Bioritim Nedir?

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
Belirli saatlerde uyanmayı yine aynı şekilde uykumuzun gelmesini sağlayan ise kendi kendimize geliştirdiğimiz vücut bioritmimiz. Vücut saati genellikle her insanda farklılıklar gösteriyor. Mesela, uykuyu çok sevenlerdenseniz, günlük ritminiz de geç başlamaya ayarlamıştır kendini. Üstelik bunu değiştirmek de fazla mümkün değil çünkü her şey içeride genetik olarak kodlanmış zaman programında genetik olarak bulunuyor.

Yaşamımızın ritmini belirleyen vücut saatinin nasıl çalıştığını araştıran uzmanlar, bioritmin beslenmeden güzelliğe hatta sağlığa dek her ayrıntı üzerinde önemli bir rolü olduğunu belirtiyorlar. Genlerimiz, günlük koşuşturma içinde kendimizi yorgun ya da enerjik hissetmemizden sorumlu. Sabahları saat 06.00’dan itibaren kandaki melatonin düzeyi düşmeye başlıyor. Kan basıncıyla birlikte vücut ısısı da artıyor. Ve biz de böylece uyanmış oluyoruz. Saat 07.00’ye doğru vücudumuzdaki seksüel hormonlar harekete geçiyor. Öğle saatlerine doğru da nihayet oksijen alımının doruk noktasına ulaşmasıyla birlikte alyuvarların konsantrasyon yetileri de en üst seviyeye çıkıyor. Öğleden sonra bedensel aktivite yeteneği bir miktar düşüş gösterse de bir süre sonra nefes alma frekansı yükseliyor, kavrama yeteneğinin ibresi artıya geçiyor. Reflekslerimiz hiç olmadığı kadar hızlanıyor. Akşamüstü iş sonrası vücut dinlenme fazına geçiyor, dolayısıyla üzerimizde günün yorgunluğunu hissediyoruz. Geceyle birlikte vücudun ağrı eşiği de yükseliyor ve beyin melatonin düzeyini azaltmayı emrediyor. Onunla birlikte kan basıncı ve vücut ısısı da düşmeye başlıyor.

İnsanoğlu varolduğundan beri gündüz ve gecenin ritmik değişikliğiyle paralel yaşıyor. Birçok organımız bu yüzden zaman zaman çeşitli hastalıklara yakalanabiliyor. Düzenli olarak biyolojik ritmimizi göz ardı etmemiz de sağlık problemlerine yol açabiliyor. Örneğin, gece çalışanlar sıkça hastalanır ve her şeyden psikolojik olarak daha fazla etkilenir. Depresyonlar, yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu da biyolojik saatimizin düzeninin bozulmasından kaynaklanıyor. İklim şartlarının da iç saatimiz üzerinde olumsuz etkileri bulunuyor. Kış günlerinin gri ve puslu havalarında vücudumuz doğal uyanma sürecini yaşarken zorlanıyor. Kendimizi tüm gün yorgun hissediyoruz.

de doğrudan bioritm'le bağlantılı. Her insan ne zaman acıktığını ya da vücudu için hangi besinlerin gerekli olduğu zaman dilimlerini kendi belirliyor. Uzmanlar; vücudun sabahları daha fazla enerjiyle yüklü olduğunu dolayısıyla vücutta daha fazla yağ depoladığını belirtiyorlar. Buna karşın akşamları gün içinde besinler yoluyla aldığımız ve kullanılmayan glükoz, yağ hücrelerinde depolanıyor. Sonuçta; akşam yediğiniz çikolata doğrudan yağ depolarına gider çünkü vücut o saatte sadece yağ depolarını doldurmaya programlanmıştır. Zaten beslenmeyle ilgili kurallar da bellidir; sabahları zengin, öğle saatlerinde ölçülü ama akşamları kesinlikle yağsız ve az yemekler yemek gerekiyor.

Fantastik vücut saatimizi güzelliğimizin hizmetinde kullanmamız da mümkün. Bu arada, gündüz dış etkenlere karşı savaşmakla uğraşan cilt hücrelerinin kendini geceleri yenilediğini biliyoruz. Hücre yenilenmesinde etkili olan zengin içerikli kremler işte bu yüzden cilt için önem taşıyor. Gece kremlerinin gündüz versiyonlarından daha yağlı olması da bu yüzden zaten. Ayrıca aynı bakım serisinin ürünleri bir arada kullanıldığında bileşimlerindeki maddelerin birbirleriyle etkileşimleri olumlu sonuçlar doğuruyor.


Saçlarda heyecanı


Biliyor musunuz? Güzel ve canlı saçlar her yönden sağlıklı olduğumuzun göstergelerinden biri. Şimdi onları kış uykusundan uyandırmanın ve baharın tazeliğini saçlarınızda hissetmenin tam sırası...

Saçlarımız bedensel ve ruhsal halimizin aynaları. Hasta ya da sağlıklı olmamız onları da etkiliyor. O kadar ki, modern psikoloji ve saç konusundaki araştırmalar kuaförler tarafından yakın takibe alınmış durumda. Kısa ya da uzun, kumral ya da koyu, ince ya da kalın... Önemli olan içsel armoninin saçlarımıza sağlıklı olarak yansıması. Saçların mat, kırılgan, kuru, yağlı ve kepekli olmasının altında birçok neden yatıyor olabilir; saç cinsine uygun olmayan ürünler, olumsuz çevre koşulları, hormonal düzensizlik ve yanlış beslenme bunlardan birkaçı. Sağlıklı bir kafa derisi, saç ve saç köklerinin ne derece güçlü olduğunu gösteriyor. Sıcak su ve sıcak fön onları zedeleyen dış etkenlerden bazıları. Ayrıca aşırı sıcak, saç derisine zarar verirken aynı zamanda saçın aşırı yağlanmasına da yol açıyor. Fönle kurutma sırasında ise saç telleri kolayca kırılabiliyor. Saça uygulanan boya da saçı yıpratıcı faktörlerden biri. Aslında saçlara fazla zamana gerek duymadan bakım yapmak mümkün. Bunun için kozmetik endüstrisi hergün yeni yöntemler geliştiriyor. Şampuanlar, saç kremleri, serumlar ve özel bakımların saçları canlandıcı etkileri bulunuyor.
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
Doğru bilinen yanlışlar

Kopan bir tel beyaz saç yerine birçok yeni beyaz saç çıkar. (YANLIŞ) Çünkü tek bir saç dibi keseciğinden ancak bir tek saç çıkabilir.

Sık kesilen saçlar daha güçlü olur ve daha hızlı uzar. (YANLIŞ) Saç kökten uzadığı için saçın kesilmesi uzama hızını etkilemez.

Sık sık fönle kurutulan saçlar düzleşir. (YANLIŞ) Saçın düz ya da dalgalı oluşu kalıtımsaldır.

Hamile kadınların saçı boya ve perma tutmaz. (YANLIŞ) Saça uygulanan kimyasal işlemler, hamilelik sırasında meydana gelen hormonal değişikliklerden etkilenmezler.

Beyaz saçlar stres ve gerilim dolayısıyla oluşur. (YANLIŞ) Beyaz saçlar, kıl dibi keseciklerindeki renk maddesinin kaybı ile oluşur.

Bayram geliyor... Yaşasın! Oldum olası bayramları çok sevmişimdir. İlişkiler, dostluklar çok daha başka bir havaya girer. Kırgınlıklar dağılır, küsler barışır, dostluklar pekişir. Hele bir de baharla birlikte gelen bayram, insanı iki kere neşelendirir.


Ben de neşenize katkıda bulunmak için hem eğlenebileceğiniz, hem de dostlarınızla paylaşabileceğiniz bir bilmece tasarladım. Aslında bu konuyu iki sene önce yazmıştım. Konumuz ‘‘Bioritim ’’ yani hayatınızın ritmini hesaplayabileceğiniz bir çeşit oyun.


Önce kendi hayat ritminizi tesbit ettikten sonra yakınlarınızın, sevdiklerinizin hayat ritmlerini hemen o dakika hesaplayıp söyleyebilir, böylece bayramınızı daha bir eğlenceli kutlayabilirsiniz. Çünkü bu hesapları yapmak hiç de zor değil. Sadece dört işlemi bilmeniz yeterli.


Şimdi, Bioritim in ne olduğunu anlatmaya başlıyorum. Biraz uzun bir konu olduğu için dört gün süreceğini hemen belirtmeliyim. Yani hesaplarını bayramın birinci günü öğreneceksiniz. Ve bu arada şimdi öğrendiğiniz bilgileri hesapları yaptıktan sonra aktaracaksınız.


Şimdi kendi Bioritim inizi kendiniz hesaplayıp bulabilir böylece fiziksel, duygusal ve zihinsel açıdan hangi günler daha başarılı olabileceğinizi tesbit ederek yaşantınızı kolaylaştırabilirsiniz.

Bioritim e göre insanın hayatında doğum anıyla başlayan ve ölene kadar kesintisiz devam eden birbirinden farklı üç çeşit dalga var. Fizik, duygu ve zihin dalgaları olarak isimlendirilen bu dalgalar kendi içlerinde ikiye ayrılır. Pozitif ve negatif; yani iyi ve kötü şeklinde değerlendirilen bu günlerin kesiştikleri nokta ise, kritik gündür.


Doğum anı sıfır noktası olarak kabul edilir. Bu noktadan üç ayrı dalga ilk beş-altı gün birlikte artı yönünde yükselirler. Sonraki günler ilk olarak fizik dalgası alçalmaya başlar. Daha sonra sırasıyla diğer dalgalar eksiye doğru alçalmaya başlar. Böylece farklı periyodlar çizmeye başlarlar.


İsminden de anlaşıldığı gibi fiziksel gücü gösterir. 23 günlük periyoda sahiptir. 23 günlük periyodun ilk yarısı pozitif, ikinci yarısı ise, negatiftir. Birinci ve onikinci günler kritik gün olarak kabul edilir.


Fizik dalga pozitifteyken kişi fiziksel açıdan güçlü ve dayanıklı olur. Amerika'da hastanelerde yapılan bir araştırmaya göre hastanın fizik dalgası pozitifteyken hastalığa karşın direncin daha yüksek olduğu ve ameliyatlarda kanamaların minimum olduğu saptanmış. Sporcuların ise, yüksek bir direnç ve performans gösterdikleri görülmüş.


Fizik dalga eksideyken kişinin kolay yorulduğu gözlenmiş. Fizik dalganın kritik olduğu günler ise, en önemli günler. Kişi kendini fiziksel açıdan güçlü hissetse dahi her türlü sakatlık ve hastalığa karşı direnci zayıf. Bu nedenle fiziksel güç gerektiren işler, sportif faaliyetler yapılacaksa veya ameliyat olunacaksa kritik günün geçmesini beklemek yerinde olur.
Duygu dalgası


28 günlük periyoda sahip olan duygu dalgası ‘‘moral dalgası’’ olarak da biliniyor. 14 gün pozitif, 14 gün ise, negatiftir. Birinci günü yani sıfır noktası ile 15. günü kritik günlerdir. Duygu dalgası pozitifken moral yükselir. Duygu dalgası eksiye geçtiği zaman bu durumun tam tersi olur. Aslında başarıyla tamamlanabilecek bir iş yapıldığı halde kişi kendisini başarısız olacakmış gibi hisseder. Kritik günlerde ise, kırıcı ve alıngan bir ruh hali gözlemlenmiştir.


Zihin dalgası


33 günlük bir periyoda sahip olan zihin dalgası, algılama ve zihinsel kapasitenin nasıl olacağını gösterir. Birinci gün ile 17. gün kritik günlerdir. Zihin dalgası artıdayken anlamak, öğrenmek, yeni girişimlerde bulunmak daha isabetli olur. Zihinsel faaliyetlerin yüksek olması nedeniyle yapılacak planlar ve alınacak kararlar daha tutarlı olur. Eksi duruma geçtiği zaman zihinsel kapasite düşer. Hatalar fazlalaşır, dalgınlık ve dikkatsizlik, başarı şansını azaltır. Planlama yeteneği zayıflar, yapılan organizasyonlarda güçlükler ortaya çıkar. Kritik günlerde ise, çok dikkatli olunmalıdır. Çünkü, kişi kendisini son derece zeki, dikkatli, düşünceli ve başarılı hisseder. Fakat, son derece tedbirsiz ve dikkatsiz davranabilir. Tabii bunun sonucu da başarısızlıktır. Özellikle dalgınlık ve zihinsel dalgınlık olduğu için bu günlerde karşılaşacağınız teklifleri hemen değerlendirmek yerine bugünün geçmesini beklemekte yarar var.
Bioritim hakkında yazmaya başladığım gün bu yazının hesaplama bölümünün bayramın birinci gününe denk geleceğini belirtmiştim. Şimdi bu hesapları derhal kendiniz için uygulayabilir ve sonra da sevdiklerinizin fizik, duygu ve zihin ritmlerini tesbit edebilirsiniz. Bugünkü ritmlerine bakarak bazı öğütlerde bulunabilir, böylece hem eğlenceli, hem de bilgilendirici bir gün geçirebilirsiniz.


NASIL HESAPLAYACAKSINIZ?


Biyoritim dalgalarını hesaplayabilmek için önce yaşadığınız gün sayısını bulmak gerekir. Doğduğunuz günden Bioritim inizi bulacağınız güne kadar geçen zamanı toplayacaksınız. Yaşadığınız gün sayısını şu şekilde bulabilirsiniz.
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
ÖRNEK


Doğum Tarihi 23 Kasım 1950


Hesaplamaya başlamadan önce dört yılda bir günün artmasından doğan artık yılların hesaplanması gerekir. Artık zaman dört yılda bir Şubat'ın 29 çekmesine neden olur. Aşağıda artık yıllar tablosunu veriyorum. Verilen tablodan ileri yada geri dörder yıl atlayarak istediğiniz yıllara gidebilirsiniz.


Önce 23 Kasım'dan 1 Aralık'a kadar geçen zaman bulunur. Kasım 30 gün olduğu için, 30'dan 23 çıkartılır. Kalan 7'ye 1 Ocak'a kadar geçen zaman ilave edilir. Aralık 31 gün olduğu için 31+7=38 olur. Yani 1 Ocak 1951 yılına kadar yaşanılmış gün sayısı 38'dir. Sonra toplam yıl sayısı bulunur. 2000-1951=49 yıl. Yani 2000 Ocak ayına kadar 49 yıl 38 gün yaşanmış demektir. 49 yılda kaç gün olduğunu bulmak için, 49x365=17885 gün. Buna 38 günü ilave ederiz, 17885+38=17923. Sonra 49 yıl için de 13 artık yılı ilave edeceğiz. 17923+13=17936. Şimdi 16 Nisan 2000'e kadar yaşadığı 76 günü ilave ederiz. 17936+76=18012 bugüne kadar yaşadığı gün sayısıdır. Bunu tesbit ettikten sonra biyoritim dalgalarını kolayca hesaplayabiliriz.


Fizik dalga:Bu dalganın periyodu 23 gün olduğu için bulduğumuz rakamı 23'e böleriz.


18012:23=783.130434.. Çıkan rakamın tam sayısını 23'le çarparız. 783x23=18009 bu sayıyı toplam gün sayısından çıkartırız. 18012-18009=3. Çıkan 3 sayısı bugünün fizik dalga gününü gösteriyor. Buna göre fizik dalga pozitifte.


Duygu dalgasını hesaplamak için yukarıdaki işlem bu kez duygu periyodunun 28 gün olması nedeniyle 28'e bölünerek yapılır. Zihin dalgasını hesaplamak için ise, 33'e bölünerek yapılmalıdır. Bu hesaplamalarda önemli olan, toplam yaşanılan gün sayısının doğru hesaplanmasıdır. Artık yılda yani Şubat'ın 29 çektiği sene doğmuşsanız Şubat'tan önce doğanlar doğum zamanına bir gün ilave edecekler, Şubat'tan sonra doğanlar ise, normal hesaplama yapacaklardır.


Bioritim inizi bir kez hesapladıktan sonra tekrar tekrar hergün için hesaplamanıza gerek yok. Hesapladıktan sonraki günler için her dalgaya ayrı ayrı 1 gün ilave etmeniz yeterli olacaktır.


ARTIK YILLAR TABLOSU


1920======1948======1976


1924======1952======1980


1928======1956======1984


1932======1960======1988


1936======1964======1992


1940======1968======1996


1944======1972======2000


Hayatritminizi tesbit ettikten sonra fizik, duygu ve zihin dalgalarınızın hangi günlerde bulunduklarına bakınız. Böylece pozitif, negatif ya da kritik günlerinizi bulabilirsiniz.


Pozitif günler o dalganın temsil ettiği özelliklerinizin en yüksek olduğu günlerdir. Negatif günlerde ise, bu özelliklerinizin zayıf olduğu günler demek anlamına geliyor. Kritik günler ise, özel ilgi istiyor. Çünkü, kendinizi o dalganın temsil ettiği özellikler açısından son derece yüksek hissedersiniz, fakat aslında durum hiç de öyle değildir ve direncinizin zayıf olduğuna işaret eder. Biyoritim dalgalarınızın alçaldığı ve yükseldiği günlere denk gelen noktalar kritik günleri gösterir.


FİZİK DALGASI


İsminden de anlaşıldığı gibi fiziksel gücü gösterir. 23 günlük periyoda sahiptir. 23 günlük periyodun ilk yarısı pozitif, ikinci yarısı ise, negatiftir. Birinci ve onikinci günler kritik gün olarak kabul edilir.


DUYGU DALGASI


28 günlük periyoda sahip olan duygu dalgası ‘‘moral dalgası’’ olarak da biliniyor. 14 gün pozitif, 14 gün ise, negatiftir. Birinci günü yani sıfır noktası ile onbeşinci günü kritik günlerdir.


ZİHİN DALGASI


33 günlük bir periyoda sahip olan zihin dalgası, algılama ve zihinsel kapasitenin nasıl olacağını gösterir. Birinci gün ile 17. gün kritik günlerdir.

Netten Alıntı
 
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
attachment.php


Benim bioritim tablom..Sizlere örnek olması açısından çıkardım :)
Sizde öğrenmek isterseniz...Doğum tarihinizi yazmanız yeterli-ayse
 

Ekli dosyalar

  • bioritim.jpg
    bioritim.jpg
    52,7 KB · Görüntüleme: 193
OP
Ş

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
KIRMIZI: BEDENSEL bioritmik grafiğiniz, belirtilen gün ve saatteki fiziksel gücünüzü, bedeninizin dayanıklılık derecesini göstermektedir.

YEŞİL :DUYGUSAL bioritmik grafiğiniz, belirtilen gün ve saatteki duygusal durumunuzu, hislerinizin olumluluk derecesini göstermektedir.

MAVİ :ZİHİNSEL bioritmik grafiğiniz, belirtilen gün ve saatte aklınızı ne ölçüde verimli kullanabildiğinizi, zihinsel kapasitenizin derecesini göstermektedir.

PEMBE :SEZGİSEL bioritmik grafiğiniz, belirtilen gün ve saatte sezgilerinizin size ne denli yardımcı olabileceğini, sezebilme yeteneğinizin derecesini göstermektedir.

Bioritm değerleri, +100 ve -100 arasında gösterilmektedir. % 100 olan değer, en yüksek (en verimli) durumu, % -100 olan değer de en düşük (en verimsiz) durumu gösterir.

Bioritmik değerlerin astroloji ile ve beyin dalgaları (EEG) ile hiçbir ilgisi yoktur. Doğum anından itibaren; 23 günlük bedensel, 28 günlük duygusal, 33 günlük zihinsel, 38 günlük sezgisel periyotlar olduğu varsayılmış ve bu periyotlardaki ve amplitütü aynı olan basit sinüsoidal eğrilerin günlük karşılıkları bioritm değerleri olarak kabul edilmiştir.

Canlılarda belirli peryotlara göre faaliyetlerin artıp azaldığı bilinmekte ise de, bioritm adı altında öne sürülen 23-28-33-38 tam günlük peryotların gerçekten var olup olmadığı belli değildir. Bu nedenle, bilimsel açıdan kanıtlanmamış bir varsayım olan bu bioritm düzenini gereğinden fazla ciddiye almamanızı tavsiye ederiz.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst