Ciltteki mor lekelerde kanser tehlikesi var

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.528
Puan
113
Konum
İstanbul
667187022244.jpg


Ciltteki mor lekelerde kanser tehlikesi var

Ciltte kırmızı, mor, kahverengi ya da siyah lekeler halinde ortaya çıkan deri değişimleri, Herpes virüsüyle bağlantılı bir hastalık olan kaposi sarkomunun belirtileri arasında yer alır
Yavaş büyüyen bir deri tümörü olan ancak daha sonraki fazlarında, saldırgan bir kansere dönüşebilen kaposi sarkomu; HIV virüsü bulaşmış olan (AIDS'li) kişilerde en yaygın haliyle görülür. Kırmızı, mor, kahverengi, siyah lekeler halinde veya kabarık nodül şeklinde deri lezyonlarıyla kendini gösteren hastalığa; yüzde 90 oranında Herpes virüsü eşlik eder.

ERKEKLERDE GÖRÜLÜR
Afrika'da, HIV ile enfekte olmayanlarda da kaposi sarkomu gelişme riski vardır. Hastalık en çok erkeklerde görülür. Kaposi sarkomuna karşı en çok koruyucu etkinin kadınlık hormonundan kaynaklandığı düşünülmektedir.
Bu deri tümörene, yoğun olarak Afrika'da ve organ nakli sonrası oluşan HIV'li hastalarda rastlanır. Organ nakli nedeniyle bağışıklık siste mi baskılanan hastalarda, kullanılan ilaçların dozu azalınca klinik tablo düzelebilir.

AKDENİZ'DE AĞIRLIKTA
Tümör nedeniyle genellikle ayak ve kollarda lezyonlar görülebilir. Nadir olarak genital bölgelerde ödem, ciltte çatlama ve bakteriyel enfeksiyon oluşabilir. Hastalık, kendini böylece maskeleyebilir. Ağız ve bağırsak lezyonlarının görülme oranı da oldukça yüksektir.
Akciğer tutulumu da nadir olmakla beraber göz önünde bulundurulmalı ve akciğer tedavi sırasında kontrol edilmelidir. Yaşlı erkeklerde, bacakların alt kısımlarında ayak bileği ve tabanında oluşan cilt lezyonları; 10-15 yıl gibi uzun sürede organlara ilerleyebilirler.
Kaposi sarkomunun Afrika tipinde, yaş ortalaması Avrupalılara göre çok düşüktür. Hastalığın Avrupa'da rastlanma oranı yok denecek kadar azdır. Ülkemizde ise en çok Akdeniz sahili bölgesinde rastlanır.

DENEYSEL TEDAVİ
Tedavi sürecinde; bağışıklık sistemindeki yetmezliği düzeltmeye yönelik deneysel tedavi yaklaşımları uygulanabilir. Lokal tedavi, radyoterapi, kriyoterapi ve lezyon içine kemoterapi uygulanabilir. Retionidler de yüzde 35'e kadar etkinlik gösterebilir.

Hastalık ilerliyorsa, kemoterapi devreye girmelidir. Etoposid, taxan grubu, doksarubisin, sisplatin, biliobisin ve vinkristin gibi etkili ilaçlar kullanabilir.

HASTAYI ENFEKSİYONDAN KORUMAK ÇOK ÖNEMLİ
Bu hastalarda genellikle bağışıklık sistemini koruyucu koyu kırmızı, siyah, koyu yeşil gıdalar kullanılır. Günde biriki bardak havuç suyu ve domates suyu tüketilmelidir. Nar suyunun da çok faydalı olduğu ve yüzeysel uygulamalarda etkin sonuç verdiği bilinmektedir.

ELMA VE PIRASA FAYDALI
E vitamini, C vitamini ve selenyum kombinasyonu; vücudun direnç kazanmasını sağlar. Bu vitaminler tek tek de kullanılabilir. Kaposi sarkomu hastalarında; D vitamini takviyesi ve Afrika bitkisi olan dulavrat otu kökü (burdock root) de faydalı olabilir.
Ağız lezyonlarında; karadut, yeşil çay ve E vitamini yardımcı destek tedavilerdir. Hastaları enfeksiyonlardan korumak çok önemlidir. Ümmin sistemi zayıf olan hastalar kaybedilebilir.
Yabani böğürtlenin tüketilmesi, hastaların kendini iyi hissetmesini sağlayabilir. Kuarsetin ihtiva eden soğan, elma ve pırasa da bağışıklık sistemini güçlendiren doğal kaynaklardır. Günde bir tatlı kaşığı zerdeçal da bağışıklık üzerinde önemli rol oynar.

Prof.Dr. Erkan TOPUZ
Sabah
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst