Orta Oyunu

kedijik

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
9.606
Tepki
11.924
Puan
113
Konum
Konya
Orta Oyunu

Orta oyunu, çevresi izleyicilerle çevrili bir alan içinde oynanan, yazılı metne dayanmayan, içinde müzik, raks ve şarkı da bulunan doğaçlama bir oyundur. Orta oyunu adının geçtiği ilk belge 1834 tarihlidir. Daha eski kaynaklarda bu oyun; kol oyunu, meydan oyunu, taklit oyunu, zuhurî gibi adlarla anılmıştır.

Orta oyunu, han ya da kahvehane gibi kapalı yerlerde de oynanmakla birlikte, genel olarak açık yerlerde ortada oynanan bir oyundur. Oyunun oynandığı yuvarlak ya da oval alana palanga denir. Oyunun dekoru; yeni dünya denilen bezsiz bir paravandan ve dükkân denilen iki katlı bir kafesten oluşur. Yeni dünya ev olarak, dükkân da iş yeri olarak kullanılır. Dükkânda bir tezgâh, birkaç hasır iskemle bulunur.
Orta oyununun kişileri ve fasılları Karagöz oyunuyla büyük oranda benzerlik gösterir. Oyunun en önemli iki kişisi Kavuklu ile Pişekâr'dır. Kavuklu, Karagöz oyunundaki Karagöz'ün karşılığı, Pişekâr da Hacivat'ın karşılığıdır. Orta oyununda da gülmece öğesi, Karagöz oyunundaki gibi, yanlış anlamalara, nüktelere ve gülünç hareketlere dayanır. Oyunda çeşitli mesleklerden, yörelerden, uluslardan insanların meslekî ve yöresel özellikleri, ağızları taklit edilir. Bunlar arasında Arap, Acem, Kastamonulu, Kayserili, Kürt, Frenk, Laz, Yahudi, Ermeni vb. sayılabilir. Orta oyununda kadın rolünü oynayan kadın kılığına girmiş erkeğe Zenne denir.
Kavuklu Hamdi ile Pişekâr Küçük İsmail Efendi, orta oyununun önemli ustaları sayılır.

ALINTIDIR...
 
OP
kedijik

kedijik

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
9.606
Tepki
11.924
Puan
113
Konum
Konya
Orta Oyununun Bölümleri:

-Mukaddime (Giriş): Zurnacı, Pişekâr havası çalar. Pişekâr çıkar ve izleyiciyi selâmladıktan sonra zurnacıyla konuşur. Bu konuşmada, oynanacak oyunun adı bildirilir. Daha sonra zurnacı Kavuklu havasını çalar. Kavuklu ile Kavuklu arkası oyun alanına girer. Kavuklu ile Kavuklu arkası arasında kısa bir konuşma geçer. Sonra bu kişiler birden Pişekâr'ı görüp korkarlar ve korkudan birbirlerinin üstüne düşerler. Bazı oyunlarda zenne takımı ve Çelebi'nin daha önce çıkıp Pişekar'la konuştukları bir sahne de vardır.

-Muhavere (Söyleşme): Bu bölüm Kavuklu ile Pişekâr'ın birbirleriyle tanıdık çıktıkları tanışma konuşmasıyla başlar. Kavuklu ile Pişekâr'ın birbirinin sözlerini ters anlamaları bir gülmece oluşturur ki buna arzbâr denir. Arzbârdan sonra tekerleme başlar. Tekerlemede Kavuklu, başından geçen olağan dışı bir olayı Pişekâr'a anlatır. Pişekâr da bunu gerçekmiş gibi dinler, sonunda bunun düş olduğu anlaşılır.

-Fasıl (Oyun): Oyunun asıl bölümü, belli bir olayın canlandırıldığı fasıl bölümüdür. Orta oyunu fasılları genellikle iki paralel olay dizisinde gelişir. Dükkân dekorunda gelişen olaylarda genellikle Kavuklu bir iş arar. Pişekâr'ın ona iş bulmasıyla olaylar gelişir. Dükkâna gelip giden çeşitli müşterilerle ilgili oyunlar da vardır. İkinci olaylar dizisi yeni dünya denilen ev dekorunda geçer. Zenne takımının, Pişekâr aracılığıyla ev araması ve bir eve yerleşmesi biçiminde olaylar gelişir.

-Bitiş: Oyunun son bölümüdür. Pişekâr, izleyicilerden özür dileyerek gelecek oyunun adını ve yerini bildirir. Oyunu kapatır.

Geleneksel Türk halk tiyatrosunun önemli seyirliklerinden olan orta oyununun başlıcaları şunlardır: Mahalle Baskını, Terzi Oyunu, Yazıcı Oyunu, Büyücü Hoca. Fotoğrafçı, Hamam, Tahir ile Zühre, Kale Oyunu, Pazarcılar, Çeşme, Gözlemeci. Çifte Hamamlar, Kunduracı, Eskici Abdi.


ORTAOYUNU'NDA OYUN DÜZENİ


Ortaoyunu yuvarlak çepeçevre seyirciyle kuşatılmış bir alanda oynanır.Oyun yeri açıklıkta olduğu için buraya Merg-i temaşa (Temaşa çayırı) denir.bu, çoğu kez yumurtamsı biçimde bir alandır.Tabanı çayır,çimen olan bu alan yuvarlak yada dörtköşe de olabilir.meydanın uzunluğu 22m ye 15 m'dir.Seyirciyle oyun alanı ipler ve kazıklarla yapılmış parmaklıklarla ayrılır.

Ortaoyunu sözlüğünde meydan veya oyun yerine palanga denir.Burası gösteri için kazıklarla çevrilerek ayrılmış alandır.Oyuncuların giyim kuşamlarını koydukları sandığa da pusat denir.Çoğunlukla oyun yerinin bitişiğindeki çadırda giyinilir. Oyun yerinde belli başlı iki parça dekor bulunur.bunlardan biri Yeni dünya, diğeri dükkandır.Yeni dünya ve dükkan, birbirine benzeyen 2-3-4 katlı kafes,paravandır.Aralarında boy bakımından fark olduğu gibi görevleri de değişiktir.Her oyunda Kavuklu'nun bir iş sahibi olması için bir 'dükkan' ; Zennelerin mahallede bir ev almaları için bir ev ,yeni dünya gereklidir.Dükkan, gözlemeci oyununda gözlemeci dükkanı, telgrafçı oyununda telgraf çekilen yer olur.

ALINTIDIR...
 
OP
kedijik

kedijik

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
9.606
Tepki
11.924
Puan
113
Konum
Konya
Ortaoyununun en önemli araçlarından biri Pişekar'ın elinde tuttuğu iki dilimli şakşaktır.Bunun baş görevi, Pişekar'ın, oyunun başı olduğunu belirten bir işaret olarak kullanmasıdır,ayrıca bununla yardağına vurur.Pişekar, oyunun sahneye koyucusu,yöneticisi olduğu için şakşakın oyunu yönetmek,yürüyüşleri yöneltmek,oyunculara işlerini bildirmek gibi bir görevi vardır.

Dekor kullanımına pek az yer verilmiştir;Ancak oyunun konusuyla ilgili eşyalar oyunda yer almıştır. Berber oyununda , bir berber aynası,berber koltuğu,bir berber leğeni kullanılmıştır.Aynı şekilde gözlemci oyununda gözlemci merdanesi, yazıcı oyununda yazı takımı gibi eşyalar kullanılmıştır.Ortaoyununun sahne düzeni bir yandan metinsiz,doğmaca,doğaçlama oynayışın bir yandan da yuvarlak sahne kurallarının gereklerine uygundur.Bu yönüyle oyunlar 'açık biçim' denilen, seyircinin tepkisine,oyun yeriyle seyirci arasındaki elektriğin yönelişine göre biçimlenebilen bir oyundur.Oyun yeri yuvarlak olduğu için oyuncular sıksık yer değiştirerek seyircilerin tümünün kendilerini görmesini sağlar.

Ortaoyunu söze dayanmakla beraber, söz yanında tavır hareketlere de büyük ölçüde yer verilir.Ortaoyunu gösterimci tiyatroya en iyi örnektir.Herşeyden önce orta yerde oynanır; Seyirci oyun alanını çepeçevre kuşatmıştır.Oyuncu,seyirci,temsil aynı iklim içindedir, aynı havayı solur,aynı ısıyı duyar.Pişekar, oyunun başında ve sonunda seyirciye doğrudan seslenir, oyunu tanıtır,kusurları için özür diler,gelecek oyunun zamanını ve yerini duyurur.

Temsil, yalanlarla ışıkla yalanı örtmeye çalışmaz.Oyunun bir kurmaca olduğu oyun sırasında oynayanlarca yadsınmaz.İki kişi oyun sırasında söyleşirken,üçüncü bir kişi onlar duymadan seyirciyle konuşup takılmalarda bulunur.Gerçekten yapılabilecek hareketler bile gerçeğe uymadan yapılır: Birine para verilecekken gerçek para kullanılabilecek yerde yalnızca para sayma hareketiyle yetinilir.Kapı açılıp kapanırken kapı sesiyle ilgisi olmayan bir çıngır mıngır sesi çıkartılır. Oyun kurallarının bilebile çiğnenmesi aynı zamanda bir güldürme öğesidir de. Şimdi buna bir örnek verelim:

KAVUKLU - (zenneler için) Deli midirler diye sordum.
PİŞEKAR - Ne demek neden deli olsunlar?
KAVUKLU - Bunlara bezsiz paravanı ev diye sen mi kiraladın?
PİŞEKAR -Elbette sen gözünün çapağını sil de öyle bak. Devekuşu gibi canım eve paravan diyorsun.
KAVUKLU - Ulan dürbünle baksam zırva tevil götürmez!

OYUN YERLERİ VE OYUNCULAR

Ortaoyuncular, İstanbul'da kapalı yerlerde,hanlarda ve İstanbul'un gezinti yerlerinde temsiller verirlerdi.Ayrıca İstanbul dışındaki kentlerde ve Adalar'da da oynarlardı.
Ortaoyunu sanatçılarına gelince, aralarında çırak-usta ilişkisi gözetilmekteydi. Ustalar öğrencilerini denetlerlerdi.Oyunda utanmasız sözler söylemek yasaktı.Ortaoyunu sanatçılarının hepsinin oyunculuk dışında başka işleri de vardı.Daha çok yaz mevsiminde açık havada oynarlar, bunun dışında başka işlerle uğraşırlardı.
ALINTIDIR...
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst