Keanu Reeves

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.294
Tepki
83.532
Puan
113
Konum
İstanbul
220pxkeanureeveslakehou.jpg


Keanu Reeves

Gerçek Adı Keanu Charles Reeves
Doğum Yeri Beyrut, Lübnan
Doğum Tarihi 02.09.1964
Onu Ünlü Yapan Ne? Bill and Ted's Excellent Adventure'daki zaman yolculuğu yapan kişi karakteri_
Eğitim De La Salle College; 1 yıl okudu
Second City Workshop, Toronto
Hedgerow Theater, Moylan, Pennsylvania Ödüllerinden Bazıları
2000: En İyi Aktör - The Matrix; MTV Film Ödülleri
2000: En İyi Dövüş Sahnesi - Laurence Fishburne ile birlikte The Matrix'te dojo sekansı; MTV Film Ödülleri
1995: MTV Movie Award: En iyi ikili, Speed(Hız Tuzağı)
1992: MTV Movie Award: En çok arzu edilern erkek , Point Break

  • Lakabı The Wall; duvardır. Bu lakabı almasının sebebi ise lisede hokey takımının değişmez oyuncusu ve golcüsü olmasıydı.
  • 1995'te People tarafından dünyanın en güzel 50 insanından biri seçildi.
  • 1997 Ekim'inde UK Empire tarafından en iyi 100 aktör arasında 23. seçildi.
  • 1993 Mayıs'ında L.Angeles'da alkollü araç kullanmaktan tutuklandı.
  • Salon danslarını sever.
  • Karanlık korkusu vardır.
  • Sol elini kullanır.
  • Dogstar adlı grup için bass gitar çalar.
  • Adı dağların üzerindeki serin esinti anlamına gelir.
  • Jazz sever.
  • Büyüdüğü ülke olan Kanada'da ikamet ediyor.
  • The Matrix Reloaded'da yer alan dövüş sahneleri için 200'ün üstünde hareket öğrendi.
  • Heat'te Val Kilmer'ın oynadığı rolü reddetti.
  • Müfreze'de Charlie Sheen'in oynadığı karakter ilk önce ona önerildi, ama kabul etmedi.

Keanu Charles Reeves (d. 2 Eylül 1964, Lübnan), Speed ve Matrix filmleri ile tanınan Kanadalı sinema oyuncusudur. Adının anlamı "Dağlardan esen rüzgar" dır. Annesi İngiliz, babası Çin asıllı bir Havai'lidir. Ancak kendisini Kanada'da büyüdüğü için Kanadalı saymaktadır. 3 ülkenin vatandaşlığına sahiptir.

Oyunculuk kariyerine ilk kez Kanada'da "Hanging In" isimli bir yapımla başladı. 1980'ler boyunca çeşitli reklamlarda rol aldı. İlk stüdyo filmi Kanada'da çektiği "Youngblood" oldu. Bu filmden sonra yeşil kart aldı ve Toronto'dan Los Angeles'a geçiş yaptı. Birkaç küçük rolden sonra River's Edge'de rol aldı ve bu filmin başarısından sonra Bill ve Ted'in Maceraları'nı çekti. Platoon filmi için teklif geldi ancak filmdeki şiddeti sevmediği için rolü reddetti.

1990'ların başlarında hem yüksek bütçeli filmlerde hem de bağımsız ancak çok ses getiren filmlerde yer aldı. Bunlara örnekler; Point Break ve My Own Private Idaho'dur. 1993 yılında Reeves, Bram Stoker's Draculada yer aldı. Film büyük gişe başarısı elde etti ancak Reeves birçok olumsuz eleştiri aldı. Yönetmen Francis Ford Coppola Reeves'den başka seçeneği olmadığını çünkü gençlerin ilgisini o sırada ancak onun çekebileceğini söylemiştir. 1994 yılında Speed filmini çekti. Film büyük bir reklam başarısıydı. Bu film sayesinde Keanu'nun izlenirliği arttı ve Johnny Mnemonic ve Chain Reaction gibi filmlerde rol almasını sağladı. Ancak iki film de gişede büyük hayal kırıklığı yarattı. Kariyerinde düşüş yaşayan Reeves'e Speed filminin devamında yer alması için 11 milyon dolar teklif edildi ancak o bu teklifi reddederek Al Pacino ve Charlize Theron ile Şeytanın Avukatını çekmeyi tercih etti.

1999'da büyük hit film The Matrix' filminde başrol oynadı.Bu filmle tekrar büyük bir Hollywood yıldızı olduğunu ispatladı. The Matrix ile bu filmin devam filmleri arasında birkaç filmde daha yer aldı. Bu filmlerin hepsi de iyi gişe hasılatı yaparak Reeves'i tüm dünyanın dikkatine taşıdı.31 Ocak 2005'te Reeves'e Hollywood Walk of Fame'de bir yıldız verildi. Reeves 2006 Oscar Ödül Töreni'ne Sandra Bullock ile katıldı. İkili 2006 yılında çektikleri The Lake House ile Speed filminden sonra bir kere daha bir araya geldi. Keanu Reeves'in de rol aldığı A Scanner Darkly de 2006 yılında gösterime girdi.

Özel hayatı
Aralık 1999'da Reeves 'in kız arkadaşı Jennifer Syme, ölü bir kız çocuğu doğurdu. Nisan 2001'de Jennifer Syme Marilyn Manson'ın partisinden sonra aldığı alkol ve uyuşturucu sonucu bir trafik kazası geçirdi ve hayatını kaybetti. Mezarı Los Angeles'ta kızlarının mezarının yanındadır. Keanu Reeves'in üç kızkardeşi vardır. Bunlardan Kim, yıllardır lösemidir, bakımını Reeves üstlenmiştir ve sürekli kardeşini evinde ziyaret eder.Reeves'in motorsikletlere büyük ilgisi bulunmaktadır.Dogstar isminde bir rock grubu vardır. Kendisi de büyük bir punk rock dinleyicisir. Solak olmasına rağmen gitarı sağ eliyle çalar. Ünlü rock grubu Anthrax'ın bir video klibinde yer almıştır. Son zamanlarda Becky isimli bir grupla çalmaktadır. Kız arkadaşını ve çocuğunun arka arkaya kaybetmenin verdiği ruhsal bunalım durumu kendisini derinden etkilenmiştir. [1] Hayranları ona verdikleri desteği bir internet sitesi kurarak göstermişlerdir.

Filmleri

Passengers (2011) (pre-production)
Henry's Crime (2010) .... Henry
CR: Enter the Matrix (2009) (VG) .... Neo
"Easy to Assemble" .... Vorste Feirron (1 episode, 2009)
The Privates of Pippa Lee (2009) - Chris
The Day the Earth Stood Still (2008) - Klaatu
Street Kings (2008) - Tom Ludlow
The Lake House (2006) - Alex Wyler
A Scanner Darkly (2006) - Bob Arctor
Constantine (2005) - John Constantine
Thumbsucker (2005) - Perry Lyman
Video Hits: Paula Abdul (2005) - The Boy
Ellie Parker (2005) - Dogstar
Something's Gotta Give (2003) - Dr. Julian Mercer
The Matrix Revolutions (2003) - Neo
Enter the Matrix (2003) (Oyun) - Neo (ses)
The Matrix Reloaded (2003) - Neo
The Animatrix: Kid's Story (2003) (ses) - Neo
Hard Ball (2001) - Conor O'Neill
Kasımda Aşk Başkadır (2001) - Nelson Moss
The Gift (2000) - Donnie Barksdale
The Watcher (2000) - David Allen Griffin
The Replacements (2000) - Shane Falco
Me and Will (1999) - Keanu Reeves
The Matrix (1999) - Neo
Şeytanın Avukatı (1997) - Kevin Lomax
The Last Time I Committed Suicide (1997) - Harry
Feeling Minnesota (1996) - Jjaks Clayton
Chain Reaction (1996) - Eddie Kasalivich
A Walk in the Clouds (1995) - Paul Sutton
Johnny Mnemonic (1995) - Johnny Mnemonic
Speed (1994) - Jack Traven
Little Buddha (1993) - Siddhartha
Even Cowgirls Get the Blues (1993) - Julian Gitche
Much Ado About Nothing (1993) - Don John
Bram Stoker's Dracula (1992) - Jonathan Harker
My Own Private Idaho (1991) - Scott Favor
Bill & Ted's Bogus Journey (1991) - Ted Logan/Evil Ted
Point Break (1991) - John Utah
Providence (1991) - Eric
Tune in Tomorrow... (1990) - Martin Loader
I Love You To Death (1990) - Marlon James
Parenthood (1989) - Tod Higgins
Bill & Ted'in Maceraları (1989) - Ted Logan
Life Under Water (1989) (TV) - Kip
Dangerous Liaisons (1988) - Le Chevalier Raphael Danceny
The Prince of Pennsylvania (1988) - Rupert Marshetta
Permanent Record (1988) - Chris Townsend
The Night Before (1988) - Winston Connelly
River's Edge (1986) - Matt
Youngblood (1986) - Heaver
Flying (1986) - Tommy
One Step Away (1985) - Ron Petrie

keanureeves3.jpg

keanureeves1.jpg

0007r.jpg

003xzi.jpg

001iak.jpg

002ic.jpg

0002ly.jpg

213213.jpg

joyrusmay2006.jpg

wblh3638r.jpg

wallpaper21024yv1.jpg


Alıntıdır...
 
N

Nelly

Misafir
oyunculuğu süper costantinede bayılmış ve tabiki muhteşem matris serisini unutmamak gerek-ciko
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.294
Tepki
83.532
Puan
113
Konum
İstanbul
958770_detay.jpg


İnişe geçen yakışıklı Keanu Reeves

Arzu Çevikalp, “Matrix” üçlemesinin çekik gözlü ve yakışıklı oyuncusu KeanuReeves hakkında yazdı...

O bir Uzakdoğulu, hayır o bir kahraman, hayır, hayır o Keanu Reeves! Çekik gözleri ile Uzakdoğulu’ya benzetilen Beyrut doğumlu Keanu Reeves. Hawaii’li bir anne ile New York’lu bir babanın oğlu. Reeves tam bir kırma! Fiziği de oldukça sağlam. Hele o keskin bakışları yok mu, insanı heyecandan öldürür. Bu kadar olumlu özelliklere sahip bir oyuncuyu perdede çok fazla izleyememek yürek burkuyor. Neredesin Keanu Reeves, bizi terk mi ettin yoksa? Bazı oyuncular ‘tükenmişlik sendromu’ yüzünden ortadan yok oluyorlar, umarım bu olumsuz durum Keanu Reeves’i de etkilemez.

“Matrix” üçlemesiyle büyük bir başarı elde eden Keanu Reeves, uzun zamandır karşımıza çıkmıyor. Karşımıza çıksa bile, hep küçük ve yan rollerde izliyoruz kendisini… Acaba Neo rolü üzerine fazla mı yapıştı? Matrix’in kahramanı KeanuReeves’i, en son “47 Ronin” filminde izledikve çok şaşırdık. Çünkü filmde Reeves, o kadar sönük kaldı ki, neredeyse hayalet oyuncu gibiydi. Reeves’in havası kaçmış bir balondan farkı yoktu. Başarısını perçinlemek için keşke kendine uygun bir filmde yer alsaydı.
958770_bb2d063388ae1cc3c251defda1b6b427.jpg

KEANU REEVES’İN DAYANAK NOKTASI OLAN “MATRİX” ÜÇLEMESİ

Eğer KeanuReeves’in gel gitli iş yaşamını merak ediyorsanız, doğru adrestesiniz. Kariyer basamaklarını zorlukla çıkan Reeves’in dönüm noktası olan “Şeytanın Avukatı”, başarılı bir avukat olan Kevin’in, zengin iş adamı John Milton ile tanışmasından sonraki hayatını anlatır. Avukat Kevin işinde başarılı olmayı o kadar ciddiye alır ki, müvekkillerinin suçlu olduklarını bile bile onları savunur. “Şeytanın Avukatı” adlı romandan uyarlanan film, Reeves’in çıkış noktasıdır. Yani bunu şu şekilde ifade edebiliriz: KeanuReeves “Şeytanın Avukatı” ile kendini kanıtlamış, “Matrix” ile de parlatıp, cilalamıştır. “Matrix” hakkında daha detaylı konuşmak gerekirse, 1999 yılına damgasını vuran “Matrix”, hem yaşanılan gerçeği, hem de yaşanılanın ötesindeki gerçekliği, kendi yöntemleriyle ele alıyordu. Rüyalar âlemi Matrix’in dayanak noktasıydı. Kavrayamadığımız şeylerin yaşamımızı kontrol edişini ele alan “Matrix”, neo-noir dünyanın yaşamımız üzerindeki etkilerini tartışıyordu.
958770_d5a73d80a115f595a2e4cacebfd04588.jpg

‘Future-noir’ başlığı altında değerlendirebileceğimiz “Matrix”, yaşadığımız dünyanın beynimizde gerçekleşen bir simülasyondan ibaret olduğunu ve o simülasyonun yalnızca gerçeğin bir yansıması olduğunu gözümüze soka soka anlatıyordu. Peki, Matrix nasıl bir yerdi? Bize kalırsa Matrix‘Nirvana’ya ulaşılan bir basamaktı. Buradan hareketle; Neo karakterini canlandıran KeanuReeves’in amacı Matrix’in nasıl bir yer olduğunu keşfetmek ve yeni kimliğini bulmaktı. Neredeyse karakterlerin beynini ortadan ikiye ayıran Matrix, karakterlerin yeni arayışlarına yelken açan bir sığınak misaliydi. Öngörülerle yaşamanın tehlikesini aktaran “Matrix”,Wachowski kardeşlerin yaptığı en soyut ve en nitelikli işlerden biriydi. İnsan zihninin çok ötesinde yer alan teknolojik dünyanın var olup olmadığını tartışan Wachowski kardeşler, kontrol gücünün sadece beyin merkezli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
MV5BNjUxNDcwMTg4Ml5BMl5BanBnXkFtZTcwMjU4NDYyOA@@._V1_SY317_CR15,0,214,317_AL_.jpg

“KASIMDA AŞK BAŞKADIR” VE “CONSTANTİNE”

“Matrix” üçlemesinden sonra “Kasımda Aşk Başkadır” ile bambaşka bir kulvarda yer alan,aktör bu kez melodram ağırlıklı bir hikâyede yer almayı seçti. Ölümle burun buruna gelen iki insanın, hayatın girdabına doğru tutuluşlarını trajik bir biçimde aktaran film, bize Reeves’in romantik yönünü gösterdi. Filmde öyle güçlü bir aşk vardı ki, Reeves bize bu aşkı yaşattı ve duygularımızı allak bullak etti. Reeves,“Matrix” benzeri filmlerle yoluna devam etmek yerine, romantik-dramatik ağırlıklı bir filmle karşımıza çıktı. Peki, başarılı oldu mu? Tercihini doğru bir şekilde yapmış oluşu,Reeves’i iyi bir yere taşıdı. Ardından Reeves, “Constantine” filminde oynadı vebirçok kişinin ilgisini çekerek herkesin konuştuğu bir isim haline dönüştü.
Dram, korku ve fantastik üçlüsünün bileşiminden oluşan “Constantine”, şeytanları avlayıp onları ait oldukları yere gönderen, mistik güçlere sahip bir karakterin, başından geçenleri konu alır. “Matrix”in tarzına çok uzak olmayan “Constantine” ile dikkatleri üzerine çeken aktörün kendini iyi bir biçimde ifade edeceği bir filmi tercih etmiş oluşu, kendisine sempati beslememize vesile oldu. İyiki de oldu!
keanu-reeves_563994.jpg

GÖL EVİ”NDE ROMANTİK BİR KEANU REEVES İLE BAŞ BAŞAYIZ

Geldik Reeves’inilginç filmi “Göl Evi”ne… Paralel kurguyu sıkça kullanan film, doğru yerlerde ve yanlış zamanlarda bir araya gelen iki insanı merkeze alır. Kavuşamamanın önemini vurgulayan film, imkânsız aşlara gönderme yapar. “Göl Evi”, iki farklı zaman diliminde yaşayan, karakterlerin zaman kayması nedeniyle asla bir araya gelemeyeceklerini öyle güzel bir şekilde ortaya koyar ki, kendimizi adeta o kargaşanın içinde buluruz. Yaşamsal döngüyü kendi lehlerine çeviremeyen karakterler için duygusal çöküntü başlar. İşte burada devreye Reeves’inmüthiş oyunculuğu girer. İncelediğimiz veriler nezdinde; yakışıklı aktör, aksiyon, bilim-kurgu ve korku filmlerinden sonra ya dramatik ya da melodramatik filmlerde yer alır. “Göl Evi”,Reeves’in kariyerindeki son noktadır. “Göl Evi”nden sonra Reeves’in kariyeri tepetaklak olur. Başrollerde izlemeye alışık olduğumuz Reeves gider, yerine yardımcı oyuncu statüsündeki Reeves gelir.
Keanu-Reeves-006.jpg

SUÇLU KİM” VE “47 RONİN” TAM BİR BAŞARISIZLIK ÖRNEĞİDİR

Reeves’i aşağıya çeken filmler; “Suçlu Kim” ve “47 Ronin”dir. “Suçlu Kim” hayatta bir amacı kalmayan Henry’nin, suçlunun adını vermemek adına, suçunu üstenip hüküm giyişini konu alır. Henry suç işlememiştir ancak, hapisten çıktıktan sonra cezasını çektiği suçu işlemeye karar verir. Ama işler hiç de beklenildiği gibi gitmeyecektir. Çünkü âşık olduğu kadın tüm hayatını alt üst eder. Ne yazık ki, çekici oyuncu bu filmde çok sönük kaldı. Beyazperdeden izleri yavaş yavaş silinmeye başlayan Reeves için artık her şey çok riskli. Eh ne de olsa, yanlış tercihleri sonucunda bu noktaya geldi. Belki yanlış tercihler yapmasaydı, çok farklı bir yerde olurdu. Tabi göz ardı etmememiz gereken çok ciddi olay var, o da piyasa koşulları! Bazı oyuncular piyasaya öyle bir damgasını vurur ki, bunu istesek de değiştiremeyiz. KeanuReeves için maalesef tersi oldu. Çekik gözlü aktör hem yükseliş hem de iniş yaşadı. ‘Karabatak’ gibiydi dersek yersiz olmaz sanırım.
keanu-reeves161884.jpg

YENİ PROJELER YOLDA

Bir de tüm bunlar yetmezmiş gibi, filmografisine “47 Ronin” filmini ekledi. Çekik gözlü oluşundan ötürü role seçilen aktör, filmde çok az gözüktü. Sanki güruhun içinde kayboldu. Buradan şunu öğreniyoruz: seçilen roller aktörün en önemli kisvesidir ve kisveyi üzerlerinde taşıyamayan aktörler, düşüşe geçmeye mahkûmdurlar. Tıpkı KeanuReeves gibi…

Bunca olumsuzluğa rağmen, var gücüyle çalışan aktör, Otel filmleri ile yükselişe geçen yazar-yapımcı-yönetmen Eli Roth’un “KnockKnock” filminde yer almak için kolları sıvadı. Kulağımıza çalınan bir bilgiye göre; Reeves yardımcı oyuncu görevini üsteleniyor. Post prodüksiyon aşamasında olan film femmefatale kadınların, mutlu ve evli bir çifte zarar verişlerini perdeye aktarıyor. Reeves’inbir diğer projesi ise “John Wick”tir. John Wick, konu itibariyle oyuncunun önceki projelerine benziyor. Eski kiralık katil, eski arkadaşı tarafından takip edilir. Eski arkadaşı onu öldürmek için kontrat imzalar. Reeves hangi rolde karşımıza çıkacağını çok merak ediyoruz. Umarız yardımcı rolle çıkmaz!

Kıssadan hisse, Wachowski kardeşler ile adını tahtaya kazıyan, farklılık yaratmayı seven, değişikliğe açık, çekici, samimi, yakışıklı, iyi, niyetli, gözlemci, etkileyici ve göz kamaştırıcı bir oyuncudur KeanuReeves. Aldığı yanlış kararlar nedeniyle ortadan kayboluşu oldukça trajiktir. Kendini özletir. Gözlerimiz her yerde onu arar. Bu sebeple Reeves’e şu lakabı taktık: “ortalarda fazla görünmeyen ve göz önünde olmayı sevmeyen aktör”... Yolun her daim açık olsun yakışıklı aktör, iyi şanslar!
HTMAGAZİN
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst