Beddua etmemeli,haksizi Haka havale etmekle yetinilmeli

Oruc

Daimi Üye
Katılım
17 Temmuz 2008
Mesajlar
2.598
Tepki
2.379
Puan
113
Yaş
48
Konum
izmir
Beddua etmemeli,haksizi Haka havale etmekle yetinilmeli

Okuyucum beddua etmekten de bedduaya ugramaktan da korkuyormus. Buna ragmen hakkinin yendigi yerlerde öfkeleniyor, kendine hakim olamayip beddua etmeye basliyormus.

Bize sorusunu söyle sormus:

- Mecbur kalinca beddua mi etsem, yoksa beddua etmesem de haksizi Hakk'a havale etmekle yetinsem mi? Bazilari beddua edersen alacagin kalmaz, haksizi Hakk'a havale edersen alacagin baki kalir, diyorlar. Hangisi hayirli olani?

*************

Gerçekten de beddua konusu, üzerinde durulmaya layik mühim bir konudur. Meselenin içindeki incelikler bilinirse her öfkelenmede beddua yapma cesareti azalir, Hakk'a havale etme duygusu kuvvet bulur gibi geliyor bana.

Arastirmaci yazar Mehmet Dikmen arkadasimiz, Türdav Yayinlari arasinda çikan (Peygamberimizin Dilinden Hayat Dersleri) kitabinda bedduaya dair naklettigi hadisin genisçe bir açiklamasini yapmis. Soruya cevap teskil edecek bu açiklamayi buraya almakta fayda gördüm.

************

Hazreti Aise validemizin naklettigi bir hadisi serifte Efendimiz (sas) Hazretleri beddua konusunda söyle buyurmustur:

- Her kim kendine haksizlik edene beddua eder (o da yapilan bedduanin cezasina dünyada çeker)se, ondan intikamini dünyada almis olur. Artik ahirette alacak bir hakki kalmaz!.. (Tirmizi)

Evet, hayatimizda çok karsilastigimiz bu beddua konusunu birazcik derinlemesine inceledigimizde karsimiza farkli dualarin çiktigini görmekteyiz. Mümin insan kendisine haksizlik yapip zulmeden kimseye karsi, magduriyetini gidermek için önce yargi yoluna basvurabilir. Hakkini hukuk yolundan arayabilir. Bu yol her zaman açiktir, burada bir sorun da yoktur. En önce akla bu türlü hak arama gelir. Ancak yargiya basvuracak maddi gücü ve manevi destegi olmayan çaresiz kimseler için de iki sik vardir.

Birincisi, zalime beddua etmeyip sadece Allah'a havale etmekle yetinmek. Cezasini ister dünyada ister ahirette Allah'in diledigi sekilde vermesini dilemek.

Ikincisi de, Allah'a havale etmeyip dogrudan dogruya bedduada bulunarak, zalimin basina pesin olarak bir musibet ve cezanin gelmesini dilemek.

Bastan beddua etmez de, Allah'a havale etmekle yetinirse, zalimden alacagi haklar sakli kalir. Ahirette haklarinin tümünü de alir.

Sayet Allah'a havale etmeyip de bir musibete maruz kalmasi için beddua etmeyi seçerse, Rabbimiz de bu bedduasini kabul buyurup zalimi dünyada cezalandirirsa ahirette alacagi bir hakki kalmaz. Çünkü yaptigi bedduasiyla intikamini dünyada almis oldugundan ödesmis olurlar, ahirette alacagi bir hak kalmamis olur.

Resulullah (sas), beddua etmeyi uygun görmemis, Allah'a havale etmeyi tavsiye buyurmus, beddua ederek intikamini bu dünyada almaktansa, Allah'a havale ederek ahirete alacakli gitmeyi isaretlemistir.

Peygamberimizin, beddua etmeyi tavsiye etmemesinin bir sebebi de, masumlara duydugu sefkati olmustur.

Çünkü beddua alan adam, basina gelecek musibetten sadece kendisi cezalanmakla kalmaz, çoluk çocugu, aile bireyleri, es ve dostlari da bedduadan zarar görebilirler.

Bu yüzden masumlari da belaya ugratan beddua tercih edilmemeli, hiç olmazsa Allah'a havale etmekle yetinilerek ahirette alacakli durumda kalinmalidir.

Beddua alan adamin yakinlarinin da zarar görecegine dair Bediüzzaman Hazretleri'nden tarihî bir olay da söyle nakledilir.

1948 yilinda Afyon mahkemesinde hakkinda yüze yakin yalan ve iftira dolu bir iddianame hazirlayan savciya beddua etmeye niyetlendigi sirada hapishane bahçesinde oynayan küçük bir kiz çocugu gören Bediüzzaman Hazretleri, bunun savcinin kizi oldugunu ögrenince o masumun zarar görmemesi için düsündügü bedduadan vazgeçer. Böylece çevrede bedduaya yönelmeme konusunda bir kanaat olusur, hak hukuk tanimayip, söz nasihat dinlemeyenleri Allah'a havale etmekle yetinirler, bedduayi, etki alani genis, tehlikeli bir dua olarak görürler.

Zannederim okuyucum da bu bilgilerden sonra beddua etmeyi tehlikeli bulur, mecbur kalirsa haksizi Hakk'a havale etmekle yetinmeyi yeterli görür.

Ahmet Şahin
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst