Gülşah'dan Fıkralar

Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
86
Tepki
98
Puan
18
Konum
ist.
Bir Gün Kahvede Deprem Herkez Masanin Altina Girmiş Içlerinden Biri Ya Allah Ya Ali Ya Muhammed Demiş Hiyarin Biride Zaten Yerimiz Dar Niye Onlari Cagiriyorsun Demiş :))
 
OP
gülşah
Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
86
Tepki
98
Puan
18
Konum
ist.
Adamın Bırı Banka Soyar. ısını Bıtırdıkten Sonra
> >
> > Musterılerden Bırıne Sorar
> >
> >
> > 'benı Banka Soyarken Gordun Mu?' Adam
> >
> > Gordum Der,
> >
> >
> > Adamı Alnından Vurur.
> >
> >
> > Sonra Bır Karı-kocaya Doner 'sız Benı Banka
> >
> >
> > Soyarken Gordunuz Mu?'
> >
> > Adam 'ben Gormedım Ama Karım Gordu'
 
OP
gülşah
Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
86
Tepki
98
Puan
18
Konum
ist.
CUMA NAMAZI
>
>Padisah birgun bir ferman yayinlayarak o haftaki cuma
>namazinda orada yasayan herkesin bulunmasini zorunlu kilmis. Dort bir
yana haber salinmis ve cuma vakti gelmis. Bizim Temel disinda butun ahali
cumaya katilmis.Ertesi gun padisah sadrazami yanina cagirip sormus:
>-Dunku cumaya ahaliden katilmayan var mi ?
>- Evet efendim, bir kisi katilmadi. Temel.
>- Tiz getirin o deyyusu karsima
>
>Temel'i bulup yaka paca padisahin huzuruna cikarmislar.
>Padisah,Temel ve Sadrazam kaldiginda Padisah sormus,
>
>- Soyle bakalim neden gelmedin dunku cuma namazina ?
>- Cok onemli bir isim vardi padisahim
>- Himmm demek onemli bir isin vardi. Oyleyse sana olmeden
>once uc dilek dileme hakki taniyorum. Soyle bakalim ilk dilegini. -
Yok padisahim ben en iyisi dilek dilemeyeyim siz beni oldurun.
>- Dile lan deyyus cabuk adami cileden cikartma.
>- Peki. Eeee sey padisahim. Ben sadrazamin karisina hastayim,
>madem oyle olmeden once bir yatsam onunla. Tabi bunu
>duyan sadrazam olaya siddetle karsi cikmasina ragmen, padisahin
>"Bosver takma kafana nasil olsa olecek" gibi sozlerinden
>sonra istemeye istemeye razi olmus. Ardindan sira ikinci dilege
>geldiginde Temel de yine ayni naz ve padisahin azarlamasi. Sonunda
Temel ikinci dilegini soylemis
>- Eeee sey padisahim ben sizin kariniza da hastayim,
>olmeden once onla da...
>- Ne diyorsun lan sen (falan padisah kopurmus)
>Tabii bu kez de sadrazam telkinde bulunmus ve Temel
>Padisahin karisiyla da... Veee sira gelmis ucuncu dilege;
>- Soyle bakalim su ucuncu dilegini de bitirelim artik su isi.
>- Yok padisahim soylemeyeyim, ilk ikisini soyledim ama
>bunu nasil soylerim bilmiyorum.
>Ilk ikisinden daha kotu ne olabilir ki diye dusunen padisah kizarak -
Oglum soyle bak iskence yaptiririm, soyletirim
>- Peki efendim, demis Temel ve devam etmis,
>- Ben sadrazamla size de hastayim.
>Ardindan kisa bir sessizlik ve Sadrazam :
>- Padisahim ben sanki Temel'i namazda gorur gibi oldum.
>Hatirliyor gibiyim.
>Padisah :
>- Nasil hatirlamazsin lan essoglu essek yanimda oturuyordu.!
 
OP
gülşah
Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
86
Tepki
98
Puan
18
Konum
ist.
Kitaplarda kâşiflerin keşfettikleri kâinat kurulurken, karşı karşıya kalan kaplanlar kunduzlara kükrer; keyifleşen kalın kalçalı küheylanlar kısraklara, küp karınlı kadanalar katırlara kişner; köpüklü kırılgan kutuplarda kefallar köpekbalıklarına karşı kalkanlaşır; kara-kuru kaplumbağalar karabataklara kostaklanır; kör kösnüler kumlarda kıpırdanır; kaşağısız, kayışsız karakaçanlar karacalarla, kırlangıçlar kelaynaklarla, kazlar kerkenezlerle, kediler kıtmir köpeklerle kırıştırırlar; kokarcalı kıraçlarda köstebekler, kelebekler, koalalar kaçışırlar; kevenli kırlarda keçiler, koyunlar, kuzular kolsuz kepenekli Keloğlan'ın kavalına karşı kıkırdarlar; kalçaları kalınlaşan, karınları kabaran kurdeleli kızlar, kadınlığa karışırlar; Kozanlı Kadir kemanını, Karslı Kadri kopuzunu, Kırklarelili Kıpti klarnetini, Karadenizli Kudret kemençesini, Kemahlı Kamer kavalını konuştururken; kutnu kumaş kostümleriyle kaldırımdaki kuryeli kalabalığa karışan kız-kurusu kıvrak Kübra kadın,
kaynanası kaşarlanmış kösnül Kadriye'yle koejde kol-kola kabarık kalçalarını kıvırıp, kimse kuşkulanmadan Kernekli Kastelli'nin kuzeni Karaoğlan'a karagözlerini kırpar, kırıtırlar; kürdanlarıyla kalem kaşlarını köreltip koçeri klipleriyle kafaları karıştırır, kızılca kıyametler koparırlarken, karagözleri kamaştıran kumral kızları Kamran'ı Kazanova Kaan'a kakalarlar; komplimana karaktersizlerle kırıştıran kafadan kontak kimi kadınlar, kabaran karınlarını kürtajla küçültüp kılıbık kocalarını kandırırlar

Kocamustafapaşa'yla Kösemsultan'ın kıymetli kerimeleri Kısmet, kısmetli kumbaracı Kazancıoğlu'yla Köprüaltı'nda kıvançla kumrulaşırlarken; konservatuarın kafesinde karşılaşan Kerim'le Keriman kardeşçe kucaklaşsalar da, Kerim'in karısı Kumru kesinlikle kabullenmez, kıskançlıktan kudurur; kaktüslü kadınlar,
Kordonboyu'ndaki Konak Karate Kursu'nda kafa-kol koparırcasına kapışıp kendilerini kanıtlarlar; kavgacı kaypak kayıkçılar kaygan kulvarlarda kaykaylarıyla karşılaşırlarken; karşıt kutuplardaki kulüpler, küme karşılaşmalarında kıyasıya kapışırlar; kozasından kurtulan kızılipekler, kırmızı karanfillerle kenetleşir; Kızılay Kurumu'nun koordinesindeki kozalaklı kermeslerde kalpaklar, kazaklar, külotlar, kanaviçeler, kukalar, kuklalar, kiviler, kuleler, krakerler, kokoreçler, kartpostallar, közde kavrulmuş kabuksuz kestaneler kapışılır; kitaplar kapaklanır, kimlik kartları kaplanırken; küreselleşmede klasman koşusuna katılan Kaya kardeşler, Kazasker'de Kampüsistan kurmaya kalkışırlarken; kompleksli kakavan Kerimcan'la kayınbiraderi Kayahan, kıskançlık kriziyle kahırlanıp kuruntuya kapılırlar; Kavaklıdere Kasabası 'nın köy kahvesinde köylülerle karşılıklı konuşup, kulpu kırık kupayla kahvesini köpürteten kornacı Kömüşemmi, kendisine kulak kabartan kahveciye kızar;

Kuran-ı Kerim' ikem-kümlemeleriyle köylüye kıraatleyen köselesi kabartılmış kara kunduralı kodoş Kürşat'ın konuşmasını kimse kavrayamaz; Karahanlı kanaatkar, kibar, kandilli kadınlarla, kakülleri kıvırcık kuşdili! kızlar, Kaymakamlığın köylerde kurduğu kurslarda kilimler, kazaklar kotarıp, Kızılırmak kaynağından kaldırdıkları kırbalarını kilitsiz kilerlere ko*****, kamışlı, kendirli, kıraç kırlarda kelek kavunlar, karpuzlar kemirirler; karaciğer kanserinden komalık konumundaki küçük kardeşi Kalender'in kıvranmaları karşısında kalakalan koptik Korhan'ın karagözlerinden kıvılcımlaşan korkunç kabusu karanlığa karışırken; kodaman kapitalistler, komple konforlu konaklarında kolonya kokulu kerevetlerine kurulur, keman konçertosuyla kadınlar korosunun keyifli konserlerine karşı kristal kadehlerini kaldırıp, kahvelerini köpürtürler; Krallar, Kraliçeler Kulübü'nde kredi kapmak konusunda kaç kez kıvırtmaya kalkışan kürkçü kalleşler, kırk kat klasikleşmiş,
klişeleşmiş kahrolası kötü kişiliklerini kaldırıp köşeye koymazlar;
kıtaları kar kaplayınca, kontratak'a kalkan kelepir kamyon kaçakçısı kotrabanlar, Kapıkule Kapısı'ndan kaçırdıkları konteynerleri, Kömürhan Köprüsü'nden kaydırıp Kilis'te kara kapılır, kışlanın kuzuneli karakoluna kapatılırlarken; kimbilir Kozluk'taki kümeslerden kanadı kırık kaç kazla, Kahta'daki koralardan karnı kabızlı kaç katır kapıları kırarak kekikli kırlara kaçarlardı...


Küçük körpe kızları kaçırarak kul kılıp köle kullanan kapkaççı kadın korsanları, kentin kuytu köşesinde karşılaştıkları karakol komiserini kasaturayla korkutup kaçarlarken; karaciğere konan karasinekler, Kuşadası'ndan kanatlanıp kalkarak Kozyatağı'na konan kuğu kuşları, kafes kaçkını kınalı keklikler, kumrular kıvrak koşumlarla kendi kovuklarında kabarırlar; kurt kurtluğunda kalıp kızgınlaşarak körpe kuzuları, karnı kuzucuklu koyunları kapardı...


Karlı kaldırımda koşarken kundurası kayıp kapaklanan Kuriş'in kafası kanayınca, kaldırımdan kapıp kaldıran Kutsi Kubibay, Kuriş'i kucakla***** karşıdaki Kavacık Kliniğine kavuştururken; karabacaklı karıncalar, kanca kıllı kirpiler, kıl kuyruklu keltoş kırkayaklar karşı kıyıların karanlığında kavislenerek kıvrılan kumsalda kıpır kıpır kıpırdarlar; korkunç kobralar, kocaman kertenkeleler kil katmanlı kesekli kırlarda kıvrım kıvrım kıvranırlardı...

Kopenhag kriterlerinden kolayca kaçan, kritik konulan konuşmaktan kaçınan kıvırtmacı Kandıralı kekeme Kerimoğlu, kibirli kudretli Kuzguncuktu kıranta korkuluk Kibaroğlu, kürk kaçakçılığında kılavuz kaptan kullanan kancaburunlu Karadenizli kambur Kavrukoğlu, kahkahacı Kadırgalı kulağı kesik kabadayılardan kaçık Kasapoğlu, koca karınlı Kumkapılı kaptan Kamiloğlu, Kırşehirli kikirik Kabiloğlu, kışla kaçkını kasketli komik Köseoğlu; kukla kalpaklı, kalın kaşlı, kulakları küpeli, kehribar kostaklı, kravatı kaytanlı, keplerinin kenarları kıvrımlı kırk kafadar kaltaban; kurbanlık koç kesip közde kebap kızartarak, klimalı, kaloriferli, kalebodurlu, kartonpiyeri!, korneşli, konforlu kız kuleli köşklerindeki kadife kumaşlı, kozmetik kokan koltuklarında konken kotarıp kupa kaldırarak, kendi karmaşık kompozisyonlarında; kuramsal konjonktürde kitlesel kümeler, kültürel kanallarla klanlaşıp kavmiyetle kabileleşirler;
kozmolojiselli, küreselleşmeli, kapitülasyonla, konfederasyonlu, kamutaylı, kurultaylı, kapitalli, konsolideli, koyun kopyalamalı kolonlamasal, kategorisel, küresel, kamusal, kurumsal, kanunsal, kalıtsal, kuralsal, kutsal kavramları kavrama konusunu kurcalarlar; kurcaladıkça 'kırk küp, kırkının da kulpu kırık küp' Karmaşasıyla kavram kargaşasına kapılıp kafaları kördüğümleşerek karışır, kararsız kalırlardı...

Kepek kafalı küstah keller; kadife keseli kaktüslü körler; kaftanlı, kavuklu köftehorlar; kritik koşullarda keçileri kaçırmadan kırsal katmanlarda, kumsal kıyılarda, kamusal koylarda, küpeştesi kopuk kotralı, kalyonlu, kayıkhaneli körfezlerde köşe kapmacadayken; kitap kurdu kararlı kadirşinas kemaletli Kamile kadın, Kazım Karabekir Koleji'nin kampüsündeki kütüphanede kısaca kimyasal karışımlarda kıvamlaşan kibritin, kromun, kalsiyumun, kızamıklı kadavranın, kâr- kazanç kulvarında kalite kontrolünün; kargo, kasko, kambiyo, kart, kredi, kapasite, kaynak kullanımının kadir kıymetini kurşunkalemle kağıtlara kaydederdi...

Kazançları karmaşık, keten köyneği kravatlı, kruvaze kıyafetleriyle keyifleri kıyak, kaprisli, kırkambar, kamuflajlı kalpazan kumarbazlar, kılıflı kumar kumpanyalarında komedili kokteyller kurarak, kucağındaki konsomatrislerin kıkırdamalarıyla, kıyıda köşede kalmış kiralık kantocu kadınların kıvırtmaları karşısında keyiflenip kahkahalarla kekik kokulu kadayıf, karamela, kurabiye, kağıthelvası, kestaneşekeri, kepçe kepçe kızartılmış kadınbudu, kadıngöbeği, kaynanadili, kapuska, kokoreç, kaşar, krema, kazandibi, karnıyarık, küncülü künefe, kereviz, keşkek, keşkül, konserve, keççaplı köfte, kimyonlu kısır kaşıklar; kakao, kahve köpürtüp, kasa kasa konyaklar, kutu kutu kolalar, kâse kâse kaymaklar kapışırlarken;
Kürecikli Kamber kalfa, körü körüne kapılandığı kurt köpekli kapıda kabagüçle köleleştirilerek küçümsendiğinden, kürekle kazdığı küspe kokan küflü kümesin küllüğünde kanserleşen, kangrenleşen, kavruklaşan kekremsi kâbusunu kamçılar; karanlığa karşı korateş kıvılcımının küçücük katresini kandile koyamadığından kahrolurdu...

Karşıyaka'da, Karasu'da, Kanlıca'da, Keşan'da, Kızılay'da kasıp kavuran kasırgalardan kurtulan kader kurbanları, kiremitli koğuşlarında klasik kayıtlı, kaygılı, kızgın, kuşkulu keyfiyetleriyle kalakalır; karabasanlı, kabuslu kalelerde kanlı kusmuk kusad, kefensiz kabirlere kimliksiz konulurlarken; koç katımı konaklarda, kazanç kapısını kurcalayıp krema kapan konuklarıyla keyfe-kader kadeh kaldıran kültür katliamcısı, korkak kozmetikçi, kedi kılıklı kabiliyetsiz, kapasitesiz kimi köstebek kasetçiler, kasetleriyle keriz karakterlerini karizmatikleştirmeye kalkışırlardı...

Kelimeleri kırmadan, konuları kuşa çevirip kıvırtmadan konuşmalarıyla kamuoyunda kendi kişiliklerini kanıtlamış, karakterli, kaprissiz, kıdemli kuşaktan kalender karikatüristlere, kültür kurumlarını kuvvetlendirmeyen kitlelerin karanlık kuyularda kadersiz kalıp kaybolacaklarını kayıtla*****, keskin kara kalemleriyle karaladıkları karikatürlerinde kartvizitçi kerataların kıçlarını karartıp kızartırlar; kestikleri kupürleri koleksiyonlarına kor, kalıcı kılarlardı...


Korumasız Kemallerin, kefaletsiz Kerimanların keselerini, kamunun kasasını kemiren; kükürtlü küller kusarcasına kentleri kuşatarak kitleleri kasıp kavuran karaborsacı, kolonici, kalburüstü kesitten kartelci kodamanlar, kezzap karıştırılası konyaklarla kabalaşıp kızarak kazançlara kota koyunca; kaoslu kötü koşullarda kalıcılıklarını kaybeden kitapçılar, kırtasiyeciler, kafeteryacılar, kantinciler, kabzımallar, kasaplar, konserveciler, kolacılar, kurabiyeciler, köfteciler, kumaşçılar, konfeksiyoncular, kunduracılar, kuaförcüler, kömürcüler krizin kancasına kapılıp kepenklerini kapatıyorlardı...
 
OP
gülşah
Katılım
12 Temmuz 2008
Mesajlar
86
Tepki
98
Puan
18
Konum
ist.
bu yazının üç katı kadar daha devamı var ama göndermedim çünkü kimsenin okumaya cesareti olamazdı heralde benim de olmadığı gibi.
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
fikralara güldüm ama ne yalan söyliyim o yaziyi okumadim:D
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst