Başak"tan Seçme Şiir"ler

B

başak

Misafir
Ne Zaman Ayrılık Saati Gelse

Ne zaman ayrılık saati gelse
En vazgeçilmez yerinde yaşamın
Duysak ayak seslerini akşamın
Ve sokaklardan el ayak çekilse
Bir ürpertiyle duyarım o zaman
Seni çağıran sesi uzaklardan

Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir gariplik çöker içime birden
Kalan tek anı gibi bir devirden
Durmadan çalınır o gamlı beste
Sanki bilir de hazin öykümüzü
Bulutlar ağlar, kararır gökyüzü

Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir çaresizliği anlatır gibi
Birden değişir gözlerinin rengi
Mavi solar, koyulaşır yeşilse
Sarınca ruhunu eski bir hüzün
Uçar gider pembeliği yüzünün

Ne zaman ayrılık saati gelse
Uzatsan özlemle dudaklarını
Tüm ağaçlar döker yapraklarını
Ne çiçek kalır ortada, ne bahçe
Sadece uğultusu o rüzgarın
Ve bir umut kırıntısı, belki yarın

Ne zaman ayrılık saati gelse
Bir fırtına çıkmışcasına, büyük
Içimizdeki güllerin boynu bükük
Bir zaman kalakalırım öylece
Neden sonra gittiğini anlarım
İçimde güller ağlar, ben ağlarım

ALINTIDIR..
 
OP
B

başak

Misafir
:rose::rose::rose:
Ta ki akşam olup yanından ayrılıncaya kadar
Sana uyandım bu sabah
Senin için giyindim, sevdiğin küpelerimi takıp, saçlarımı salık bıraktım
Bugün senin için topuklu ayakkabılarımın tozunu alıp zar zor yürüsem de giydim
Evden çıkarken bilmem kaç yüz defa aynaya bakıp ,
‘Acaba beğenir miydi ?’diye düşündüm durdum…
Yola koyuldum, aklımdan zerre çıkmadın.
Yüreğim yerinden çıkacak gibi çarptı durdu yol boyunca.
Tüm gün baş başa eskileri hatırlayıp kah güldük kah hüzünlendik…
Onca saati nasılda tüketmişiz.
Hava iyice karardı, gitme vaktim gelince biliyorum benden çok sen üzülürsün.
Kim bilir, nasıl; acı çekiyorsun, özlüyor, bekliyorsundur?
Bugün günlerden cumartesi .
Aylardan kasım.
Vakitlerden hüzün, ayrılık dakikaları…
Bugün daha çok ihtiyacım var sana, daha bir hasretim tenine
Tam 3 yıl oldu bu hasretliği sonlandırsın Mevla’m diye yana yakıla dua etmeye başlayalı!
Duaların öyle çabuk kabulü gerçekleşmez bak bunu da öğretti yokluğun.
Ben buz gibi yatağımda, sen kara toprakta.
Ben kapkara duvarların arasında, sen koşup gelemeyeceğin mekanlarda.
Ben daha bir hasretim daha bir tutkunum sana
Sen bekle beni kimseye vermedim vermeyeceğim yüreğimi
Bugün toprağa girdiğin gün.
Bugün sevgililer günü,
Bugün sana kavuşmak için biraz daha yaklaştım değil mi?
 
OP
B

başak

Misafir
Ben, arkandan sadece baktım.
Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
"Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
Gidersen sönecek içimdeki ateş
ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana.
Konuşamadım...


Gittin...
Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım
Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu
bacağımı bu kadar acı duymazdım.
Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden.
Ağlayamadım...


Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa
Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek,
tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı.
Anlatamadım...


Gittin...
Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden
Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten?
Ürperdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini
Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.
Tutamadım.


Gittin...
Bir yıkım gibiydi gidişin
Sen adım adım uzaklaşırken benden
Çöküp kaldı bedenim olduğu yere
Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti
Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım.
Kalkamadım...


Gittin...
Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum
Hazırdım gidişine,
Kaçak zamanları yaşıyorduk
Zaman bitecek ve sen gidecektin
Bense, gidişinin ertesi günü
Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım.
Başlayamadım...


Gittin...
Bir şey söyledin mi giderken?
"Kal" dememi istedin mi?
Son bir kez "seni seviyorum" dedin mi?
"Bekle beni döneceğim" diye umut verdin mi?
Beynim öylesine uğulduyorduki.
Duyamadım...


Gittin...
Nereye gittiğin önemli değildi
Binlerce kilometre uzakta da olsan,
iki metre ötemde de farketmiyordu.
Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
Kurtulmalıydım senden,
bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım.
Kurtulamadım...


Gittin...
Unutulanların arasına katılmalıydım
Anıları bir sandığa koyup
hayatı bir yerinden yakalamalıydım.
Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim.
Yapamadım...


Gittin...
Bir okyanusun ortasında
tek küreği kaybolmuş sandalda
Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi.
Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni,
Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde,
Bil ki; seni Unutamadım...
__________________alıntı
 
OP
B

başak

Misafir
Eğer bir anne iseniz veya bir anneniz varsa
burada yazdıklarımı gayet iyi anlayacaksınız:
Evet, düşündüğümde babalar da ne demek
istediğimi anlayabilirler ama ancak anneler burada
yazılanları gerçekten hissedebilirler.

21 senelik evlilikten sonra "aşk ışıltısını" canlı
utmanın yeni bir yolunu buldum. Bir süre önce,
başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında
eşimin fikriydi. Bir güneşim, beni çok şaşırtarak:
> "-Biliyorum ki onu seviyorsun" dedi .
> Şiddetle itiraz ettim:
> "-Ama ben seni seviyorum!!!"
> "Biliyorum ama aynı zamanda onu da seviyorsun.
Ona da zaman ayırman gerekiyor"
Karımın, ziyaret etmemi istediği "öbür kadın" ,
19 yıldır dul olan annemdi.
İşimin yoğunluğu ve üç çocuğumun beklentileri
sebebiyle annemi görme fırsatım pek olamıyordu.
O akşam annemi yemeğe ve ardından sinemaya davet ettim.
Endişelendi ve hemen
"İyi misin, her şey yolunda mı" diye sordu.
Annem de geç saatte gelen bir telefonun veya sürpriz
bir daveti mutlaka kötü bir anlamı olacağından
şüphelenen tipte kadınlardandı.
"Seninle beraber ikimizin biraz zaman geçirmemizin
güzel olacağını düşündüm" diye yanıtladım.
"Sadece ikimiz mi?"
Biraz düşündü ve
"Çok isterim" diye cevap verdi.
O Cuma, iş çıkışı onu almaya giderken kendimi biraz
Gergin hissediyordum. Eve vardığımda fark ettim ki
o da,randevumuzdan ötürü hafif gergin görünüyordu.
Kapısının önünde, paltosunu çoktan giymiş bir
şekilde bekliyordu. Saçlarını yaptırmıştı ve üzerinde
babamla kutladıkları son evlilik yıldönümlerinde
giydiği elbise vardı.
Bana melekler kadar ışıltılı bir yüzle gülümsedi.
Arabaya bindiğimizde
"Arkadaşlarıma oğlumla dışarı çıkacağımı söyledim
ve gerçekten çok etkilendiler" dedi,
"Randevumuzun nasıl geçtiğini duymak
için sabırsızlanıyorlar."
Gittiğimiz restoran, çok şık olmasa da sevimli, sıcak
ve servisi kaliteli olduğu bir mekândı. Annemse, bir
kraliçe edasıyla koluma girdi.Yerimize oturduktan sonra
ona menüyü okumam gerekmişti, çünkü küçük
yazıları göremiyordu. Ben
Daha menünün ortalarındayken annemin nemli gözlerle
ve nostaljik bir gülüşle bana bakmakta olduğunu fark ettim:

"Eskiden, sen küçükken, menüleri okuyan bendim, sense
Meraklı bakışlarla beni dinlerdin" dedi. Ben de gülümsedim:
"O zaman, şimdi senin rahat rahat oturma sıran ve ben
de okuyarak borcumu ödeyebilirim" dedim.
Yemek boyunca muhabbetimiz çok güzeldi, sıra dışı hiçbir
şey olmadı ama eskilerden ve hayatlarımızdaki
yeniliklerden bahsederek kaybettiğimiz zamanın
birazını telafi etmeye çalıştık.O kadar çok
konuştuk ve eğlendik ki film saatini kaçırdık.
Akşam annemi bırakırken; "Seninle tekrar çıkmak
isterim ama ancak bu sefer benim seni davet etmeme
izin verirsen" dedi ve bir akşam tekrar buluşmakta
karar kıldık.
Eve geldiğimde eşim yemeğin nasıl geçtiğini sordu:
"Çok güzeldi" dedim. "Düşünebileceğimin çok üstündeydi"
Birkaç gün sonra annem aniden ciddi bir kalp krizi
sonucu vefat etti.
Bu o kadar ani gerçekleşmişti ki onun için bir şey daha
Yapma şansım olmamıştı. Birkaç zaman sonra evime,
annemle yemek yediğimiz restorandan,ödenmiş iki kişilik
bir yemek faturası ve üzerine iliştirilmiş bir not yollandı:
Oğlum, bu faturayı önceden ödedim, çünkü
seninle kararlaştırdığımız randevu gününe
gelemeyeceğimden neredeyse yüzde yüz emindim. Yine de
iki kişilik bir yemek ayarladım çünkü bu sefer eşinle
beraber gitmenizi istiyorum. Seninle
olan o günkü randevumuzun benim için ne anlam ifade
ettiğini bilemezsin.
Seni Seviyorum."
O esnada, "Seni Seviyorum" demenin ve hayatta
değer verdiğimiz insanlara hak ettikleri zamanı
ayırmanın önemini anladım. Hayatta hiçbir şey ailenizden
daha önemli değildir. Onlara hakları olan zamanı ve
ilgiyi verin çünkü böyle şeyleri erteleyebileceğiniz
"başka bir zaman" ı her istediğinizde yakalayamayabilirsiniz.

Bazıları der ki, doğumdan sonra altı hafta içerisinde
Normale dönebilirsiniz. Belli ki, bu bazıları, bir kere anne
olduktan sonra artık "normal" diye bir şeyin
tarihe karıştığından habersiz.
Bazıları der ki, anne olmak içgüdüsel olarak bilinir,
Sonradan öğrenilmez,belli ki bu bazıları hiçbir zaman
3 yaşında bir çocuğu alış-verişe götürmeyi denememiş.
Bazıları der ki, anne olmak sıkıcı bir şeydir. Belli
ki bu"bazıları" ehliyetini yeni almış onsekiz
yaşındaki çocuğunun kullandığı arabaya binmemiş.
Bazıları der ki, eğer iyi bir anne olursan çocuğun
da iyi bir çocuk olur. Belli ki bu "bazıları" çocukların
bir kullanım kılavuzu ve garanti belgesiyle birlikte
geldiğini sanıyor.
Bazıları der ki, iyi anneler hiçbir zaman
çocuklarına karşı seslerini yükseltmezler. Belli ki
bu "bazıları" hiçbir zaman mutfağa aniden
girdiklerinde çocuklarını; bütün mutfak havlularını
ve peçetelerini mutfak masasının üzerine yığmış, yanına
2 yaşındaki küçük kardeşini de oturtmuş, elinde kibrit,
acaba bunlar yanıyor mu diye denemek
üzereyken yakalamamışlar. Bazıları der ki, anne
olmak için eğitimli bir insan olmana gerek yoktur. Belli ki
bu "bazıları" hiçbir zaman lise birinci sınıfa
giden çocuklarının matematik ödevlerine yardımcı
olmak zorunda kalmamışlar.
Bazıları der ki, beşinci çocuğunuzu ilk çocuğunuz
kadar çok sevemezsiniz. Belli ki bu "bazıları" beş
çocuk sahibi değil.
Bazıları der ki, çocuk yetiştirmek için gereken her
Şeyi kitaplardan da pekâlâ öğrenebilirsiniz. Belli ki
bu "bazıları" çocuğunu burnunu ya da kulaklarını
leblebilerle doldurmuş olarak bulmamış.
Bazıları der ki anne olmanın en zor tarafı artan iş
yükü ve evde yerine getirmen gereken sorumluluklardır.
Belli ki bu "bazıları" hiç çocuklarını anaokula
göndermek üzere ilk defa okul servisine bindirmek, ilk
defa yatılı okula göndermek veya çocuklarının uçağa ilk
defa yalnız başına binişini > seyretmek zorunda kalmamış.
Bazıları der ki, bir anne çocuklarını
evlendirdikten sonra artık onlar için
endişelenmekten vazgeçebilir. Belli ki bu "bazıları"
çocuk evlendirmenin fazladan endişelenecek bir kız ya da
bir erkek çocuk daha edinmek olduğundan bihaber.
Bazıları der ki, çocuk kendi hayatını kurduktan
sonra artık annenin görevi bitmiştir. Belli ki bu
"bazıları" nın hiç torunu olmamış
Bazıları der ki, annenize onu sevdiğinizi
söylemenize gerek yoktur, anneniz bunu zaten bilir.
Belli ki bu "bazıları" bir "anne" değil.

<><> HAYATINIZDAKİ TÜM ANNELERE

alıntı
 

GÜLÇİN

Daimi Üye
Katılım
5 Eylül 2008
Mesajlar
2.308
Tepki
2.169
Puan
113
Konum
Doyduğum Yerdeyim.
Mersı bıtanem kendımı tutamayıp agladım bu derece duygu
yuklu sunumun ıcın tesekkurlerımı sunuyorum.
Anneler herseye deger asla ama asla hakları odenmez..

Ana gıbı yar olmaz yerı asla dolmaz........

 

tatlıpozan

Daimi Üye
Katılım
19 Ağustos 2008
Mesajlar
2.758
Tepki
3.215
Puan
113
Konum
Tekirdağ
Çok güzelmiş canım emeğine sağlık.
Anne olmak çok acayip birşey.Anlatması zor.
Zaten annenin evladına duyduğu aşkı anlatmak zor.
Allahım isteyen herkesi anne yapsın.
 
OP
B

başak

Misafir
Geceler yine soguk ve sessiz sen yoksun diye
Yoksa içimde mi her şey üsür gelmezsin diye
Cok agladim gelip göz yaşimi silesin diye
Beni isitirsan bir tek sen isitirsin ANNE!

Bitmek bilmez geceler hayalinle başbaşa hep
Gündüzlerse anlamsiz yada ben boşluktayim hep
Umutlarimin kanadi kirik,yeisteyim hep
Beni anlarsan bir tek sen anlarsin ANNE!

Dünyadaki bunca insan sence mutlu mu dersin?
Yoksa çogu benim gibi de,oyuncu mu dersin?
Ömür hep birşeyler beklemekle mi geçer dersin?
Beni anlarsan bir tek sen anlarsin ANNE!

Aşklar da çok ucuz olmuş artik,bilmem ki neden?
Degerler hep maddi olmuş anlayamamki neden?
Bitmeyecek mi birgün hepsi,bu riya neden?
Beni riyasiz seversen bir tek sen seversin ANNE!

Özlemin mi söyletti beni böyle aglamakli?
Yoksa anneye hasret gönüller mi aglamakli?
Gülemeyen gözleri bakar mi hep aglamakli?
Beni güldürürsen bir tek sen güldürürsün ANNE!



HASRETİM İŞTE HASRET



alıntı
 

Oruc

Daimi Üye
Katılım
17 Temmuz 2008
Mesajlar
2.598
Tepki
2.379
Puan
113
Yaş
48
Konum
izmir
çok güzel şiir duygularını ne güzel ifade etmiş..emeğine sağlık..
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst