“Çocuk Eğitimi Eş Seçimi İle Başlar.”

Aslı Oktay

Daimi Üye
Katılım
30 Haziran 2011
Mesajlar
12.839
Tepki
19.334
Puan
113
Yaş
34
Konum
İstanbul

Mehmet Teber: “Çocuk Eğitimi Eş Seçimi İle Başlar.”
3_h.jpg



Sivas’lı. 1980 Kocaeli doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık mezunu. 2 çocuğu olan ve hayat gayesini “Çocukların ve gençlerin daha iyi anlaşılmasına ve eğitilmesine zemin hazırlamak” olarak belirlemiş bir kişi Mehmet Teber. Gazetemizde bir süredir yazılarını yayınlıyoruz. Çok olumlu tepkiler aldık. Zaman Makedonya olarak çocuk eğitimi ve gelişimi üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Bir çok ebeveynin tereddüt ettiği hususları kendilerine sorduk.

Çocuk yetiştirme sürecinin başlangıcı kiminle ve ne zaman olmalıdır?

Meşhur bir söz vardır. “Çocuk eğitimi eş seçimi ile başlar.” diye. İnsan eşini seçtiğinde aslında çocuğunun anne-babasını da seçmiş oluyor ve evlendiği kişinin kişiliği, tepkileri büyük ihtimalle çocuklarına yansıyor. Bu nedenle eş seçimi ile başlar çocuk eğitimi.

Çocuk yetiştirme sürecinin önemli safhaları nelerdir?

Bu sürecin en önemli aşaması çocuğa vakit ayırmaktır. İlk önce bunu sağlamak önemli diye düşünüyorum. Günümüz aileleri çocuklarına çok vakit ayıramıyor. Çocuk arada yetişiyor. Bu vakti ayırdıktan sonra bu vakitte ne yapacağımıza dair bilgi sahibi olmak gerekiyor. İlgi ve sonrasında bilgi diyebiliriz.

Hızlı değişen bir dünyada yaşıyoruz? Böyle değişken bir ortamda çocuklar nasıl yetiştirmeli?

Hz. Ali’nin çocuklarınızı “Yaşadığınız çağa göre değil kendi yaşayacakları çağa göre yetiştirin” diye bir sözü var. Geleceğin dünyasını, bu dünyanın dinamiklerini öngörüp ve öğrenip çocuklarımızı ona göre yetiştirmek gerekiyor. Gelecekte benmerkezli, narsist bir nesil öngörülüyor. Bilginin bolca üretildiği bir nesil geliyor. Teknolojinin hakim olduğu bir zamana giriyoruz. Bu dinamikleri görüp çocuklarımızı buna göre hazırlamak lazım diye düşünüyorum. Daha mütevekkil, daha paylaşımcı bir çocuk yetiştirmenin yolunu aramalı aileler. Bilgisayarın zararlarından uzak tutarken, teknolojiden uzak tutmamalı mesela.

Ebeveyn-çocuk ilişkilerinde mesafe ayarı nasıl kurulmalı? Çocukların geleceği açısından ebeveynler otoriteyi mi, arkadaş olmayı mı seçmeli?

Yine Hz. Ali’den biz sözle cevap verelim isterseniz. “Çocuklarınızla 7 yaşına kadar oynayın, 15 yaşına kadar onlarla arkadaş olun, bu yaştan sonra ise onlarla istişare edin.” Yani arkadaşlığın da zamanı var anne-babalığın da. 0-3 yaşında anne-baba çocuklarına iyi bakım yapmakla yükümlü. Şefkatin bol gösterilmesi gereken bir dönem. Bu yaştan sonra artık çocuğa sınır çizme dönemi başlayabilir. Burada kararlı olmak gerekebilir. Kararlılıkla otoriterlik ayrı diye düşünüyorum. 7 yaşından sonra çocukla arkadaş olmak gerekiyor. Ergenlik sonrasında ise onu yetişkin gibi görüp fikrine değer vermeliyiz.

Ebeveynler “şantaj”a başvuran çocuklara nasıl yaklaşmalı? (Şantajla, isteği yerine getirilene kadar yemek yememek, su içmemek, oynamamak gibi durumları kastediliyor)

Çocuklar istediklerini elde etmek için çeşitli yöntemler kullanırlar. Ağlamak, kendine zarar verip kafasını duvarlara vurmak ya da kendi dediği olana kadar ayak diremek gibi. Eğer çocuk bunlardan herhangi birini sık kullanmaya başlamış ve alışkanlık haline getirmişse bunlara prim vermemek gerekir. Bu uğurda çocuk aç kalabilir, saatlerce ağlayabilir de. Burada çocuğa prim vermek, onun olumsuz mekanizmasını güçlendirir.

Çocuğumuzu kendimizce fıtratına uygun gördüğümüz bir mesleğe yönlendirip motive etmenin yol ve usulleri nelerdir?

Uygun mesleğe yönlendirmek çocuğumuzu, onun kişilik özelliklerini, artı ve eksilerini iyi bilmekle olur. Bunu gözlem yaparak görebileceğimiz gibi, öğretmen görüşleri, uzmanlar eşliğinde uygulanan testler de bize fikir verebilir. Meslek seçimini önemsemeli ve arzularımıza göre değil sağlam verilere göre yapmalıyız. Çocuk zaten doğru alana ve mesleğe yönlendirilirse otomatik olarak motive olur. Kişinin sevdiği bir işi yaparken motive edilmeye ihtiyacı yoktur çünkü.

Çocuğumuzu idealist bir şekilde yetiştirmeye gayret ediyoruz ama çocuğumuzun kendi ölçülerimizin hayli uzağında olan ortamlarda bulunması da kaçınılmaz bir durum. Bu zorluğu aşmamız adına neler tavsiye edersiniz?

Çocuğun önemli eğitimcilerinden biri şüphesiz çevredir. Çocuk çevresine göre şekillenir. Bu zorluğu aşmanın yolu, kendi kültürümüze ait çevreleri oluşturmaktır. Burada aynı düşünceyi paylaşan aileler bir araya gelmeli ve çocuklarını bir arada tutmak için sıkı iletişim halinde olmalıdır diye düşünüyorum. Yani alternatif ortamlar oluşturabilir ve gençleri sevdirerek bu ortamlara katabiliriz.

Türkiye’de son zamanlarda oldukça sevindirici bir gelişme olarak evlilik öncesi yetiştirme kurslarından söz ediliyor. Şayet bu düşünce hayata geçirilebilirse bu kapsamda geleceğin anne ve baba adaylarına en çok hangi vurgular yapılmalı?

Çocuk yetiştirmeden önce ailede mutluluk önemli. Mutlu olan bir ailede sağlıklı çocuklar yetişir. Bu nedenle bu kursta öncelikle eşlerin mutluluğuna, sorunları çözme becerilerine, iletişim becerilerine yer verilmeli diye düşünüyorum. Sağlam bir aile yapısı önceliklidir çünkü. Sonrasında çocuk psikolojisi, gelişim dönemleri ve eğitiminden bahsedilebilir.
Zaman Gazetesi
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst