Su Kesesi İçine Enjeksiyon

gülbin

Daimi Üye
Katılım
19 Kasım 2008
Mesajlar
1.692
Tepki
2.180
Puan
113
Yaş
40
Konum
istanbul
Tuzlu su ya da protaglandinin su kesesi içine zerkiyle, doğumdakine benzer rahim kasılmaları sağlanır ve sonunda düşük olur. Bu tip uygulamalar kadını başından sonuna kadar dikkatle müşahede altında tutabilmek için daima bir hastanede yapılmalıdır. Böylece herhangi bir komplikasyon olduğu takdirde, hemen ve etkili bir biçimde kontrol altına alınabilme olanağı bulunur. Bu tip müdahalelerde, komplikasyon olmadığı takdirde, bir buçukla üç günlük bir hastane süresi söz konusudur.

Kadın hastaneye yatırılmadan altı saat önce aç kalmalıdır. Önce kadının kan grubuna bakılarak bir kanama olasılığına kargı kan verebilme için önlem alınır. Sonra damardan damla damla ilaç verilmeye başlanır.

Sonra kadın ameliyat ya da bir tedavi odasına alınıp masaya sırtüstü yatırılır. Önce karnın alt kısmı bir antiseptik eriyikle dikkatle yıkanır (bu kısmın traş edilmesi gerekmez). Steril bir Örtü karnın alt kısmına örtülüp göbek ortada bırakılır. Doktor enfeksiyon tehlikesini önlemek için bir maske ve steril eldivenler kullanır. Rahmin duruşunu ve enjeksiyon için uygun yeri saptamak amacıyla eliyle karnı yoklar. iğnenin zerk edileceği yere, novokain gibi bir ilaçla lokal anestezi yapılır. Bu anesteziden sonra, amniosentez denilen işlem uygulanır. Genellikle amniosentez ince bir iğneyle karın duvarından girilip, çocuğu çevreleyen su kesesinden sıvı çekilerek yapılır. Bu işlem çocuğun genetik yapısını, kromozom durumunu incelemek, ceninde anormallikler bulunup bulunmadığını saptamak ve son olarak da düşük amacıyla sıvı içine ilaç zerk etmek gibi çeşitli nedenlerle yapılır.

Düşük yapmak için tuzlu su kullanılacaksa, 18 numara, 10 santim uzunluğunda bir omurilik ponksiyon iğnesi karın duvarından su kesesine zerk edilir. İğneye takılan bir enjektörden 50 - 200 cc. amnios suyu çekilir. 200 cc kadar yüzde 20′lik tuzlu su su kesesine yavaş yavaş zerk edilir.
Prostaglandin kullanıldığı durumdaysa çok az amnios suyu çekilir. Bu sadece iğnenin doğru durumda olup olmadığını kontrol etmek amacıyla yapılır. 40 mg. prostaglandin F2 alpha kaşıyan .8 cc, ilaç su kesesine yavaş yavaş zerkedilir. Daha son ra iğne çekilir ve amniosentez yapılan yere steril bir gazlı bez konulur. Usta bir hekimin elinde bu iş, çabuk ve fazla ağrı verici değildir.

Daha sonra kadının kan basıncı ve nabzı ölçülür. Bu bulgular normal sınırlar içindeyse, odasına götürülüp bir saat yatakta dinlendirilir. Sonra kadının kalkıp gezinmesine izin verilir. Düşük oluncaya kadar sulu bir diyet uygulanır. Amniosentezden sonraki ilk saatlerde ancak hafif bir ağrı olabilir. Vakit geçtikçe, ayhalindekine benzer kramplar başlar ve giderek artar. Rahmin kasılmasından olan bu kramplar, gebelik ürünlerinin atılması için gereken genişlemeyi sağlamak üzere serviks kasında bir yumuşama yapar. Servikste genişleme olurken, kramp biçimindeki ağrılar en yüksek düzeye ulaşır. Bu, ceninin atılmasından hemen öncedir ve bu sırada serviks en fazla genişlemiş durumdadır. Bu tip kürtajda daha önce doğum yapmamış olan kadınlarda ağrılar, doğum yapmış olanlardakine göre daha çoktur.
Kürtaj m başlangıcında kadın gevşemesine yardımcı olacak Valium gibi sakinleştirici bir ilaç alabilir. Ağrı ve kramplar artınca, Demerol gibi daha kuvvetli bir ağrı kesici gerekir. Bununla birlikte Demerol çok erken zerkedilirse, rahim kasılmalarını durdurur ve düşüğü geciktirir. Bu nedenle Demerol, serviks açılmaya başlamadan önce verilmemelidir. Kasılmalar kuvvetlenince, kadın sırtüstü yatmaya uygun oturur durumda daha çok rahatlık duyar. Oturak kısmında kuvvetli basınç duyunca (ki çoğunlukla ceninin geçmek üzere olduğunun belirtisidir) düşüğü kolaylaştırmak için bir yatak simidinin üzerine oturup ıkınması salık verilebilir. Düşük olduktan sonra hasta hastanedeki yatağında kalır ve bakıma alınır. Ancak bazen bir ameliyat ya da doğum odasına da alınabilir.

Tuzlu su ya da prostaglandinin su kesesine zerk edilmesinden düşüğe kadar olan zaman kişiden kişiye değişir. Daha önce doğum yapmış olan kadınlarda, doğum yapmamış olanlara göre bu iş biraz daha çabuktur. Rahat bir kadın, gergin olan kadına göre düşüğü daha çabuk yapıyor gibidir. Düşük süresi on sekizle yirmi dört saat arasındadır.
Çocuk düştüğünde sonu da birlikte atılmamışsa, jinekolog ucunu çıkarmalıdır. Bu genellikle düşükten bir, iki saat sonra kendiliğinden çıkar. Fakat çıkmazsa, çıkarılması kolaydır ve genellikle bu iş elle ya da bir sünger forsepsle başarılır. Son çıkrıktan sonra rahim büzülür ve kanama kesilir. Son derece ender olarak sonun çıkması zor olabilir ve o takdirde bir genişletme ve kürtaj işlemi gerekir

İkinci üç ay düşüğünde oxytocin uygulanması
Düşüğün tamamlanmasında zamanı etkileyen faktörlerin başlıcalarmdan biri, serviksin cenin ve sonun geçebileceği kadar genişlemesi için gerekli olan süredir. Serviksin genişlemesini hızlandırmak için laminaria digitala denilen bir deniz yosunu servikse sokulur. Laminaria vücut nemini alıp yavaş yavaş şişer ve servikste çok yavaş bir genişleme sağlar. Düşük süresini kısaltmanın başka bir yolu, rahim hareketlerini arttırmaktır. Bu, damardan damla damla oxytocin verilerek yapılır.
Bu hormon, tuzlu bir eriyik içinde yavaş yavaş verilmelidir. Çünkü oxytocin suyun vücuttan atılışını önleyip birikmesine neden olabilir. Bazı vakalarda vücutta biriken su, toksik düzeylere ulaşmakta ve vücuttaki sodyumu sulandırarak yoğunluğunu azaltmaktadır. Bu, kasılmalara, hatta ölümlere neden Alabilmektedir. Oxytocin verildiğinde, idrarın yeterince çıkıp (Çıkmadığına özel dikkat gösterilmelidir, idrarda bir azalma varsa, idrar söktürücüler verilmeli, oxytocin kesilmeli ve sodyum düzeylerini anlamak için elektrolitler kontrol edilmelidir.

Oxytocin su kesesi içine prostaglandin zerk etmekle birlikte uygulanırsa, serviksi yırtabilecek kadar aşırı kasılmalara neden olabilir. Bununla birlikte amniosentezin arkasından altı saat süreyle uygulanmazsa, fazla bir sorun doğmaz. Tuzlu su verildikten sonra oxytocin uygulanması için iki saatlik bir ara verilmelidir.

İkinci üç aylık bir gebelikte su kesesi içine enjeksiyon yaparak sağlanacak düşükten sonra neler beklenmelidir?
Hasta düşükten altıyla on saat sonra hastaneden çıkabilir. Sonraki iki hafta boyunca kanama ve tek tük iri pıhtılar gelecektir. Hasta hareketsiz kalmaya çalışmalıdır. Serviks genişlemiş olduğu için vajinaya hiçbir yabancı cisim sokulmamalıdır, yoksa rahim enfeksiyonu olabilir. Bu, tampon ve cinsel ilişkinin yasak olması demektir. O sırada kadın duş yapabilir, fakat banyo alamaz. Dört hafta sonra bir kontrol yapılmalıdır. Rahim iyileşmiş ve serviks kapanmışsa, normal seks yaşamına dönülebilir.
Doğum kontrolüne hemen başlanmalıdır. Kadın hap almayı seçerse, buna düşükten birkaç gün sonra başlamalıdır.

Kadın hastaneden çıktıktan sonra şiddetli bir kanama ya da enfeksiyon başlarsa, hemen doktoruna başvurmalıdır. Bunu yapamazsa, hemen en yakın hastane acil servisine gitmelidir. Düşükten sonraki iki ayhalinde çok şiddetli bir kanama beklenmelidir.
İkinci üç aydaki düşük gerçekte uyarılmış bir doğum hareketi olduğu için hormon mekanizması aldatılmakta ve vücut süt yapmaya yöneltilmektedir. Kadın düşükten sonra haftalarca süt gelmesini olağan karşılamalıdır. Buna karşı yapılacak bir şey yoktur, fakat sıkı bir göğüs bandajı yapılabilir. Göğüs hareketleri ve sıcak uygulanması, süt üretimini uyarır.
İkinci üç ay düşüğü, tecrübeli bir doktor tarafından ve iyi bir hastanede yapılmışsa, kendiliğinden olmuş bir düşüğe benzer ve rahime hiçbir zarar gelmez. Gebe kalma ve çocuk sahibi olma yeteneği bozulmaz. Serviks açılmış olduğu için doğum daha da kolay olur.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst