Teflonda tiroid tehlikesi!..

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.528
Puan
113
Konum
İstanbul

Teflonda tiroid tehlikesi!..

Türkiye Endokrinoloji ve ****bolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Selma Akalın, hayvanlar üzerindeki deneylerin teflonda bulunan bazı maddelerin troid hastalıkları ile ilişkili olabileceğini gösterdiğini söyledi.

Türkiye Endokrinoloji ve ****bolizma Derneği tarafından düzenlenen 32'nci Türkiye Endokrinoloji ve ****bolizma Hastalıkları Kongresi Belek'te devam ediyor.

Kongreyle ilgili düzenlenen basın toplantısına Türkiye Endokrinoloji ve ****bolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Sema Akalın, Prof. Dr. İlhan Satman, Prof. Dr. Faruk Alagöl, Prof. Dr. Sevim Güllü, Prof. Dr. Göksun Ayvaz, Prof. Dr. Tümay Sözen katıldı.

"Su içsem yarıyor diyen" hasta haklı mı?
Dernek Başkanı Selma Akalın, son yıllarda çevre kirliliğinin insan sağlığı ve hormonal denge üzerindeki etkilerini değerlendirdiklerini belirterek, çeşitli gıdaların saklandığı kapların ****bolik etkileri üzerine çalışma yaptıklarını ifade etti.

Kullanılan çeşitli kimyasalların ****bolizmayı ve endokrin organlarının fonksiyonlarını bozduğunu kaydeden Prof. Dr. Akalın, şu bilgileri verdi:

"Gıda kaplarındaki bisphenol A maddesi batılı ülkelerde yasaklanma aşamasındadır. 'Su içsem yarıyor' diyen hastalarımız acaba haklı mıdır? Yine sıvı sabunlar ve bazı el sabunları dahil çeşitli maddelerde bulunan triclosan sulara karıştığı zaman 40 yıl kalıcı olabilmektedir. Teflonda bulunan bazı maddelerin troid hastalıkları ile ilişkili olabileceği hayvan deneyleri ile gösterilmektedir."

Akalın, son yıllarda halkın çeşitli destek maddelerini gelişi güzel kullandığını, bilimsel gerçeklikten uzak "York Testi" gibi alternatif tanı yöntemlerinin sıkça kullanıldığını belirterek, "Bilimsellikten uzak, ilaç değeri olmayan, maddelerin kullanılması, ekonomik yükün yanı sıra toksik etkileri nedeniyle hasta sağlığı açısında da zararlı. Karaciğer yetmezliği nedeniyle kaybedilen vakalarla karşılaşıyoruz" dedi.

Akalın, dozunun ve içeriğinin belirtilmediği, yan etkileri belli olmayan maddeleri gelişigüzel kullanmanın sağlık açısından zararlı olduğunu belirtti.

Zeki nesil için için iyot
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve ****bolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevim Güllü de, 'Türkiye'de tiroid kanseri sıklığının arttığı yönünde bir "şehir efsanesinin" dolaştığını belirterek, buna ilişkin herhangi bilimsel veri olmadığını vurguladı.

Güllü, "Hastaların paniğe sürüklenip, küçük modüller yüzünden ameliyathaneye gittiği görüyoruz. 3-5 milimetrelik modüller için ameliyat olan hastalar var" diye konuştu.

Güllü, Türkiye'de 1999 yılından itibaren tuzun iyotlanmaya başladığını belirterek,iyotun önemini vurguladı.

Güllü, "Hashimoto tirodi sonucu bir iyot yasaklama kampanyası ortaya çıktı. Neredeyse deniz kenarında yaşamayı yasaklayacaklar. İyot yasaklaması sadece çok özel durumlarda olabilir. İyot eksikliği zeka gelişimiyle birebir ilişkilidir. Bebeklikten itibaren az iyot alımı 5-7 birim daha düşük IQ'ya neden oluyor. Daha sağlıklı ve zeki bir nesil için iyotlu tuz gerekli" diye konuştu.

Osteoporoz erkekte de görülüyor
Türkiye Endokrinoloji ve ****bolizma Derneği Osteoporoz ve diğer ****bolik Kemik Hastalıkları Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Tümay Sözen de kadınlarda menopozla birlikte ös****** hormonunun azalması sonucu kemik kaybının arttığını belirterek, osteoporozun kadın hastalığı olmadığını kaydetti. Tümay Sözen, "Osteoporoz, yaş ilerledikçe hem kadını hem erkeği etkileyen hastalıktır" dedi.

Tümay, güçlü kemikler için kalsiyumun önemini vurgularken, bunun için süt ve süt ürünlerinin çocukluktan başlayarak ilerleyen yaşlarda da sık tüketilmesini önerdi.

Sözen, fast food tarzı yiyecek ve içeceklerden kemikte kalsiyum depolanmasına engel olduğu için uzak durulması gerektiğini kaydetti.

Sözen, son yıllarda dünyada kemiklerde kalsiyumun emilimini sağlayan Vitamin D yetmezliğinin ortaya çıktığını belirterek, "Vitamin D hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Vitamin D güneş ışıklarıyla deride üretilebiliyor. Bırakın güneş ışığı cildinize temas etsin" diye konuştu.

Menülere kalori miktarı
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve ****bolizma Bilim Dalı öğretim üyesi, kongre sekreteri Prof. Dr. İlhan Satman, diyabetin son yıllardaki beslenme biçimi ve hareketsiz yaşam tarzı nedeniyle arttığını belirtti.

Satman, "Araştırmalarda kendisini hareketsiz olarak belirtenlerin yüzde 20'si, kendisini hareketli olarak tanımlayanların ise yüzde 10'u diyabet hastası. Bu nedenle çocuklara küçük yaşlardan itibaren hareket yapmanın önemini anlatmamız gerekiyor" dedi.

Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevelansı çalışmasını Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile değerlendirdiklerini anlatan Satman, "Araştırma sonuçları Sağlık Bakanı Akdağ tarafından büyük bir dikkatle incelendi. Akdağ ile neler yapılabilmesi gerektiğini enine boyuna tartıştık. Bakanlık bu araştırmaya sahip çıktı ve neler yapılabilmesi konusunda bizim fikirlerimizi aldı" değerlendirmesinde bulundu.

Bakanlığın ****bolik hastalıkların önlenmesi konusunda irade bildirdiğini söyleşen Satman, "Bakan Akdağ ile bazı önlemler de konuştuk. Mesela restoranlarda menüdeki yemek tarifelerinin yanına kalori miktarını yazmak,
okulların kantinlerinin düzene girmesi, okullarda hamburger gibi fast food gibi yiyeceklere yönelik yaptırımlar gündeme geldi" dedi.

Tüylenme Akdeniz ırkında fazla
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve ****bolizma Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Göksun Ayvaz ise, erkeklerde yumurtalık fonksiyon problemlerinin daha çok ergenlik çağında ortaya çıktığını, ancak ailelerin
çocuklarını doktora götürmemesi nedeniyle teşhis ve tedavi edilemediğini belirtti.

Ayvaz şöyle devam etti:
"Erkek çocuğunun erkeklik gelişiminin çok da iyi olmadığını etrafa göstermeme gayesiyle saklanan bir olgu bu. Erkeklik, testis problemlerinin tanısı daha çok askerlik sırasında yapılan muayenelerde konuluyor. Askeri hastanelerde yumurtalık fonksiyonu problemi hastası popülasyonu fazladır. 13-14 yaşlarda ergenlik belirtilerinin olmadığının fark edildiği zaman erkek ve kız çocuklarının mutlaka doktora götürülmesi gerekiyor."

Kadınların tüylenme problemiyle doktora başvurduğunu belirten Ayvaz, şu bilgileri verdi:
"Tüylenme ırka göre değişir. Akdeniz ırkında tüylülük daha fazladır ama kuzey Avrupa ülkelerinde daha azdır. Belli bir seviyeye geçtikten sonra hastalık anlamına da gelebiliyor. Mutlaka altında yatan bir neden var mıdır yok mudur diye araştırılması gerekiyor. Altta yatan nedenler daha çok endokrinolojik problemler oluyor. Bizde tüylenme fazlalığı olan genç kızlar ya cildiyeye ya da kadın doğuma gider. Kadın doğumun ilgilendiği yumurtalar bu işin sadece bir kısmını oluşturuyor."
CNNTÜRK
 

sadiye

Admin
Admin
Katılım
4 Mayıs 2010
Mesajlar
60.971
Tepki
56.321
Puan
113
Yaş
42
Konum
Almanya
Okuyunca korku sariyor, biz bilmeden neler tüketiyoruz.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst