Bir evlat diğerinden çok sevilir mi?
Dünyanın en önemli dergilerinden Time, anne babaların evlatları arasında ayrımcılık yaptığını ortaya koyan bir araştırma yayınladı ve tartışmanın fitilini ateşledi
Dünyanın en önemli dergilerinden TIME, anne babaların evlatları arasında ayrımcılık yaptığını ortaya koyan bir araştırma yayınladı, tartışmanın fitilini ateşledi. Derginin editörlerinden yazar Jeffrey Kluger, “Ayrımcılıkta Kardeş Etkisi” isimli kitabında ebeveynlerin yüzde 95’inin mutlaka bir çocuğuna daha düşkün olduğunu, ayrım yapmadığını belirten kalan yüzde 5’in ise yalan söylediğini öne sürdü.
Kluger’e göre bu gerçek anne-babalığın doğasında yatıyor. Her anne-baba, kendi kanından olan çocukları arasında birinin davranışlarını daha çok onaylama ve beğenme güdüsüne sahip. Anne-babalar bu konuyu konuşmamayı tercih etse de hissettiriyorlar. Kluger, anne babaların çocuklarının cinsiyetine göre farklı tutumlar içine girdiklerini de söylüyor: Babalar en küçük kızlarını, anneler ise ilk erkek çocuklarını daha çok seviyor.
Ortanca çocuklar, eğer ailenin tek kız veya erkek çocuğu değilse genellikle arka planda kalıyor. Anne babaların en önemli kıstası ise özelliklerinin çocuklarına geçme oranı. Ünlü anne-babalara, uzmanlara sorduk. Çocuklar arasında öncelik
'3 kilodan az doğan çocuk kardeşinden fazla ilgi görür'
Prof.Dr. Sabiha Paktuna Keskin / Pediatrist - Pediatrik Nörolog
Her çocuk için ebeveyn desteği hayati önem taşır. Ebeveyn desteği, ‘anne ve babanın çocuğun hayatta kalmasını ve sağlıklı gelişmesini sağlayan fizyolojik, ekonomik, psikolojik, sosyal desteği’ dir. Ancak kardeşler arasındaki savaşım, gereksinimlerinin çok benzer olması nedeniyle en çetin olanıdır. Bulunduğu ortama en iyi uyum gösteren kardeş, ebeveynden ilgi kapma yarışında da başarılı olur. Anne ve babalar, istem dışı olarak genetik hazineleri en iyi olan yavruya daha fazla ilgi gösterirler ve yine istem dışı olarak daha fazla destek olurlar. Bunun yanı sıra, aile içinde en çok görülen özelliklere sahip olan çocuklar 'benzerlik' unsurundan dolayı ebeveynlerin daha çok ilgisini çekerler. Ayrıca bebek doğum ağırlıkları da etkilidir. Doğum kilosu, ortalama doğum ağırlığı olan 3.3 kg civarında olan bebeklerde doğumdan hemen sonra ölüm riski, kilosu daha az veya çok bebeklere göre daha azdır. Bu, doğumda kilosu 3.3’e yakın olan bebeklerin yaşama ve üreme şansı daha çok demektir. Ebeveyn zayıf olan yavrusunun zayıflığını reddederek bu zayıflığı giderme savaşına girişebilir. Bu mücadele sırasında yavrusunu kurtarmak çabası abartılabilir ve diğer sağlıklı çocuklar bu durumdan zarar görebilir. Doğayı baz alan bu görüşe kimilerinin tartışmalı olarak bakması ya da tepki göstermesi çok doğaldır. Ama işin aslı, insanın kendini anlamasıdır. Çünkü bu anlayış, başkalarına da bu anlayışla ve duyarlılıkla yaklaşabilmeyi getirir.
'Küçük çocuğa her zaman pozitif ayrımcılık yapılıyor'
Deniz Berdan / Tasarımcı
Ben Begüm’ü doğurduğumda 19 yaşımdaydım. İkinci çocuğum Can’da ise 29. Oldukça genç yaşta anne oldum, o yaşta hep spor yapan, çocuksu biriydim. Fazla idare edemedim, anlayamadım. Aileler destek oldu, ben de kitaplardan okuduklarımı uygulayarak ilerledim. O zamanlar Begüm’ü çok ağlattım. Kucağa almak yok, madem karnı tok, gazı yok bırakayım ağlasın diyordum. O dönem de öyle öğüt veriliyordu. Zaten çok küçük yaşta anne olmanın getirdiği bir tahammülsüzlük oluyor, kolay hayır diyebiliyorsunuz. Fakat Can’ı doğurduğumda sanki ilk çocuğumu doğurmuşçasına bir yaklaşıma girdim. Tamamen kendim baktım, hiç ağlatmadım, “O ne derse olur” havasındaydık. Çok fazla paylaşımda bulunabiliyorum, birine diğerinden daha fazla yakın olma hali olamıyor ama küçük olan çocuğa karşı her zaman bir pozitif ayrımcılık oluyor.
'Beş parmağın beşi bir değil'
Ebru Cündebeyoğlu / Oyuncu
Herkesin ilgiyi ve sevgiyi kendisinin kazandığını düşünüyorum. Bu çocuklarda da böyle. Ben tek çocuğum ve tek çocukluyum ama anneannem her zaman çocukları için “Bir elin beş parmağının hiçbirini ayıramazsın” der. Ama hiçbir parmak da birbirine benzemez, öyle değil mi?
'Evlat ayırmak bizim kültüre uygun değil'
Behzat Uygur / Oyuncu
Ayrıcalık demeyelim ama küçük çocuklarla tabii ki belli bir yaşa kadar bir ihtimam oluyor. Küçük olduğu için, korunmasız olduğu için bu gayet de doğal. Ama çocuklar arasında objektif karar verme aşamasında birini ayırt etmek imkânsız bir şey. Sadece sevgisel anlamda değil her anlamda. Mesela en basitinden, birine kıyafet almaya gidiyorsanız öbürüne almamazlık edebilir misiniz? Ama küçük çocuklarda daha farklı bir tutum oluyor evet. Ben de evin küçük çocuğuydum, belli yaşlarda daha fazla ilgi alaka gördüğümü biliyorum. Yabancılar kendi aralarında bu araştırmaları yapıyorlar ama bizim kültüre hiç uygun değil. Onların zaten birçok sorunu var, bu da onlardan biri herhalde. Ben yetiştiğim ve yetiştirmekte olduğum ailede böyle bir şey görmedim ve çevremde de rastlamadım. Benim erkek çocuğum var, biz de 5 erkek kardeşiz, kız çocuklarına daha fazla ilgi gösterildiğini duyuyorum. Ama kız-erkek ayrımına katılmıyorum. Sadece yaşa göre belli bir dönem farklı bir tutum olabiliyor.
'Zayıf karakterli anne-babalar çocukları ayırır'
Neco / Sanatçı
Bunlar tamamen yanlış bulgular, zayıf karakterli insanların düşünceleri ve tutumları. Sevgiden var edilmiş bir varlığa, çocuğunuza böyle davranamazsınız. Onlar sizin parçanızdır, onlar size Allah’ın hediyesidir. Onlara çok iyi bakmanız, onları yönlendirmeniz gerekli. Benimbir şansımvar, ki çok büyük bir şans bence, çok güzel iki tane kız büyüttüm. Biri 34 biri 33 yaşında. Sonra Allah bana yeniden iki evlat verdi. Ben evlatlarımı hiçbir zaman birbirinden ayırmam. Çocukları en eşit şekilde sevgiyle bütünleştirmek, sevgiyi öğretmek lazım. Bu şekilde düşünen anne babalar daimamutlu olmuşlardır. Aksi olursa, çocuklar farklımuamele edilirse, agresif çocuklar yaratılır. Birbirlerine düşerler, kıskançlık olur, kardeşten öte dost bile olamazlar.
'Anne erkek çocuğa baba kız çocuğa daha bağlı oluyor'
Doç.Dr. Özkan Pektaş / Psikiyatr
Bir anne babanın evlatlarını ne kadar sevdiğiyle ilgili bir parametrenin olabileceğini düşünmüyorum. Ama çocuklara bağlılık ve bağımlılık açısından ve bunun çocuklara gösterilmesi açısından birtakım farklılıklar olabilir. Yaşam içindeki gelişmelerle bu bağlılığı gösterme şekilleri farklı olabilir, öncelikler değişebilir. Küçük çocukların daha fazla korunup kollanması gayet normaldir. Annenin erkek çocuğuna, babanın da kız çocuğuna olan düşkünlüğü ve bunu gösterme biçimleri doğal olarak farklıdır. Yalnız dikkat edelim asla sevgi demiyorum, sevgi burada bir parametre olarak alınmamalı. Bu çocuklardan birini seçmek değil, daha farklı göstermek biçimidir. Ancak bu bağlılık ve bağımlılıkla ilgili anne ve babada patolojik durumlara varan tutumlar da olabilir.
'Ne olursa olsun erkek çocuklar daha fazla sevilir'
Esra Elönü / Star gazetesi Yazarı
Altı kız kardeşiz ama annemin beni daha fazla sevdiğini hissederek büyüdüm. Bu araştırmayı Türkiye’deki ailevi normlar üzerinden değerlendirmek daha doğru olur, bu sebeple önemsediğimi söyleyebilirim. Annenin oğluna, babanın kızına olan bağlılığının adı da yürekli bir ayrımcılıktır aslında. Ebeveynler duygusal ve fiziksel olarak kendine benzeyen çocukların daha fazla peşindedir, buna iyi huylu kayırma da diyebiliriz. Aile toplumda itibarı olan çocuğu kendisi için daha fazla sevebilir. Bu anaç saygınlık hastalığı hemen hemen bütün ailelerde vardır. Lakin ne olursa olsun erkek çocukları daha fazla sevilir. Bir aile için erkek çocuk üzerine titrenen aklanıp paklanıp vitrine konan ileriye dönük hazır statüdür. Aile içinde olan sevimli kayırmanın altındaki sebepler, ebeveynlerin çocuklarının içinden birini daha fazla sevme, daha fazla yakınlık kurmasına vesile oluyor. Benim anlamadığım başlangıçta anne olup sonradan kayınvalideliğe terfi eden kadınların duygusal faşizme yol açan abartılı evlat sevgisi! Çocukken başlayan ufak kayırmalar büyük bağlılılıklar ilerisi için patolojik bağımlılığa dönüşebiliyor!
Habertürk