Güvey Asma Kına Gecesı

serra

Aktif Üye
Katılım
13 Aralık 2008
Mesajlar
241
Tepki
193
Puan
43
Yaş
70
Konum
almanya
Kına gecesi yapılan gece; gelinin ağabeyi, kardeşi, yakın akraba ve komşu gençler 8-10 kişilik bir grup olarak damat evine gider. Yemek ve her türlü masraf damat tarafınca karşılanır. Damat evine giden gruba, damat evinden bir kaç genç katılır. Birlikte yemekler yenilir ve eğlenilir. Bir iki saat sonra diğer odada olan damat çağrılır. Bir uslu (aklı başında, sözü dinlenir ve orta yaşlı kişi) ile geri alınmak üzere misafirlere emanet edilir. Evin ocak ateşi yakılarak damat başına oturtulur. Damadın iki yanı duvar, bir yanı ateş, diğer yanı da misafirlerle çevrilmiştir. Ateş yandıkça damat kızarır, terler ve bırakılması için misafirlere yalvarır. Yalvardıkça ateş artırılır. Damadın bu haline kahkahalarla gülünür ve bahşiş alınarak serbest bırakılır. Damat masaya alınır ve eğlenceye devam edilir. Geceyarısı herkes evine gider.

Bazen damat ateş yerine, "aşana" denilen yerin tavanında asılı, yayık ipine ayağından bağlanır. Ayakları bağlı halde yavaş yavaş yükseltilir ve kurtarma bedeli istenir. Damadın yakınlarından birisi duruma göre masaya çeşitli yiyecekler, horoz veya bedelini getirerek damadı kurtarır. Birlikte sohbet edilerek eğlence biter.

Çarşamba gecesi her iki tarafın yakınları ve davetlileri toplanır. Toplananlar 8-10 kişilik gruplar halinde "konak" adıyla kız evine gider. Kız evi bu grupları "meymar" denilen düğün amiri ile karşılar. Kısa bir oyundan sonra konaklar komşu evlere yerleştirilir. Gelin alınıncaya kadar konaklar kaldıkları evlerde eğlenirler.

Çarşambayı perşembeye bağlayan gece, erkek evi topluca kız evine kına yakmaya giderler. Kız evi, erkek evini horon oynatarak karşılar ve beraberce eğlenirler. Gelinin eline kına yakılıp, kına sinisine para ve çeşitli hediyeler bırakılır. Bu geceye kına gecesi denir. Gelin kına türküsü söylenerek ağlatılır. Kına sinisine konulan üç mumdan birisi kaynananın, birisi gelinin, diğeri de damadındır. Bu mumlardan hangisi önce sönerse onun önce öleceğine inanılır. Buradaki eğlenceden sonra erkek evi topluca gelin evinden ayrılır.

Perşembe günü gelin alma günüdür. Genellikle damat evi, öğleden sonra kalabalık bir grup halinde, davul-zurna veya kemençe ile gelin evine gider. Bu topluluğa "gelin alayı" veya "gelinçi" denir. Kız evinde kısa bir eğlence yapılıp, oyun oynanır. Ve bu arada gelin anası, babsı ve yakınlarıyla helalleşir, ısmarlaşır. Eşyaları alınır. Kapıda dua yapıldıktan sonra gelinin kardeşi, yengesi ve bir kaç yakını ile beraber gelin, erkek evine götürülür. Önceleri gelin atla götürülürdü. Taşıtların ve yolların artması ile bu adet kalkmıştır.
Gelin alayından bazı kişiler, gelin evinden bardak, çatal ve kaşık gibi bazı eşyayı habersizce alırlar. Evden ayrılırken aldıkları şeyleri çalmaya başlarlar. Böyle yaparken gelinin aklının baba evinde kalmayacağı, koca evine ısınacağına inanılır.


Gelin, damat evinin kapısına gelince kaynana, yüksekçe bir yerden gelinin başına şeker, fındık ve para karışımını saçar. Sebebi; o evde tatlılık, bolluk ve bereket olsun diyedir. Geline, evin eşiğinde iplik kopartılıp, bardak kırdılır ve içeri alınır. Gelinin beraberinde gelen çeyizi yeni evine yerleştirilir. Akşam olunca damat, arkadaşları ve iki sağdıcı ile eve getirilip imam nikahı yaptıktan sonra gerdeğe girer.

Bazı ailelerde gerdek gecesi neticesi; damat tarafından silah atılmak suretiyle, gece yarısı köye duyurulur, silah atılmamışsa bir problem var demektir. Cuma sabahı gelinle gelen kadın, gelinin odasına girer ve neticeyi yakınlarına bildirir.

Cuma günü erkek evinde "duvak düğünü" yapılır. Bu düğüne sadece kadınlar katılıp eğlenirler. 3 gün sonra gelin ve damadın yakınları, gelini: ailesi ve yakınları ile görüştürmek ve yumurta yemek için kız evine giderler.

Damat kaynana evine geldiği zaman, aile büyüklerinin elini öptükten sonra oturmaz. Damada oturması için gelinin ailesi bahşiş verir. Yemekten önce ağzı kapalı kapta pişmiş yumurta damadın masasına konur. Damat veya yakınlarından birisi, bahşiş vererek kapağı açar ve yemeğe başlanmış olur. Bu sırada damadın ayakkabısını, kızın ailesinden biri saklar ve damat evden ayrılırken bahşiş alıncaya kadar ayakkabısını vermez.

Günümüzde eski düğün adetlerinin bir kısmı bırakılmıştır. Genelde düğünler cuma günü başlar ve pazar günü salon düğünü yapılarak sona erer.

İlçemizde yıllardır devam eden düğün geleneği nüfusun dışa açılmasıyla bazı değişikliklere uğramıştır.

Bizim aktarmaya çalıştığımız düğün adetlerinin çoğu değişmekle birlikte, özünü kaybetmemiş, ancak halk dili ile "asri düğün" denilen salon düğününe neredeyse tamamıyla geçiş olmuştur.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst