2011 eylül anneleri buraya

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

arslananası

Aktif Üye
Katılım
30 Nisan 2011
Mesajlar
440
Tepki
204
Puan
43
Yaş
41
Konum
adana
Çatlaklar alt derinin elastikiyetini ve hormonal dengesini kaybetmesiyle oluşur. Hamilelik sırasında vücudun her geçen gün genişlemesiyle birlikte gerginliğini kaybeden ciltte kuruma, elastikiyetin kaybolması ve hassasiyet görülür. Özellikle göğüsler, karın ve baldırlar en fazla etkilenenlerdir. Hamilelikte ANİ YA DA OLMASI GEREKENDEN DAHA FAZLA KİLO ALANLARDA çatlaklar daha yoğun olarak görülmektedir.

Çatlak neden oluşur?

Fakat gerçekte henüz hiç kimse çatlak olgusunun gerçek sebebini ve bazı kişilerde niçin oluşmadığını bilmemektedir. İşin ilginç yönlerinden biri de eğer sık hamilelik söz konusu değilse, çatlaklara 25 yaşından genç olanlarda daha sık rastlanmasıdır. Ani ve çok kilo almalar, durumu daha da kötüleştirebilir. Önce kırmızı, daha sonra sedefimsi bir cilt altı yarası oluşumu ile belirginleşen çatlakların özellikle oluştuğu yerler; göğüsler, karın bölgesi ve kalçalardır. Çatlakların her ne kadar daha ziyade hamileliğin son üç ayında oluştuğu söylense de bu, ancak karın bölgesi için geçerli olup, ilk haftalardan itibaren büyümeye başlayan göğüsler için değildir.

Doğumdan sonra vücudunuzun deforme olmaması için hamilelik sırasında çok uzun süre banyoda kalmaktan kaçınmalısınız. Eğer bundan vazgeçemiyorsanız, hiç olmazsa çıkmadan önce ılık bir duş alıp bebeğinizi rahatlatın. Aslında yalnızca ılık bir duş en uygunudur. Duş sırasında cildinizi fazla gerip parlatmamaya çalışarak, HAFİF YAĞLI BİR SABUN ve doktorunuzun önereceği uygun bir KREM kullanarak cildinizi yumuşatın. Arada bir yapılacak HAFİF KESE de kan dolaşımını arttırır. Daha sonra kol ve bacaklarınıza VÜCUT SÜTÜ de sürdüğünüzde günlük vücut bakımınız bitmiş demektir.


Cilt tipine göre çatlak oluşumu değişir mi?

Genetik yapı çatlak oluşumunu belirleyen çok önemli bir faktördür. Çatlaklara esmer ve kumrallarda daha az rastlanır. Gebelikte hiçbir ürün kullanmamasına rağmen çatlak oluşmayan kişiler olabildiği gibi, Çok özen gösterdiği halde yoğun çatlakları oluşan kişileri de görebiliriz.

Ama yine de pek çok faktörün var olan durumu artırıp azaltabileceği unutulmamalıdır. Sadece gebelik esnasında değil öncesinde de yaşam tarzımız, beslenme alışkanlıklarımız cildimizde görülecek değişimlerde önem arz eder.

Hamilelik çatlakları kalıcı mıdır, engellenebilir mi?

Hamilelikte çatlaklar genellikle kalıcıdır, ancak erken dönemde uygulanacak bazı tedavi uygulamaları ile hafifletilebilmektedir. Bu çatlakları tamamen engellemek mümkün değil, fakat derinin nemini, yağını artıran, elastikiyetini koruyan genellikle lokal kullanılan birtakım ürünlerle olabildiğince az oluşması sağlanabilir. Bunun dışında gebelik esnasında bol su içmek, sebze ve meyve tüketimine dikkat etmek faydalı olabilir. Gebelik öncesinde spor yapanlarda ve sigara içmeyenlerde çatlakların daha az görüldüğünü de hatırlatalım!

Çatlaklara karşı alınacak önlemler

Çatlaklara karşı önlemler de yok değildir. Mücadeleye ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi sonuç alınır. Hamileliğin ilk aylarından itibaren söz konusu vücut bölgelerine çatlak kremlerini tatbik etmeye başlayın. İyice nüfuz ettirecek kadar vakit ayırın ve bunu doğuma kadar sürdürün. Bir tek gün bile atlamayın. Kremden tasarruf etmeyin. Alt deri lifleri ne kadar yumuşak olursa, o kadar kırılgan olurlar. Bu yüzden fazla ve çabuk kilo almamaya çalışın. Şansınızı daha da arttırmak için üçüncü aydan itibaren, her altı haftada bir vücut masajı yaptırın. Bu hücrelerin daha iyi beslenmesini sağlayıp artıkların atılmasını kolaylaştıracaktır. Yalnız dikkat! Masaj mutlaka elle yapılmalıdır.

Göğüsler

Hormonal etki altında çok hızlı büyüyen göğüslere, biraz can yaksa bile özel göğüs toniği ile hafifçe masaj yapılmalıdır. Toniği genişçe boyun ve omuzlara kadar sürün. Çünkü göğüslerin etrafını da kuvvetlendirmek gerekir. Daha sonra, dairesel hareketlerle çatlak kremini göğüs başlarına gelmeyecek şekilde uygulayın. Sıkı olmayan fakat sağlam sutyenleri tercih edin. Eğer göğüsleriniz fazla büyürse, sutyeni gece de takmaya devam edin. Ancak göğüslerin büyümesi düzenli olmadığı için önceden sutyen almayın. Bebeğinizi emzirmeyi düşünüyorsanız, son ayda önden fermuarlı veya çıtçıtlı bir sutyen alabilirsiniz.

Hamilelik döneminde cilt çok hassastır. Dolayısıyla tahrişlerden kaçının. Doğumdan sonra şişkinliği inmiş olan karın bölgesi, inceltici ve kuvvetlendirici etkilere sahip kremlerle beslenmelidir. Bu, söz konusu bölgeyi daha kısa zamanda kendine getirecektir. Eğer bebeğinizi emziriyorsanız aynı bakımı göğüslerinize de göstermelisiniz. Çünkü göğüsler emzirme sırasında süt gelirken devamlı büyür ve küçülürler. Yine bebeğinizi rahat emzirebilmeyi ve göğüs uçlarınızda çatlakların oluşmasını engellemek istiyorsanız, hamileliğinizin 8. ayından itibaren göğüslerinizi emzirmeye hazırlamalısınız. “Bu nedenle, banyodan sonra kullanılacak Lanolin ve Zeytinyağı içeren Nas Lanolin göğüs ucu kremi, doğum sonrası hem annenin acı çekmesini engelleyecek hem de bebeğin gelişimi için gerekli olan süre süt vermesini kolaylaştıracaktır.” Bilindiği gibi, zeytinyağı antiseptik (bakteri, mantar ve mikrop üremesini engelleme gibi) bir özelliğe sahiptir.
 

arslananası

Aktif Üye
Katılım
30 Nisan 2011
Mesajlar
440
Tepki
204
Puan
43
Yaş
41
Konum
adana
Özellikle ilk hamilelikte kadınlar “nasıl takip edeceğiz?” diye korku yaşayabiliyorlar. Ben de onları rahatlatmak için “bir sabah uyanıp da aaa doğurmuşum” diyen kimseyi görmedik. Herkes bir şekilde fark ediyor. Bu o kadar belirgin bir şeydir ki aslında. Hiçbir şey yokken bile “doğum başladı” diyorlar.

Doğumun en önemli belirtisi karındaki kasılmaların başlaması ve bu kasılmalarında periyodik olmasıdır. Yani karnında rahminde bir sertleşme hissetmesi… Ama bu sertleşme normal bir gerginliğe bağlı bir sertleşme değildir. Taş gibi sert olur rahim.

Bu kasılmaların belli aralıklarla gelmesi ve bir süre sürmesi. Mesela 5-10 dakikada bir gelip 2-3 dakika taş gibi kalması. Sonra gevşemesi yine 5 dakika sonra yeniden başlaması gibi. Bu periyodik olarak başlamışsa önemli bir doğum belirtisi olabilir.

Son ayda ağrılar ve kasılmalarda yaşanıyor. Bunlarla karıştırılması mümkün mü?

Son üç ayda Braxton Hicks kasılmaları vardır. Bunlar çok düzensizdir. Hazırlık sancılarıdır ve gün içerisinde 3-5 tane olur. Doğum sancıları ise bunlar kadar şiddetli başlayıp giderek şiddetlerini artırırlar. Düzenli gelirler ki düzenli olmaları önemli bir farktır.

Bazen bu kasılmalar acısızı olabilir. Acı olmaması doğumun başlamadığını göstermez. Düzenli olması burada önemli ayrıntıdır.

İkinci olarak nişan gelmesinden bahsedilebilir. Mukus tıkacı dediğimiz vajina ile rahim arasındaki bölgede bulunan ve rahim ağzını tıkayan bir tıkaç vardır. Doğumun başlaması ile birlikte bunun dışarı atılmasıdır. Bu sümükümsü kanlı bir maddedir. Doğum başlangıcını şüphelendirebilir ama bu mukus tıkacı geldi diye hemen hastaneye koşturmak gerekmez. Yine bekliyoruz periyodik doğum sancılarının gelmesini.

Bir de doğum su kesesinin açılması ile başlayabilir. Su kesesi açıldığı zaman hastaneye almak gerekiyor kadınları çünkü bu önemli bir doğum başlama belirtisi. Su gelmesi de hiçbir şeyle karıştırılmaz aslında. Bazen akıntıyla ya da idrar kaçırma ile karıştırabiliyorlar. Su gelmesinin bu iki olaydan farkı şudur. Gerçekten çok fazla miktarda su gelir. Kovadan su boşalmış gibi ve bu bir defa geldikten sonra da durmaz. Az az da olsa devam eder. “benim yarım bardak kadar suyum geldi sonrasında bir şey olmadı” denirse bu büyük ihtimalle su kesesinin açılması değildir.

Miktar olarak çok olması gerekiyor yani…

Miktar olarak çok olması gerekir ama bazen daha az da gelebilir önemli olan akıntının devam etmesi, bitmemesidir. Su kesesini bir zar olarak düşünün, bu zar yırtıldıktan sonra bir daha yapışması söz konusu değildir. Dolayısıyla sürekli olarak su gelecektir.

Doğum yöntemleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Normal doğum öneriliyor, hangi durumlarda sezaryen gerekir?

Normal doğum adı üstünde işin normali… Sezaryen de normal doğumun riskli olduğu durumlarda söz konusu oluyor. Epidural gibi metotlar doğum yöntemlerinde kullanılan anestezi yöntemleridir. Doğum şekliyle alakalı değil bunlar. Hamilelik başında normal doğum yapabilirsiniz dediğimizde bir kadına sen %85 normal doğum yapabilirsin demektir bu. %15 inde de çeşitli nedenlerle normal doğum gerçekleşmeyebilir.

Normal doğumun riskli olduğu durumlar nedir? Bebeğin gelişi ters olabilir. Annenin sağlık durumu el vermeyebilir. O durumda acil bir şekilde sezaryene almak gerekebilir. Doğumda bebeğin normal doğum sancılarını kaldıramayacak durumda olduğu gözlenebilir. Normal doğuma girip rahim ağzının açılmaması söz konusu olabilir. Rahim ağzı açılıp, bebekle annenin arasındaki bir uyumsuzluktan dolayı bebeğin ilerlememesi söz konusu olabilir. Bütün bunlar sezaryen sebebi olarak ortaya çıkıyor. Yine ikiz gebeliklerde, makat gelişlerinde sezaryen tercih ediliyor. İri bebeklerde doğum komplikasyonları ihtimali sebebiyle sezaryen tercih ediliyor. Bu yüzden bugünkü modern tıpta 4 kilodan fazla olan bebekler iri bebek kabul edilip, normal doğuma alınmıyor.

Epidural metot hakkında bilgi alabilir miyiz?

Normal doğum olacaksa epiduralli normal doğum yapmakta fayda var. Çünkü epidural büyük bir konfor. Anne içinde, bebek içinde, doktor içinde… Çünkü acı çektiğini gördüğünüz bir insanla çalışmak hiçte kolay bir şey değil aslında.

Bazen kadınların “ben kasılmaları nasıl duyacağım nasıl ıkınacağım?” diye endişeleri oluyor. Epidural enaljezi ağrı duyusunu ortadan kaldırır. Bu geçici felç olma şeklinde bir şey değildir. Ayaklarını falan oynatabilir, sadece ağrı duyusu ortadan kalkıyor. Dişçide nasıl dişimiz uyuşturulduğunda dokunduğunu duyarız dişçinin ama acı hissetmeyiz. Aynı şekilde epidural analjezide de ıkınma hissi ortadan kalkmıyor aslında. Dolayısıyla böyle bir yan etkisi yok. Ağrıyı ortadan kaldırdığı için kadının stresi, buna bağlı olarak vücuttaki stres hormonları ortaya çıkmıyor. Bu stres hormonlarının ortaya çıkması bebekte de bir stres yaratıyor ve sağlıklı doğumun gerçekleşmesini engelleyebiliyor.

Sezaryenler için epidural anestezi kullanılabiliyor. Anestezik maddelerle yapılıyor doğum bu sefer. Burada bir felç hali oluyor ama kadın uyumadığı için genel anestezinin yan etkileri; uyanma da zorluk, kusma, sersemlik hali olmuyor. Doğumu da yaşama imkanı oluyor. Doğduktan hemen sonra bebeği ile kontak kurma imkanı oluyor.

Artık normal doğumlarımızın %100’ e yakını epiduralle yapılıyor. Sezaryenlerinde %80 civarı epiduralle yapıyoruz.
Sezaryende ameliyatın başlamasıyla bebeğin çıkması arasındaki süre 3 dakikayı geçmez. Bebek 3 dakikada çıkar. Kapatma işlemi 15-20 dakika sürer. Bu sürede anne bebekle ilgilendiği için o fark etmeden olay bitiyor zaten. Zorluk duydukları bir şey değildir.
 

kansekeri

Aktif Üye
Katılım
30 Nisan 2011
Mesajlar
442
Tepki
221
Puan
43
Yaş
42
Konum
istanbul
Özellikle ilk hamilelikte kadınlar “nasıl takip edeceğiz?” diye korku yaşayabiliyorlar. Ben de onları rahatlatmak için “bir sabah uyanıp da aaa doğurmuşum” diyen kimseyi görmedik. Herkes bir şekilde fark ediyor. Bu o kadar belirgin bir şeydir ki aslında. Hiçbir şey yokken bile “doğum başladı” diyorlar.

Doğumun en önemli belirtisi karındaki kasılmaların başlaması ve bu kasılmalarında periyodik olmasıdır. Yani karnında rahminde bir sertleşme hissetmesi… Ama bu sertleşme normal bir gerginliğe bağlı bir sertleşme değildir. Taş gibi sert olur rahim.

Bu kasılmaların belli aralıklarla gelmesi ve bir süre sürmesi. Mesela 5-10 dakikada bir gelip 2-3 dakika taş gibi kalması. Sonra gevşemesi yine 5 dakika sonra yeniden başlaması gibi. Bu periyodik olarak başlamışsa önemli bir doğum belirtisi olabilir.

Son ayda ağrılar ve kasılmalarda yaşanıyor. Bunlarla karıştırılması mümkün mü?

Son üç ayda Braxton Hicks kasılmaları vardır. Bunlar çok düzensizdir. Hazırlık sancılarıdır ve gün içerisinde 3-5 tane olur. Doğum sancıları ise bunlar kadar şiddetli başlayıp giderek şiddetlerini artırırlar. Düzenli gelirler ki düzenli olmaları önemli bir farktır.

Bazen bu kasılmalar acısızı olabilir. Acı olmaması doğumun başlamadığını göstermez. Düzenli olması burada önemli ayrıntıdır.

İkinci olarak nişan gelmesinden bahsedilebilir. Mukus tıkacı dediğimiz vajina ile rahim arasındaki bölgede bulunan ve rahim ağzını tıkayan bir tıkaç vardır. Doğumun başlaması ile birlikte bunun dışarı atılmasıdır. Bu sümükümsü kanlı bir maddedir. Doğum başlangıcını şüphelendirebilir ama bu mukus tıkacı geldi diye hemen hastaneye koşturmak gerekmez. Yine bekliyoruz periyodik doğum sancılarının gelmesini.

Bir de doğum su kesesinin açılması ile başlayabilir. Su kesesi açıldığı zaman hastaneye almak gerekiyor kadınları çünkü bu önemli bir doğum başlama belirtisi. Su gelmesi de hiçbir şeyle karıştırılmaz aslında. Bazen akıntıyla ya da idrar kaçırma ile karıştırabiliyorlar. Su gelmesinin bu iki olaydan farkı şudur. Gerçekten çok fazla miktarda su gelir. Kovadan su boşalmış gibi ve bu bir defa geldikten sonra da durmaz. Az az da olsa devam eder. “benim yarım bardak kadar suyum geldi sonrasında bir şey olmadı” denirse bu büyük ihtimalle su kesesinin açılması değildir.

Miktar olarak çok olması gerekiyor yani…

Miktar olarak çok olması gerekir ama bazen daha az da gelebilir önemli olan akıntının devam etmesi, bitmemesidir. Su kesesini bir zar olarak düşünün, bu zar yırtıldıktan sonra bir daha yapışması söz konusu değildir. Dolayısıyla sürekli olarak su gelecektir.

Doğum yöntemleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Normal doğum öneriliyor, hangi durumlarda sezaryen gerekir?

Normal doğum adı üstünde işin normali… Sezaryen de normal doğumun riskli olduğu durumlarda söz konusu oluyor. Epidural gibi metotlar doğum yöntemlerinde kullanılan anestezi yöntemleridir. Doğum şekliyle alakalı değil bunlar. Hamilelik başında normal doğum yapabilirsiniz dediğimizde bir kadına sen %85 normal doğum yapabilirsin demektir bu. %15 inde de çeşitli nedenlerle normal doğum gerçekleşmeyebilir.

Normal doğumun riskli olduğu durumlar nedir? Bebeğin gelişi ters olabilir. Annenin sağlık durumu el vermeyebilir. O durumda acil bir şekilde sezaryene almak gerekebilir. Doğumda bebeğin normal doğum sancılarını kaldıramayacak durumda olduğu gözlenebilir. Normal doğuma girip rahim ağzının açılmaması söz konusu olabilir. Rahim ağzı açılıp, bebekle annenin arasındaki bir uyumsuzluktan dolayı bebeğin ilerlememesi söz konusu olabilir. Bütün bunlar sezaryen sebebi olarak ortaya çıkıyor. Yine ikiz gebeliklerde, makat gelişlerinde sezaryen tercih ediliyor. İri bebeklerde doğum komplikasyonları ihtimali sebebiyle sezaryen tercih ediliyor. Bu yüzden bugünkü modern tıpta 4 kilodan fazla olan bebekler iri bebek kabul edilip, normal doğuma alınmıyor.

Epidural metot hakkında bilgi alabilir miyiz?

Normal doğum olacaksa epiduralli normal doğum yapmakta fayda var. Çünkü epidural büyük bir konfor. Anne içinde, bebek içinde, doktor içinde… Çünkü acı çektiğini gördüğünüz bir insanla çalışmak hiçte kolay bir şey değil aslında.

Bazen kadınların “ben kasılmaları nasıl duyacağım nasıl ıkınacağım?” diye endişeleri oluyor. Epidural enaljezi ağrı duyusunu ortadan kaldırır. Bu geçici felç olma şeklinde bir şey değildir. Ayaklarını falan oynatabilir, sadece ağrı duyusu ortadan kalkıyor. Dişçide nasıl dişimiz uyuşturulduğunda dokunduğunu duyarız dişçinin ama acı hissetmeyiz. Aynı şekilde epidural analjezide de ıkınma hissi ortadan kalkmıyor aslında. Dolayısıyla böyle bir yan etkisi yok. Ağrıyı ortadan kaldırdığı için kadının stresi, buna bağlı olarak vücuttaki stres hormonları ortaya çıkmıyor. Bu stres hormonlarının ortaya çıkması bebekte de bir stres yaratıyor ve sağlıklı doğumun gerçekleşmesini engelleyebiliyor.

Sezaryenler için epidural anestezi kullanılabiliyor. Anestezik maddelerle yapılıyor doğum bu sefer. Burada bir felç hali oluyor ama kadın uyumadığı için genel anestezinin yan etkileri; uyanma da zorluk, kusma, sersemlik hali olmuyor. Doğumu da yaşama imkanı oluyor. Doğduktan hemen sonra bebeği ile kontak kurma imkanı oluyor.

Artık normal doğumlarımızın %100’ e yakını epiduralle yapılıyor. Sezaryenlerinde %80 civarı epiduralle yapıyoruz.
Sezaryende ameliyatın başlamasıyla bebeğin çıkması arasındaki süre 3 dakikayı geçmez. Bebek 3 dakikada çıkar. Kapatma işlemi 15-20 dakika sürer. Bu sürede anne bebekle ilgilendiği için o fark etmeden olay bitiyor zaten. Zorluk duydukları bir şey değildir.

nerde bu doktor normal doğumların %100 epidural yapan.. merak ettim...
teşekkürler canım bu arada okudum hepsini...
 

kansekeri

Aktif Üye
Katılım
30 Nisan 2011
Mesajlar
442
Tepki
221
Puan
43
Yaş
42
Konum
istanbul
ben bu ay hesabını bir türlü yapamıyorum..
şimdi ben millet sorduğu zaman ne diycem haftadan bişi anlamıyorlar...
kaç aylığım demem lazım..
doğan kocatepe video da 7 ay 24 haftalıkken başlıyor diyor...
23 hafta x 7 gün = 161 gün
161 gün / 30 gün olsa = 5.3 felan çıkıyor....
ben hiç bişi anlamadım...:1::1::1:
 

esila4

Daimi Üye
Katılım
19 Ocak 2011
Mesajlar
873
Tepki
372
Puan
63
Yaş
37
Konum
ist
çok şükür canım sizinde az kalmış maşallah :cokkomik: bu hafta bir doktoro gitcem oğluşun gelişimi nasıl die kilo almam durdu sanki şimdidde onu sorun edityorum

dikkat ediyorsan yediklerine ondan durmuştur.arda beyin gelişimi iyidir annesi merak etme sen sonrada memlekete gideceksin ohh ne güzell bende gidicem haziranda inşallah -rgulu-rgulu-rgulu
 

esila4

Daimi Üye
Katılım
19 Ocak 2011
Mesajlar
873
Tepki
372
Puan
63
Yaş
37
Konum
ist
ben bu ay hesabını bir türlü yapamıyorum..
şimdi ben millet sorduğu zaman ne diycem haftadan bişi anlamıyorlar...
kaç aylığım demem lazım..
doğan kocatepe video da 7 ay 24 haftalıkken başlıyor diyor...
23 hafta x 7 gün = 161 gün
161 gün / 30 gün olsa = 5.3 felan çıkıyor....
ben hiç bişi anlamadım...:1::1::1:

canım bak şöyle bir tablo var
Hafta = Ay
1-6 = 1. Ay
7-10 = 2. Ay
11-14 = 3. Ay
15-18 = 4. Ay
19-22 = 5. Ay
23-26 = 6. Ay
27-31 = 7. Ay
32-35 = 8. Ay
36-40 = 9. Ay
 

kansekeri

Aktif Üye
Katılım
30 Nisan 2011
Mesajlar
442
Tepki
221
Puan
43
Yaş
42
Konum
istanbul
canım bak şöyle bir tablo var
Hafta = Ay
1-6 = 1. Ay
7-10 = 2. Ay
11-14 = 3. Ay
15-18 = 4. Ay
19-22 = 5. Ay
23-26 = 6. Ay
27-31 = 7. Ay
32-35 = 8. Ay
36-40 = 9. Ay

onu biliyorum da doktor benim aklımı karıştırdı...
doğan kocatepe 24 haftalıkken 7.ay başlıyor.diyor...

 

sevsevon

Aktif Üye
Katılım
30 Nisan 2011
Mesajlar
333
Tepki
139
Puan
43
Yaş
39
Konum
adapazarı
dikkat ediyorsan yediklerine ondan durmuştur.arda beyin gelişimi iyidir annesi merak etme sen sonrada memlekete gideceksin ohh ne güzell bende gidicem haziranda inşallah -rgulu-rgulu-rgulu

inşallah canım ya kilo alsan bir dert almasan bir dert.inşallah canım gidicemmmm sen niye o kadar geç gidiyoorsun bitanem
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst