Gerçeklerden hayallere sürüklenen umutsuz "engelliler"

Gülümse

Daimi Üye
Katılım
28 Şubat 2009
Mesajlar
3.793
Tepki
7.105
Puan
113
Konum
istanbul
engelliler.jpg


Gerçeklerden hayallere sürüklenen umutsuz "engelliler"

Aynalar : Baş düşmanlarımız çoğumuzun; yada ben böyle düşünüyorum.. Görmek istemediklerimizi
gördükçe utanmaya başlayacağımızı düşündüklerimizi gözlerimizin önüne seren cisimler …
gerçeklerimiz esasında; yaşamamız gereken bunun zorunluluğunu kabul etmemizin icap ettiği
gerçekler .



Bizi utanmaya sevk eden ve aynalara küstürenler ne acaba bunun bir çok nedeninin en başında
karşımızdakilerin anlayışsızlıkları gelir; bulundukları durumun kendilerine verdiği bedensel veya
ruhsal avantajı rant elde edebilecekleri bir durummuş gibi bize karşı kullanmak istemeleridir
anlayıişlıklarının sebebi çoğu zaman . bizlerde onların kandırmacalarına çoğu zaman ortaklık eder
ve tamda onların istediği gibi davranırız . vee zamanla git gide gerçekleri yani sözlük manasıyla
sabit olanı değişmeyeni terk eder ve o yalanlara alet oluruz bu yalanlar ardındaki psikolojik bunalım
bir yana bize yaşamadığımız ama özlemini kurduğumuz hayatları hayal etmeye hülyalara dalmaya
iter. Her ne kadar güzel olduğunu düşündüğümüz bu olay böyle bir durumdaki insanın hayallerine
ulaşılmaz noktada olduğunu farketmesiyle beraber büyük bunalımlara sebebiyet verir .

Şimdi buraya kadar biraz bilimsel biraz da resmi bir dil kullandım ama işin birde bireysel duygusal
tarafı var bence nedir gerçeklerden hayallere itilme sebebimiz kendimce anlatayım…

Henüz daha 7. Sınıftayım okulumuzda bir kız; bence daha güzeli dünyada yok onu gördükçe
kalbimde uçuşan kelebekler seviyor sevmiyorla tükenen papatyalar . bir beyaz gül saflığında serilmiş
duygularımın üzerinde ki sevgi sözcükleri… bunların hepsi bir tek bedende ve aynı anda; verdiği
hazzı anlatmak imkansız ve bir gün biraz cesaret ve biraz gazla gidiyorum yanına kekeleyerek çocuk
saflığıyla birkaç cümle çıkıyor ağzımdan. Vee o gün farkediyorum engelin ne demek olduğunu o
güne dek işitmediğim bu sözler tırmalıyor kulaklarımı .. görmem bununla birlikte görmemden
kaynaklanan yürümem meğer hoşuna gitmezmiş o dünyalar güzeli kızın vee birde arkamı dönüyorum
ki arkadaşlarımın haince ve alaylı gülmeleri o gün gerçekleri gösterdi bana ondan sonra her gün o
kızla buluştuk konuştuk . gülüştük ama gerçekliğini olmayacağını bildiğim bir hayal şehrinde bütün
sinemaları kapatır bütün pastalara ikimiz yerdim o kadar güzeldi ki ama düşlerimin prensesini
gördüğümde yaşadığım ızdırap tufanı yıkardı bütün sevgi sinemalarını hayatımın her günün tek
manası hayatımın en büyük hatasıydı başka bir manada ben gerçeklerle hayalleri karıştırdığım için
gittim o kıza ben dostlukların manasını öğrenmeden inandım şimdi yanlış diyorsun diyebilirsiniz
ama nasıl sağlam engellinin halinden zor anlıyorsa sizde yaşadıklarımdan kolayu kolay manalar
çıkartamazsınız…

İşte bu küçük anektot yeter aslında gerçeklerin üzerine kurdğumuz hayallerin çoğu zaman vahim
sonuçlarını … demiyorum hayal kurmayın yada onlarla konuşmayın ama gerçeklerinizin farkında
olun gidin konusun ama sizi anlamayan biriyse yada imkansız bir durum olduğunun farkındaysanız
hayali kenara bırakın yaa gidilecek başka yol bulun yada girdiğiniz yoldaki tümsekleri varsa imkanınız
yıkmaya çalışın … bunun yanında şununda farkında olun uçurumun kenarındaysanız orada yol
bitmiştir artık karar sizi…


Sayın okuyucular yazımda imla ve harf yanlışı olabilir bunu görmemdeki aksaklığa verin ve yazdığım anektot aslında gerçek değildi olaya heyecan katmaktı ama okuduğunuz ve birazda olsa yazım hakkında bir şeyler düşündüğünüz için teşekkürler …

Yazar:EROL ÖZTAMUR
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst