludur.
Nokta Işıldak: çok dar bir alanı örneğin yalnızca gözleri aydınlatan özel mercekli ışıldak.
Nümayiş: ( İran ) : İran'da halk tiyatrosuna verilen ad.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--O-Ö--
Oda Tiyatrosu: Seyirci sığası yüz kişi yada az olan minik tiyatro.
Okul : Tiyatroya yeni bir görüş yeni bir anlayış ve heyecan getiren bunları kurallara bağlayan çığırın kaynağı.
Okul Tiyatrosu: Okul öğrencilerinin kurdukları ve gerçekleştirdikleri tiyatro. Orta öğrenim öğrencilerinin sosyal etkinlikler kapsamında ortaya çıkardıkları amatör tiyatro (bkz. Gençlik Tiyatrosu; tiyatro eğitimi veren yüksek okullar ve üniversiteler için bkz. üniversite Tiyatrosu).
Okuma Çalışması: Oyun çalışmasının ilk evresindeki metin üzerinde yapılan çalışma. Bu evrede metin oyuncunun sahne konuşmasına aktarılmaya başlanır.
Orkestra: 1- Antik tiyatro yapılarındaki proskene'nin önünde ve seyircilerin orta yerinde bulunan koronun yuvarlak oyun alanı. Bu alan Roma tiyatrosunda yarım yuvarlak biçime girmiştir.
2- Bugünkü anlamıyla müzisyenler topluluğu.
Orta : ( O.O.) : Orta Oyunu'nun oynandığı alan. Uzunluğu 30 arşın ( 20 metre ) genişliği 20 arşındı (14 metre). Çevresine kazıklar çakılarak çepeçevre ip dolaştırılır ve böylece seyirci ile oyun yerinin sınırı çizilmiş olurdu.( bkz. Meydan Palanga).
Orta Oyunu : Geleneksel Türk doğamaçlara halk tiyatrosu. Ortada oynanır. Baş kişileri aynı zamanda oyunun yönlendiricisi olan Pişekar ile oyunun baş güldürücü tipi Kavuklu'dur. Dekor olarak 'Yeni Dünya' denileniki yada üç kanatlı bir paravana bir de 'Dükkan' denilen önünde alçak hasır iskemlesi bulunan peyke vardır. Kendine özgü bir yabancılaştırma estetiği ile seyircinin her an tiyatroda olduğunu anımsatır (bkz. Yeni Dünya Dükkan ve Yeni Dünya Oyunu).
Oyun : 1- Bir tiyatro sanatçısının sahnedeki oyunu.
2- Oynanmak üzere yazılmış tiyatro yapıtı.
Oyun Ağası: ( Kö.O): Anadolu'da köy seyirlik oyunları düzenleyenlere verilen adlardan biri.
Oyuncak Tiyatro : XII. yüzyılın ilk yarısında İngiltere'de W.West'in o dönemin oyunlarını kartondan üç boyutlu dekor ve giysilerle lapamsıyla ortaya çıkan oyuncak. Bu çok tutulan oyuncak çocuk kitaplarında günümüze kadar gelmiştir.
Oyuncu : Bir oyun kişisini bilgisi tekniği ve yaratma gücü ile canlandıran yada gösteren sahne sanatçısı. Etkin ve inandırıcı oyunculuk için sanatçının kendini bir instruman durumuna getiren solunum ses ve beden tekniğini edinmiş ve olmuş gerekir.
Oyuncu Aynası :Yüzü başın arkasını ve her iki profili gösteren iki kanatlı kanatları açılır kapanır ayna.Bu aynanın çevresi genellikle 25 vatlık buzlu ışıtaçlarla donatılır.
Oyuncu Yönetici : Aynı zamanda tiyatroyu yöneten oyuncu için kullanılır. Örn : Genco Erkal-- Ferhan Şensoy vb.
Oyuncu Yönetmen : Örn.: Şakir Gürzumar Yücel Erten vb.
Oyun Çıkarma : ( Kö.O. ) : Köy oyunlarını düzenleyip sunma.
Oyun Dili :Tiyatro yapıtını vereden onu inandırıcı yapan dil; bunun için toplum çoğunluğunun günlük dilini doğru ve güzel bir biçimde kullanmak gereklidir . Dil tavırdan ayrılmayacağı için oyun kişilerin yaşadıkları dönem sınıfsal yapıları çevreleri eğitimleri ve karakter özellikleri bunda rol oynar.
Oyun Düzeni : Yönetmenin bir tiyatro yapıtını anlamlı ve uyumlu bir biçimde sahneye koyma işleminin tümü. Oyun düzeni oyunculuk dekor giysi donatımışıklama vb. öğelerinin oyunun amacını gerçekleştirecek biçimde estetik bir bütünlüğe ulaşmasını gerektirmektedir.
Oyun Düzeni Defteri : Bir tiyatro yapıtının sahnelenmesine yarayan yönetmenin çalışma notlarını gerekli çizelgeleri uygulayım planlarını ve masraf listesini ayrıntılı bir biçimde kapsayan uygulama defteri.
Oyun Fotoğrafı : Bir oyundaki bölümlerin dramatik anlarında çekilmiş fotoğrafları çekileceğinden siyah beyazda en az 400 Asa'lık film renklide ise 1600 ASA kullanmak iyi sonuç verir.
Oyun Kişileri : Bir tiyatro yapıtında yer alan karakter yada tipler.
Oyun Kurmak : Betiğe dayanmayan ve daha çok doğaçlama ile geliştirilen oyunları ortaya çıkartmak. Oyunun iskeletini kurmak.
Oyun Müziği :Oynanan oyuna anlam açısından yardımcı olan müzik. BU bazen bir imgeyi ya da bir ör geyi sürekli olarak vurgulamakta bazen de atmosfer yaratmakta da kullanılır. Brecht'in Epik Tiyatro'sunda müzik yabancılaştırmayı gerektirecek biçimde hedeflenir.
Oyun Süresi : Bir oyunun gerektirdiği oynayış süresi.
Oyun Taslağı : Yazarın oyununu yazmadan önce saptadığı özellikleri ve konu özetini gösterdiği betiktir.
Oyun Yazarı : Tiyatro sanatının kurallarına ve gereklerine uygun seyirci karşısında oynanmak üzere oyun yazan kimse. Yazarlık konusunda belli ilkeler ve teknik bilgiler gerektiğinden doğuştan yaratıcılık dışında sahne uygulayımını öğrenme gerektiren yazarlık dalı.
Ödenekli Tiyatro: Devlet yerel yönetim eyalet kent tarafından belli bir ödenek verilerek paraca desteklenen tiyatronun tümü. Örn: Devlet tiyatroları İstanbul şehir tiyatroları Bakırköy Belediye Tiyatrosu.
Ölü Nokta : Oyun alanında yetersiz aydınlatılmış yer.
Önceden Saptamalı Karartıcı :Sahnede bir ışık durumu varken sonraki sahnenin ışık durumunun önceden hazırlanabildiği karartıcı çeşidi.
Öncelik Hakkı : Bir oyunun ilk kez sahneye çıkarma hakkı.
Öncü : Anadolu'da oyun düzenleyenlere verilen adlardan biri.
Öncü Oyun : Alışa gelinmiş oyunlardan ayrılan gerek yapısı gerekse anlatım yönünden yenilikler getiren oyun.
Öncü Tiyatro : Getiren tiyatro. Öncü oyunları yaygınlaştırmayı amaç edinen tiyatro.
Ön Oyun : Oyun ana bölümünden önce bilgi vermede kullanılan giriş bölümü .Oyuna konu olan olgudan önce geçenleri özetler.
Ön Sahne : Çerçeve sahnenin önünde bulunan iki ile dört metre arasında genişliği olan çıkıntı.
Ön Sahne Işıkları : Seyirci salonunda tavanın sahneye yakın yerinden sahneye yönetilmiş dizi ışıklarının tümüne verilen ad.
Ön Yerler : Çok katlı tiyatrolarda zemin katın sahneye yakın kesiminde bulunan seyir yeri.
Ön Yüz : Bir tiyatro yapısının ön yüzü.
Öykülemek azı oyunların başında ortasında sonunda ya da yer yer anlatıcı yoluyla oyunu konusunu anlatmak bazı bölümleri özetlemek ya da yorumlamak. Antik Yunan tiyatrosunda bu görevi koro yapardı.Çağdaş oyunlarda öyküleme işlemi bir anlatıcı tarafından gerçekleştirilir.
Özel Bölme : Tiyatrolarda 4 veya 5 kişilik özel bölmeli seyir yeri.
Özel Bölme Sorumlusu : Tiyatrolarda özel localara bakan görevli.
Özel Gösteri : Kapalı gösteri. Bir oyunun özel olarak çağrılmış konuklar önünde oynaması.
Özel Tiyatro : Özel kişilerin kurup yönettikleri tiyatro.Bunlar arasında yarı ödenekli ya da ödeneksiz olanlar vardır. Genellikle 'sponsor' desteği alırlar.
Özenci Tiyatro : Kazancının tiyatrodan sağlamayan genellikle oyunculuk tekniği olmayan ancak çalışmasını özenle yapan kişilerden kurulu topluluk nitelikli özeci toplulukların ilerinin yazarını yönetmenini ve oyuncusunun yetiştirmede başlangıç içinde olsa katkıları vardır.Bu topluluklardan bir çok kişi tiyatro eğitimine girmişlerdir.
Özenci Topluluk : Özenci tiyatroda daha küçüktür; az kişili oyunlar oynayan oyunculuk eğitimini olmayanlardan kurulu topluluk.
Özet : Bir oyunun konusunu kısaca anlatan bu konu üzerinde aydınlatıcı noktaları gösteren kısa metin.
__________________
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--P-R--
Prömiyer: Oyunun seyirci ile buluştuğu ilk gösterimi
Replik: 1-Oyunda kendisine söylenen söze verilen sözlü karşılık. 2- Oyuncunun sözü karşısındakine bırakırken söylediği son söz.
Papuç : Karartıcıda bulunan bobin boyunca kayarak ışığın voltajını indirip yükselten iletken.
Papuç Sektirmek : ( O.O. ) : Orta oyunu'nda Kavuklu'nun bir becerisi; koşarken ayaklarındaki çetik pabuçtan birini havaya atıp düşürmeden ayağına giymesi.
Panayır Tiyatrosu : Panayırlarda açık havada genellikle açık saçık saçık güldürüler oynan tiyatro. Ülkemizde kukla ve gölge oyunları sunan topluluklar için de bu terim kullanılır.
Pantomim : (bkz.Sözsüs oyun).
Pandomima : Tanzimat ve II. Meşrutiyet dönemlerindeki tiyatroların çoğunda izlenen oyunlar arasına sıkıştırılan sözsüz oyun.
Pano : 1- Sahne üzerindeki dekorun bir parçası.Pano askıya bağlanır ve sahne zeminine tutturulur. 2- Kulisi seyircinin görüşüne kapayan çerçeveli gergi.
Panola : (O.O.) : Orta oyun'unda tef.
Pantolene : İtalyan Halk doğaçlama tiyatrosunun en önemli yaşlı komik tipi. Genellikle Venedikli birtecimendir; varlıklı ama cimridir. Kavga gürültüden kaçar en çok ilgi duyduğu konulardan biri yüksek düzeyde siyasal konuşmalardır; oysa yeteneksiz zavallı aynı ölçüde acımasız ve bu daldadır çoğu kez aldatılan koca ya da baba konumundadır. maskesi uzun gaga burunludur. Sivri bir sakalı vardır.ayaklarında Türkiye'den ithal çetik papuçlar görülür.
Parçacı :Türk doğaçlama tiyatrosunda komiğe laf açan oyun kişisi.
Peniz : Orta oyunu argosunda 'söz' karşılığında kullanılır.
Pişekar : Orta oyunu başladığında oyun alnına ilk gelen ve oyun anlatıcısı ve düzenleyicisi iş lehini de yüklenmiş iki baş rol tipinden biri .Gölge oyunundaki Hacivat'ın uzantısındadır. Her şeyi bildiğini Kavuklu'yu inandıran her kalıba girip çıkan Kavuklu'ya öğüt verip ne yapması gerektiğini söyleyen bilgiçlik taslayan ve oyunu yönlendiren kişi. Hacivat'ın gölge oyununda yüklendiği nitelikleri Pişekar Orta Oyunu'nda sürdürür.
Piyero : Fransız tiyatrosundaİtalyan halk tiyatrosunun etkisi ile ortaya çıkmış kambur yalnızlık çeken hep hüzünlü onun için de kolayca kötülük yapıp başkalarını üzen traji komik tip.
Politik Tiyatro :Ünlü Alman yönetmen Erwin Piscator'un göstermeci nitelikteki kendi anlayışını içeren ' Epik Tiyatro'ya verdiği ad. Siyasal gelişimleri konu edinerek insanların daha iyi yaşamalarını savunan seyircinin duygusundan çoğunlusuna yönelen tiyatro anlayışı.Bu anlayıştaki tiyatroda sinema filmi dia hareketli sahne zemini yürüyen şerit gibi biçimsel özellikler yer alır. Brecht'in 'Epik Tiyatro'sunu etkilemiştir.
Proagon : (Yun) : Antik Yunanistan'da düzenlenen Büyük Diyonizya şenliklerinden iki gün önce düzenlenen törene verilen ad.
Pusat Odası : (O.O.) Orta Oyunu'nda oyuncuların giysilerinin bulunduğu çadır ya da gergiylen kaplanmış yer. Buna Sandık Odası da denir.
Radyo Oyunu : Radyoda oynanmak üzere yazılmış kulağa yöneldiği için eylemin konuşmalarla ilerlediği özel bir teknik gerektiren oyun.
Ramp : Sahne yüzeyinin seyirciye en yakın kesimi sahne kenarı. Reis : Anadolu'da oyunları düzenleyenlere verilen adlardan biri.
Resitatif : Belli bir melodi olmadan konuşma biçimiyle söylenen müzikli anlatı.
Retorik :Yunanca '' retor= hatipiyi konuşan '' kökünden gelir.
1- Etkili esprili ve güzel konuşma.
2- Aristoteles oyuncular için yazmış olduğu güzel ve etkili konuşmanın önemimi belirttiği yapıtı.
Retorik: Konuşma sanatı konuşma sanatı kuram. Retorik tiyatro bağlamında kendine özgü bir özellik gösterir; çünkü tiyatroda hem doğrudan sahnedeki oyuncuya hem de izleyiciye seslenir. Tiyatro da retorik bu nedenle sözcük seçimi ve sözcük akışı olarak "güzel" konuşma biçemi olarak gösterilir.
Revü: konu açısından sıkı bir bütünlüğü olmayan birbirilerine gevşekçe bağlanmış kendi başlarına anlamları olan tablolardan kurulu ezgi monolog skeç dans ve karşılıklı nükteli konuşmalardan oluşan bazen eğlendirici bazen taşlayıcı bir gösterici biçimi.
Ritüel : Dinsel tören kutlama. Tiyatronun kaynağında ritüeller vardır.Bolluk törenleri ölüp dirilme törenleri üreme törenleri söylenen ezgiler danslar ve oynanan oyunlar homo ludens'i (oynayan insanı) ortaya çıkarmıştır. Antik tiyatronun başlangıcı da ritüellerden varolmuştur.Bağ ve şarap tanrısı Diyonizos adına yapılan bahar kutlamaları giderek tiyatro gösterilerine dönüşmüştür.
Rol : Bir tiyatro yapıtında oyuncunun canlandırdığı ya da gösterdiği kişiliği ortaya çıkaran sözleri ve hareketleri içeren bütün
Rol Çalma : ( Argo) : Oyun ve konuşma sırası başka bir oyuncudayken seyircinin dikkatini kendi üzerine çekme.Bu tiyatro sanatı açısından çok kötü bir şeydir. Sahne ahlakına ve disiplinine aykırıdır.
Rol Dağılımı : Bir oyunda canlandırılacak ya da gösterilecek kişilerin hangi oyuncular tarafından oynanacağını belirleme işlemi.
Rol Dağıtmak : Bir oyun çalışmaya başlamadan önce oyun kişileri oynayacak sanatçıları saptamak.
Rol Kesme : (Argo) : Bir rolü gerektiğinden daha büyük ölçüde abartarak yapay bir konuşma ve aşırı hareketlerle oynama.
Romantik Komedya: Geçmişe dönükimgeleme dayanan bir komedya alt türüdür.Geçmişin efsane ve masallarını konu edinir. Geçmişe bir kaçış ve özlem vardır.Bundan dolayı da 3-D (doğadüşve duygu) öğelerin karışımı ile bir fan¤¤¤i dünyası içinde geçer. Ama tema romantik bir aşk ilişkisi üzerine kuruludur. Örnek: Ludwing Tieck Çizmeli KediMavi Sakal vb..
Romantik Tiyatro : XVIII. yüzyılın ikinci yarısı ile XIX. yüzyılın ilk yarısında egemen olan bu akım klasikçiliğe olduğu kadar Rasyonalizme da karşı çıkmıştır.Sınırsız özgürlük ve coşkuyu içeren bu çelişkili akım çeşitli ülkelerde değişik yönelimler gösteriştir. Ancak temel özellikleri her ülkede aynıdır. Bu akımın oyun yazarları bir yandan kent soylu değerlerine ve ana paracı düzene karşı köklü bir direniş gösterirken öbür yandan devrimin sonuçlarından korkuya kapılmış ve ister istemez tepkiciliğe varan bir aldatmacılığa kaçış içine girmişlerdir. Buna karşılık eleştirel gerçekçiliğin başlangıcı romantik akımdadır.
Repertuar: Bir tiyatronun oyun planınca saptanmış ve her zaman oynayabileceği oyunlar demeti; oyun dağarcığı. Repertuar bir oyundan öbürüne geçen tiyatroların ardarda oyun seçimine karşıt bir tiyatronun dramaturgi politikasını gösterir.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--S-Ş--
Sabit Işık Köprüsü: Yapıya tutturulmuş hareket etmeyen ışık köprüsü. Sahne:
1- Bir tiyatro metninde baş oyun kişisinin ya da önemli kişilerin yönelişlerini başlatıp bitiren kesim.
2- Bir tiyatro yapısında oyuncuların oynamaları için özel donanımlı genellikle yükseltilmiş oyun alanı ya da oylum.
Sahne Ağzı: Sahnenin seyirciye açılan çerçeve içinde kalan görüngesi.
Sahne Altı: Sahne altındaki kat. Birinci bodrum. İkinci bodrum.Üçüncü bodrum.
Sahne Tasarımı: Tiyatronun temel öğelerinden biri.Sahne oylumu bilgisi ve düzeni. Dekor giysi ışıklama ses ve ışık etmenleri oylumun biçimsel ve görsel düzeni yapılandırılması.. Yeni eğitim anlayışında sahne tasarımı öğrencisi yalnızca oyuna ve yoruma uygun dekor giysi ışıklama tasarımını yapmakla kalmaz aynı zamanda bunların gerçekleştirilmesi için uygulamasını da yapar. Örneğin dekoru sahne üzerinde gerçekleştirmeyi giysi tasarımlarının biçkisini ve dikimini yapmayı ışıkların sahne üzerindeki uygulayımını da öğrenir.
Sahne Uyarlaması: 1- Bir romanı ya da öyküyü oyunlaştırma.
2- Bir sahne yapıtını için daha uygulana bilir duruma getirme.
3- Yabancı bir oyunun o ülkenin töresine göre adları ve mekanları değiştirerek yeniden yazma. Örnek: Ahmet Vefik Paşa'nın Moliére uyarlamaları.
Sahne Yetkilisi: Sahnenin disiplininden düzeninden ve çalışma izlencesinden sorumlu olan yetkili. Sahne yetkilisi oyun çıktıktan sonra gösteriler sırasında yönetmenin yerini alır ve oyuncuların yönetmenin istedikleri dışında bir şey yapmamaları için göz kulak olur.
Salon Komedyası: Bir salon dekoru içinde oynan ve nükteli konuşmalarla gelişen hafif salt eğlendirmeye dayanan komedya biçimi.
Sanat Tiyatrosu: Kazanç düşünmeden kazanç yapmayı hedefleyen ve bunu yaparken seyircisine düşünce duygu açısından katkıda bulunmayı amaç edinen tiyatro. Tecimsel tiyatronun karşısında yer alır.
Sıcak Renkler: Kırmızı turuncu ve sarı renkler duyguları kışkırtıcı sıcak renkler öbeğine girer.
Skeç: İşlediği konuyu genişletmeden en canlı çizgiler içinde veren genellikle güncel olaylara ve aile sorunlarına değinen ve bir nükte ile biten kısa güldürü.Vodvil burleskrevü gibikurgu dizgesine göre ortaya çıkarılan gösterilerde yerini alır. Günümüzde televizyon reklamlarındada sık kullanılmaktadır.
Sofita: (bkz. Üst Sahne Boşluğu) : Sahne üstündeki ızgaraların ve palangaların bulunduğu mekanik kesim.
Sokak Oyuncuları: Sokaklarda çeşitli beceri gösterilerinde bulunan skeçler oynayan müzik aletleri çalan buna karşılık seyredenlerden para toplayan küçük topluluk.
Sokak Tiyatrosu: Geleneksel tiyatro yapıları dışında açık havada herhangi bir yerde sokakta parkta alanda ve benzeri yerlerde oyunlar oynayan tiyatro.Tümden siyasal amaçlı olanların bazıları çok sivri olduklarından bunlara 'Gerilla Tiyatrosu' adı verilmiştir. Sokak tiyatroları özellikle genç tiyatrocular tarafından gerçekleştiren kısa yoldan iletide bulunan ve gösteri süreleri onbeş dakikayı geçmeyen oyunları içeren topluluklardır.
Soytarı: Bir oyunda revüde yada sirkte gülünç hareketler sözler ve becerilerle seyredenleri eğlendiren sanatçı.
Soyut Tiyatro: Olay dizisini ve oyunculuk anlayışını gerçekçilik erklerinden ve alışıla gelmiş mantık dizgesinden soyutlamak amacını güden tiyatrocu dünyayı gerçek olarak aldığından oyun kişileri ve bunların konuşmaları anlamsal ve biçimsel açıdan bozularak karikatürleştirilmiştir.
Sözsüz Oyun: Düşünceleri ve duyguları kimi kez müzik kimi kez çeşitli eşyalar kullanarak kimi kez dansla ya da gövde ve yüz hareketleriyle yansıtmayı amaçlayan oyun.
Stanistlavski Dizgesi: Konstantin Stanistlavski'nin (1863-1938) oyunculuk yöntemi. Oyuncunun iç ve dış yönden kendini rolüne hazırlamasını ve çalıştırmasını içeren oyunculuk dizgesi.
Şakşak: 1- Pişekar'ın elinde bulunan "şakşak" sesi çıkaran kapı açma merdiven çıkma eşik atlama ve benzeri çeşitli etmenler içinde kullanılan çatal tahta (bkz.Pastav).
2- Commedia dell'Arte 'de uşakların kullandığı çatal tahta.
3- Hokkabazların dikkati çekmeden kullandıkları çatal tahta.
Şakşakçı: Eski tiyatrolardaalkışlamasını sağlamak için oyunun alkışlanacak yerlerinde alkışı başlatacak görevli.Oyunun tümünü onaylatabilmek için yığının tepkisinden yararlanan şakşakçı bunu belli bir ücret karşılığında yapardı.
Şenlik : Çeşitli oyunların ve sanat ürünlerinin halk önünde belli bir sıra ve düzen içersinde sergilenmesi ve topluca değerlendirilmesi ve bazende ödül verilmesi ile ortaya çıkan gösteriler kümesi.Profesyonel toplulukların katıldıkları şenliklerde ödül yoktur; şenliğe katılan topluluklar düzenleyenden telif ücretlerini ve masraflarının karşılığını alırlar.Bunun içinde şenlik kurulu sponsorlar bulma yoluna gider.
Şeytan : Halk efsanelerinde ve sonraki büyük dinlerde kötülüğün simgesi. Tiyatroda bu rolü oynayanlar her yanında korkunç canavar yüzleri bulunan deriden özel giysiler giyerlerdi.
Şorolo: ( O.O.) : Orta Oyunu argosunda 'çocuk' ya da 'tüysüz delikanlı' anlamında kullanılır.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--T--
Tiyatro: 1- Tiyatro Yapısı;
2- Drama Oyun;
3-Tiyatro Topluluğu kuruluşu örgütü olarak tiyatro;
4-Dramatik Metin oyuncu sahne tasarımı sahne giyisisi sahne tekniği sahneleme gibi her biri başlı başına sanatsal bir etkinlik alanı olan öğelerden oluşan bileşken bir sanat.
Tablo : Bir sahne yapıtındaki ana bölümlerin alt kesimleri.
Tasarım : Oyun düzeni çalışması içindeki temel estetik ilkelerden biri.( Öbürleri :görsel yorum hareket yapımı hız-tartım-zamanlama ve sözsüz oyunla dramatizasyon'dur). Tasarın uygulamanın yapısını biçimini ya da çizimini ortaya çıkaran bir çalışmayı içerir.Tasarım aynı zamanda konunun duygusal ölçüsünü ve ussal uygulayım düzenini sağlar.
Taziye : (İran) : Müslümanlıktaki tek ve ilkel oyun örneği. Şiilerde Kerbela olayı üzerine dinsel acı çekme oyunu. Bu köy seyirlik oyunları gibi seyredenlerin da katıldığı ritüelistik bir oyundur.
Tirad: Kendi içine kapalı uzun replik. Tirad karşılıklı hızlı söz alışverişinin yani diyalogun tam karşıtıdır.
Tragedya : Klasik tanımlamasındayüceltilmiş sözlerle konuşulan yüceltilmiş bir kahramanın iyi bir durumdan kötü bir duruma düşmesiyle seyircinin korku ve acıma duygularına yönelmesi ve böylece entelektüel arınmaya gittiği oyun türü.Çağdaş tanımı için da sırdan bir kişinin gerçekçi bir çevre içinde toplumsal çelişkilerini hissetmesiyle ortaya çıkan bir oyun türü.
Tragedya Oyuncusu :Tragedya oynamada etkinliğiyle başarı kazanan ve bu tür oyunda ünlenen oyuncu.
Tragedya Öğeleri : Aristoteles'in Poetika 'sında tragedya için önerilen öğeler şunlardır: konu davranış konuşma düşünce dekor müzik ve bunların uyumu.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--U-Ü--
Uç Tiyatro :Tecimsel tiyatro anlayışına karşı altmışlı yıllarda ortaya çıkan bir sanat ve siyasal eylem tiyatrosu hareketi.Bu özellikle özenci tiyatrolar sokak tiyatrosu öğrenci tiyatrosu toplulukları öne çıkmıştır.Toplumsal ve kültürel kirlenmeye bir başkaldırı niteliğini taşıyan bu tiyatronun sivri ve en uç noktada hareket etmesinden dolayı uçpüskül anlamına gelen 'fringe' sözcüğüyle adlandırılmıştır.
Uyarlama : Uyarlanmış yapıta verilmiş ad.
Uyarlama Hakkı : Herhangi bir yapıtı sahneye uyarlayabilmek için izinle elde edilen hak.
Uyarlamak : 1- Tiyatro için hazırlanmış bir yabancı oyunu yerel koşullar ve özellikler göz önüne alınarak uygun biçimde kendi diline çevirmekçıkarmalar ve eklemeler yapmak. Örnek:Molléire'nin Scapen'in Dolapları adlı oyunun Ayyar Hamza olarak uyarlanması.
2-Bir romanı ya da öyküyü sahne için yeniden derleme düzenleme. Örnek : Reşat Nuri Güntekin'in Çalı Kuşu romanının yine aynı ad altında oyun durumuna getirilmesi gibi.
Uzun Konuşma : Oyun kişilerinin uzun soluklu konuşmalarına verilen ad.Kendi başına uzun şiirsel ve söylevsi replik. Klasik tiyatro betiklerinde çok kullanılmıştır.
Üst Sahne : 1-' Shakspeare Sahnesi ' denilen Elizabeth dönemi halk tiyatrolarının sahne üstüne rastlayan balkonlu alan; burası yerine göre balkon sur üstü tepe vb. yerler için kullanılırdı.
2- Sahnenin üst bölümü..
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--V--
Vahşet Tiyatrosu : Antonin Artaud'nun Tiyatro Manifestosu'nun ana kavramı. Yaşadığı çağın kentsoylu tiyatrosunu reddeden bunun yerine ****fizik ve büyüsel tiyatroyu öneren Artaud tiyatro kaynağındaki ritüeller yönelmiş ve Bali tiyatrosunun hareket kodlarını işaret ederek '' sözcükler yerine göstergelerden oluşan yeni bir beden dili ''ni öne sürmüştür.Onun anlayışındaki tiyatroda yönetmen '' biricik ve tek yaratıcı'' dır. Oyuncusahnededans mimikdavranış gibi sözel olmayan tüm anlatım biçimlerini kullanmalı ve buna ışıklama plastik anlayıştaki dekor ve oylum duygusu eklenmelidir. Artaud 'nun tiyatroya getirdiği bu öneriler çağdaş tiyatroda etkisini göstermiş ancak ortaya sürdüğü kavramların bir bölümü uygulama açısından uygun bulunmamıştır. Artaud 'nun oyuncuyu adeta trans durumuna getirebilecek ''kara güçlerden arınma '' kuramı tiyatro oyunculuk sanatı açısından yanlış bulunmuştur.
Varyete : Salt eğlenceye yönelik gösteri. Genellikle müzikli ve beceriye dayanan küçük gösterilerin bir araya gelmesiyle ortaya konulan eğilencilik. Daha çok gazino ve gece kulübü kültürü içindedir.
Virtüöz : Üstün bir tekniği yorum gücü ile ustalık düzeyine erişmiş oyuncu.
Vodvil : Adını Fransa'nın Normandiya bölgesindeki bir köyden alır.Birbirine gevşek biçimde bağlı bölümlerden kurulu taşlamalara dayanan ezgili oyun.Bölümleri ya müzikli ya dramatik ya akrobatik ya kalın çizgili güldürü ya da değişik tablolardan oluşur. Yanılgılara ve olguların tuhaflığına dayandırılarak geliştirilir.
Vurgu : 1- Oyun düzeninde tasarımın bir öğesi. Bir uygulamada çeşitli yöntemlerle kişiler yığınlar eşyalar ve simgeler vurgulanır. Yönetmenin önemli işlerinden biri seyircinin en çok gözüne çarpması gereken şeyi seçmesidir. Vurgu gövde görünüşleri değişik alanlar ilişkiler karşıtlıklar yükseltiler ve benzeri şeylerle sağlanır.
2- Sahne konuşmasında bir tümceyi belli bir durum içindeki anlamını doğru vererek söylemek için uygun sözcükleri yoğunlaştımakta kullanılan ses vurgusu.
 
OP
Kristen Stewart

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
--Y--
Yönetmek : 1-Tiyatro yönetmek.
2- Bir tiyatro yapıtının sahnelenmesi işini yönetmek.
Yönetmen : Bir oyunu gerekli gerekli ön hazırlığı ve yorumu yaptıktan sonra dengeli ve sıkı bir düzen içindedoğru inandırıcı ve sanatsal bir biçimde çeşitli alanların sanatçıları uzmanları ve uygulayımcıları ile işbirliği yaparak sahneye çıkaran sanatçı. Yönetmenin hem iyi pedagog hem de işinde usta olması gerekir.Yönetmenin bir dünya görüşü olmalı müzikten plastik sanatlardan ışıklardan anlamalıyazınfelsefetarih ve toplumbilim alanlarında birikimli olmalıdır. Ayrıca üzerinde çalıştığı sahnenin coğrafyasınıduygusal atmosfer birimlerini ve etki alanları üzerinde ustalaşmış olmalıdır.
Yöntem : Çağdaş oyunculuğun kurucusu. Stanistlavski'nin oyuncuyu çalışması için kullanılan sözcük (bkz. Tanistlavski Dizgesi).
Yüksek Komedya : Karakter ve töre türlerini kapsayan komedya (bkz. Töre Komedyası).
Yabacılaştırma Etmeni : Brecht'in Epik Tiyatrosu'nun estetik temellerinden biri. Seyirci ve sahne arasına bir estetik uzaklık koyarak seyircinin oyun kişileriyle özdeşleşmesini engellemekte onların ussal yoldan bir yargıya varmasını sağlamak düşüncesiyle geliştirilmiştir.Bunun için oyunculukta müzikte sahne tasarımında estetik uzaklığı sağlayacak çeşitli yabancılaştırma etmenleri kullanılmıştır. Brecht'in deyişiyle ''Seyirci bir kazayı seyreden üçüncü kişi durumundadır''. Yani olaya dışarıdan bakmakta ve olayın içinde olmadığı için duygusallığı arkaya itip gördüklerini usuyla değerlendirmektedir.
Yapay Yüz : Oyuncunun insancıl anlatımını kapatmak ya da oyuncula seyirci arasında estetik uzaklığı elde etmekte kullanılan ve çeşitli gereçten yapılan surat.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst