Güneşin riski sadece “erken yaşlandırma” değil, bir çok probleme neden olabiliyor. Cildi sertleştiren ve kırışıklıkların daha derin hale gelmesine neden olan ultraviyole ışınları güzelliğe en büyük darbeyi vuruyor. Doğal Ürün Uzmanı Volkan Kurt, hem güneşin zararlı etkileri ve de bitkisel kalıcı bronzlaşma hakkında özel bilgiler veriyor.
Kaç yaşında olursa olsun her kadının idealinde yazın kahverengimsi bir ten ve güneş ışığı ile rengi açılmış saçlar yatar. Tamam “çikolota renkli güzelliğin” çekicilik kattığı doğru ama risklerini hesaba katmak lazım. Öncelikle şunu unutmayalım. Direk olarak güneşin altında kavrulmak yapılacak en büyük hata. Kendinizi güneşe korunmasız teslim ettiğinizde, cilt ilk önce gerilir. O canlı görüntüsü yok olur. Aniden bir sürü leke belirir.
Bir de herşeyi bir iki günde elde etmek isteyen tipler var: “Hemen güzelleşeyim, hemen lekelerim yok olsun, kırışıklıklarım hemen gitsin” gibi kısa sürede hedefe ulaşmak isteyenler, deniz kıyısında da daha ilk gün, “bugün çikolota rengim olacak” diye güneşin altına serilirler. İşte en tehlikelisi bu. Bronz ve ışıltılı bir bedene hemen kavuşmalayım diye bir acelecilik içine girerseniz sağlığınızdan ve güzelliğinzden kesinlikle olursunuz. Ne kadar çabuk bronzlaşma elde ederseniz o kadar çok zararla karşılaşırsınız.
Güneşten korunmadan, onun karşısına çıkılmamasını öneriyorum ilk şart olarak. Artık cilt tipinize göre nemlendiriciler kullanabilirsiniz. Yüksek koruma faktörlü yağlar ile güneşlenebilirsiniz. Güneşlenmeden sonra losyon kullanabilirsiniz. Artık hangisi size göreyse onu mutlaka uygulayın.
Tabi alınacak çok sayıda başka tedbirler var: Bronzlaşırken olmazsa olmaz kuralları ihlal etmeyin. Öncelikle zaman kavramı önemli. 15 veya 30 dakikadan fazla güneşin altında yatmamanız gerekir. Saat 11.00 ile 16.00 arası güneşte kalmamanız yararınızadır. Yaz boyunca güneş gözlüğünü ve şapkayı yanınızdan asla ayırmayın. Tabii risk kolay bronzlaşan esmer tenliler için daha az. Açık renk tenliler bu kurallara harfi harfine uymalı. Diğer taraftan, bronz ten tutkunları bir hata daha yapıyor: Koruma krem ya da losyon sürüp, akşama kadar güneşin altında kalıyor. Unutmayın dünyanın en donanımlı uzmanları tarafından üretilmiş bir krem bile sizi Ultraviyole ışınlarından saatlerce koruyamaz. Siz hem koruyucu sürün ama yine de güneşin altında çok fazla kalmayın. Bir de yazın güneşlenme sonrası duş alırken, suyun ısısı da önemli. Sıcak su kullanmayın sakın. Ilık suyu tercih edin.
Güneşin tahribatından koruyan besinler
Şimdi güneşin zararlarını anlattık ama besin ağırlıklı çözümlerden de söz etmek lazım. Yazın güneşin tahribatından, yaşlandırıcı etkisinden korunmak için yiyeceklerinizi de ona göre seçmelisiniz. Güneşin zararlarına karşı “betakaroten” koruyucu görevi üstlenir. B5 ve C vitaminli besinler de yararlıdır. Domates, dereotu, kavun, ıspanak, kayısı, maydanoz, yeşil biber ve asma yaprağı bol bol kullanmanız gereken besinler arasında. Tipik yaz sebzesi domates de yazın sık tüketilmesi gereken besinler içinde olmalı. Besin değeri bir yana, domates yiyenlerin bronzluğunu daha uzun süre koruduğu gözlenmiş. Güneş cildi erken yaşlandırdığı için, içinde antioksidan bulunan kivi ve çilek de tüketilecek meyvelerden sadece ikisi. Salatalık sarımsak, böğürtlen, şeftali ve kiraz da yaz için önemli besinler. Tabii bunların yanında yoğurt, taze olmak kaydıyla tavuk ve balık etini de ihmal etmeyin.
Bitkisel bronzlaşma
Güzellik ve bakımla ilgili nasıl doğal çareler varsa bronzlaşma ile ilgili de doğal seçenekler söz konusu. Ancak bitkisel bronzlaşmayı güneşten korunmak için değil, sadece doğal çikolata bir tene kavuşmak için uygulamalasınız. Güneşten koruma faktörlü başka bir krem veya losyonu ayrıca vücudunuza uygulamalısınız. Çünkü güneşin, tuzlu suyun ve rüzgarın ciltteki yıpratıcı ve yaşlandırıcı etkisine karşı savaşmak için koruma bazlı ürün şart.
Bazı doğal yağların karışımı ile elde edilen doğal bronz ten, yaz boyunca kolay kolay bedeninizi terketmez. En önemli özelliği bu. Bitkisel bronzlaşma, sanki saatlerce güneş altında yatmış gibi bronz bir ten sağlıyor. Hem güneşten kaçayım, hem de çikolata renkli olayım diyorsanız bitkisel bronzlaşma tam size göre. Bunun için kakao yağı, havuç yağı, kayısı yağı, buğday yağı, susam yağı ve badem yağı kullanılıyor. Ancak formülü önemli. Çünkü karışımın içine konacak miktarlar önem taşıyor. Bir de bitkisel bronzlaştırıcı karışımı denize gittiğiniz ilk gün değil, birkaç gün (4 veya 5 gün) sonra uygulamalısınız. Bu yağlar sadece şahane bir doğal bronzluk sağlar. İlk bir kaç gün deniz kıyısında koruma faktörü yüksek güneş yağı ile güneşlendikten sonra elde edeceğiniz bitkisel bronzlaşma yağını kullandığınızda KALICI bronzluğu elde edersiniz. Herbalium’da doğal bronzlaşma sağlayan ürünleri bulmanız her zaman mümkündür..
Güneşle ilgili söylenecek daha çok şey var ama yerimiz sınırlı. Mesela güneş yanıkları herkesin yaka silktiği bir başka konu. “Deniz kazaları” da diyebiliriz buna. Size bunun için doğal bir meyve maskesi de vermek istiyorum: Bir avuç taze çileği iyice ezin. Güneşten yanmış cildinize suyunu sürün. “20 dakika veya yarım saat kalsın.. Ilık su ile yıkayın ve kağıt havlu ile çok hafif bastırarak ıslaklığı alın.
ALINTIDIR!...
Kaç yaşında olursa olsun her kadının idealinde yazın kahverengimsi bir ten ve güneş ışığı ile rengi açılmış saçlar yatar. Tamam “çikolota renkli güzelliğin” çekicilik kattığı doğru ama risklerini hesaba katmak lazım. Öncelikle şunu unutmayalım. Direk olarak güneşin altında kavrulmak yapılacak en büyük hata. Kendinizi güneşe korunmasız teslim ettiğinizde, cilt ilk önce gerilir. O canlı görüntüsü yok olur. Aniden bir sürü leke belirir.
Bir de herşeyi bir iki günde elde etmek isteyen tipler var: “Hemen güzelleşeyim, hemen lekelerim yok olsun, kırışıklıklarım hemen gitsin” gibi kısa sürede hedefe ulaşmak isteyenler, deniz kıyısında da daha ilk gün, “bugün çikolota rengim olacak” diye güneşin altına serilirler. İşte en tehlikelisi bu. Bronz ve ışıltılı bir bedene hemen kavuşmalayım diye bir acelecilik içine girerseniz sağlığınızdan ve güzelliğinzden kesinlikle olursunuz. Ne kadar çabuk bronzlaşma elde ederseniz o kadar çok zararla karşılaşırsınız.
Güneşten korunmadan, onun karşısına çıkılmamasını öneriyorum ilk şart olarak. Artık cilt tipinize göre nemlendiriciler kullanabilirsiniz. Yüksek koruma faktörlü yağlar ile güneşlenebilirsiniz. Güneşlenmeden sonra losyon kullanabilirsiniz. Artık hangisi size göreyse onu mutlaka uygulayın.
Tabi alınacak çok sayıda başka tedbirler var: Bronzlaşırken olmazsa olmaz kuralları ihlal etmeyin. Öncelikle zaman kavramı önemli. 15 veya 30 dakikadan fazla güneşin altında yatmamanız gerekir. Saat 11.00 ile 16.00 arası güneşte kalmamanız yararınızadır. Yaz boyunca güneş gözlüğünü ve şapkayı yanınızdan asla ayırmayın. Tabii risk kolay bronzlaşan esmer tenliler için daha az. Açık renk tenliler bu kurallara harfi harfine uymalı. Diğer taraftan, bronz ten tutkunları bir hata daha yapıyor: Koruma krem ya da losyon sürüp, akşama kadar güneşin altında kalıyor. Unutmayın dünyanın en donanımlı uzmanları tarafından üretilmiş bir krem bile sizi Ultraviyole ışınlarından saatlerce koruyamaz. Siz hem koruyucu sürün ama yine de güneşin altında çok fazla kalmayın. Bir de yazın güneşlenme sonrası duş alırken, suyun ısısı da önemli. Sıcak su kullanmayın sakın. Ilık suyu tercih edin.
Güneşin tahribatından koruyan besinler
Şimdi güneşin zararlarını anlattık ama besin ağırlıklı çözümlerden de söz etmek lazım. Yazın güneşin tahribatından, yaşlandırıcı etkisinden korunmak için yiyeceklerinizi de ona göre seçmelisiniz. Güneşin zararlarına karşı “betakaroten” koruyucu görevi üstlenir. B5 ve C vitaminli besinler de yararlıdır. Domates, dereotu, kavun, ıspanak, kayısı, maydanoz, yeşil biber ve asma yaprağı bol bol kullanmanız gereken besinler arasında. Tipik yaz sebzesi domates de yazın sık tüketilmesi gereken besinler içinde olmalı. Besin değeri bir yana, domates yiyenlerin bronzluğunu daha uzun süre koruduğu gözlenmiş. Güneş cildi erken yaşlandırdığı için, içinde antioksidan bulunan kivi ve çilek de tüketilecek meyvelerden sadece ikisi. Salatalık sarımsak, böğürtlen, şeftali ve kiraz da yaz için önemli besinler. Tabii bunların yanında yoğurt, taze olmak kaydıyla tavuk ve balık etini de ihmal etmeyin.
Bitkisel bronzlaşma
Güzellik ve bakımla ilgili nasıl doğal çareler varsa bronzlaşma ile ilgili de doğal seçenekler söz konusu. Ancak bitkisel bronzlaşmayı güneşten korunmak için değil, sadece doğal çikolata bir tene kavuşmak için uygulamalasınız. Güneşten koruma faktörlü başka bir krem veya losyonu ayrıca vücudunuza uygulamalısınız. Çünkü güneşin, tuzlu suyun ve rüzgarın ciltteki yıpratıcı ve yaşlandırıcı etkisine karşı savaşmak için koruma bazlı ürün şart.
Bazı doğal yağların karışımı ile elde edilen doğal bronz ten, yaz boyunca kolay kolay bedeninizi terketmez. En önemli özelliği bu. Bitkisel bronzlaşma, sanki saatlerce güneş altında yatmış gibi bronz bir ten sağlıyor. Hem güneşten kaçayım, hem de çikolata renkli olayım diyorsanız bitkisel bronzlaşma tam size göre. Bunun için kakao yağı, havuç yağı, kayısı yağı, buğday yağı, susam yağı ve badem yağı kullanılıyor. Ancak formülü önemli. Çünkü karışımın içine konacak miktarlar önem taşıyor. Bir de bitkisel bronzlaştırıcı karışımı denize gittiğiniz ilk gün değil, birkaç gün (4 veya 5 gün) sonra uygulamalısınız. Bu yağlar sadece şahane bir doğal bronzluk sağlar. İlk bir kaç gün deniz kıyısında koruma faktörü yüksek güneş yağı ile güneşlendikten sonra elde edeceğiniz bitkisel bronzlaşma yağını kullandığınızda KALICI bronzluğu elde edersiniz. Herbalium’da doğal bronzlaşma sağlayan ürünleri bulmanız her zaman mümkündür..
Güneşle ilgili söylenecek daha çok şey var ama yerimiz sınırlı. Mesela güneş yanıkları herkesin yaka silktiği bir başka konu. “Deniz kazaları” da diyebiliriz buna. Size bunun için doğal bir meyve maskesi de vermek istiyorum: Bir avuç taze çileği iyice ezin. Güneşten yanmış cildinize suyunu sürün. “20 dakika veya yarım saat kalsın.. Ilık su ile yıkayın ve kağıt havlu ile çok hafif bastırarak ıslaklığı alın.
ALINTIDIR!...