Eğlence amacıyla fal bakmak caiz mi?

Aslı Oktay

Daimi Üye
Katılım
30 Haziran 2011
Mesajlar
12.839
Tepki
19.334
Puan
113
Yaş
34
Konum
İstanbul
“Fal” kelimesinin aslı “fe’l”dir. Bu da, “uğur, talih, baht” mânâlarına gelmektedir. “Tefeül” kelimesi de buradan türetilmektedir ki, “bir şeyi hayra yormak, Allah’tan hayır ve fayda ummak demektir. Tefeül sünnettir. Peygamberimiz (a.s.m.) tefeülden hoşlanır, teşe’üm olarak bilinen bir şeyi uğursuz saymaktan da hoşlanmazdı.
Şemseddin Sami Kamus’unda “fal” hakkında şu tarifi yapar:
“Baht ve talihi anlamak için birtakım garip vasıtalara müracaat etme. Atılan boncuk ve baklaya, tesadüfen açılan “bir kitabın bir satırına, koyunun kürek kemiğine vesair böyle şeylere bakıp bunlardan mânâ çıkarma.”
Günümüz falcıları da bunlara benzer yollarla fal bakıyorlar. Oyun kâğıtlarına, el ayasına, kahve fincanına ve su dolu tasa bakmak sadece birkaçı...
İlmin ve teknolojinin zirveye çıktığı, insanlığın uzayda dolaştığı bir devirde maddeten gelişmiş “modern” ülkelerde falcılık büyük mesafe almış, mânen derin boşluk içinde bulunan insanlar falcılara bel bağlama âcizliğine düşmüşlerdir. Hattâ bu ülkelerin başkanları bile geleceklerini bu falcılara sorma garipliğini gösteriyorlar.
İslâm öncesi bir cahiliye âdeti olan falcılık, bilhassa îman ve inanç bakımından zayıf toplumlarda yerleşmiş, yaygınlaşmıştır.
İslâmiyetten önce her türlü hurafe ile birlikte falcılık, sihir, kehanet ve büyü gibi sapık âdetler de yaygındı. Müslüman olmalarına rağmen bazı kimseler bunlara gitmekten vaz geçmiyorlardı. Bu hususta Hz. Aişe’nin rivayet ettiği bir hadis vardır.
Bazı Sahabiler Peygamberimize (a.s.m.) gelerek gaybdan haber veren kâhinler hakkında fikrini sordular. Peygamber Efendimiz de (a.s.m.) “Kâhinler bir şey değildir” buyurdu.
Bunun üzerine Sahabeden bir kısmı, “Yâ Resulallah, onlar bazen bir şey söylüyorlar, sonra o da çıkıyor” demeleri üzerine Resulullah (a.s.m.) şu gerçeği dile getirdiler:
“Onların söylediği bu sözler cinlere aittir. Cinler bilgiyi kapar ve dostunun kulağına tavuğun gıdaklaması gibi gıdaklar. Bu şekilde ona yüz yalandan daha fazlasını karıştırır.”1
Demek ki, falcıların ve kâhinlerin sözlerinde doğruluk payı olsa olsa yüzde veya binde birdir. Bu kadar zayıf bir ihtimale mü’minin bel bağlaması, ona itibar etmesi, inancına zarar verdiği gibi, makul da değildir.
Cinlerin gerçekte bir şey bilmediğini şu âyet-i kerime çok açık bildirmektedir:
“Eceli gelip de Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimizde asasını kemirmekte olan bir ağaç kurdu ölümünü onlara farkettirdi. Süleyman yere düşünce, cinler anladılar ki, eğer kendileri gaybı bilselerdi, o meşakkatli işe devam edip durmazlardı.”2 3
Bir seferinde Hz. Muaviye (r.a.) Peygamberimize (a.s.m.) şöyle bir sual sorar:
“Yâ Resulallah, birtakım şeyleri biz cahiliye devrinde yapıyorduk. Kâhinlere gidiyorduk. Şimdi ne yapalım?”
Peygamberimiz (a.s.m.) bu hususta kesin ifade kullandılar:
“Artık kâhinlere gitmeyin.”4
İbni Mâce’nin rivayet ettiği bir hadiste kâhinlere, falcılara inanmanın îmana zarar vereceği bildirilir ki, bu hadisten hareket eden âlimler, falcılara gitmenin ve onlara inanmanın haram olduğunu söylerler.5
Zaten yukarıda meâlini verdiğimiz âyet ve hadisler, bu hususta Müslümanın nasıl hareket edeceğini açıkça bildirmektedir. Bunun için Allah’a iman ve kadere itimat ve tevekkül gibi sağlam bir dayanağı olan insanın cinlerin birer oyuncağı olan kâhin ve falcılara gitmesi kadar abes ve mânâsız bir şey yoktur.
Son olarak meselenin aslını belirten ve mü’minin hiç aklından çıkarmaması gereken şu meâldeki âyetleri okuyalım:
“Gaybın anahtarı Allah’ın yanındadır. Onları ancak O bilir.”6
“De ki: Göklerde ve yerde Allah’tan başka hiç kimse gaybı bilmez.”7


1 Müslim, Selâm: 123.
2 Sebe’ Sûresi, 14.
3 Rivayetlere göre, Hz. Süleyman asasına dayanarak uzun müddet ibadet ederdi. Vefat ettiğinde de asâsına dayalıydı. O esnada Mescid-i Aksâ’nın yapımında çalışan cinler onun ölümünün farkına varmayarak işlerine devam ederler. Hz. Süleyman’ın vefat ettiğini, ancak bir ağaç kurdunun asâsını kemirip de yere düşmesiyle anlarlar. (İbni Kesîr, 3: 529).
4 Müslim, Selâm: 121.
5 İbni Mâce, Taharet: 122.
6 En’âm Sûresi, 59.
7 Neml Sûresi, 65.

Mehmed Paksu Aileye Özel Fetvalar


Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
 

bitter_im

Admin
Admin
Genel Yönetici
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
64.644
Tepki
53.687
Puan
113
Yaş
32
Konum
kocaeli
“Yâ Resulallah, onlar bazen bir şey söylüyorlar, sonra o da çıkıyor” demeleri üzerine Resulullah (a.s.m.) şu gerçeği dile getirdiler:
“Onların söylediği bu sözler cinlere aittir. Cinler bilgiyi kapar ve dostunun kulağına tavuğun gıdaklaması gibi gıdaklar. Bu şekilde ona yüz yalandan daha fazlasını karıştırır.”

Çok günah gerçekten, Allah razı olsun canım :hhhhhh:
 
OP
Aslı Oktay

Aslı Oktay

Daimi Üye
Katılım
30 Haziran 2011
Mesajlar
12.839
Tepki
19.334
Puan
113
Yaş
34
Konum
İstanbul
"İçki, kumar, putlar ve fal okları hep şeytanın işinden olan murdar bir şeydir. O halde ondan kaçının." (Maide, 90)
“Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır. Başkası onu bilemez.” (En’am, 59)
"Her kim bir arrafa gidip de ona bir şey sorarsa, kırk gecelik namazı kabul olmaz" (Müslim) buyurmuştur.
Bütün hurafelerle birlikte her türlü kehaneti yasaklayan Resul-i Ekrem Efendimiz, kâhinleri dinleyip tasdik etmeyi de yasaklamıştır.
İslam âlimleri, kâhinlere gitmenin ve onların söylediklerine inanmanın kişinin imanına zarar vereceğini söylemektedirler. Çünkü kâhinin söylediğinin çoğu uydurma ve yalan olduğundan, ona inanıp kanan kimse hareket ve geleceğini duyduklarına göre düzenlerse, ya boş ümitlere kapılıp hayal ve düşüncelerini lüzumsuz şeylerle dolduracaktır veya verilen kötü haberler üzerine ümitsizliğe ve karamsarlığa düşecektir. Bu da kişinin manevi hayatına, hatta aile hayatına zarar verecektir.
Eğlence maksadıyla fala baktırmak ya da bakmak da uygun değildir. Fal yasak bir davranış olup haram kılınmıştır. Haram olan bir hükmün şakası helal olamaz. Bu bakımdan eğlence için dahi olsa, falcıların dediklerine ve fala inanmak caiz olmaz.
 
OP
Aslı Oktay

Aslı Oktay

Daimi Üye
Katılım
30 Haziran 2011
Mesajlar
12.839
Tepki
19.334
Puan
113
Yaş
34
Konum
İstanbul
“Yâ Resulallah, onlar bazen bir şey söylüyorlar, sonra o da çıkıyor” demeleri üzerine Resulullah (a.s.m.) şu gerçeği dile getirdiler:
“Onların söylediği bu sözler cinlere aittir. Cinler bilgiyi kapar ve dostunun kulağına tavuğun gıdaklaması gibi gıdaklar. Bu şekilde ona yüz yalandan daha fazlasını karıştırır.”

Çok günah gerçekten, Allah razı olsun canım :hhhhhh:
cumlemizden birtanem
 
OP
Aslı Oktay

Aslı Oktay

Daimi Üye
Katılım
30 Haziran 2011
Mesajlar
12.839
Tepki
19.334
Puan
113
Yaş
34
Konum
İstanbul
en guzelini yapmis annen sekerparem gercekten korkunc bir durum hani bize eglence gibi geliyo salliyoruz falan diyoruz ama gunahi buyuk
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst