Cinsel hastalıklar kısırlık nedeni
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuriye Taşdelen Fışgın, cinsel yolla bulaşan hastalıkların dış gebelikten kısırlığa kadar çeşitli sorunlara neden olduğunu bildirdi.
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Fışgın, her yıl en az 340 milyon olgunun saptandığını ve bu olguların büyük çoğunluğunun 15-49 yaş arasında olduğunu kaydetti.
Gelişmekte olan ülkelerde halk sağlığı sorunu olarak ilk 5 hastalık kategorisinde yer alan cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların geçişinin tüm çabalara rağmen kontrol altına alınamadığını dile getiren Fışgın, "Cinsel yolla bulaşan hastalıklar sadece hasta kişilerden değil, sağlam görünen kişilerden de bulaşmaktadır. Bazıları cinsel ilişki dışında kan yoluyla, kesici makas, ustura, enjektörlerin ortak kullanılması, dövme yaptırma, açık yaralarla doğrudan temasla ve anneden bebeğe olmak üzere başka yollarla da bulaşabilir. Cinsel ilişkinin her türüyle geçebilirler, belirtili ya da belirtisiz seyredebilirler. Özellikle kadınlarda fark edilmeyebilir fakat rahim ağzı kanserinden, pelvik inflamatuvar hastalığa, dış gebelikten kısırlığa kadar çok çeşitli sorunlara yol açarken erkeklerde akıntı ve yaralar yanında kısırlığa neden olabilir. Bazıları ise sistemik seyredip frengide olduğu gibi çeşitli organları etkileyebilir. Tedavi edilmezlerse ölüme dahi neden olabilirler. Ayrıca anneden bebeğe geçerek ölü doğumlara, sakatlıklara ve çok çeşitli hastalık tablolarına yol açabilirler" dedi.
Cinsel yolla bulaşan 20'den fazla enfeksiyon etkeni bulunduğunu ifade eden Fışgın, en fazla bilinenlerinin bel soğukluğu, frengi, HIV/AIDS enfeksiyonları, trikomoniyaz, klamidyal infeksiyonlar, hepatit B, genital uçuklar ve siğiller olduğunu vurguladı. Fışgın, "Ayrıca birçok virüs, mantar ve parazit de bulaşabilir. Bir cinsel yolla bulaşan hastalık varlığında HIV/AIDS geçiş riski de artmaktadır. Kadınlara geçiş oranı erkeklere göre daha fazladır" uyarısında bulundu.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda erken tanı ve tedavinin hem bireyin sağlığı açısından hem de toplum sağlığı açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Fışgın, şunları söyledi:
"Genital bölgede apse, akıntı, yara, lenf bezi büyümesi olan kişilerin hemen hekime başvurması gerekir. Bu kişilerin eşleri de mutlaka tedavi almalıdır. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların en önemli özellikleri de korunulabilir ve engellenebilir hastalıklar olmalarıdır. Bu amaç için günümüzde en geçerli yöntem, her cinsel ilişkide kondom kullanmaktır. Kondom kullanılmadan olan, korunmasız cinsel ilişki, sık eş değiştirme, çok eşlilik, hastalık taşıma riski yüksek kişilerle cinsel ilişki, damar içi madde kullanımı ve aynı enjektörün paylaşılması, para ve uyuşturucu karşılığı seks, erken yaşta cinsel ilişki en riskli davranışları oluşturur. Bu nedenle toplumun bu yönde bilgilendirilmesi, sürekli eğitim ve danışmanlık hizmetinin sağlanması gerekir. Unutmamalıdır ki uygun yöntemler kullanıldığı takdirde, bu hastalıklardan korunmak mümkündür."
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuriye Taşdelen Fışgın, cinsel yolla bulaşan hastalıkların dış gebelikten kısırlığa kadar çeşitli sorunlara neden olduğunu bildirdi.
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Fışgın, her yıl en az 340 milyon olgunun saptandığını ve bu olguların büyük çoğunluğunun 15-49 yaş arasında olduğunu kaydetti.
Gelişmekte olan ülkelerde halk sağlığı sorunu olarak ilk 5 hastalık kategorisinde yer alan cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların geçişinin tüm çabalara rağmen kontrol altına alınamadığını dile getiren Fışgın, "Cinsel yolla bulaşan hastalıklar sadece hasta kişilerden değil, sağlam görünen kişilerden de bulaşmaktadır. Bazıları cinsel ilişki dışında kan yoluyla, kesici makas, ustura, enjektörlerin ortak kullanılması, dövme yaptırma, açık yaralarla doğrudan temasla ve anneden bebeğe olmak üzere başka yollarla da bulaşabilir. Cinsel ilişkinin her türüyle geçebilirler, belirtili ya da belirtisiz seyredebilirler. Özellikle kadınlarda fark edilmeyebilir fakat rahim ağzı kanserinden, pelvik inflamatuvar hastalığa, dış gebelikten kısırlığa kadar çok çeşitli sorunlara yol açarken erkeklerde akıntı ve yaralar yanında kısırlığa neden olabilir. Bazıları ise sistemik seyredip frengide olduğu gibi çeşitli organları etkileyebilir. Tedavi edilmezlerse ölüme dahi neden olabilirler. Ayrıca anneden bebeğe geçerek ölü doğumlara, sakatlıklara ve çok çeşitli hastalık tablolarına yol açabilirler" dedi.
Cinsel yolla bulaşan 20'den fazla enfeksiyon etkeni bulunduğunu ifade eden Fışgın, en fazla bilinenlerinin bel soğukluğu, frengi, HIV/AIDS enfeksiyonları, trikomoniyaz, klamidyal infeksiyonlar, hepatit B, genital uçuklar ve siğiller olduğunu vurguladı. Fışgın, "Ayrıca birçok virüs, mantar ve parazit de bulaşabilir. Bir cinsel yolla bulaşan hastalık varlığında HIV/AIDS geçiş riski de artmaktadır. Kadınlara geçiş oranı erkeklere göre daha fazladır" uyarısında bulundu.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda erken tanı ve tedavinin hem bireyin sağlığı açısından hem de toplum sağlığı açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Fışgın, şunları söyledi:
"Genital bölgede apse, akıntı, yara, lenf bezi büyümesi olan kişilerin hemen hekime başvurması gerekir. Bu kişilerin eşleri de mutlaka tedavi almalıdır. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların en önemli özellikleri de korunulabilir ve engellenebilir hastalıklar olmalarıdır. Bu amaç için günümüzde en geçerli yöntem, her cinsel ilişkide kondom kullanmaktır. Kondom kullanılmadan olan, korunmasız cinsel ilişki, sık eş değiştirme, çok eşlilik, hastalık taşıma riski yüksek kişilerle cinsel ilişki, damar içi madde kullanımı ve aynı enjektörün paylaşılması, para ve uyuşturucu karşılığı seks, erken yaşta cinsel ilişki en riskli davranışları oluşturur. Bu nedenle toplumun bu yönde bilgilendirilmesi, sürekli eğitim ve danışmanlık hizmetinin sağlanması gerekir. Unutmamalıdır ki uygun yöntemler kullanıldığı takdirde, bu hastalıklardan korunmak mümkündür."