Gökçe Bahadır

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.297
Tepki
83.533
Puan
113
Konum
İstanbul
12251460.jpg


Gökçe Bahadır

Gökçe Bahadır, 9 Kasım 1981'de İstanbul'da doğdu. Bahadır, Akademi İstanbul Radyo Televizyon bölümünden mezun olmuştur. Gökçe Bahadır, Müjdat Gezen Sanat Merkezi Tiyatro bölümünde eğitim aldı. Akademi'de okurken bir yandan da Fenerbahçe FM'de radyo programı yaptı. Gökçe Bahadır, Okuldan mezun olduktan sonra Best Tv'de Vj'lik ardından Show Tv'de Sinyal programının sunuculuğunu yaptı. Gökçe Bahadır, "Tatlı hayat", "Beşik Kertmesi", "Mühürlü Güller" gibi başarılı dizilerinde bölüm oyunculuğu yaptı. Başarılı Oyuncu Hayat Bilgisi dizisinde ise "Törpü" rolündeydi. Gökçe Bahadır, daha sonra Digiturk'te JoJo adlı çocuk programının sunuculuğunu yaptı. Ünlü Oyuncu Altınok Tiyatrosunda "Güzel ve Çirkin" adlı çocuk oyununda rol aldı. Nejat Uygur Tiyatrosu'nda da oynadı. Kanal D'de yayınlanan "Yaprak Dökümü" dizisinde canlandırdığı "Leyla" karakteriyle büyük çıkış yakaladı.

Gökçe Bahadır'ın hobileri ise; dans etmek, şarkı söylemek, kitap okumak, film seyretmek, müzik dinlemek...

Gökçe Bahadır'ın Rol Aldığı Yapımlar

- Yaprak Dökümü (2006)
- Hayat Bilgisi (2003)
- Mühürlü Güller (2003)
- Beşik Kertmesi (2002)
- Tatlı Hayat (2001)

Kanald

Oyuncu olmasam şarkıcı olurdum

“Yaprak Dökümü”nün Leyla’sı Gökçe Bahadır, InStyle dergisinin “Aklımızda” köşesine konuk oldu. Ve kısa ama öz yanıtlarla yemek zevkinden stiline, popüler adreslerinden güzellik sırlarına kadar hakkında pek çok bilgi verdi. Ve bu anket ortaya çıkardı ki, Bahadır’ın gönlünde yatan ikinci meslek, şarkıcılık...


Oyuncu olmasaydınız...

- Şarkıcı olurdum!

Oyunculuk sizin için...

- Hayallerimin gerçeğe dönüşmesi...

En büyük hayaliniz...

- Sahnede şankı söyleyip dans etmek...

Birlikte çalışmak için can attığınız isim...

- Çağan Irmak...

Favori görünümünüz...

- Mini etek, boğazlı kazak ve deri ceket üçlüsü...

Alışveriş için ilk duraklarınız...

- Zara, Mango, Bebe... Hem şık hem de hesaplı parçalar bulabiliyorum oralarda.

İmza parfümünüz...

- Lolita...

Başucu kitabınız...

- Küçük Prens...

Favori mekanlarınız...

- Suadiye’deki Hamur Hanım’ın zeytinyağlı dolmalarına bayılıyorum. Bebek Koru Kahvesi de sık gittiğim yerlerden...

Güzellik için...

- Ayda bir mutlaka peeling yaptırırım ve her sabah gözaltı kremimi sürmeyi asla ihmal etmem.

Favori abur cuburunuz...

- Patlamış mısır...

Spor...

- Yürüyüş yapmayı çok seviyorum. Bir de yoga yapıyorum.

Son zamanlarda izlediğiniz en iyi film...

- Ye Dua Et Sev... Çok keyifli bir filmdi...

Hürriyet
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
41
Konum
Almanya
oyuncu olmassam sarkici olurdum demis saba tümerin programinda sesini duymustum seside cok güzel
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.297
Tepki
83.533
Puan
113
Konum
İstanbul
17892521.jpg


Aysel, erkeklerin hem rüyası hem kâbusu

Gökçe Bahadır, Kanal D’nin yeni sezondaki flaş dizisi “Kayıp Şehir”le ekrana dönüyor. Genç oyuncu, yayın hayatına başlayan dizide geçim kaynağı erkekler olan ‘Aysel’ rolünü üstlendi.


“Kayıp Şehir” başlıyor. Siz dizide Aysel’i canlandırıyorsunuz. Nasıl biri Aysel, bize biraz onu anlatır mısınız?

- Aysel, daha çok küçük yaşlarda hayattan darbe almış, tabiri caizse hayatın sillesini yemiş. Buna rağmen güçlü, ayakları yere sağlam basan, harbi, delikanlı, yeri geldiğinde de biraz bıçkın bir kadın. Yaşadıklarından dolayı sürekli hayata karşı bir savunma durumunda. Kalkanları var. Aynı zamanda da vicdanlı, merhametli, kocaman yüreği olan biri Aysel. Zor durumda olanlara yardım etmek istiyor, onlar için üzülüyor. Bir tarafı gülerken bir tarafı ağlıyor aslında. Erkeklerle kurduğu ilişkiden para kazanıyor. Erkeklerin hayatına girip oları yok eden bir tarafı da var. Ta ki hayatında bir kırılma noktası yaşayana kadar.

Nedir o kırılma noktası?

- O da sürpriz olsun. Renkli bir karakter diyebiliriz Aysel için.

Peki hangi tarafı daha baskın?

- Merhametli, vicdanlı ve iyi tarafını daha az gösteriyor. Sert, ağzına geleni söyleyen, kızdığında gözü hiçbir şey görmeyen yönünü daha fazla göreceğiz. Zarar göreceğini bildiği için naif tarafını her zaman göstermek istemiyor.

KAYIP ŞEHİR DİZİSİNDEN KARELER

İKİ ERKEK ARASINDA

Aysel dizide iki erkeğin arasında kalıyor sanırım...

- Evet, etrafında iki adam var. Biri Uğur Polat’ın canlandırdığı Ethem, diğeri de İlker Kaleli’nin oynadığı İrfan... Ethem, Aysel’in hayatına çok önceden giren bir adam. İrfan’sa henüz yeni. Ethem de doğal olarak bunu kabullenmiyor. Dolayısıyla aralarında bir çatışma söz konusu olacak.

Ethem’le Aysel arasında nasıl bir ilişki var?

- Aralarında aşktan öte bir tutku var. Ama hayat ikisini de başka yönlere götürmüş. Ethem pis işlere bulaşmış. Aysel de biraz öyle. Ethem’e karşı çok tutkulu ama bir yandan da çok kızgın Aysel.

Neden?

- Zamanında karıştığı pis işler yüzünden. Aysel bu yüzden Ethem’i bırakıp gidiyor. Ama dediğim gibi aralarında hâlâ bir tutku var. Bir vazgeçememe durumu. Hani hayatında bazı adamlar vardır, pistir, işe yaramaz bilirsin ama ona karşı bir zaafın vardır, ne zaman çağırsa gidersin. İşte Ethem de öyle biri.

KARAKTERİN HİÇBİR TARAFI BANA UYMUYOR

İlk defa böyle iddialı bir rolle seyirci karşısına çıkıyorsunuz. Karakteri canlandırırken neler hissediyorsunuz?

- Benim mesleğim oyunculuk ve tabii ki beni cezbeden şey, bana hiç benzemeyen karakterler canlandırmak. Aysel benim oyunculuk hayatımda bu anlamda ‘top’ olacak sanıyorum. Çünkü karakteri hiçbir yerinden yakalayamıyorum, hiçbir tarafı bana uymuyor.

Vicdanlı tarafı?

- Hah, orada bir benzerliğimiz var. Bir de ben de onun gibi haksızlığa hiç gelemem. Ama bunların dışında benden çok farklı bir kadın. Birbirimize çok uzağız. Mesela o yeri geldiğinde küfür de eder, bense hiç etmem. Beni en çok zorlayan şeylerden biri de bu zaten, çünkü nasıl küfredilir bilmiyorum. Çok garip geliyor. Ama garip bir şekilde, kostümlerini giydiğim anda Aysel oluveriyorum. Hiç böyle olacağını tahmin etmemiştim.

Yani tahmin ettiğinizden daha mı kolay oldu karakteri ortaya çıkarmak?

- Aynen öyle oldu. Daha zor olacağını düşünmüştüm.

AYSEL, DİŞİ OLMAK İÇİN ÇABA SARF ETMİYOR

Aynı zamanda ilk kez dişiliğiniz bu kadar ön planda...

- Benim şimdiye kadar hep arka plana attığım bir şeydi. Özellikle “Yaprak Dökümü” dizisinde oynadığım Leyla karakterinde. O, kendine güvensiz ve içine kapanık bir karakterdi. Dolayısıyla ben de içime kapandım ve kendimi göstermedim. Aysel ise daha dışa dönük, kendine güvenen, ayakları yere sağlam basan bir kadın olduğu için dişiliği de ön planda. Onun en sevdiğim yönlerinden biri de dişi olmak için çaba sarf etmeyişi. Özünde neyse o. “Şöyle oturayım, bacağımı da şöyle koyayım” diye düşünmüyor. Onun için erkeklerin hem rüyası hem de kâbusu diyebilirim.

Saçlarınız kısaydı. Rol için mi uzattırdınız?

- Evet, rol için çıt çıt takıldı.

Uğur Polat’la oynamak nasıl diye sorsam?

- Çok ama çok güzel. Daha önce onunla hiç oynamamıştım ve şimdi kendimi çok şanslı hissediyorum. Ethem rolünü kimin canlandıracağını merak ediyordum, Uğur olunca çok sevindim. Çok profesyonel ve çok iyi bir oyuncu. Onu izleme fırsatı buluyorum. Onunla beraber ben de yetişiyorum sanki. Kendisine bunları söylememiştim, sizin aracılığınızla iletmiş olayım. (Gülüyor)

AYSEL GİBİ BİR KADIN SEZEN AKSU DİNLER

Karşınıza Aysel gibi bir kadın çıksa ne yaparsınız, ne düşünürsünüz onun hakkında?

- Ben bayılırım vallahi. Böyle derin hayatlar çok ilgimi çeker benim. Aysel gibi bir kadınla karşılaşsam oturup saatlerce sohbet etmek isterim.

Ne sorarsınız ona?

- Bana hayatını anlatmasını isterim. Neler hissettiğini, hayata nasıl baktığını, dünyayı nasıl gördüğünü merak ederim. Keşke karaktere çalışırken böyle biriyle karşılaşsaydım...

Nasıl çalıştınız karaktere?

- Filmler izledim. 60’lı yıllara ait yabancı filmler... Aslında çok fazla da birilerinden etkilenmek istemedim. Benim yarattığım bir karakter olsun istedim. Tek yaptığım şey, Aysel’i düşünmek ve bedensel olarak biraz çalışmak oldu.

Aysel gibi bir kadın hangi sanatçıları dinler sizce?

- Bence Sezen Aksu dinler. “Kayıp Şehir”in şarkısını da Sezen Aksu söylüyor zaten. Arabesk de dinler tabii...

SİNEMA TADINDA

Arka sokaklardaki travestiler, hayat kadınları, çeteler, Çingeneler... Bunlar başka dizilerde hep dekor olarak, ikinci planda gösterildi. “Kayıp Şehir” ise bu tutunamamış insanların hikâyesini tüm çıplaklığıyla gözler önüne serecek. Yönetmenimiz Cevdet Mercan sinema tadında bir iş çıkarıyor. Çok sağlam bir senaryo ekibimiz var ve çok yetenekli oyuncularla çalışıyoruz...

YAŞANDI VE BİTTİ

Sizi iyi gördüm. Boşanma sürecinde yaşanan o can sıkıntıları atlattınız artık sanırım.

- Tabii... Geçmiş geçmişte kaldı. Yaşanan her şey insana bir şeyler öğretiyor. Hayatına giren herkes, sana çok şey katıyor. Tabii ki ben de çok şey öğrendim. Ama artık çok fazla konuşmak istemiyorum. Yaşandı ve bitti. Başka bir hayatım var.
Hürriyet
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst