O'nda Var, Ben de İsterim...

gülbin

Daimi Üye
Katılım
19 Kasım 2008
Mesajlar
1.692
Tepki
2.180
Puan
113
Yaş
40
Konum
istanbul
Başkalarınınkine sahip olma arzu, istek duyguları belirir. Bu kıskan*ma değil, karşılaştırabilme yeteneğinin varlığıdır.

Okul öncesi dönemde lisan, artık karşılaştırma yapabilme yetisini kazanmıştır. Oyunlar ile birlikte, oyuncaklar, kıyafetler vs karşılaştırılır. Başkalarınınkine sahip olma arzu, istek duyguları belirir. Bu kıskan*ma değil, karşılaştırabilme yeteneğinin varlığıdır. Arkadaşınınkinin aynısını alma isteği 'gizlice yürütmeye' kadar varabilir. Bu da hırsızlık değildir. Sahip olma ar*zusuna çözüm üretmektir.

Siz de onunla birlikte, başkalarında olup onda ol*mayanları sıralayın. Yani onun özençlerini örtbas et*meye değil daha çok açık etmeye bakın. Onun bu karşılaştırma içgüdüsüne katılın. Hem bu şekilde baş*kalarında olup onda olmayan özlemlerini de öğren*miş olursunuz.

Onda olmayıp, arkadaşlarında olanları alabiliyor*sanız alın. Bunlar arasında çocuğunuzun gereksinimi olmayanlarda olabilir. Mümkünse gerekli olmayan şeyleri almak istemediğinizi ona anlatmaya çalışın. Bazen gereksinim olmaksızın da çocuklar bazı şeyle*re sahip olmaya özenirler. İmkanlarınız dahilinde siz de bu durumu anlamaya çalışın.

Ancak, sizin anlatım ve açıklamalarınız genellikle yetersiz kalacaktır. En iyisi, siz arkadaşında olup on da olmayanları sıralarken, fazla renk vermeden, onda olup arkadaşlarında olmayan 'şey'leri de sayın dökün. Bunların mutlaka satın alınabilen nesneler olması ge*rekmez. Çocuğunuzun yüzündeki ve sizin o güne ka*dar çok sevip beğendiğiniz bir çil tanesi bile, arkada*şının sahip olduklarına fark atabilir. Tabii burada sizin olayı sunuş tarzınızdaki maharetiniz önemlidir.

- Kızımın yüzündeki çillerden rahatsız olduğunu hissettiğim günden beri çilleri üzerine öyküler sırala*maya başlamıştım. İşte, 'Gözlerinin kahvesi çillere ak*sediyordu. ' 'Bazı çiller benim, bazıları babasının çille*ri idi. Onları kimseyle paylaşamazdık. Sakın benimki*lerden babası öpmemeli idi.' 'Bütün bir yıl Ekim ayını beklemiştim. Yüzüme onunkinin aynısından 3-5 çil tanesi 'ekebilmek' için,' falan, falan.

Günün birinde heves heves eve geldi. Arkadaşı ailesi ile Fransa'ya Disney Land'a gidiyordu. Biz de gitsek güzel olurmuş. Çok eğlenceli bir yermiş.

'Paramız yok.' onun anlayacağı bir şey değildi. İkinci sorusu 'Onların niye var?' olursa, ben nasıl ya*nıtlardım? Biz daha sonra gideriz'i de ona anlatamaz*dım. Hem gerçekçi değil, hem de zaman gibi soyut bir kavram ona birşey ifade etmeyecekti.

Gideceğimiz bir yeri önceden bilmeli tanımalıyız. Disney Land'la ilgili bilgiler toplamaya karar ver*dik. Kitapçılara gittik. Fransa Konsolosluğu 'na gittik. Disney Land'daki masal kahramanları hakkında bilgi*ler topladık. Broşürler, kitaplar aldık. Kendisi okumayı yeni söktüğü için heves heves bu masalları okuduk. Ben de her gece ona, yüzündeki bir çil tanesini Dis*ney Land'a götüren öyküler anlatıyordum.

Arkadaşı Disney Land'dan döner dönmez onu bi*ze davet ettik. Kızımın elinde ondakinden daha çok Disney Land ile ilgili doküman vardı. Onlara pasta çö*rek ikram etmek için odaya her girdiğimde kızımın ar*kadaşından daha çok oraya gitmiş gibi sohbete katıldığını hayretle farkettim.

Doç.Dr.Sabiha Paktuna Keskin
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst