Mutlu Bir Dalgınlık

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
MUTLU BİR DALGINLIK

Savaşın sıkışık zamanlarında orduya bozgun yaratabilecek davranışların komutanların hemen o anda kendi elleriyle ölümle cezalandırılmaları bir görenektir. Birinci cihan savaşında gerekli gereksiz bu yola sapan bir komutan dile düşmüştü.
Bir gün Atatürk'ün sofrasında bu konu ele alınmış, tartışılıyordu. Kendisi bu çareye hiç bir zaman baş vurmadığını, bu yola sapanların çoğunlukla beceriksiz ve duygusuz kişiler olduğunu söyleyerek:
- Bir kez, az kalsın birini öldürüyordum, fakat umulmadık bir unutkanlık beni bu kara lekeden kurtarmış oldu. Diyerek olayı anlattı:
Kurtuluş savaşının başında, herkesin kendisini sorumsuz birer baş saydığı o günlerde bir tanıdığının, hiç bir hoşgörürlükle bağışlanamayacak ağır, çok ağır bir suç işlediğini haber almış. O denli üzülmüş ve öfkelenmiş ki ne olursa olsun, o herifin cezasını kendi eliyle vermek için önüne geçilmez bir hırsa kapılmış. Hemen arabasına binerek suçlunun kırdaki evine koşmuş. Yolda giderken de, pantolonun arka cebinde duran tabancasını, kolaylık olsun diye paltosunun cebine aktarmış.
Arabayı uzaktan görüp tanıyan adam konuğunu buyur etmek üzere evin kapısını açarken Ata da bahçe kapısından içeri giriyormuş. Hemen o anda tabancasını çekmek için elini arka cebine atmış, cebi boş!
Tabancanın yerini değiştirmiş bulunduğunu hatırlayıncaya dek adam işi anlamış, hemen geri dönerek arka pencereden atlamış ve o semtin bağları içinde görünmez olmuş.
Ata onu adaletle karşı karşıya bırakmaktan başka bir şey yapamadığını anlattıktan sonra sözünü şöyle bitirmişti: - İşte elimi kana bulamak gibi bir kara lekeden beni bu mutlu dalgınlık kurtarmıştı.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst