Aslı Oktay
Daimi Üye
MÜLK SURESİ
Rahman Rahim olan Allahın adıyla
1- Mülk elinde bulunan (Allah) ne Yücedir. O, herşeye güç yetirendir.
2- O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.
3- O, biri diğeriyle tam bir uyum (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir çelişki ve uygunsuzluk (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun?
4- Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.
5- Andolsun, Biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip-donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama-birimleri (rücum) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.
6- Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü dönüş yeridir o.
7- İçine atıldıkları zaman, kaynayıp-feveran ederken onun korkunç homurtusunu işitirler.
8- Öfkesinin-şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar: Size bir uyarıcı gelmedi mi?
9- Onlar: Evet derler. Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik.
10- Ve derler ki: Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık.
11- Böylece kendi günahlarını itiraf ettiler. Çılgınca yanan ateşin halkına (Allahın rahmetinden) uzaklık olsun.
12- Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (Onu görmedikleri halde) içleri titreyerek-korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır.
13- Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun. Şüphesiz O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
14- O, yarattığını bilmez mi? O, Latiftir; Habirdir.
15- Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren Odur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve Onun rızkından yiyin. Sonunda gidiş Onadır.
16- Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir bakmışsınız ki, o (yeryüzü) sallanıp-çalkalanmaktadır.
17- Yoksa gökte olanın üzerinize taş yağdıran (fırtınalı) bir rüzgar göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde Benim uyarmam nasılmış bilip-öğreneceksiniz.
18- Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat Beni inkar (etmelerine karşılık verdiğim azap) nasılmış?
19- Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah)tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir.
20- Rahmana karşı size yardım edecek olan kimmiş? Şu sizin ordunuz mu? Kafirler yalnızca bir gurur (kesin bir aldanış) içindedirler.
21- Eğer O, rızkını tutsa (vermese), rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır; onlar, bir azgınlık ve nefret içinde inatla direniyorlar.
22- Şu halde yüzükoyun sürünerek yürüyen mi daha çok hidayete erer, yoksa dosdoğru yol üzerinde dümdüz yürümekte olan mı?
23- De ki: Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren Odur. Ne az şükrediyorsunuz?
24- De ki: Sizi yeryüzünde üretip-türeten Odur. Siz Ona toplanıp götürüleceksiniz.
25- Derler ki: Eğer doğru söylüyorsanız, şu tehdit (ettiğiniz azap) ne zamanmış?
26- De ki: (Bununla ilgili) Bilgi ancak Allahın Katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.
27- Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o inkar edenlerin yüzleri kötüleşip-karardı. Ve: İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir denildi.
28- De ki: Haber verir misiniz; eğer Allah, beni ve benimle birlikte olanları yıkıma uğratır ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kafirleri acı bir azaptan kurtaracak olan kimdir?
29- De ki: O (Allah) Rahman olan (esirgeyen koruyan)dır; biz Ona iman ettik ve Ona tevekkül ettik. Artık siz kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz.
30- De ki: Haber verin; eğer suyunuz yerin dibine göçüverecek olsa, bu durumda kim size bir akar su kaynağı getirebilir?
Rahman Rahim olan Allahın adıyla
1- Mülk elinde bulunan (Allah) ne Yücedir. O, herşeye güç yetirendir.
2- O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.
3- O, biri diğeriyle tam bir uyum (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir çelişki ve uygunsuzluk (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun?
4- Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.
5- Andolsun, Biz en yakın olan göğü (dünya göğünü) kandillerle süsleyip-donattık ve bunları, şeytanlar için taşlama-birimleri (rücum) kıldık. Onlar için çılgınca yanan ateşin azabını hazırladık.
6- Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü dönüş yeridir o.
7- İçine atıldıkları zaman, kaynayıp-feveran ederken onun korkunç homurtusunu işitirler.
8- Öfkesinin-şiddetinden neredeyse patlayıp parçalanacak. Her bir grup içine atıldığında, bekçileri onlara sorar: Size bir uyarıcı gelmedi mi?
9- Onlar: Evet derler. Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik.
10- Ve derler ki: Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık.
11- Böylece kendi günahlarını itiraf ettiler. Çılgınca yanan ateşin halkına (Allahın rahmetinden) uzaklık olsun.
12- Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (Onu görmedikleri halde) içleri titreyerek-korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır.
13- Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun. Şüphesiz O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
14- O, yarattığını bilmez mi? O, Latiftir; Habirdir.
15- Sizin için, yeryüzüne boyun eğdiren Odur. Şu halde onun omuzlarında yürüyün ve Onun rızkından yiyin. Sonunda gidiş Onadır.
16- Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir bakmışsınız ki, o (yeryüzü) sallanıp-çalkalanmaktadır.
17- Yoksa gökte olanın üzerinize taş yağdıran (fırtınalı) bir rüzgar göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde Benim uyarmam nasılmış bilip-öğreneceksiniz.
18- Andolsun, kendilerinden öncekiler de yalanladı. Fakat Beni inkar (etmelerine karşılık verdiğim azap) nasılmış?
19- Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah)tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, herşeyi hakkıyla görendir.
20- Rahmana karşı size yardım edecek olan kimmiş? Şu sizin ordunuz mu? Kafirler yalnızca bir gurur (kesin bir aldanış) içindedirler.
21- Eğer O, rızkını tutsa (vermese), rızkınızı verecek olan kimmiş? Hayır; onlar, bir azgınlık ve nefret içinde inatla direniyorlar.
22- Şu halde yüzükoyun sürünerek yürüyen mi daha çok hidayete erer, yoksa dosdoğru yol üzerinde dümdüz yürümekte olan mı?
23- De ki: Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren Odur. Ne az şükrediyorsunuz?
24- De ki: Sizi yeryüzünde üretip-türeten Odur. Siz Ona toplanıp götürüleceksiniz.
25- Derler ki: Eğer doğru söylüyorsanız, şu tehdit (ettiğiniz azap) ne zamanmış?
26- De ki: (Bununla ilgili) Bilgi ancak Allahın Katındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.
27- Nihayet onu pek yakında gördüklerinde, o inkar edenlerin yüzleri kötüleşip-karardı. Ve: İşte bu, sizin (gerçekleşmeyecek diye) öne sürüp durduğunuz şeydir denildi.
28- De ki: Haber verir misiniz; eğer Allah, beni ve benimle birlikte olanları yıkıma uğratır ya da bizi esirgerse, (peki) bu durumda kafirleri acı bir azaptan kurtaracak olan kimdir?
29- De ki: O (Allah) Rahman olan (esirgeyen koruyan)dır; biz Ona iman ettik ve Ona tevekkül ettik. Artık siz kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz.
30- De ki: Haber verin; eğer suyunuz yerin dibine göçüverecek olsa, bu durumda kim size bir akar su kaynağı getirebilir?