Nişasta bazlı şekerde büyük tehlike

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.528
Puan
113
Konum
İstanbul
12389794.jpg


Nişasta bazlı şekerde büyük tehlike

Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, şekerleme, bisküvi ve çikolatalar ile pek çok gıda ürünlerinde kullanılan, nişasta bazlı şekerlerin (NBŞ) kansere davetiye çıkardığını belirterek, NBŞ'li ürünlerin kullanılmaması yönünde aileleri uyardı.

Gök, yaptığı yazılı açıklamada, halk sağlığını tehdit eden tatlandırıcıların, yetişen yeni neslin geleceğini tehlikeye attığını kaydetti. Dünyada, “sağlığa zararlı gerekçesiyle” yasaklanan tatlandırıcıların, her yıl yüzde 50 oranında kota artışıyla Türkiye'ye sokulduğunu ifade eden Gök, şunları kaydetti:

“Başta aspartam olmak üzere, nişasta bazlı şeker ve çoğunluğunu çocukların tükettiği şekerleme, bisküvi, çikolatalar ile pek çok gıda ürünlerinde kullanılan NBŞ'ler kansere davetiye çıkarıyor. Sakın 'ben mısır şurubu tüketmiyorum' demeyin. İçtiğiniz kolada, meyve suyunda, gazozda, yediğiniz çikolatada, tatlıda, kekte, pastada, dondurmada kısacası yüzlerce üründe mısırdan elde edilen şeker kullanılıyor. Çocuklarımız büyük tehlike altında.”

ABD ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülkede “Siklamat” adı altındaki yapay tatlandırıcıların yasaklandığını belirten Gök, NBŞ'lerin şeker pancarına alternatif olmayacağını vurguladı.

Hürriyet
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.528
Puan
113
Konum
İstanbul
fft2mm483211.jpg


Yiyecekler bizi tehdit ediyor

Şeker pancarı yerine mısırdan elde edilen şeker neredeyse bütün hazır yiyeceklere girmiş durumda. Halk sağlığını tehdit eden mısır şurubundan yapılan gıdalar pankreas kanserini tetikliyor

Üç tehlikeli beyaz olarak bilinen ‘un, şeker ve tuz’un insan sağlığına etkisi tartışılırken, daha az maliyetle elde edilen ve gazozdan çikolataya pek çok üründe kullanılan nişasta bazlı şeker (NBŞ), bazı AB ülkelerinde yasaklandı.

Türkiye, dünyanın en büyük 4. şeker pancarı üreticisiyken, ton başına sadece 250-300 dolar daha ucuz olan “mısır şurubu” üretmek için sadece 2010’da 500 bin ton mısır ithal etti. Ancak içeriğinde fruktoz olan mısır şurubu ile yapılan gıdalar, doktorlara göre kronik hastalıkları salgına dönüştürüyor.

Fransa, Hollanda ve İngiltere, bu nedenlerle Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) olarak da adlandırılan mısır şurubu üretimini yasakladı. En büyük üretici ABD, üretim kotasını düşürdü. Türkiye’de ise Danıştay’ın kesinleşmiş kararına rağmen Bakanlar Kurulu kotayı düşürmemekte ısrar ediyor.

NBŞ artık kotalı, kotasız ve merdiven altı olarak; alkollü, gazlı, kolalı içeceklerde, baklava, bisküvi ve her türlü unlu mamul sanayiinde kullanılıyor. Üstelik yalnızca tat verici olarak değil fermantasyon, raf ömrünü uzatma, nem dengesini koruma amacıyla da...

HERKES YASAKLIYOR BİZ ARTIRIYORUZ

Tokluk hissi vermeyen ve kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine kadar birçok kronik hastalığa yol açtığı ileri sürülen nişasta bazlı şeker (NBŞ), Fransa, Hollanda ve İngiltere’de yasaklandı.

Bağımsız bilim adamlarının, “Mısırdan elde edilen NBŞ’de yüksek oranda fruktoz (meyve şekeri) var. Fruktoz, tokluk hissi uyandırmaz aksine yedikçe yedirir. Kronik hastalıklar salgına dönüşmeden önlem alınmalı” dediği NBŞ için Türkiye bir cennet durumunda.

Türkiye’de mahkemeler, şirketlere ‘kotayı düşür’ dese de Bakanlar Kurulu yetkisini, kotayı artırma yönünde kullanıyor. NBŞ artık kotalı, kotasız ve merdiven altı olarak tüm gıda maddelerinde kullanılıyor.

En büyük üretici konumundaki ABD’nin Gıda ve İlaç İdaresi FDA, Nisan 2008’de “içeriğinde yüksek fruktoz olan NBŞ suni tatlandırıcıdır” açıklaması yaptı. ABD’de bilim adamları, obezite ve obeziteye bağlı hastalıkların artışını NBŞ’ye bağlayınca, yüzde 10 olan ABD üretim kotası, yüzde 2’lere düşürüldü.

Bu gelişmeler yaşanırken Türkiye, yüzde 10 olan NBŞ üretimkotasını yüzde 15’e çıkardı. Bunun tek nedeni ise nişasta bazlı şekerin, pancardan elde edilen şekere oranla ton başına 250-300 dolar daha ucuz olmasıydı.

Şeker pancarında dünyanın 4’üncü büyük üreticisi olan Türkiye, yeterli oranda mısır üretiliyor olmasına rağmen dışarıdan ithal ettiği mısırla NBŞ üretiyor. Türkiye’de gıda maddelerinde kullanım oranı ise bazı verilere göre yüzde 30 ancak yüzde 50- 80’lere vardığı iddia ediliyor.

fft13mm483212.jpg


HEM SAĞLIK ELDEN GİDİYOR HEM ÇİFTÇİ PERİŞAN OLUYOR

Avrupa’da kişi başına NBŞ tüketiminin 1-1.5 kilo, Türkiye’de ise 6 kilo civarında olduğunu söyleyen Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, NBŞ üretimiyle ticari açıdan Türkiye’nin kâr etmediğini, buna rağmen halk sağlığının bozulmasına göz yumulduğunu şu verilerle açıklıyor:

“Fransa, İngiltere, Hollanda, Almanya gibi ülkelerde de pancardan şeker elde ediliyor. Ama bu ülkelerden Fransa, Hollanda ve İngiltere NBŞ bazlı şeker üretimini yasakladı. 25 Avrupa ülkesi 1milyon 200 bin ton NBŞ üretirken Türkiye tek başına 500 bin ton üretiyor.

Türkiye 2008 yılında 1milyon 151 bin 490 ton mısır ithal etmiş, 2009 yılında 485 bin 130, 2010 Eylül ayı itibarıyla 425 bin 646 ton mısır ithalatı yapmışız. Bir tarafta GDO’lu mısır tüketip halkın sağlığını bozuyoruz diğer taraftan Türkiye’deki çiftçiyi değil başka ülkeleri desteklemiş oluyoruz.

EN BÜYÜK KARI ÜLKER SAĞLIYOR

Türkiye’de NBŞ üreten 5 tesis var. Bunlardan Cargill’ın kapasitesi 400 bin ton, Adana’da bulunan Amylum’un kapasitesi 250 bin ton, Ülker- Cargill ortaklığındaki Pendik Nişasta’nın kapasitesi 110 bin ton, Tat firmasının kapasitesi 70 bin ton ve Sunar’ın kapasitesi 55 bin ton mısır. Bu 5 tesisten biri olan Pendik Nişasta Sanayi, Ülker Grubu’na ait. Ülker Grubu, Pendik Nişasta Sanayi tesisinde Cargill ile ortak olarak mısır şurubu üretiyor.

Üç büyük kola üreticisi (Coca-Cola, Pepsi-Cola ve Cola Turka), içeceklerini tatlandırmak için pancar şekeri yerine, ton başına 250-300 dolar daha ucuz olan “mısır şurubu” kullanmayı tercih ediyor. NBŞ üreten 5 firma arasında yer alan Ülker, piyasanın en büyük şirketi olan Cargill’a ortak ve neredeyse tekel konumunda.

Ülker aynı zamanda NBŞ’yi en çok kullanan gıda üreticisi olduğu için de bu üretimden en çok kâr eden firma konumunda. Üstelik Ülker daha önce Bakanlar Kurulu’nun üretim kotasını aşmayı da başarmıştı.

KANSER HÜCRELERİNİN BÜYÜMESİNİ HIZLANDIRIYOR

Bugüne kadar yapılan pek çok araştırma, doğalın dışına taşmış şeker ****bolizmasının pankreas kanserine neden olduğunu gösterdi. ABD’de 88 bin 802 kadının katılımıyla gerçekleştirilen ‘Nurses Health Study’ adlı araştırmada, 18 yıllık takip süresinde 180 kişide pankreas kanseri saptandı.

Bu çalışmaya göre, çay şekeri (sükroz) pankreas kanseriyle ilişkili bulunmadı. Buna karşılık özellikle vücut kitle indeksi yüksek olan ve artmış ensülin direnci bulunan bireylerde, yüksek glisemik yük ve fruktozdan (mısır şurubu şekeri) zengin diyet, pankreas kanseri olasılığını istatistiksel anlamlı bir biçimde artırdığı görüldü.

Multiethnic Cohort adlı çalışmada ise diyetteki glisemik yük (bir yiyeceğin bir porsiyondaki gerçek karbonhidrat miktarı), eklenen şekerler ve karbohidratların pankreas kanseri oluşturma riski araştırıldı. 8 yıl izlenen 162 bin denekten 434’ünde pankreas kanseri ortaya çıktı.

Analiz sonucunda nişasta bazlı şekerde bol miktarda bulunan fruktozun pankreas kanseri ile istatistiksel anlamlı ilişkili olduğu gösterildi.

HABERTURK
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.528
Puan
113
Konum
İstanbul
Bende çok yiyorum inceden bende tırstım valla...
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.528
Puan
113
Konum
İstanbul
fft2mm489078.jpg


Tehlike bala sıçradı

Bal üretiminde mısır şurubunun kullanıldığı ortaya çıktı. Mısır şurubundan üretilen şekerin sağlığa zararlı olduğu hatta pankreas kanserini tetiklediği biliniyor. Peki hileli balı nasıl farkedeceğiz?

Arı yetiştiriciliği ve ıslahı uzmanı Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu, "Sürekli şerbetle yemlenen arının ürettiği bal, hileli baldır. Tüketici bu hileyi balın tadından, kokusundan, renginden anlayamaz. Gerçek balla, hileli balı ayırmanın tek yolu laboratuvarda analiz etmek" dedi.
Prof. Dr. Doğaroğlu, fruktozun arıcılıkta kullanımı ile ilgili yaptığı yazılı açıklamada, arıların beslenmesinde mısır nişastası temelli fruktoz kullanımının hem arılar hem de tüketiciler için risk teşkil ettiğini, yüksek oranda fruktoz içermeleri nedeniyle bal şurubu adı altında satılan ürünlerin de tüketici sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti.

MISIR ŞURUBU, ARILARI DA ÖLDÜRÜYOR

Arı yemlerinin mısır nişastası temelli fruktoz ile hazırlanmasının, arıların ****bolizmalarını olumsuz etkilediğine ve arıların tükenmesine neden olduğuna dikkati çeken Doğaroğlu, tüm bu risklerden korunmak için tüketicilerin gerçek ve doğal ballara itibar etmeleri gerektiğini, balın gerçekliğinin de yalnızca yüksek teknolojiye sahip analiz laboratuvarlarında tetkik edilerek anlaşılabileceğini ifade etti.
Muhsin Doğaroğlu, kışı geçiren arıların bal üretimine hazırlanabilmeleri için beslenmeye ihtiyaçları olduğuna işaret ederek, "Bu da kovanlara verilen şerbetle yapılıyor. Bu şerbetlerin temeli şeker ama hangi tür şeker kullanıldığı da önemli. Buradaki fruktoz da mısır nişastasından değil, şeker pancarından elde edilmeli. Çünkü mısır nişastasından elde edilen fruktoz, arılarda sindirim sistemi sorunlarına ve dolayısıyla arı soylarının tükenmesine neden oluyor" uyarısında bulundu.
Yemlemenin sadece arıların açlık durumunda, beslenmesi amacıyla, ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde yapılması, arının bal üretmeye başlamasından önce de sonlandırılması gerektiğini bildiren Doğaroğlu, tersi durumda yemin kaynağı ne olursa olsun arının ürettiği balın hileli olacağını vurguladı.
ETİKETLERE DİKKAT EDİN

Arıyı sürekli yemlemenin, doğal ekosistemin dengesi için yaşamsal rol üstlenen arıları kitlesel ölüme terk etmek anlamına geldiğine diktati çeken Doğaroğlu, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Yem içerisinde bulunan fruktoz, özellikle ortam ısınması sonucu HMF adı verilen bir kimyasalın ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu madde hem arılara hem de insanlara zararlı. Kaldı ki sürekli şerbetle yemlenen arının ürettiği bal, her ne kadar arı da üretmiş olsa hileli baldır. Tüketici bu hileyi balın tadından, kokusundan, renginden anlayamaz. Gerçek balla, hileli balı ayırmanın tek yolu laboratuvarda analiz etmektir. Açıkta satılan ambalajsız balların ve özellikle de petek balların analiz edilip edilmediğini tüketicinin denetlemesi imkansız."
Nişasta bazlı fruktozun, farklı yollarla da bal tüketicisinin önüne gelebileceğini belirten Doğaroğlu, tüketicilerin, özellikle üzerinde "bal şurubu" yazan ama bal adı altında satılan ürünlere dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Doğaroğlu, mısır nişastası temelli fruktozun, bugün tüm gıda endüstrisinde kullanıldığını, arıları yemleme dışında, doğrudan fruktoz kullanarak bala benzer ürünler üretmek ve bunu bal olarak pazarlamanın çok kolay olduğuna işaret ederek, "Böyle ürünleri bugün raflarda görebilirsiniz. Etikette büyük puntolarla ’bal’ çağrışımı yapan kelimeler yer alır ve görsel tasarımlar bulunur, etiketin altında ise çok daha küçük puntolarla ’bal şurubu’ yazar. Tüketicilerin bu ürünlere de dikkat etmesi gerekiyor" diye konuştu.

Posta
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.528
Puan
113
Konum
İstanbul
142174.jpg


İşte kanseri artıran besin!

Son yıllarda artan kanser ve kronik hastalıkların mısır şurubuyla doğrudan ilişkisi olduğu ileri sürüldü...

Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkan Yardımcısı Ali Çetin, ülke genelinde son yıllarda artan kanser ve kronik hastalıkların mısır şurubu ile doğrudan bağlantısı olduğunu ileri sürdü.

Çetin yaptığı yazılı açıklamada, ''Mısır şurubu ise yüzde yüze yakını GDO'lu mısırlardan elde ediliyor. Aslında tatlı, çikolata, kek yerken yada gazoz, kola gibi gazlı içecekleri tüketirken kanseri ve türlü hastalıkları çağırıyoruz'' ifadelerini kullandı.

Mısırdan elde edilen früktoz şurubunun, ketçap, toz kahve kreması, bisküvi, kola, gazoz, kola ve tüm gazlı içecekler, şekerleme, meyve suyu, meyveli yoğurt, hazır çorba, çikolata, gofret, puding, hazır kek, helva, pasta, tatlı, reçel, jöle, dondurma, bisküvi ve meyve suları başta olmak üzere 900 civarında üründe kullanıldığına dikkati çeken Çetin, ''Bu ürünlerin etiketinde ise kullanılan tatlandırıcının kökenine ait yani şeker pancarı esaslı yoksa mısır şurubu esaslı mı olduğu özellikle belirtilmemektedir'' bilgisini verdi.

Çetin, mısır şurubunun ürünlerde kullanılmasının AB ülkelerince yasaklandığına işaret ederek, ABD'de kullanım kotasının yüzde 2'den 1'e düşürüldüğünü ancak Türkiye'de bu kotanın yüzde 15'e çıkarıldığını iddia etti.

ABD'de yapılan araştırmalar ve fareler üzerinde yapılan deneylerde çok net biçimde mısır şurubunun başta pankreas kanserine neden olduğunu vurgulayan Çetin, söz konusu şurubun ayrıca yüksek kolesterol ve kalp büyümesi, karaciğerde yağlanmaya, siroz, kanda trigliserid denen yağların artmasına, şeker hastalığına ve şişmanlığa sebep olduğunun altını çizdi.

''ŞEKER PANCARI EKİM ALANLARI DARALDI''

Ülkedeki şeker pancarı ekim alanlarının son yıllarda hızla daraltıldığını ve şeker fabrikalarının satıldığını savunan Çetin şöyle devam etti:

''Şeker pancarı ekimi neredeyse yasaklandı. Buna karşılık kimyasal tatlandırıcılar şeker kamışı şekeri ve mısır şurubu ithalatı hızlandı. Şu anda üretim ve tüketim piyasasına şeker pancarı dışındaki şurup ve tatlandırıcılar hakim. Bunu iki nedenle yaptılar. Birincisi, başta Montana ve Cargill olmak üzere ABD'li gıda tekelleri lehine ülke tarımı feda edildi. İkincisi ise başta Ülker olmak üzere yerli gıda tekelleri daha fazla kar etsinler diye tüketicilerimizin sağlığı ve geleceği feda edildi. Bu mantık yıkım ve ölümleri getirmektedir.''

Tarım Bakanlığının, ürün etiketlerine tatlandırıcının orijinini yazmak zorunda olduğunu savunan Çetin, tüketicilerin şekerli ürün ve içeceklerden kesinlikle uzak durması ve mutlaka kökenini bildiği ve pancar şekeri kullandığına emin olduğu tatlı ürünlerin tüketilmesinin gerektiğini belirtti. (AA)
Bugün Gazetesi
 
H

Hera

Misafir
Evet bende yemiyorum biliyordum Eşim tarafından bilgilendirilmiştim nadir olarak yemenin zararı yok Lakin sürekli sık sık yemek ciddi tehlike bizde de Yasaklanmalı ..
 

flamingo

Daimi Üye
Katılım
25 Şubat 2009
Mesajlar
7.864
Tepki
6.630
Puan
113
Konum
-
benim zaten hep abur cuburlarla aram hiç olmadı...birde şu gazlı içeceği kesebilsem...-kizgin
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst