Öğrencinin akran istismarı ve rahatsız edilmeye maruz kaldığı nasıl anlaşılır?

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
Çocuklarınızı tacizden nasıl koruyabilirsiniz?



Okulda çocuğunun akran istismarına ve rahatsız edilmeyle karşılaştığını ya da bunu diğer arkadaşlarına yaptığını öğrenen ebeveynler büyük panik yaşamaktadır. Bu durumu fark eden yetişkinlerde kızgınlık, şaşkınlık, pişmanlık duyguları ortaya çıkmaktadır. Akran istismarı; o anda daha güçlü olan kişi ya da grupların daha güçsüz olan kişiye birden fazla olmak üzere rahatsız edici davranışlarda bulunması ve incitmesidir. İstismar, vurma gibi şiddet içerebileceği gibi, sözel (lâkap takma, dalga geçme vb) de olabilir. Bazen eşit güçte öğrenciler arasında bir konuyla ilgili bir kez tartışma yaşanabilir, bu durum istismar değildir.



Öğrencinin akran istismarı ve
rahatsız edilmeye maruz kaldığı nasıl anlaşılır?


Çocuk, okula gitmek istemez ve pek çok bahane üretir. Zaman zaman okuldan kaçar. Derste yeterince etkin değildir, başarısızdır. Kendine olan güveni zayıftır. Sürekli tetiktedir, geceleri uyuyamaz, kâbuslar görür ve içine kapanır. Sıkıntılarını çevresine anlatmak istemez. Sinirini kendinden küçük çocuklardan ya da kardeşlerinden çıkarmaya çalışır. Asabidir. Vücudunda sebebini söylemediği çizikler, morluklar vardır. İstenmedik davranışlarda (rahatsız eden arkadaşlarına vermek üzere para çalması ya da yalan söylemesi vb) bulunur.



Ebeveynler çocuğa nasıl yaklaşmalıdır?

Öncelikle yetişkinler, çocuğu dikkatle dinlemeli ve yanında olduklarını çocuğa hissettirmelidirler. Ona verilecek öneriler mantıklı olmalıdır. ‘Sen de ona vur, senin elin armut mu topluyor?’ gibi öneriler, çocuğun daha fazla istismara uğramasından başka bir işe yaramaz. Öğrencinin bulunduğu ortamdan ve o arkadaşlarından uzaklaşması, yeni arkadaşlar edinmesi tavsiye edilebilir.
Aynı davranışların devam edip etmediğini çocuğa sormak gerekir. Olaylar ne zaman, nerede yaşandı? Kaç kişilerdi, gören oldu mu ve bu konuda bir şey yapıldı mı? Okul yönetimiyle konuşmak ve işbirliği içinde olmak çok önemlidir. Öğretmenle görüşmeli ve neler yapılabileceği hakkında görüş birliğine varılmalıdır. Okulun rehberlik servisi de bu sürece dâhil edilmelidir. Toplantılarda soğukkanlı olmak ve neler yapılabileceğini önceden düşünmek faydalı olacaktır. Gerekirse bunlar not alınmalıdır. Öğretmen de aileler gibi istismarı fark edememiş olabilir. Durumun soruşturulması zaman alır. İlk aşamada neler yapılması gerektiği ve adımlar belirlenmelidir. Çocuğunuza istismar ve rahatsız etme davranışında bulunan çocuklara direkt yaklaşmaktan veya ailesiyle kendi aranızda durumu çözmeye çalışmaktan kaçının. Bu davranışlar genellikle olayların daha karışık ve içinden çıkılmaz bir hal almasına sebep olmaktadır. Çocuğun karşılaştığı sorunları güvendiği öğretmenleriyle paylaşması teşvik edilmeli ve okulla işbirliği koparılmamalıdır.

Benim çocuğum başkalarına karşı rahatsız
edici davranışlarda bulunuyorsa?

İstismara uğrayan çocuğa ya da ailesine doğrudan yaklaşmayın. Akran istismarına uğrayan ya da başkalarına yapan öğrencileri okul idaresine bildirin. Çocuğunuzun bu davranışını savunmaya çalışmayın ve diğer velilerden bu konuda destek almaya çabalamayın. Çocuğunuza arkadaşlığın güzelliğini ve empatiyi anlatın. İstismarın ne kadar kötü bir şey olduğunu izah edin. Ailenizde de benzeri davranışların yaşanmamasına özen gösterin.

Saldırgan çocuklarda dayakla
cezalandırma işe yaramaz


Saldırgan çocuklar, duygusal olarak diğer arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle iletişim kuramazlar. Saldırganlık, okulda itişip kakışmak ya da küçük atışmalardan daha ciddî ve sürekli bir durumdur. Bu çocuklar saldırganlık yönlerini, diğer öğrenciler üzerinde üstünlük sağlamak amacıyla kullanırlar. Saldırgan özellikler sergilediğinde çocuğun istedikleri yerine getirilmemelidir.
Dayakla cezalandırıldığında çocuk daha da sinirli olur ve başkalarına zarar verebilir. ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde bulunan Duke Üniversitesi Çocuk ve Aile Politikaları Merkezi araştırmacıları tarafından farklı kültürel değerlere sahip altı ülkede gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre, hangi kültürel ortamda olursa olsun dayak yiyen çocuklarda şiddet eğilimi daha fazla olurken, endişe oranlarının da arttığı tesbit edildi. Araştırmacılar, çocuklara uygulanan dayak ile çocuklarda şiddet ve endişe bağıntısının, dayağın kültürel olarak genel kabul gördüğü Kenya’da en düşük olduğunu belirlerken, bu bağıntıyı en yüksek oranda şiddet karşıtı Budist öğretinin yaygın olduğu Tayland’da tesbit ettiler. Bu çocukların grup çalışmalarına katılması teşvik edilmeli, isteklerini şiddet yerine konuşarak ifade etmesi öğretilmelidir. Okulda, çocukların eğitime sağlıklı biçimde devam edebilmesi için okul ve aile işbirliği çok önemlidir. Bilinçli olmak, öğrencileri doğru gözlemlemek faydalı olacaktır.
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113


Cinsel taciz ya da cinsel istismar tüm ebeveynlerin korkulu rüyası.

Böyle bir riskin varlığı bile insanın huzurunu kaçırıyor. Ancak korkmak böyle bir tehlikeyi ortadan kaldırmaya maalesef yetmiyor. Onları bu konuda bilgilendirmemiz gerekiyor.

Akşam haberlerini ailece izliyoruz. Ekranda son birkaç günü meşgul eden konu var. Nehir bana dönüp "Anne cinsel taciz ne demek?" diye sordu. Yutkundum. 9 yaşındaki bir çocuğa 78 yaşındaki birinin 14 yaşındaki küçük bir kız çocuğuna yaptıklarını öfkeme engel olarak anlatmam gerekiyordu. "Türkiye'nin başkenti neresi?" sorusuna "Ankara" yanıtını vereceğim ses tonuyla "Tanıdığın ya da tanımadığın birilerinin senin vücudunda özel yerlere dokunması" dedim. Kızım "Çok kötü bir şey" diye tepki gösterdi. Neyse ki kızım daha fazla uzatmadı.

Cinsel taciz ya da cinsel istismar tüm ebeveynlerin korkulu rüyası. Böyle bir riskin varlığı bile insanın huzurunu kaçırıyor. Ancak korkmak böyle bir tehlikeyi ortadan kaldırmaya maalesef yetmiyor. Çocuklarımızı cinsel istismardan korumak için biz ne kadar tetikte olsak da asıl tetikte olması gereken onlar. Bu nedenle onları bu konuda bilgilendirmemiz gerekiyor.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hamit Hancı ile Dr. Çağlar Özdemir, çocuk istismarı yani çocuğa kötü muamele konusunda ailelerin nelere dikkat etmeleri gerektiğine açıklık getiriyorlar.

10 yaşın altı riskli

Cinsel çocuk istismarı, çocuğun kendisinden en az 6 yaş büyük bir kişi tarafından cinsel haz amacıyla zorla ya da ikna edilerek cinsel etkileşime maruz bırakılması olarak tanımlanıyor.

Cinsel istismara maruz kalan çocukların yaşa göre dağılımları incelendiğinde; yüzde 30'unun 2-5 yaş (henüz 17 aylık bebeğe tecavüz olayını hatırlayın), yüzde 40'ının 6-10 yaş, yüzde 30'unun ise 11 17 yaş grubunda olduğu görülüyor. Yani yüzde 70'i 10 yaşın altında. İstismarcıların yüzde 96'sı erkek, yüzde 80'i de çocuğun tanıdığı birisi.

Bu rakamlara bakıldığında insanın paranoyak olması bana göre çok normal.

Cinsel istismara uğrayan çocuklar kimi zaman yaşadıklarını aileleriyle paylaşırken kimi zaman da paylaşmıyor. Çünkü birçoğu ailesinin anlattıklarına inanmayacağından korkuyor. Kimi çocuk cinsel istismarcının tehditleri karşısında susmayı tercih ediyor. Kimi çocuk kendisine istismar yapan kişi tanıdık olduğu için koruma içgüdüsüyle susuyor ama yaptıklarını sevmiyor. Bazı çocuklar ailesine durumu nasıl anlatacağını bilemiyor. Ya da yapılan cinsel davranışların yanlış olduğunu bilmeyebiliyor. Ailesiyle cinsel konuları konuşmaktan utanıyor.

Belirtilere dikkat

Cinsel istismarın ne olduğunu, nasıl korunması gerektiğiyle ilgili bilgi vermemiz, çocuğun kendisine yapılanın doğru olmadığını fark etmesine yardımcı olabilir. Çocuğumuz böyle bir durumla (Allah korusun) karşı karşıya kaldığında söylenmesi gerektiğini öğrenirse kendisine en yakın kişiyle paylaşabilir.

Çoğunuz "Çocuğum cinsel istismara maruz kaldıysa ama söylemiyorsa nasıl anlarım?" diye merak ediyorsunuz. Cinsel istismara uğrayan çocuklarda tekrarlayıcı, rahatsız edici düşünceler, olayla ilgili kábuslar görülüyor. Uykuya dalma güçlüğü, öfke patlamaları, konsantrasyon güçlüğü, olayı anımsatan nesnelere karşı yoğun psikolojik sıkıntı, korku, olayı anımsatan yerler, kişiler, görüntüler ve konuşmalardan kaçınma, yaşına uygun olmayan cinsel davranışlar, cinsel davranışlarda artma, yaşadığı cinsel travmayı yeniden yaşama ve tekrarlama eğilimi: cinsel oyunlar oynama, erişkinleri ayartıcı davranışlarda bulunma şeklinde bir tablo ortaya çıkıyor.

Çocuk büyütmek zor iş. Cinsel istismarın bu kadar yoğun olduğu bir ortamda işimiz daha da zor. Gözümüzü açık tutacağız.

Akşam haberlerini ailece izliyoruz. Ekranda son birkaç günü meşgul eden konu var. Nehir bana dönüp "Anne cinsel taciz ne demek?" diye sordu. Yutkundum. 9 yaşındaki bir çocuğa 78 yaşındaki birinin 14 yaşındaki küçük bir kız çocuğuna yaptıklarını öfkeme engel olarak anlatmam gerekiyordu. "Türkiye'nin başkenti neresi?" sorusuna "Ankara" yanıtını vereceğim ses tonuyla "Tanıdığın ya da tanımadığın birilerinin senin vücudunda özel yerlere dokunması" dedim. Kızım "Çok kötü bir şey" diye tepki gösterdi. Neyse ki kızım daha fazla uzatmadı.

Cinsel taciz ya da cinsel istismar tüm ebeveynlerin korkulu rüyası. Böyle bir riskin varlığı bile insanın huzurunu kaçırıyor. Ancak korkmak böyle bir tehlikeyi ortadan kaldırmaya maalesef yetmiyor. Çocuklarımızı cinsel istismardan korumak için biz ne kadar tetikte olsak da asıl tetikte olması gereken onlar. Bu nedenle onları bu konuda bilgilendirmemiz gerekiyor.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hamit Hancı ile Dr. Çağlar Özdemir, çocuk istismarı yani çocuğa kötü muamele konusunda ailelerin nelere dikkat etmeleri gerektiğine açıklık getiriyorlar.

10 yaşın altı riskli

Cinsel çocuk istismarı, çocuğun kendisinden en az 6 yaş büyük bir kişi tarafından cinsel haz amacıyla zorla ya da ikna edilerek cinsel etkileşime maruz bırakılması olarak tanımlanıyor.

Cinsel istismara maruz kalan çocukların yaşa göre dağılımları incelendiğinde; yüzde 30'unun 2-5 yaş (henüz 17 aylık bebeğe tecavüz olayını hatırlayın), yüzde 40'ının 6-10 yaş, yüzde 30'unun ise 11 17 yaş grubunda olduğu görülüyor. Yani yüzde 70'i 10 yaşın altında. İstismarcıların yüzde 96'sı erkek, yüzde 80'i de çocuğun tanıdığı birisi.

Bu rakamlara bakıldığında insanın paranoyak olması bana göre çok normal.

Cinsel istismara uğrayan çocuklar kimi zaman yaşadıklarını aileleriyle paylaşırken kimi zaman da paylaşmıyor. Çünkü birçoğu ailesinin anlattıklarına inanmayacağından korkuyor. Kimi çocuk cinsel istismarcının tehditleri karşısında susmayı tercih ediyor. Kimi çocuk kendisine istismar yapan kişi tanıdık olduğu için koruma içgüdüsüyle susuyor ama yaptıklarını sevmiyor. Bazı çocuklar ailesine durumu nasıl anlatacağını bilemiyor. Ya da yapılan cinsel davranışların yanlış olduğunu bilmeyebiliyor. Ailesiyle cinsel konuları konuşmaktan utanıyor.

Belirtilere dikkat

Cinsel istismarın ne olduğunu, nasıl korunması gerektiğiyle ilgili bilgi vermemiz, çocuğun kendisine yapılanın doğru olmadığını fark etmesine yardımcı olabilir. Çocuğumuz böyle bir durumla (Allah korusun) karşı karşıya kaldığında söylenmesi gerektiğini öğrenirse kendisine en yakın kişiyle paylaşabilir.

Çoğunuz "Çocuğum cinsel istismara maruz kaldıysa ama söylemiyorsa nasıl anlarım?" diye merak ediyorsunuz. Cinsel istismara uğrayan çocuklarda tekrarlayıcı, rahatsız edici düşünceler, olayla ilgili kábuslar görülüyor. Uykuya dalma güçlüğü, öfke patlamaları, konsantrasyon güçlüğü, olayı anımsatan nesnelere karşı yoğun psikolojik sıkıntı, korku, olayı anımsatan yerler, kişiler, görüntüler ve konuşmalardan kaçınma, yaşına uygun olmayan cinsel davranışlar, cinsel davranışlarda artma, yaşadığı cinsel travmayı yeniden yaşama ve tekrarlama eğilimi: cinsel oyunlar oynama, erişkinleri ayartıcı davranışlarda bulunma şeklinde bir tablo ortaya çıkıyor.

Çocuk büyütmek zor iş. Cinsel istismarın bu kadar yoğun olduğu bir ortamda işimiz daha da zor. Gözümüzü açık tutacağız.
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
Okul sırasında tecavüz şoku!

11 Kasım 2008


İnanılmaz ama sonunda bu da oldu! İlköğretim sınıfında ilişkiye giren 14 ila 15 yaşlarında iki öğrenci sınıfta basıldı!

Son günlerde art arda yaşanan cinsel şiddet olaylarına bir yenisi eklendi. Bu kez tecavüzün adresi bir ilk- öğretim okulu, zanlısı 15, mağduru ise 14 yaşında...

Skandal Çorum merkez Fatih Sultan Mehmet İlköğretim Okulu’nda yaşandı. F.T. (15), okul arkadaşı S.K. (14) ile boş bir sınıfta ilişkiye girdi. Sınıfta yaşanan olayı gören öğrenciler durumu okul yönetimine bildirdi.

2 öğrenci yetkililer tarafından sorgulandı. S.K.’nin ailesi Çorum Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak şikayetçi oldu. Polis tarafından gözaltına alınan F.T. tutuklanarak cezaevine gönderildi.

VALİ OLAYA EL KOYDU

Çorum Valisi Mustafa Toprak, ilköğretim okulundaki olaya el koyarak, ''Olayda okul yönetiminin bir ihmalinin olup olmadığının öğrenilmesi için 2 müfettiş görevlendirildi'' dedi.

Vali toprak, "Çocuklar arasında bir cinsel birleşmenin olduğunu zannetmiyorum. Cinsel manada yakınlaşma olduğunu düşünüyorum. Biz bu konuyu duyar duymaz araştırma başlattık. Ama olaya küçük yaşta çocukların karışmasından dolayı onları deşifre etmek istemedik. Çocukların ve ailelerin zarar görmesini istemedik'' diye konuştu.
 

kedijik

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
9.606
Tepki
11.921
Puan
113
Konum
Konya
Cocuklar bu konuda ne kadar bılınclı yetısırlerse o kadar aılelerı ıle bunu paylasmakda sakınca olmadıgını aksıne paylasmanın kendılerı ıcın en ıyısı oldugunu bıleceklerdır.

Bu yuzden bu konularda cocuklarımıza asla ayıp,yasak vs seylerle yasak koymamalı aksıne daha sık karsımıza alıp bu konular hakkında onların yaşlarının elverdiğince konusmalıyız.

Tesekkur koca bır borç sana Maranım:eek:
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
Oğlumu Devletin Anasınıfına gönderdim.Devlet okulunda çevresindeki akranları ile aynı eğitimi alsın istedim.
İlköğretim okullarına göre ana sınıfları bir hafta önce açıldığı için ilk başlarda ben götürdüm 2 veya 3 saat kalıp tekrar geri getirdim,sırf çocuğum sıkıntı çekmesin,sırf oğlum alışsın diye.
Sonrasında belirli bir düzene girince servise verdim ki artık oğlum saatinde servise biniyor okuluna seve seve gidiyordu.
Oğlum evde çok konuşkan biri fakat kendini ifade ederken dışarıda sanırım zorluk çekiyordu ve bunu öğretmeni ile konuştuğumuzda Berke'nin dışarıya karşı çekingenlikleri olduğu kanısına vardık.
Tam 1 ayımız sağ salim doldurduk ki oğlum okuldan terli geldiği için hemen banyo etmesi için eve çıkardım.Üzerini çıkardığımda omuzunda kocaman bir ısırık morluğu gördüm o an kan beynime sıçramış olmalı ki!!
Ne oldu sana diye bir bağırmışım....
Çocuğum yavrum daha bir korktu..
Arkadaşının istismarına ve onun kötü hakaretlerine maruz kalıyormuş.
Ancak bunu bizlere evde hiç dile getirmemesinden dolayı,olay şiddete kadar gidip,o morluğu görünce kendisi anlattı.
Ben hemen telefona sarıldım ve öğretmenini aradım,yarın gelin konuşalım dedim.
Hani o an o arkadaşı olsa inanın elimden kimse alamazdı ki o an inannın çok kötü şeyler geçiyordu aklımdan!!
Ertesi gün gidip öğretmeni ile konuştuğumda o kişinin herkes tarafından şikayet aldığı için ailesi ile görüştüklerini ve bir daha tekrarı olursa okula getirilmemesi konusunda uyarıldığını söyledi.
Ancak bu bana yetmedi,artık oğlum okula gönderdiğimde her an korku ile gönderiyor,her okuldan geldiğinde soruyordum.
o kiş rahatsız ettimi
O kişi sana bir şey yaptımı..
Şimdi bu şekilde ne kadar dayandım,sadece 1 dönem okula gönderdim çocuğumu.2 dönem artık Berke benimle birlikte idi.
Babası ile aldığımız karar ile Berke artık bu çevrede bir okula değil,daha bir seviyeli okula gönderme kararı alındı.

Soruyorum şimdi sizlere arkadaşlar;
Sizce bu çocuğu bu hale getiren anne babasımı,yoksa bu kaba kuvvete iten kendisimi?

Öğretmenimiz her gün bizlere çocuğunuza kavganın yanlış bir şey olduğunu öğretin demesine rağmen,bizler bunu çocuklarımızın karşısında ne kadar yapabiliyoruz,bizler onları şiddete teşvik etmiyormuyuz????

O kıymtli yorumlarınızı bekliyorum.:eek:
 

Es_se

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
25.367
Tepki
22.495
Puan
113
Yaş
40
Konum
istanbul
sahım ne dıyecegımı bılemıyorum :(
oglunun yasadıgı cok kotu bır olay:(
cocugun aılesıde suclu ama sadece aıle degıl tv cevre
oyunlar hep sıddet dolu bol kanlı
meslea yegenım daha oncelerı sadece trt cocuk seyrederdı
ablam onda bır durgunluk farkettı arastırdı ızledıgı bır cızgı fılmde korku objelerı vardı
sımdı sadece yumurcak tv seyrettırıyo
sılah ve sıddet ıcerıklı her oyuncak yegenıme yasak
onun yanında ses yukseltılmez alısmadıgı ıcn hemen aglar
elımızdne gelenı bızler yapıp cocuklarımın cevresını hep gozlemlemelıyız
ama bu zamanda cok zor cocukları korumak buyurmek:(
 

ilk_nur

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
32.413
Tepki
37.064
Puan
113
Konum
.....
ne diyeceğimni bilemiyorum çok zor bi durum bu durumlara karşı çook dikkatli olmalıyız o kadar kötü bi çağda yaşıyoruz ki bazen aile ne kadar iyi eğitim verirse verdin çocuk tv den ve arkadaş çevresinden gördüklerinden etkilenip yanlış şeyler yapabiliyor her zaman takipte olmalıyız çocukla devamlı konuşmalı sorunlarını öğrenmeliyiz iş güç hiç bişey çocuklarımızdan önemli olmamalı
 

-sumeyye

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
5.598
Tepki
4.992
Puan
113
Yaş
45
Konum
İstanbul
çok şaşırdım acaba o çocuğun pisikolejisimi bozuk aile sin de sorun olabilir biz Anne Babalara düşün çocuğumuzla her daim ilgilkenmeliyiz ve dertlerini dinlemeliyiz onlarla oturup konuşmalıyız bende kızımın okulunu değiştirmiştim 2 yıl önce okulun düzensizlikleri yüzünden çok şükür bu okulunda buna benzer olumsuzluklar yok çok zor insan hep korkuyla yaşıyor tabi olalarak
 

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
39
Konum
Çıkmaz Sokak
Zaman çok kötü,Rabbim yavrularımızı kötülükelrden korusun

bizler elimizdne geldiğince yanlarındayız ama malesef 7/24 yanlarında olamıyoruz

Anne babaya,öğretmene,çevreye herkese iş düşüyor
 

sadiye

Admin
Admin
Katılım
4 Mayıs 2010
Mesajlar
60.971
Tepki
56.321
Puan
113
Yaş
42
Konum
Almanya
Cok kötü bu olaylar bende oglum daha 1 yasinda olmasina ragmen bunlar aklimdan gecmeye basladi. Bence ailenin verdigi terbiye cok önemli.
 

Arina

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
49.102
Tepki
50.485
Puan
113
Yaş
40
Konum
..
Çok kötü ya. İlk önce anne, baba, daha sonra öğretmen ve aileye iş düşüyor ; ama artık bizler birl görevimizi yaptığımızda TV'den herşeyi görüyorlar.:kahve:
 

Mss_42

Daimi Üye
Katılım
31 Ekim 2008
Mesajlar
441
Tepki
608
Puan
93
Yaş
52
Konum
İzmir
oğlum ilk okula başladığında öğretmini bana bu çocuğa hiç kavga etmesini öğretmedinmi...kendini savunmayı söylemedinmi demişti...ve ben çocuğumu hep aman oğlum sen vurma sen yapma diye büyütdüm ...hala bu sıkıntıyı çekiyorum...bence çocukları karşılaşacakları zorluklara karşı,kendilerini koruyabilecekleri şekilde yetiştirmeliyiz...:aglayan:
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst