Kutsi

-Gizem-

Daimi Üye
Katılım
3 Mayıs 2012
Mesajlar
995
Tepki
561
Puan
93
Konum
Ankara



Kutsi, 16 Mart 1973 yılında Malatya'da doğdu.
Kutsi'nin tam adı Ahmet Kutsi Karadoğan'dır.
Ahmet Kutsi Karadoğan 1992 yılında kendi bestelerinden oluşan ufak bir albümle İstanbul'a gelmiş ancak bu dönemde Prodüktörlerin dikkatini çekmeyi başaramamıştır.
Kutsi çalışmalarına devem ederek, Erol Köse'nin keşfi ile 2000 yılında "Aşk Payını Aldı" adlı ilk albümünü çıkarmıştır.
Kutsi asıl kendini gösterdiği "Sana Ne" albümünü 2005 yılında çıkarmıştır. Bu dönemde başta Nalan, Berksan olmak üzere diğer sanatçılara verdiği besteler ve Petek Dinçöz ile yaptığı düetlerle de dikat çekmiştir.
Kutsi'nin bu albümle ünü daha da artarak müzik kanalı olan Kral Tv'de İlanı Aşk adlı programıyla müzik ve sunuculuğu bir arada yürüttü.
2006 yılında Doktorlar dizisiyle oyunculuğa adım atan Kutsi aynı dönemde "Aynı Şehirde Nefes Almak Bile Bana Yetiyor" ve Aynadaki Yüzünün Karşılığı Benim albümleriyle müzikteki başarılı çıkışını devam ettirmeyi başarmıştır.
Kutsi'nin Albümleri
- Aşk Payını Aldı (2000)
- Sana Ne (2005)
- Kördüğüm (2006)
- Aynı Şehirde Nefes Almak Bile Bana Yetiyor (2007)
- Aynadaki Yüzünün Karşılığı Benim (2008)
 

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.527
Puan
113
Konum
İstanbul
759452968267.jpg


Müzik anladığım iş, oyunculuk tesadüfen ilerliyor

atv'de cuma günleri yayınlanan Huzur Sokağı dizisinin başrol oyuncusu, Kutsi'nin çok özel bir hayran kitlesi var. Sadece iki dizide rol almasına rağmen bu kitleyi oluşturmuş. Biz de ünlü şarkıcı ile neden bu kadar sevildiğini, diziye yönelik olumlu ve olumsuz tepkileri konuştuk

- Sizin büyüdüğünüz mahallenin ismi neydi, nasıl bir yerdi orası?
- Ankara Emek Mahallesi. 25 sene orada oturdum. Mahalledeki her şeyden haberdar olurduk. İnsanların birbirlerine bakış açısı, güler yüzü, sevgisi farklıydı. Sobalı bir evdeydik, odun, kömür işleri benimdi. Dördüncü katta oturuyorduk, asansörümüz yoktu, bodruma iner taşırdım.

- İsminiz Ahmet Kutsi, bunun da bir hikayesi var sanırım.
- Evet, Ahmet Kutsi Tecer'den gelme ismim. Kendisi dedemin edebiyat öğretmeniymiş. Dedem onu çok sevdiği için bana bu isim verilmiş. Dedem keman sanatçısıdır. Kemanı hâlâ bende durur. İki yaşımda dedemi kaybedene kadar bana keman çalmış.

- Müzikle nasıl tanıştınız?
- Komşumuzun duvar kenarında bulduğum tek telli mandolinle müzikal anlamda kendimi keşfettim. Onu alıp evin balkonunda, çay kaşığının tersiyle çalmaya başladım.

- Müziği iş olarak yapmaya ne zaman karar verdiniz?
- 1986 yılında, ilaç alerjisi nedeniyle çok ciddi bir rahatsızlık geçirdim. Çok uzun süre hastanede kaldım. Babam boşluğa düşmemen için org almıştı. Ama bana o cazip gelmedi. Gitar beni cezbediyordu. Ve gitar çalmaya başladım. Lisede Tolga diye bir arkadaşımla birlikte gitarla Barış Manço parçaları, Beatles çalmaya başladım. 20 yıl önce gitara âşık oldum. Ankara'da Hollywood Pizza diye bir yerden teklif geldi bize. Lisede okuyoruz o dönem, hafta sonları orada çalmak için eve yalan söylüyordum. Her hafta sonu, 'Bir arkadaşımın doğum günü var,' diyerek evden çıkıyordum. Sonra anladılar, o dönem hem harçlığımı çıkarıyordum hem de eve destek oluyordum.

- Nasıl keşfedildiniz?
- Ola Bar diye bir yer vardır Ankara'da. İlk Şehrazat, Şafak Karaman'la birlikte beni dinlemeye gelmişti. Onlar beni İstanbul'a davet ettiler, Erol Köse ile tanıştırdılar. İlk albümüm 2000 yılında çıktı. Planlı olmadı hiçbir şey. 93 yılında 10 besteye sahiptim, o dönemde onlarla bir albüm yapsaydım ne olurdu bilmiyorum. Benim yaptığım gitar müziğiydi, hâlâ onu yapmaya çalışıyorum.

- Peki oyunculuk nereden çıktı?
- Benim ne akademik eğitimim var ne de tiyatro geçmişim. Ben sadece duruşla oyunculuk yapmaya çalışıyorum. 2005 yılında, Sana Ne albümünü yapmıştık. Çok iyi bir albümdü, her şey çok iyi gidiyordu. Beş-altı tane parça patladı. Bir sürü konser verdik. Sana Ne isimli şarkıya da bir klip çektik. Bu albümü beş yıl beklemiştim. O sürede hayatın gerçekleriyle karşılaştım. Umutsuzluğa kapıldığım çok oldu. O dönem birden bire Med Yapım'ın sahibi Fatih Aksoy'la bir yemekte buldum kendimi. Bana diyor ki: 'Bir dizi var, bir beyin cerrahı rolü var.' Ben de dizinin müzikleri için görüşüyoruz diye düşünüyorum. Sonra 'O beyin cerrahını senin oynamanı istiyorum,' dedi. Beyin cerrahı lafı kafamda yankılanıyor o sırada...

- Nerden aklına gelmiş Fatih Bey'in sizi beyin cerrahı yapmak?
- Yapımdaki kızlar 'Kutsi,' deyip duruyorlarmış, klibimi izliyorlarmış sürekli. O da bakmış, kim bu adam diye... 'Ben yapamam, gülerim,' dedim (gülüyor). Orada görmedim kendimi. Aradan iki gün geçti, ben düşünüyorum bu arada... Kendimi havaya soktum, beyin cerrahıyım falan gibi bir hallerdeyim, önlükle düşünüyorum kendimi falan... İki gün sonra deneme çekimi yaparken buldum kendimi. Üstümde bir beyaz önlük. İki hemşire geliyor, ben talimat veriyorum. Havasına girdim ama heyecandan öleceğim. Dizideki diğer herkes oyunculuk tecrübesine sahip, ben değilim, onların provaları bile korkutuyor beni. Herkes cümleleri vurgulu falan okuyor, ben hikaye kitabı okur gibiyim. İlk üç bölüm falan korkunç haldeyim zaten. Utanç verici! Oradaki samimiyet, enerji ve oyuncu arkadaşlarımın bana göstermiş olduğu yardımseverlik her şeyi çözdü.

CİDDİ BİR TIP EĞİTİ MDEN GEÇTİK

- O dönem enteresan anılarınız oldu mu?
- Yaşlı, Parkinson'lu bir amca ameliyat olmak için hastaneye gelmiş... Dizide iki hafta önce bir Parkinson ameliyatı yapmıştım, çok başarılı geçmişti. Amca onu görüp gelmiş. Sonradan haberim oldu. Bilseydim, en azından onunla ameliyata girer, elini tutardım. Doktorlar dizisini çekerken bayağı bir tıp eğitiminden geçtik. Doktorluğun en azından duruşunu biliyoruz.

- Bıktıran tekrarlarına ne diyorsunuz Doktorlar'ın?
- Doğru bir parça yaptığında, o parça nostalji adayıdır. O da, o dönemin doğru dizilerinden bir tanesiydi. İnşallah Huzur Sokağı da onun gibi uzun soluklu olur, onun da akıbeti Doktorlar gibi olur.

DOKTOR LEVENT'TEN BİLAL'E DÖNMEK ZOR OLDU

- Huzur Sokağı dizisinden teklif gelince, senaryoyu okuyunca tereddütleriniz olmadı mı?
- Herhangi bir endişe yaşamadım. Müzisyenliğin yanında oyunculuk yapıyorum. Oyunculuk da bir kıyafettir. Nasıl Doktorlarda önlüğü giydim, doktor oldum; burada da bol gömleklerimle Bilal'im. Bilal karakterini de çok sevdim. Şu anki yönetmemiz Şenol Sönmez'le çok iyi arkadaşım. Şenol Sönmez Doktorlar'ı da yönetti. Selin Demiratar'la çalışmak çok keyifli, çok iyi bir enerjisi var; onunla aynı kareyi paylaşmaktan çok mutluyum.

- 'Dizide açıklar kötü, kapalılar iyi gösteriliyor,' eleştirisine ne diyorsunuz?
- Dizide endişe edilecek bir durum yok. Böyle bir ayrım yok, buna da katılmıyorum. Senarist ve yönetmenimiz de böyle bir düşüncede değil. İlk bölümden buna nasıl karar verilebiliyor? Diğer bölümleri izlemeleri gerekiyor. Bizim bu dizide anlatmak istediğimiz şey, sevgi, paylaşım ve aşk. Kesinlikle açıklar iyi, kapalılar kötü gibi bir ayrımcılık yapmıyoruz.

- Kendinizi dizideki Bilal'e benzetiyor musunuz?
- İlk bölümde biraz Bilal'i çıkarmaya çalıştık. Şu anda hâlâ tekrarı dönen, dört sezon yayında kalan dizideki Doktor Levent'ten Bilal'e dönmem zor aslında. Oyunculuğun kritik noktası buymuş. Bir halden bir hale geçmek gerçekten zormuş. Bilal karakterini oynadığım için çok mutluyum.

- Oyunculuk ve müzik karıştı mı sizin için?
- Ben iki yılda bir albüm yapıyorum. Belirli bir stratejim yok. Fakat stüdyo işlerini daha ince eleyip sık dokuyorum. Çünkü bu, anladığım iş. Oyunculuk ise daha ziyade tesadüflerle ilerliyor. Albüm de çıkacak, iki işi birlikte aynı enerjiyle yürütürüm diye düşündüm. Şu anda günde 16 saat çalıştığımız oluyor, albümle birlikte o enerjiyi kullanmam gerekiyor.

- Hiç çılgınlıkları yok mudur Kutsi'nin, hep böyle efendi misiniz?
- Yok ya. Sanırım içinden geldiğim mahalle kültürünün, ailemin etkisiyle böyle. Onların başını eğecek bir şey yapmadım.

- İnsanlar niye bu kadar seviyor sizi?
- Samimiyet yüzünden, onlardan biriyim, bir farkım yok. Kendilerine yakın buluyorlar beni. Bir konserde 60 bin kişi, çocuğum gibi gördüğüm şarkıları söyleyince çok şaşırıyorum, nasıl böyle bir kitle olabilir diye... Hiçbir zaman imzaya, fotoğraf çektirmeye gelen insanı geri çevirmem.

Sabah
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst