_emos_
Daimi Üye
Hayvanlara İyi Davranmak
Ebû Hüreyre'den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Bir karınca, peygamberlerden birisini ısırdı, o da emir verip, karıncaların yuvasını yaktırdı. Bunun üzerine Allah Teâlâ: 'Seni bir karınca ısırdı diye mi, beni teşbih eden ümmetlerden bir ümmeti yaktın!' buyurdu." (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2241)sünnetin bahçesinden yedi yuz hadis
Abdullah b. Ömer'den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Bir kadın, kedi yüzünden azaba uğramıştır. Kediyi ölene kadar hapsetmişti ve bu yüzden cehenneme girdi. Onu hapsettiğinde ne doyurmuş, ne su vermiş, ne de yerin haşerelerinden yemesi için salıvermişti." (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2242)
Ebû Hüreyre'den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Bir köpek, kuyu başında susuzluktan ölecek hâle gelmiş kıvranırken, İsrailoğulları'dan bir kadın onu gördu ayakkabısını çıkarıp su doldurarak o köpeği suladı, bu yüzden mağfiret olunup bağışlandı." (Sahîh-i Miislim Muhtasarı, II, 2245)
Yüce Allah'ın yarattığı, ister canlı ister cansız olsun onu varatanın, yaratmadaki hikmeti dikkate alınmalıdır. Küçücük bir karıncadan başlayarak ve özellikle de her canlıya iyi davranılmalıdır. Allah’ın rızasının akla gelmeyen basit şeylerde de bulunabileceğini ıınutma mak gerekir. İslâm'ın büyük günahlardan saydığı fuhşa düşnııı> kadının, zavallı bir köpeğin helâkine yol açacak derecedeki siimii ğunu gidermesi sebebiyle bağışlanması, ibret alınması gereken olaydır.
Bu kadının köpeği suladığı sırada hâlâ fuhuş yapmaya devam edip etmediği hadiste bildirilmemektedir. Belki kadın yaptığı jmh lara son vermiş ve tevbe etmiş de olabilir. Köpeğe karşı bu dav rai bağışlanmasına sebep olmuş olabilir. Ayrıca Cenâb-ı Zülcelâl hazretleri, hiçbir canlıyı da cansızı da boşuna yaratmamıştır. Hepsi kendi bir hikmete dayanır. O sırrın ve hikmetin bilinmesi zordur. Yar.tl nın sırrını ancak ve ancak onu yaratanın bildiğini ve bunun sırrın kendisinde gizli olduğunu bilmek insanoğluna yeterlidir.
Ne Yüce Yaratıcıya ne de O'nun Peygamberine haddimizi aşarak soru soramayız. Bildirilenle yetinmek zorundayız...
Ebû Hüreyre'den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Bir karınca, peygamberlerden birisini ısırdı, o da emir verip, karıncaların yuvasını yaktırdı. Bunun üzerine Allah Teâlâ: 'Seni bir karınca ısırdı diye mi, beni teşbih eden ümmetlerden bir ümmeti yaktın!' buyurdu." (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2241)sünnetin bahçesinden yedi yuz hadis
Abdullah b. Ömer'den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Bir kadın, kedi yüzünden azaba uğramıştır. Kediyi ölene kadar hapsetmişti ve bu yüzden cehenneme girdi. Onu hapsettiğinde ne doyurmuş, ne su vermiş, ne de yerin haşerelerinden yemesi için salıvermişti." (Sahîh-i Müslim Muhtasarı, II, 2242)
Ebû Hüreyre'den yapılan rivayete göre, Resûlullah sallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
"Bir köpek, kuyu başında susuzluktan ölecek hâle gelmiş kıvranırken, İsrailoğulları'dan bir kadın onu gördu ayakkabısını çıkarıp su doldurarak o köpeği suladı, bu yüzden mağfiret olunup bağışlandı." (Sahîh-i Miislim Muhtasarı, II, 2245)
Yüce Allah'ın yarattığı, ister canlı ister cansız olsun onu varatanın, yaratmadaki hikmeti dikkate alınmalıdır. Küçücük bir karıncadan başlayarak ve özellikle de her canlıya iyi davranılmalıdır. Allah’ın rızasının akla gelmeyen basit şeylerde de bulunabileceğini ıınutma mak gerekir. İslâm'ın büyük günahlardan saydığı fuhşa düşnııı> kadının, zavallı bir köpeğin helâkine yol açacak derecedeki siimii ğunu gidermesi sebebiyle bağışlanması, ibret alınması gereken olaydır.
Bu kadının köpeği suladığı sırada hâlâ fuhuş yapmaya devam edip etmediği hadiste bildirilmemektedir. Belki kadın yaptığı jmh lara son vermiş ve tevbe etmiş de olabilir. Köpeğe karşı bu dav rai bağışlanmasına sebep olmuş olabilir. Ayrıca Cenâb-ı Zülcelâl hazretleri, hiçbir canlıyı da cansızı da boşuna yaratmamıştır. Hepsi kendi bir hikmete dayanır. O sırrın ve hikmetin bilinmesi zordur. Yar.tl nın sırrını ancak ve ancak onu yaratanın bildiğini ve bunun sırrın kendisinde gizli olduğunu bilmek insanoğluna yeterlidir.
Ne Yüce Yaratıcıya ne de O'nun Peygamberine haddimizi aşarak soru soramayız. Bildirilenle yetinmek zorundayız...