Biz Bir Hayal Kurduk 4

Gülümse

Daimi Üye
Katılım
28 Şubat 2009
Mesajlar
3.793
Tepki
7.105
Puan
113
Konum
istanbul


Musa odasının kapısını açtı ve :
-M--“ neden bizimle yemedin Ezel, çekinmene gerek yoktu.”
-E--“ya öyle olsa geçen gün sizinle beraber yemezdim, ben Tuba ablaya söyledim. Yani İlhan ağabeyinin kaynı var diye gelmedim.”
-M—“iyi o zaman, bir şey soracak olursan ben yerimdeyim, gelebilirsin.”
-E—“tamam, sağ ol.”
Bakışları kendine çekiyordu Ezel’i. Hemen belgeleri kurcaladı ve sorabileceği mantıklı bir şey buldu. Akşam olmak üzereydi, bir saat sonra eve gidecekti ve yarın cumartesiydi ki yarın da Musa Diyarbakır’a gidecekti… Ezel sordu soruyu, Musa yarım saat anlattı. O, Ezel’in gözünün içine baka baka anlatırken, Ezel hem ‘yanlış mı yapıyorum’ diye düşündü hemde ‘yarın ne olacak’ diyordu… saat ne kadar da çabuk geçivermişti.
Musa hemen küçük bir açıklama yaptı:
-M--“yarın ben yokum Ezel, annemi Diyarbakır’a ananeme götüreceğim. İstersen sende gelme, ben Malik hocaya söylerim.”
-E--“hayır Musa, sağ ol. Ben hocamdan böyle bir şey isteyemem. Yarın gelip işimi yapar giderim.”
-M-“ama ben, ben olmayacağım ve soru soracağın kimse yok diye demiştim. Sen bilirsin.”
-E-“sorun değil, sorum olursa pazartesi sorarım sana.”
-M-“tamam, zaman doldu çıkabilirsin şimdi. Geç kalma sen hem.”

Gidiyordu ve belki de İlhan ila Tuba’nın konuştuğu gibi olacaktı. Kızı görecekti, beğenecekti ve bir hafta sonra tatlısını bile yiyeceklerdi.

Büyük bir sıkıntı ve stres ile ne yapacağını anlayamadan çıktı iş yerinden eve gitti. Akşam olmuştu ve sonra yatağa girdi, başladı yine hayal kurmaya. Kurdu yıktı, kurdu yıktı…
Artık bir hayal kurmayı beceremediğini düşündü. Çok geç olmuştu artık ama uyudu.
Sabah kalktığında iş yerine giderken yüzü eskisi gibi gülmüyordu. Telefondaki müzik düşünmesi için özel seçtiği birkaç fon müzik ve birkaç slov müzikti…

Dalgındı ve kendine kızıyordu.
Tek tek Ceren, Nergis ve Sevda’ya mesaj attı, geç de olsa gelen mesajlarda şunlar yazılıydı:
Ceren:’ canım ya, moralim bozuk. Erkek arkadaşımla tartıştık, ama İstanbul bambaşka, her şeyi unutturuyor. Sen nasılsın?’
Nergis:’ya bunun yüzünden bu yazımda zehir oluyor, insan kız arkadaşının kursa gitmesini demi kıskanır yahu? Senden ne haber canım?’
Sevda:’Valla ben her zaman ki gibiyim canım, ablamla alışveriş yaptık, eve geldim. Sen neler yapıyorsun, staj nasıl gidiyor?’
Düşünceli tavrıyla iş yerine vardı, tadı tuzu yoktu… ne anlamı vardı ki evraklarla uğraşmanın. Sadece düşünmesini biraz olsun engelliyordu. Zaten bugünlük stajı öğleye kadardı.
Bitti bu günde ve iş çıkışı eski staj yerine uğradı. Tek bayan kendisiydi bir önceki yaz, ama şimdi cana yakın ve istediğini koparan Ayşe diye biri alınmıştı. Kısa boylu, esmer bir kızdı. Hayatın acımasızlıklarına karşı dik durmayı bilen biri…
Ezel, ilk defa o gün üzgün bir şekilde Ayşe’nin karşısındadır. Merakını dindiremeyen Ayşe sorar: --“ Ezel, neyin var bugün?”
Ezel—“ ya daha önce biri vardı, biliyorsun. Ben artık kimseyi istememeye karar vermişken yeni biri çıktı karşıma.”
Ayşe—“eee, nesi kötü bunun?”
Ezel—“o, benim için imkansız oluyor galiba…”




Devam edecek...
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst