Sumru Yavrucuk'un favorisi Beren Saat
“Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisinde Meryem karakterini canlandıran tiyatro sanatçısı Sumru Yavrucuk rol arkadaşı Beren Saat’i masaya yatırdı.
“Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisinde Meryem karakterini canlandıran tiyatro sanatçısı Sumru Yavrucuk rol arkadaşı Beren Saat’in iyi bir oyuncu olduğunu söylerken gönlünde yatan aslanı da açıkladı: Onu film yönetmeni olarak görmek istiyorum. Ben onun bu işi çok iyi yapabileceğini hissediyorum. Başarılı olacaktır. Yabancı Damat dizisinde Feride, ‘Fatmagül’ün Suçu Ne’ isimli dizide ise Meryem karakterine hayat veren Sumru Yavrucuk ödüllere doymayan bir sanatçı. 1991 yılında ‘Seni Seviyorum Rosa’ filmindeki performansıyla hem Altın Portakal’ı hem de Altın Koza’yı kucaklayan Yavrucuk, tiyatroda da pek çok kez ‘Yılın en başarılı bayan oyuncusu’ seçildi. Sanatçıyla, Anadolu yakasında Fatih Köprüsü’nün tam altındaki kıyıda, Boğaziçi’ni seyrederek,mesleğini ve hayatı konuştuk.
RÖPORTAJ: Şebnem ÖZCAN
TÜRKALİ’Yİ DUYUNCA
Fatmagül’ün Suçu Ne adlı dizi projesi nasıl geldi size?
Aslında kafamda dizi yapmak yoktu. Bir tiyatro oyunu oynayacaktım. Fakat Vedat Türkali’nin ismini duyunca başka oldum. Çünkü onlar benim başucu kitaplarımdan biridir. Ece ve Melek ikilisi şahane senaryo yazarlar, artı Ay Yapım gerçekten başarılı bir şirket, bunları görünce bir an durdum ve teklifi kabul ettim.
İzleyici ‘Meryem’ karakterini nasıl değerlendiriyor?
Çok yapıcı buluyorlar. Bir kere zaten drama olarak baktığınız zaman Fatmagül ile Kerim’in arasındaki buzları eritecek bir insanMeryem... Sürekli bana baskı yapıyorlar. Halk diyor ki “Lütfen ikisini barıştırın.” Sizin kızınızın başınıza gelse, dört delikanlı tecavüz etse, böyle bir travma yaşamış bir kadın, bir erkekle birlikte olabilirmi? Mutlaka çok ciddi rehabilitasyondan geçmesi lazım. Tabii ki seyirci de “Aaa nasıl olsa televizyon dizisi” gibi hafifletici bir sebebe sığınıyor. Ama verilen mesaj çok önemli.
BİR MESAJI VAR
Diziniz tecavüz sahnesiyle epey eleştirildi, hak etti mi sizce bütün bu yorumları?
Bu kadar güzel bir dizi medyada haksızlığa uğrayarak başladı. Tecavüz sahnesi abartılacak bir şey değildi. Bir sinema filmi olduğunda belki konuşulabilir ama uzunvadede biz 39 bölüm çektik bu diziyi. Demek ki tecavüz sahnesiyle ayakta durmuyor.Oyüzden bizim diziye bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum.Hem Beren’e haksızlık hem yapıma haksızlık. Dizinin hiçbir karesi basına servis edilmedi. Hani bunun ticari bir amacı olsaydı servis edilirdi. Hiçbir zaman tecavüz sahnesiyle gündeme gelinmek istenmedi. Çünkü anlattığı şeyler çok güzel mesaj içeriyor. Başarılı bir yapım bence.
Genç oyunculardan kimleri beğeniyorsunuz?
Beren Saat’i çok seviyorum. Beren iyi oyunculuğunun yanı sıra araştırmacı, çalışkan ve pozitif enerjisi olan biri. Bence kuşağının en iyisi. Diziye başlarken çok başka endişelerim vardı hepsi silindi. Öyle genç oyuncular var ki duyuyoruz işte; sete özel yemek isteyenler, sete geç gidenler... Beren bunların hepsini kırdı. İlk kez çalışıyorum onunla. Ama yine de onunla ilgili içimde yatan başka bir aslan var. Onu film yönetmeni olarak görmek istiyorum. Ben onun bu işi çok iyi yapabileceğini hissediyorum. Başarılı olacaktır. Zaten sinema tekniğiyle ilgili epey bir tecrübesi var.
Sokakta gezerken halkın ilgisinden sıkıldığınız oluyor mu?
Markete gittiğim zaman bir onunla fotoğraf, bir bununla fotoğraf, agresif hale gelebiliyorum. Vaktim sınırlı. Girdiğim mağazadan hiçbir şey almadan çıktığımı hatırlıyorum.Onunla fotoğraf, bununla fotoğraf çekildim. Yazın gözlük ve şapka takıyorum. Çünkü cilt yapımçok hassas.
NICOLE KIDMAN DEĞİL UCUBE OLURUM...
Yaşlılıktan korkuyor musunuz?
Kendimle fizik olarak barışık olmama rağmen, kusurlarımı kabul edip aynı şekilde yaşlanmaya çalışıyorum. Nicole Kidman’a bakın dünyanın en güzel kadınlarından biri, kendini ne hale getirdi. Şuramda şöyle olsaydı dediğim olmuştur. Burnumu yaptırdığım zaman, gözüme yeşil lens taktırdığım zamanNicole Kidman mı olacağım? Bunları yaptırdığımda bir ucube olacağım. Çünkü sizin kemik yapınızla ilgili bir şeydir. Ben kendimden daha çok, rolümü seven bir insanım. Yani ben zaten konservatuarda okuyordum bitirdim, bütün yaşlı kadınları ben oynuyordum. Tiyatronun genciydim. Annem yaşındaki kadınların annesi rollerinde oynuyordum. Yani yeniyiz ya, o nedenle. “Tıfıllar, bunlara her şeyi verelim oynasınlar” diyerek rolü verirlerdi. Yani annem yaşındaki kadına “yavrucuğum” diyordum. Bir de yanaklarıma pamuk koyuyordum, bir gün sahnede pamuk yuttum. Kendimi eciş bücüş yapıyordum. Kendimi şekilden şekle sokmaktan korkmam. Ayrıca çok zevk alırım.
BANA ÇARPAN KADININ HAYATI KURTULDU
Tiyatro ne ifade ediyor?
Bütün yaşam kaynağım. ‘Tiyatro kutsaldır perde kapanmaz’ diyorlar ya aynı kural ekran için de geçerli. Trafik kazası geçirdim. MR çektirdim, “yaşıyorsunuz” denildi. İki tane fıtık var, fizik tedavi görmem gerekiyor. Ertesi sabah sete gittim ve diziye devam etmek zorunda kaldım. Hani tamam öbürünün kutsallığı var peki bunun nesi var? Acımasız sistem.
Ne zaman kaza geçirdiniz?
‘Fatmagül’ün Suçu Ne’de oynuyordum, durduk yerde arkadan bir araba vurdu ve ben neye uğradığımı şaşırdım.
Ne zaman oldu?
3 ay önce. Çok enteresan, bana çarpan kadın hastaneye gidiyor ve beyin kanseri olduğunu öğreniyor. Hayatı kurtuluyor kadının. Bana haber yolladı, “Sizi unutmama imkan yok” diye... Kırmızı ışıkta duruyorum, tek tatil günüm. “Sumru kendini şımart” dedim. Kırmızı ışık yandı, Maçka’dayım. Arkadan ‘güm!’ diye bir şey... ‘Ah!’ falan, ben bir yere savruldum gittim, o hanım da gitti. Bana o kadın haber gönderdi, “Sizin sayenizde hayatım kurtuldu” diye... O kaza olmasaydı, o kadın hasta olduğunu anlamayacaktı; O kaza hayatını kurtardı, hayatta böyle enteresan tesadüfler oluyor.
Konservutuvara girmek kolay oldu mu?
Tiyatro dediğimiz şey taklitten doğuyor. Ben de taklidi tiyatro sanarak Emel Sayın’dan Neşe Karaböcek’e, Cem Karaca’dan Ersen’e kadar şahane bir repertuvar sundum. Yıldız Kenter’in çok güldüğünü hatırlıyorum. “Çok yaşa sen caniko, başka ne yapacaksın?” dedi. Coştukça coştum, o kadar çok şey yapıyordum ki, artık ben kazandım gözüyle baktım. “İkinci parça olarak ne oynayacaksın” dediler, “Lady Machbet” dedim ama normal Machbet’i oynamışım. Bu erkek tiradı karşısında daha da gülmeye başladılar. Tabii ki kazanamamışım... Ağlayarak Ankara Konservatuarı sınavlarına girdim. Ailede çok mücadele oldu. Babam yine kabul etmedi. Annemin büyük manevralarıyla babam kabul etti.
KÖPEK BERBERi OLMAK iSTiYORDUM
Oyuncu olmasaydınız ikinci tercihiniz neydi?
Köpek berberi olmak istiyordum. Üçüncü olarak da psikolog olmak istiyordum. Hayvanları çok seviyordum. Doğuracak köpekler, kediler bize gelirdi. Koyunlarım vardı. Ne hikmetse o koyunlar yılda bir annelerini görmeye giderlerdi. Meğerse onları yiyormuşuz. Bir de maymunum vardı.
Ne yani, evde maymun mu beslediniz?
Evet, önce ben annemden bir kardeş istedim. Annem erteliyordu. ‘Bari maymunum olsun’ dedim. Israr, kıyamet babam bir maymun getirdi eve. Tabii şimdi düşünebiliyoruz, yol boyunca çok yorulmuş hayvan. Geldiği anda eve bomba atılmış gibi oldu. 3 kişi yaralı, her yer her yerde... İnanılmaz vahşiydi. Onu rehabilite etmemiz gerekiyordu, bilemedik. Fakat o maymun bizdeyken ciddi zayiat verdik. Maymun geri gitti.
AŞIRI ŞEYLERDEN KAÇIYORUM
Estetik operasyon geçirdiniz mi?
Estetiğim yok. Yani doğalım. İnsanın yüzü çok önemli. Yıldız Kenter’i 15 yaşındayken tanıdım. “Vücudunuza bakacaksınız” derdi. “Sizin enstrümanınız vücudunuz, bundan başka bir şeyiniz yok. Kemancı olsanız kemanınızı alırsınız, eskiyince atarsınız; ama sizin bundan başka enstrümanınız yok. Adam gibi kullanın” derdi. Bunun için hayatımda aşırı şeylerden kaçıyorum. İçki içmiyorum, hiçbir kötü alışkanlığım yok. Düzenli spor yapıyorum. Genelde balık, tavuk, sebze ağırlıklı beslenirim. Etle aram yoktur. Gece hayatım hiç yoktur.
Bugün Gazetesi