Ilk, orta, lise ve hatta Harp Okulu’nda, Hukuk Fakültesi’nde okutulan Tarih kitaplarinda Birinci Dünya Savasi’nin sebebi olarak Sirp Prensi’nin katili, Alman-Ingiliz rekabeti olarak gösteriliyordu. ABD Texas El Paso’da ABD Kuvvetleri Hava Savunma ve Füze Okulu’nda iken tatil günlerimi El Paso Kütüphanesi’nde geçirirdim ve bazi notlar çikarmisim. Geçenlerde arsivimi düzenlerken bu notlardan biri elime geçti: “Birinci Dünya Savasi, Bati medeniyetine yabanci olan Osmanli Türkleri’nin, Avrupa’dan kovulmasi ve Balkanlar’in müslümanlardan temizlenmesi için baslatildi… Türkler’i Avrupa’da birakmak Bati medeniyetine karsi islenmis bir suçtur. (ABD Baskani Roosevelt)” Birinci Dünya Savasi’ndan sonra Kibris, Ege Adalari ve Balkanlar’dan Anadolu’ya göç baslatilip yerine Hiristiyanlar dolduruldu. 10 Ocak 1923′te Lozan Konferansi’nda Ismet Inönü biraz direnseydi Patrikhane’nin Istanbul disina nakli için hazirlik yapmislardi. Ama Yunan kültürünün asiri hayrani Ismet Pasa diger delegelerin arzusunu hiçe sayarak Patrikhane’nin Istanbul’da kalisini kabul etti. Lozan’da bütün delegeler Patrikhane’nin siyasi kimliginden uzaklasarak sadece dinî faaliyetlerde bulunmasini kabul ettiler. Lozan’da agirligini hissettiren ABD gözlemcisi Richard Child ve Ingiliz Heyeti Baskani Lord Curzon Ismet Pasa’ya: “Türkiye’nin iç ve dis ticari faaliyetlerinin ve bankacilik hizmetlerimizin yaninda, sanatta ve sosyal hayatta batililasmasinda Yahudi, Rum ve Ermeniler tarafindan yürütüldügünü, bunlarin sinirdisi edilmesi halinde Türk ekonomisinin felce ugrayacagini ve bu kadar büyük kitleyi sinir disi etmeye Türkiye’nin hakki olmadigini söyleyip Ismet Pasa’yi ikna ettiler. Anadolu’dan Yunanistan’a göç eden Rumlar’in çogu Türk asilli Ortodoks idiler. Yine Amerika El Paso Kütüphanesi’nden aldigim notlar arasinda Istanbul’da 15 yil yasamis Amerikali Amiral Colby Mehester’e göre: “O tarihte çogu Istanbul’da yasayan ve Patrikhane tarafindan korunan 30 casus Türkiye’de bulunuyordu.” Batili dis politika uzmanlarina göre: “Türkiye’ye basta Orta Asya Cumhuriyetleri olmak üzere bütün Rusya Federasyonu bünyesinde ve özellikle Kafkas ülkelerinde Ortadogu’da, Avrupa’da ve Yunanistan, Bulgaristan, Romanya ve yine Yugoslavya’da bulunan ve çogu Türk asilli olan müslüman topluluklara Türkiye tarihi ve tabii sorumluluklari bakimindan sahip çikabilse yeterli lobicilik faaliyetlerini yürütebilse dünya devletleri nezdindeki agirligi ve itibari bir kaç misli artacak.
Patrik Bartholomeos Selanik ve Iskeçe’de dört günlük ziyaret esnasinda Yunan Içisleri Bakani Teodoros Pangolos ile görüstü. patrikhane ile Yunanistan, Amerika Ortodoks kilisesi Baspiskoposlugu’na Spiridon’un tayinine tepki göstermis ve Yunan Disisleri Bakanligi’nin her yil yaptigi ödenek kesilmisti. Görüsmeden sonra Pangolos “Patrikhane’nin varligi faaliyeti ve ilgisine tesekkür ederim” derken Bartholomeos ise: “Pangolos’tan Yunanistan’i Patrikhane’ye ilgisinin gelecekte de devam edeceginin teminatini aldim” demistir. Pangolos ayrica “Patrikhane’nin günümüzde ruhî ve zihnî ihtiyaçlara cevap vermek için büyük imkanlari vardir. Buna paralel olarak helenizmin kültürel kisiligimizin temel unsurlarindan olan geleneklerimizin korunmasini saglayan bir müessese olarak Patrikhane’den ümitleri vardir” demistir. Heybeliada’daki papaz okulu 1971 yilinda askeri dönemde çikarilan özel üniversiteleri yasaklayan, devlet üniversitesine dönüstüren kanun ile kapatilmistir. Sonradan özel üniversitelerin devlet denetiminde olma sartiyla açilmasina izin verilmisse de Patrikhane, devlet denetimine karsi çikmaktadir. Su andaki Patrik Heybeliada Papaz Okulu’nu yeniden gündeme getirmistir. ABD’ye iki aylik ziyaretinde bunu Clinton basta olmak üzere Türkiye’de sikayet edecektir. Imam Hatipler’in orta kismi kapatilmistir. Yakinda Heybeliada Papaz Okulu fakülte hatta üniversite olarak açilirsa sakin sasirmayin. Çünkü Cezayir daha dogrusu Suriye’deki gibi mezhep ve ateist azinliga dayali dikta rejim pesinde olan bazi güçler dinlere degil Islam’a düsmandir.
Bizans Imparatorlugu hayali ile yanip tutusan Fener Rum Patrigi Bartholomeos ile birlikte Rahmi Koç, uluslararasi silah tüccari Aga Han, Dünya Yahudi Cemaatleri temsilcileri, bir yigin Yunanli çevre bilimci ve isadamlarindan mütesekkil 400 kisilik bir heyet “Bilim ve Çevre Sempozyumu” adi altinda Karadeniz’i kurtaralim slogani ile Pontus hayali gündeme getirildi. Bu heyetin süper lüks “Eleftherios Venizelos” adli gemi ile yolculuklari ayri bir mesajdir.
1996 yilinin 15 Agustos’unda Kutsal Sümele Yortusu’na denk gelen Karadeniz Helen topluluklari 1. Kongresi yapilmistir. 20 Eylül 1997′de ise Karadeniz’i kurtaralim slogani ile Pontus gündeme getirildi. Yorgo Andreadis kitap gelirlerini ve Yunanistan’daki bir vakif Sümela Manastiri’na, Foça Müzesi’ne yardim ediyor ve Tonya Lisesi’ni birinci bitirene burs veriyor. Gemideki 400 kisiyi devlet bakani karsiladi. Bu 400 kisi Ayasofya ve Bizans eserlerini gezdikten sonra Patrikhane’ye gittiler. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarina ve Türkiye’nin taraf oldugu (Lozan dahil) uluslararasi anlasmalara göre Istanbul Valiligi ve Fatih Kaymakamligi’na bagli Rum kökenli 3 bin civarinda vatandasin dini lideri olmasi gerekirken 270 milyon Ortodoks’un lideri rolünü oynamaktadir. Yunanistan S-300 füzeleri ile güneyden gösterip kuzeyden vurmaktadir. Patrik’in burnu dibinde Haliç dururken Trabzon’da isi ne? Kaldi ki, Karadeniz Trabzon’dan kirlenmiyor! Karadeniz turu aslinda Megalo Idea turudur. Odessa’da Fener Patrigi Bartholomeos ile Rus Otodoks (Moskova) Patrigi Alexy II “ortodoks birligi” için görüsmüslerdir. Baris treninin yapamadigi bu sempozyum ile yapilmistir. Amaç Karadeniz’i temizlemek degil Ortodoks dünyasina mesaj vermektir. Türk-Ortodoks Patrikhanesi Baskani Selçuk Erenerol, “Bartholomeos’un niyeti ortodoks dünyasinin lideri olmaktir. Bu sempozyum da çevre kilifi adi altinda düzenlenmis ekümenlik zirvesidir” demistir.
Selanik’te düzenlenen 4. Dünya Pontus Helenizm Kongresi basarisizlikla neticelenmistir. Kuzey Yunanistan, Güney Yunanistan, Avrupa Pontuslular ve eski Sovyetler Birligi’nden göç eden Pontuslular’i temsil eden dernekler katilmistir. Yunanlilar’in eski Yunanlilar ve Bizans’la ilgisi olmadigi gibi Pontus’la ilgisi yoktur. Amerikali yazar Alfred Duggan King of Pontus isimli kitabinda “Pontus Krali’nin hiç birinin Yunanlilar’la ilgisi yoktur. Hepsi kendilerini Anadolulu saymislar, Anadolu’nun bütünlügü ve bagimsizligi için çalismislardir” demektedir. Milliyetçi gençler sempozyuma degil Yunanistan’in Pontus’u yeniden kurma amacina hizmet ettigi için tepki göstermislerdir. Istanbul ve Çanakkale Bogazlari’ni tek idare altinda özerk kurulus teklifinin altinda da da Bizans hayali vardir. Fener Ortodoks Patrigi, 19 Ekim 1997′de bir ay süren bir resmi gezi yapacaktir. ABD Baskani Bill Clinton ve Disisleri Bakani Madeleine Albright ile görüsecek. ABD’de 1.5 milyon Rum azinligi vardir. Beyaz Saray’da 3 saat kalacak olan patrige Kongre “Altin Madalya” verecek. Beyaz Saray ve Kongre’de sayili devlet adami için düzenlenen bir agirlama programi hazirlanmistir.
Fener Rum Patrikhanesi’nin uluslararasi nitelikte organizasyon yapmasina “patrigin ekümenlik kimligini tescil olur” gerekçesiyle bugüne kadar izin verilmiyordu. 1997 yilinda Rahmi Koç’un ve Edinburg Dükü Prens Philip’in (Yunan asillidir) himayesinde Patrikhane’nin “Çevre Toplantisi” adi altinda uluslararasi bir toplanti yapmasi için gayret harcandi. Içisleri Bakani’nin vermedigi izni Süleyman Demirel’in sagladigi sayiasi vardir. Heybeliada’daki toplanti “Patrikhane’nin bagimsizligi için adim” olarak degerlendirildi.
Sempozyuma katilanlari tasiyan Yunan gemisinin adinin Venizelos olmasi elbette rastlanti degildir. Venizelos, 1919′da Anadolu’yu isgal için Yunan ordusunu Izmir’e yollayan basbakandir. Ayni tarihte Rumlar’i ayaklandirip Pontus devletini kurmak için Trabzon ve Samsun’a 100 subay yollayan kisidir. Fener Rum Patrikhanesi öncülügünde 20-28 Eylül 1997 tarihinde gerçeklestirilen “karadeniz’i Kurtarma Çevre Kirliligi” kilifi sempozyumunun ardinda Pontus hayali bulunuyordu. Devletin resmi haber ajansi (A.A)’nin bir haberine göre sempozyuma katilanlara Karadeniz’i “Pontus Gölü” olarak gösteren haritalar dagitilmistir. bu haritada yer alan kentler rumca isimlerle gösterilmistir. Trabzon “Trapezus olarak gösterilmektedir. Sempozyum’u düzenleyen komite tarafindan dagitilan programda Fener Rum patrigi evrensel (ekümenik) patrik olarak gösterilmektedir. Inancini yasamaktan baska bir gayesi olmayan bürokratlara kiyim yapanlar ve kiyim için emir verenler bu ihanet belgesi karsisinda susmaktadirlar. Trabzon’da Rum Halk oyunu (Pontia Dansi) yapan ekip yoktur. Bu dünya kamuoyunu aldatmak için bir yalandir. Sempozyum’da Ortodoks patrigi Bartholomeos için “the ecumenical patriarch” (Evrensel patrik) tabiri kullanilmistir. Yunan Istihbarat Teskilati Pontus propagandasi için bu sempozyum senaryosunu hazirlamistir. Venizelos Gemisi’nin Pontuslu Rumlar’in göç ettigi Batum, Yalta, Odessa, Köstence, Varna ve Selanik’e gitmesi manidardir. Bu teskilat, amacinin disina tasarak dagittigi haritalarda Karadeniz’i “Pontus Gölü” olarak göstermesi düsündürücüdür. Ege’yi gaflet ve hatta bazilarinin ihanet derecesine varan ihmalleriyle Yunan Gölü yaptiranlar simdi de Karadeniz’in “rum Gölü”ne dönüsmesi hayaline Bati’ya sirin görünmek ugruna seyirci mi kalacaklar? S-300 füzelerine gösterilen hassasiyetden daha fazla Patrikhane’ye dikkat edilmelidir.
Kaynak: Islam dergisi, 05/98
Patrik Bartholomeos Selanik ve Iskeçe’de dört günlük ziyaret esnasinda Yunan Içisleri Bakani Teodoros Pangolos ile görüstü. patrikhane ile Yunanistan, Amerika Ortodoks kilisesi Baspiskoposlugu’na Spiridon’un tayinine tepki göstermis ve Yunan Disisleri Bakanligi’nin her yil yaptigi ödenek kesilmisti. Görüsmeden sonra Pangolos “Patrikhane’nin varligi faaliyeti ve ilgisine tesekkür ederim” derken Bartholomeos ise: “Pangolos’tan Yunanistan’i Patrikhane’ye ilgisinin gelecekte de devam edeceginin teminatini aldim” demistir. Pangolos ayrica “Patrikhane’nin günümüzde ruhî ve zihnî ihtiyaçlara cevap vermek için büyük imkanlari vardir. Buna paralel olarak helenizmin kültürel kisiligimizin temel unsurlarindan olan geleneklerimizin korunmasini saglayan bir müessese olarak Patrikhane’den ümitleri vardir” demistir. Heybeliada’daki papaz okulu 1971 yilinda askeri dönemde çikarilan özel üniversiteleri yasaklayan, devlet üniversitesine dönüstüren kanun ile kapatilmistir. Sonradan özel üniversitelerin devlet denetiminde olma sartiyla açilmasina izin verilmisse de Patrikhane, devlet denetimine karsi çikmaktadir. Su andaki Patrik Heybeliada Papaz Okulu’nu yeniden gündeme getirmistir. ABD’ye iki aylik ziyaretinde bunu Clinton basta olmak üzere Türkiye’de sikayet edecektir. Imam Hatipler’in orta kismi kapatilmistir. Yakinda Heybeliada Papaz Okulu fakülte hatta üniversite olarak açilirsa sakin sasirmayin. Çünkü Cezayir daha dogrusu Suriye’deki gibi mezhep ve ateist azinliga dayali dikta rejim pesinde olan bazi güçler dinlere degil Islam’a düsmandir.
Bizans Imparatorlugu hayali ile yanip tutusan Fener Rum Patrigi Bartholomeos ile birlikte Rahmi Koç, uluslararasi silah tüccari Aga Han, Dünya Yahudi Cemaatleri temsilcileri, bir yigin Yunanli çevre bilimci ve isadamlarindan mütesekkil 400 kisilik bir heyet “Bilim ve Çevre Sempozyumu” adi altinda Karadeniz’i kurtaralim slogani ile Pontus hayali gündeme getirildi. Bu heyetin süper lüks “Eleftherios Venizelos” adli gemi ile yolculuklari ayri bir mesajdir.
1996 yilinin 15 Agustos’unda Kutsal Sümele Yortusu’na denk gelen Karadeniz Helen topluluklari 1. Kongresi yapilmistir. 20 Eylül 1997′de ise Karadeniz’i kurtaralim slogani ile Pontus gündeme getirildi. Yorgo Andreadis kitap gelirlerini ve Yunanistan’daki bir vakif Sümela Manastiri’na, Foça Müzesi’ne yardim ediyor ve Tonya Lisesi’ni birinci bitirene burs veriyor. Gemideki 400 kisiyi devlet bakani karsiladi. Bu 400 kisi Ayasofya ve Bizans eserlerini gezdikten sonra Patrikhane’ye gittiler. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarina ve Türkiye’nin taraf oldugu (Lozan dahil) uluslararasi anlasmalara göre Istanbul Valiligi ve Fatih Kaymakamligi’na bagli Rum kökenli 3 bin civarinda vatandasin dini lideri olmasi gerekirken 270 milyon Ortodoks’un lideri rolünü oynamaktadir. Yunanistan S-300 füzeleri ile güneyden gösterip kuzeyden vurmaktadir. Patrik’in burnu dibinde Haliç dururken Trabzon’da isi ne? Kaldi ki, Karadeniz Trabzon’dan kirlenmiyor! Karadeniz turu aslinda Megalo Idea turudur. Odessa’da Fener Patrigi Bartholomeos ile Rus Otodoks (Moskova) Patrigi Alexy II “ortodoks birligi” için görüsmüslerdir. Baris treninin yapamadigi bu sempozyum ile yapilmistir. Amaç Karadeniz’i temizlemek degil Ortodoks dünyasina mesaj vermektir. Türk-Ortodoks Patrikhanesi Baskani Selçuk Erenerol, “Bartholomeos’un niyeti ortodoks dünyasinin lideri olmaktir. Bu sempozyum da çevre kilifi adi altinda düzenlenmis ekümenlik zirvesidir” demistir.
Selanik’te düzenlenen 4. Dünya Pontus Helenizm Kongresi basarisizlikla neticelenmistir. Kuzey Yunanistan, Güney Yunanistan, Avrupa Pontuslular ve eski Sovyetler Birligi’nden göç eden Pontuslular’i temsil eden dernekler katilmistir. Yunanlilar’in eski Yunanlilar ve Bizans’la ilgisi olmadigi gibi Pontus’la ilgisi yoktur. Amerikali yazar Alfred Duggan King of Pontus isimli kitabinda “Pontus Krali’nin hiç birinin Yunanlilar’la ilgisi yoktur. Hepsi kendilerini Anadolulu saymislar, Anadolu’nun bütünlügü ve bagimsizligi için çalismislardir” demektedir. Milliyetçi gençler sempozyuma degil Yunanistan’in Pontus’u yeniden kurma amacina hizmet ettigi için tepki göstermislerdir. Istanbul ve Çanakkale Bogazlari’ni tek idare altinda özerk kurulus teklifinin altinda da da Bizans hayali vardir. Fener Ortodoks Patrigi, 19 Ekim 1997′de bir ay süren bir resmi gezi yapacaktir. ABD Baskani Bill Clinton ve Disisleri Bakani Madeleine Albright ile görüsecek. ABD’de 1.5 milyon Rum azinligi vardir. Beyaz Saray’da 3 saat kalacak olan patrige Kongre “Altin Madalya” verecek. Beyaz Saray ve Kongre’de sayili devlet adami için düzenlenen bir agirlama programi hazirlanmistir.
Fener Rum Patrikhanesi’nin uluslararasi nitelikte organizasyon yapmasina “patrigin ekümenlik kimligini tescil olur” gerekçesiyle bugüne kadar izin verilmiyordu. 1997 yilinda Rahmi Koç’un ve Edinburg Dükü Prens Philip’in (Yunan asillidir) himayesinde Patrikhane’nin “Çevre Toplantisi” adi altinda uluslararasi bir toplanti yapmasi için gayret harcandi. Içisleri Bakani’nin vermedigi izni Süleyman Demirel’in sagladigi sayiasi vardir. Heybeliada’daki toplanti “Patrikhane’nin bagimsizligi için adim” olarak degerlendirildi.
Sempozyuma katilanlari tasiyan Yunan gemisinin adinin Venizelos olmasi elbette rastlanti degildir. Venizelos, 1919′da Anadolu’yu isgal için Yunan ordusunu Izmir’e yollayan basbakandir. Ayni tarihte Rumlar’i ayaklandirip Pontus devletini kurmak için Trabzon ve Samsun’a 100 subay yollayan kisidir. Fener Rum Patrikhanesi öncülügünde 20-28 Eylül 1997 tarihinde gerçeklestirilen “karadeniz’i Kurtarma Çevre Kirliligi” kilifi sempozyumunun ardinda Pontus hayali bulunuyordu. Devletin resmi haber ajansi (A.A)’nin bir haberine göre sempozyuma katilanlara Karadeniz’i “Pontus Gölü” olarak gösteren haritalar dagitilmistir. bu haritada yer alan kentler rumca isimlerle gösterilmistir. Trabzon “Trapezus olarak gösterilmektedir. Sempozyum’u düzenleyen komite tarafindan dagitilan programda Fener Rum patrigi evrensel (ekümenik) patrik olarak gösterilmektedir. Inancini yasamaktan baska bir gayesi olmayan bürokratlara kiyim yapanlar ve kiyim için emir verenler bu ihanet belgesi karsisinda susmaktadirlar. Trabzon’da Rum Halk oyunu (Pontia Dansi) yapan ekip yoktur. Bu dünya kamuoyunu aldatmak için bir yalandir. Sempozyum’da Ortodoks patrigi Bartholomeos için “the ecumenical patriarch” (Evrensel patrik) tabiri kullanilmistir. Yunan Istihbarat Teskilati Pontus propagandasi için bu sempozyum senaryosunu hazirlamistir. Venizelos Gemisi’nin Pontuslu Rumlar’in göç ettigi Batum, Yalta, Odessa, Köstence, Varna ve Selanik’e gitmesi manidardir. Bu teskilat, amacinin disina tasarak dagittigi haritalarda Karadeniz’i “Pontus Gölü” olarak göstermesi düsündürücüdür. Ege’yi gaflet ve hatta bazilarinin ihanet derecesine varan ihmalleriyle Yunan Gölü yaptiranlar simdi de Karadeniz’in “rum Gölü”ne dönüsmesi hayaline Bati’ya sirin görünmek ugruna seyirci mi kalacaklar? S-300 füzelerine gösterilen hassasiyetden daha fazla Patrikhane’ye dikkat edilmelidir.
Kaynak: Islam dergisi, 05/98