Spastik Kolon - İbs

Arina

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
49.102
Tepki
50.485
Puan
113
Yaş
40
Konum
..
IBS ( Hassas Barsak Sendromu), henüz tam olarak tanınmayan ancak tüm toplumlarda sık rastlanan bir sendrom...

Sindirim sisteminde organik nedenlere bağlı olmaksızın yaşanan ağrı, şişkinlik ve kabızlık/ ishal gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Özellikle stresin tetikleyici olduğu bu şikayetler, kişilerin sosyal yaşamlarını olumsuz yönde etkilerken , doktora başvurmayı gerektirecek bir sebep olarak görülmüyor. Oysa hem kadın hem erkek olmak üzere toplumun her kesiminden bu rahatsızlıkla yaşayan pekçok kişi bulunuyor. Çalışma koşullarının ağırlaşması, günlük yaşam içinde stresin artması, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, IBS’nin de giderek yaygınlaşmasına neden oluyor.

En önemli şikayet şişkinlik ve gaz

IBS’nin belirtisi sayılan karın ağrısı, şişkinlik ve gaz, ishal/ kabızlık gibi şikayetler arasında, en önemli şikayet şişkinlik ve gaz. Özellikle yemek sonrası karın ağrısı, şişkinlik gibi şikayetlerin yoğunlaşması, kişilerin çalışma ve sosyal hayatını olumsuz etkiliyor.

Doğru beslenmede dikkat edilmesi gerekenler
· Rahatsızlığınızı artırdığını düşündüğünüz yiyeceklerden uzak durun: Hastaları özellikle etkileyen yiyecekler farklı olabilmektedir. Bu nedenle kendinizi iyi tanıyıp, rahatsızlık veren yiyeceklerden uzak durmalısınız.

· Sık sık ama az yiyin
· Bol su için
· Bitki Çaylarını Tercih Edin
· Sigarayı bırakmaya çalışın
· Stresten uzak durmaya çalışın
· Gaz yapan yiyecekleri az tüketin

Spastik Kolon... İBS

Barsakların en sık hastalığıdır. Kramp tarzında ağrı ,gaz ,şişkinlik ve dışkılama bozukluğu ile karekterizedir. Spastik kolonlu bazı hastalarda zor veya birkaç gün süren katı dışkılama ile karekterize kabızlık vardır. Bazılarında sıklıkla acil dışkılama ihtiyacıyla birlikte cıvık dışkılama ile karekterize ishali vardır. Bazı hastalarda ise hem kabızlık hem ishal olur. İBS(Spastik kolon)lubazı hastalarda acil dışkılama ihtiyacı ile birlikte kramp tarzında ağrıları vardır,fakat rahat dışkılayamaz. Yıllardan beri İBS'ye pek çok isim verilmiştir."Kolitis","mukuslu kolit","spastik kolon","spastik barsak", "fonksiyonel barsak hastalığı".Aslındabu terimlerinbir çoğu yanliştır. Örneğin kolitis kalın barsağın enflamasyonu (iltihabı) demektir. İBS'de enflamasyon (iltihap) yoktur. Daha ciddi bir hastalık olan ülseratif kolit ile karıştırılmamalıdır.

İBS'nin sebebi bilinmiyor. Bu yüzden henüz tamamen iyileştirici bir tedavisi yoktur.Tıbbi olarak "fonksiyonelbir hastalık" olarak adlandırılır. Çünkü barsakların muayene ve tetkiklerinde hastalık belirtisi yoktur. İBS çok büyük rahatsızlık hissive sıkıntıya neden olur.Fakat, İBS'nin barsaklara sürekli bir zararı yoktur.Barsak kanamalarına yol açmaz,kanser gibi ciddi bir hastalığayol açmaz . İBS sıklıkla ılımlı bir şekilde hastaları canından bezdirir. Onlar sosyal olaylara girmeye ,işten ayrılmaya eğilimlidirler, kısa mesafelerde bile olsa seyahat etmekten korkarlar. Bununla birlikte İBS'li birçok hasta diyet ,stresin düzeltilmesi ve bazı ilaçlarla semptomları kontrol altına alınabilir.

6 feet uzunluğunda olan kolonince barsakları rektum ve anüse bağlar.Kolonun en büyük fonksiyonu, ince barsaklardan gelen sindirim materyalinden su ve tuzu absorbe ( emmek) etmektedir.Her gün incebarsaklardan kolona 2 lt kadar sıvı materyal girer. Sıvı ve tuzun büyük bir kısmı absorbe edilinceye kadar bu materyal birkaç gün kolonda kalır.Gaita , dışkılama oluncaya kadar kolonun sol tarafına doğru hareketleriyle sol kolona geçer ve orada depolanır.

Kolon motilitesi (barsak kaslarının kasılması ve içeriğinin hareketi)sinirler, hormonlar, kolon kasındaki elektiriksel aktivite ile kontrol edilir.Elektirikli aktivite kalp fonksiyonlarını kontrol eden mekanizmaya benzer bir pacemaker (uyarı merkezleri) gibi rol oynar.

Kolonun hareketleri hafifçe geriye ve ileriye ancak esas olarak rektuma doğru olmak üzere içeriği ileriye doğru sürer. Günde birkaç kere güçlü kaskontraksiyonları kolonu aşağıya hareket ettirir,fekal materyali dışa doğru iter. Bu güçlü kontraksiyonları bazıları dışkılama ile sonuçlanır.

Doktorlar organik bir sebep bulamadıklarından dolayı İBS için genellikle psikolojik iç çatışma veya strese bağlı olarak semptomları arttırır kenar aştırmalar göstermiştir ki diğer faktörler deönemlidir.Araştırıcılar sadece küçük bir uyarı ile İBS'li kişilerin kolon kaslarında spazm başladığını buldular. Öyle görülüyor ki İBS'li hastalar olması gerekenden daha hassas ve reaktif bir kolona sahiptirler .Bu yüzden bir çok kişi için can sıkıcı olmayan uyaranlara kuvvetle cevap verirler.

Yemek yeme ve kolondaki gaz ve diğer materyelin meydana getirdiğigerilme gibi olağanolaylar İBS'li kişilerde aşırı bir reaksiyona sebep olabilirler.Bazı yiyecekler ve ilaçla rbazı kişilerde spazmı başlatabilir.Bazen spazm gaitanın pasajını geciktirerek kabızlığa yol açar. Çikolata, süt ürünleri, fazla alkol alımı sıklıkla suçlu bulunmuştur.Kahve bir çok kişide cıvık gaitaya sebep olur. Fakat İBS'li hastaları daha çok etkiler .Araştırıcılar ayrıca İBS'li kadınlarda menstürial periyod esnasında semptomların daha arttığını bulmuşlardır. Bu da üreme hormonlarının İBS semptomlarını arttırabileceğini düşündürmüştür.

Eğer İBS hakkındaki bilgiler sizi ilgilendiriyorsa, normal barsak fonksiyonlarının kişiden kişiye değiştiğini kavramak, anlamak önemlidir. Günde 3 kez dışkılama da, haftada 3 defa dışkılama da normaldir. Normal dışkı şekillidir fakat katı değildir. Kan içermez. Dışkılama sırasında kramp ve ağrı olmaz.

Fakat İBS'li hastalar, kramp tarzında karın ağrısı, ağrılı kabızlık veya diyareden yakınırlar. Bazı kişilerde kabızlık ve diyare yer değiştirebilir. İBS'li bazı hastalarda müküs (sümüksü materyel) dışkılamaları tipiktir. Kanama,ateş, kilo kaybı, sürekli ağrı yakınmaları yoktur. Bunların bulunduğunda başka problemlerin olduğunu gösterir.

Genellikle daha ciddi organik bir hastalık olmadığı ortaya konularak tanı konur. Belirtilerin dikkatli bir tanımlaması yapılarak ayrıntılı olarak hasta dinlenmelidir. Fizik muayene ve laboratuar tetkikleri yapılır. Gaitada gizli kan aranır, Kolon grafisi veya kolonoskopi gibi tanısal işlemler de yapılabilir. Bu şekilde organik bir hastalık varsa ortaya çıkartılır.

Bir çok hastada uygun bir diyet İBS belirtilerini azaltır. Yakınmalarınınartmasına neden olan (kişinin kendine özel)yiyecekler daha az yenmelidir. Laktaz enzimi bulunan bakteriler içeren yoğurt iyi tolere edilir. Laktaz yetmezliği bulunan hastalarda ishale sebep olabilir. Lifli yiyecekler bir çok vakada İBS yakınmalarını azaltabilir. Tahıl ekmeği ve tahıllar, fasulye, meyveler, sebzeler lifli yiyeceklerin önemli kaynağıdır. Bol kepekli, lifli diyet kolonu hafifçe şişkin tutar, bu şekilde spazm önlenmeğe çalışılır. Lifin bazı kısımları gaitanın içinde suyu tutar, gaitanın sertleşmesini önler, barsaktan geçişi kolaylaştırır. Yeterince lifli yiyecek yiyen İBS'li hastalar dışkılaması daha rahat ve ağrısız olur. Bol lifli yiyecekler gaz ve şişkinlik meydana getirebilir. Fakat birkaç hafta içinde vücut bu diyete alışır ve semptomlar sıklıkla kaybolur.

İBS'li hastalarda fazla yemek yemek, kramp tarzında ağrılara ve diyareye neden olabilir. Sık ve az miktarda yemek semptomları azaltabilir. Özellikle öğünler pasta, pirinç, tahıl ekmeği ve tahıllar sebze ve meyveler gibi az yağ içeren yüksek karbonhidratlı yiyecek içeriyorsa az miktarda alınması özellikle önerilmelidir.

İlaçlarla bu hastalığın tamamen geçmesi mümkün değildir. İBS tedavisinde standart bir yol yoktur. Antispazmodikler ve tranklizanlar ( karın ağrısıve yatıştırıcı ilaçlar) belirtileri azaltabilir. Hasta depresifse (ki hastaların çoğunluğunda görülür) antidepresan ilaçlar kullanılır.

İBS'li hastaların ilaç tedavisi ile ilgili en önemli durumlardan biri; hastanın ilaç bağımlılığına yatkın oluşlarıdır. Hastalık yaşam boyunca kişiyi etkiler. Bu yüzden karın ağrılarını ve streslerini azaltıcı ilaçlar hastaların laksatiflere (kabızlık için kullanılan ishal yapıcı ilaçlar) ve/veya sinir yatıştırırcılara bağımlı hale gelmesine neden olabilir.

İBS herhangi bir ciddi, organik hastalığa yol açmaz, Kron hastalığı veya ülseratif kolit gibi iltihabi hastalıklar ile İBS arasında bir ilişki yoktur. Bazı hastalar daha şiddetli İBS formunda olabilir. Ağrı ve diyare korkusu ile kişiler kendilerini normal aktiviteden çekebilirler. Böyle vakalarda psikiatri konsültasyonu yapılmalıdır.

Alıntıdır!
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst