Peygamber Efendimiz (asm) ve çocuk eğitimi

Oruc

Daimi Üye
Katılım
17 Temmuz 2008
Mesajlar
2.598
Tepki
2.379
Puan
113
Yaş
48
Konum
izmir
Peygamber Efendimiz (asm) ve çocuk eğitimi

Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm) yüksek ahlâkı ile insanlığa en iyi örnek olmuştur. O Rahmetenlil Âlemin (asm) yetişkinlerin dünya ve ahiret işlerinde en büyük rehber olduğu gibi, çocukların eğitilmesinde de en birinci öğretmendir.

Günümüz pedegoglarının bu zamanda çocukla iletişim ve çocukların eğitimi hususunda ulaştıkları noktaları, belki daha ilerilerini Hz. Peygamber (asm) 15 asır önce hâli, davranışları ve lisanıyla göstermiştir. Bizzat himayesinde yetişen çocuklar arasından Hz. Ali, Hasan ve Hüseyinlerden (ra) başka o zamanın yıldızları, güneşleri ve ayları olan birçok müçtehitler, asfiyalar ve evliyalar çıkmıştır. “Hiçbir anne baba çocuğuna iyi bir terbiyeden başka miras bırakmaz,” hadis-i şerifi ile çocuklara verilen eğitimin önemini vurgulamıştır.

Peygamberimiz, çocuklara verilecek eğitimde davranış ve yöntemler açısından en nihai noktaları göstermiştir. O Peygamber-i Zîşan (asm) çocuklara örnek olarak, sevdirerek, çocuklara büyük bir sevgi, şefkat ve ilgi göstererek onları eğitmiştir. Çocuklara çok değer vermiş ve verdiği değeri hissettirmiştir. Bizler de onu örnek alarak çocuklarımıza önce vermeli (sevgi, şefkat, ilgi ve değer); sonra çocuklarımızı güzel ahlâklı, ilim sahibi, düşünen, kendini ifade eden, zeki, hedefleri olan kişilik sahibi çocuklar olarak yetiştirmeliyiz.

Peygamberimiz (asm) hem kendi çocukları ve torunları, hem de Ashabının çocukları ile çok yakından ilgilenmiştir. Onun (asm) eğitim yaklaşımından bazı örnekler vermemiz gerekirse:


1. Onlara tek bir açıdan değil, çeşitli yönlerden ve değişik yöntemlerle yaklaşmıştır. (Günümüzde öğrenme stilleri, zihinsel stiller ve çoklu zekâ kuramında ifade edilen her çocuğun farklı şekillerde öğrenmesi)

2. Fiziksel temasta bulunmuştur.
3. Onların oyunlarına katılmıştır.
4. Onlar için dua etmiştir.
5. İkram ve ihsanda bulunmuştur.
6. Derin bir şefkat ve merhamet göstermiştir.
7. Hem öğretici, hem eğitimci olmuştur.
8. İbadet ve kulluk vazifelerinin öğretilmesinde sevgi ve yumuşaklık ile yaklaşmıştır.
9. İsim konmasından giyim ve sağlıkları hususlarına kadar bizzat yol göstermiştir.


Hz. Peygamber (asm) hayatı boyunca istikamet üzerine yaşamış, istikameti ders vermiş, hatta, “Hud Suresi beni ihtiyarlattı” demiştir. “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” ayeti, Hud Suresinde geçmektedir.

Risale-i Nur’da, insanın istikamette, yani sırat-ı müstakimde gidebilmesi için ruhuna yerleştirilen üç kuvveyi (cihazı) hadd-i vasatta tutması, yani bir nevi kontrol etmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu üç kuvve şunlardır: kuvve-i gadabiye, kuvve-i şeheviye ve kuvve-i akliye. İnsan bu üç cihazın ve fürüatının (daha alt cihazlarının) kontrol edilmesi ve vasatta tutulması ile dünya ve ahiret saadetlerini kazanabilir. Peygamber (asm), bu üç kuvvesini sürekli kontrol altında tuttuğu gibi hem yetişkinlere, hem de çocuklara bu kuvveler ve tüm alt kuvvelerin kontrolünü ders vermiştir.

Çocuklara verdiği en büyük ders de aslında istikamettir. İlginçtir ki, Hz. Peygamber’den 1400 sene sonra, ancak 1980’lerde duygusal zekâ kavramı ortaya atılmış ve insanların hem okul, hem de iş başarıları için duygusal zekânın önemi ispatlanmıştır. Şu anda kabul edilen haliyle “duygusal zekâ”nın tanımı 3 maddeyle yapılmaktadır:


1. Kendini (duygularını) tanıma ve kontrol edebilme.
2. Başkalarını (duygularını) tanıma, yani empati.
3. Yukarıdaki tanımaları kullanarak bireysel ve sosyal hayatını yönlendirme.


Gerçek şu ki, kendini tanıma ve kontrol etme (istikamet) ve bunun insanın bireysel ve sosyal başarısı üzerindeki yararını, Hz. Peygamber (asm) 15 asır önce çocukların eğitiminde bizzat göstemiştir.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst