Karboksipunktur Yöntemi ile Zayıflayın!
Yalnız Türkiye’de değil dünyada da bir “ilk” olan ve Dr. Fevzi Özgönül tarafından geliştirilen karboksipunktur tedavisi, diyet ve spor yapmadan zayıflatırken, sağlıklı yaşam koçluğu da sunuyor…
Dr. Fevzi Özgönül tarafından 6 yılda oluşturulan karboksipunktur tedavisi, zayıflamak isteyenleri sosyal hayattan koparmayıp, diyet ve spor yapmadan sadece depo yağlarını atarak vücudu istenen forma kavuşturuyor.
Karboksipunktur; vücudun bozulmuş enerji alım ve kullanım dengesini tekrar ayarlayarak obez düşünce mantığından çıkarıp, aldığı kaliteli enerjiyi depolayıp, kullanmadığı depo yağlarını vücut dışına atıyor. Ayrıca, yağ atımından sonra oluşabilecek cilt sarkmalarını önlemek için kolajen oluşturan ve obezite nedeniyle bozulmuş endokrin sistemin tekrar sağlıklı çalışmasını sağlayan karboksipunktur, eksilmiş kas dokusunu da tamamlıyor.
Diğer tüm zayıflama tedavilerinde depo yağların yanması esas alınırken, karboksipunktur tedavisinde vücuda “depo yağları at komutu” verildiği için yağlar yanmadan atılıyor. Böylece yağ yakabilmek için diyet yapıp düşük kalori alınmasına ve spor yapıp fazladan enerji harcanmasına da gerek kalmıyor. Üstelik istenildiği kadar yemek de yenilebiliyor.
Karboksipunktur tedavisi sonunda verilen kilonun iki katı oranında vücut küçülürken, cilt de eski elastikiyetine kavuşuyor. Selülitler kaybolurken, cildin daha genç ve sağlıklı görünmesi de kişinin kendisini daha enerjik ve sağlıklı hissetmesini sağlıyor.
En az 6 aylık bir süre öngörülüyor
Şişmanlık vücudun kas, destek dokular ve yağ oranının yağlar lehine değişmesi sonucunda oluşuyor. 2 kilo fazlası olan bir kişi, bu kiloyu verdiğinde maalesef sorun ortadan kalkmış olmuyor. Çünkü hala yağ fazlası devam ediyor olabilir. Bu da 10 kilo yağ fazlası, 8 kilo kas ve destek doku eksiği olduğu anlamına geliyor. Ancak bu değişim yapıldığında zayıflama işlemi gerçekleşebiliyor.
Bu nedenle karboksipunktur tedavisine başlanıldığında kilo fazlası ne kadar olursa olsun en az 6 aylık bir süre öngörülüyor. Ne yazık ki, ilaç, diyet ya da sporla yapılan rejimlerde sürekli kilo alınıp veriliyor ve bu ideal oran her defasında yağlar lehine bozuluyor. Ve sonunda OBEZ olmak kaçınılmaz bir hal alırken, zayıflık sadece vücutta hissediliyor, tartıda görülenin ise hiçbir önemi kalmıyor.
****bolizma hızını değiştirmiyor
Kulaklar, çene altı ve kollarda bulunan özel noktalardan belirli bir sıra ile değişik miktarlarda Karbondioksit (CO2) ve Oksijen (O2) gaz karışımının verilmesi ile yapılan karboksipunktur tedavisi yaklaşık 2-3 dakika sürüyor. Bu şifreleme işlemi her seansta bir öncekinin karşılaştırılması sonucu bir bilgisayar programının yardımı ile tespit edilen miktar ve sırayla uygulanarak yapılıyor.
Özel noktalara yapılan işlem, o bölgedeki ozel şifreleme noktalarının dolaşımını tetikleyerek, bozulan koordinasyonu, iştah ve doyma merkezini düzenleyerek, vücudun çok daha verimli çalışmasını sağlıyor. Vücudun ****bolizma hızında bir değişiklik oluşturmuyor. Çünkü ****bolizma hızındaki suni hızlanma, enerji harcamasını artırdığı için geçici zayıflamaya neden olabilir fakat ****bolizma tekrar yavaşlarsa bu verilen kilo fazlasıyla geri alınır. ****bolizmayı hızlandıran ilaç ve yöntemlerin tümünde bu kötü son görülmektedir.
Karboksipunktur uygulandığında tek yapılması gereken güçlü, sağlıklı, kalorili ve besleyici değeri yüksek gıdalarla beslenmek. Örnek vermek gerekirse bir bebek aynı mide kapasitesi ile bazen yarım bazen de 1.5 biberon ile doyabiliyorsa, yetişkin bir kişi de bazen bir bazen yarım bazen de 2 tabak yemekle doyuyor. Her öğünde değişebilen bu miktar vücudun ihtiyaç duyduğu enerji miktarına göre değişiyor.
Eğer vücut sistemi, hem kas dokusunu güçlendirmek aynı anda da kolajen oluşturup küçülmek istiyorsa daha çok enerji isteyerek mide kapasitesini büyütüyor. Böylece mide daha çok yemek istiyor ve daha çok miktar ile doyuyor. Ancak vücut az enerji istiyorsa, mide kapasitesini daha küçük tutarak az yemeyi sağlıyor. Başka bir deyişle çok yemeyi engelliyor. Örnekte verilen yarım biberon ile doyan bebek gibi. Yarım biberon ile doyan ve daha çok mama istemeyen bebekte de aynı sistem devreye girerek onun daha çok yemesini ve lüzumsuz yere yediği yemeği yine lüzumsuz yere sindirim sisteminin hazmederek boşuna çalışmasını engelliyor. Karboksipunktur sonrasında devreye giren bu sistem vücudun çok daha verimli çalışarak hazım sistemini lüzumsuz yere meşgul etmemeyi hedefliyor.
Yalnız Türkiye’de değil dünyada da bir “ilk” olan ve Dr. Fevzi Özgönül tarafından geliştirilen karboksipunktur tedavisi, diyet ve spor yapmadan zayıflatırken, sağlıklı yaşam koçluğu da sunuyor…
Dr. Fevzi Özgönül tarafından 6 yılda oluşturulan karboksipunktur tedavisi, zayıflamak isteyenleri sosyal hayattan koparmayıp, diyet ve spor yapmadan sadece depo yağlarını atarak vücudu istenen forma kavuşturuyor.
Karboksipunktur; vücudun bozulmuş enerji alım ve kullanım dengesini tekrar ayarlayarak obez düşünce mantığından çıkarıp, aldığı kaliteli enerjiyi depolayıp, kullanmadığı depo yağlarını vücut dışına atıyor. Ayrıca, yağ atımından sonra oluşabilecek cilt sarkmalarını önlemek için kolajen oluşturan ve obezite nedeniyle bozulmuş endokrin sistemin tekrar sağlıklı çalışmasını sağlayan karboksipunktur, eksilmiş kas dokusunu da tamamlıyor.
Diğer tüm zayıflama tedavilerinde depo yağların yanması esas alınırken, karboksipunktur tedavisinde vücuda “depo yağları at komutu” verildiği için yağlar yanmadan atılıyor. Böylece yağ yakabilmek için diyet yapıp düşük kalori alınmasına ve spor yapıp fazladan enerji harcanmasına da gerek kalmıyor. Üstelik istenildiği kadar yemek de yenilebiliyor.
Karboksipunktur tedavisi sonunda verilen kilonun iki katı oranında vücut küçülürken, cilt de eski elastikiyetine kavuşuyor. Selülitler kaybolurken, cildin daha genç ve sağlıklı görünmesi de kişinin kendisini daha enerjik ve sağlıklı hissetmesini sağlıyor.
En az 6 aylık bir süre öngörülüyor
Şişmanlık vücudun kas, destek dokular ve yağ oranının yağlar lehine değişmesi sonucunda oluşuyor. 2 kilo fazlası olan bir kişi, bu kiloyu verdiğinde maalesef sorun ortadan kalkmış olmuyor. Çünkü hala yağ fazlası devam ediyor olabilir. Bu da 10 kilo yağ fazlası, 8 kilo kas ve destek doku eksiği olduğu anlamına geliyor. Ancak bu değişim yapıldığında zayıflama işlemi gerçekleşebiliyor.
Bu nedenle karboksipunktur tedavisine başlanıldığında kilo fazlası ne kadar olursa olsun en az 6 aylık bir süre öngörülüyor. Ne yazık ki, ilaç, diyet ya da sporla yapılan rejimlerde sürekli kilo alınıp veriliyor ve bu ideal oran her defasında yağlar lehine bozuluyor. Ve sonunda OBEZ olmak kaçınılmaz bir hal alırken, zayıflık sadece vücutta hissediliyor, tartıda görülenin ise hiçbir önemi kalmıyor.
****bolizma hızını değiştirmiyor
Kulaklar, çene altı ve kollarda bulunan özel noktalardan belirli bir sıra ile değişik miktarlarda Karbondioksit (CO2) ve Oksijen (O2) gaz karışımının verilmesi ile yapılan karboksipunktur tedavisi yaklaşık 2-3 dakika sürüyor. Bu şifreleme işlemi her seansta bir öncekinin karşılaştırılması sonucu bir bilgisayar programının yardımı ile tespit edilen miktar ve sırayla uygulanarak yapılıyor.
Özel noktalara yapılan işlem, o bölgedeki ozel şifreleme noktalarının dolaşımını tetikleyerek, bozulan koordinasyonu, iştah ve doyma merkezini düzenleyerek, vücudun çok daha verimli çalışmasını sağlıyor. Vücudun ****bolizma hızında bir değişiklik oluşturmuyor. Çünkü ****bolizma hızındaki suni hızlanma, enerji harcamasını artırdığı için geçici zayıflamaya neden olabilir fakat ****bolizma tekrar yavaşlarsa bu verilen kilo fazlasıyla geri alınır. ****bolizmayı hızlandıran ilaç ve yöntemlerin tümünde bu kötü son görülmektedir.
Karboksipunktur uygulandığında tek yapılması gereken güçlü, sağlıklı, kalorili ve besleyici değeri yüksek gıdalarla beslenmek. Örnek vermek gerekirse bir bebek aynı mide kapasitesi ile bazen yarım bazen de 1.5 biberon ile doyabiliyorsa, yetişkin bir kişi de bazen bir bazen yarım bazen de 2 tabak yemekle doyuyor. Her öğünde değişebilen bu miktar vücudun ihtiyaç duyduğu enerji miktarına göre değişiyor.
Eğer vücut sistemi, hem kas dokusunu güçlendirmek aynı anda da kolajen oluşturup küçülmek istiyorsa daha çok enerji isteyerek mide kapasitesini büyütüyor. Böylece mide daha çok yemek istiyor ve daha çok miktar ile doyuyor. Ancak vücut az enerji istiyorsa, mide kapasitesini daha küçük tutarak az yemeyi sağlıyor. Başka bir deyişle çok yemeyi engelliyor. Örnekte verilen yarım biberon ile doyan bebek gibi. Yarım biberon ile doyan ve daha çok mama istemeyen bebekte de aynı sistem devreye girerek onun daha çok yemesini ve lüzumsuz yere yediği yemeği yine lüzumsuz yere sindirim sisteminin hazmederek boşuna çalışmasını engelliyor. Karboksipunktur sonrasında devreye giren bu sistem vücudun çok daha verimli çalışarak hazım sistemini lüzumsuz yere meşgul etmemeyi hedefliyor.