Hamilelikte Mental Sağlığa Dikkat
Hamile bayanlarda anksiyete ve depresyon yaygın olarak görülüyor, ve bu duygular, anne ve bebek için tehlikeli olabilecek sonuçlara neden olabiliyor.
Hong Kong Üniversitesi’nden Dr. Antoinette M. Lee açıklıyor: “Son on yıl içinde, bayanlarda doğumdan hemen sonra görülen mental sağlık problemleri dikkatle takip ediliyor, ancak doğum öncesinde ortaya çıkan mental sağlık problemleri ne yazık ki önemsenmiyor.”
Lee, hamilelik sırasında ortaya çıkan ve genellikle göz ardı edilen anksiyete ve depresyonun, doğum sonrası depresyonla bağlantılı olduğunu belirtiyor.
357 hamile bayanın katıldığı çalışmada, yapılan arştırmalar sonucunda katılımcıların %54’ünde anksiyete, ve %37’sinde depresyon belirtileri olduğu tespit edildi. Anksiyetenin depresyona göre hamileliğin her safhasında yaygın olarak görüldüğü açıklandı.
Doğum öncesi ortaya çıkan anksiyete ve depresyonun, hamileliğin özellikle ilk ve son üç ayında görüldüğünü belirten Lee, hamileliğin ortasında bu duyguların azaldığını, ancak doğumdan sonra şiddetli bir şekilde geri döndüğünü ekliyor.
Elde edilen verilere göre, anksiyete ve depresyonun hamileliğin her döneminde artabileceği, bu nedenle doktorların hamilelik süresince hastalarının mental sağlık durumlarını takip etmeleri gerektiği açıklanıyor.
Yaşın küçük olması ve geçmişte alkol tüketiminin olması, hamilelikte anksiyete ve depresyon için büyük risk taşıyor. Hamilelikte görülen mental sağlık problemleri, hem anneyi hem de bebeği olumsuz etkilediği için, araştırılması gereken en ciddi konular arasında yer alıyor.
Peki Ne Yapılmalı?
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Alper Mumcu hamilelikte mental sağlığı korumak için bazı önerilerde bulunuyor. Bu bağlamda sağlıklı beslenmek, yeteri kadar uyumak, alkol ve sigaradan uzak durmak ve egzersiz yapmak gerektiğini belirtiyor.
‘’Egzersiz, kadının güçlü olmasını sağlar. Yorgunluk, halsizlik ve bel ağrıları gibi hamilelikle ilgili rahatsızlıkların görülme sıklığını azaltır. Kadının eşi, ailesi ve iş arkadaşlarının desteği de son derece önemlidir. Bu kişiler hamile kadına duygusal açıdan destek olabilecekleri gibi, işlerinde yardımcı olarak da kadının yaşadığı stresin azalmasına yardımcı olabilir. Hamilelikte önerilen stresle mücadele bazı teknikler vardır.
Özellikle gevşeme teknikleri doğum sırasında da kadına yardımcı olur. Hamilelik süresince stresle başa çıkmak için gevşeyin, dinlenmek için gün içinde kendinize zaman ayırın, rahat bir pozisyon alın.
Telefon ve televizyon gibi cihazların olmadığı bir odada uzanın. Aklınızdan her şeyi çıkartarak gevşemeye çalışın. Soluk alıp verişiniz üzerine odaklanın. Karnınızdan (göğsünüzden değil) nefes alıp verin. Yavaş, derin ve ritmik bir şekilde soluk alıp verin.
Kaslarınızı dinleyin ve onları gevşetmeye çalışın. Kendinizi huzur verici bir yerde düşleyin. Bebeğinize güzel sözler fısıldayın ve bunları her gün 20-30 dakika süreyle yapın.’’
Hamile bayanlarda anksiyete ve depresyon yaygın olarak görülüyor, ve bu duygular, anne ve bebek için tehlikeli olabilecek sonuçlara neden olabiliyor.
Hong Kong Üniversitesi’nden Dr. Antoinette M. Lee açıklıyor: “Son on yıl içinde, bayanlarda doğumdan hemen sonra görülen mental sağlık problemleri dikkatle takip ediliyor, ancak doğum öncesinde ortaya çıkan mental sağlık problemleri ne yazık ki önemsenmiyor.”
Lee, hamilelik sırasında ortaya çıkan ve genellikle göz ardı edilen anksiyete ve depresyonun, doğum sonrası depresyonla bağlantılı olduğunu belirtiyor.
357 hamile bayanın katıldığı çalışmada, yapılan arştırmalar sonucunda katılımcıların %54’ünde anksiyete, ve %37’sinde depresyon belirtileri olduğu tespit edildi. Anksiyetenin depresyona göre hamileliğin her safhasında yaygın olarak görüldüğü açıklandı.
Doğum öncesi ortaya çıkan anksiyete ve depresyonun, hamileliğin özellikle ilk ve son üç ayında görüldüğünü belirten Lee, hamileliğin ortasında bu duyguların azaldığını, ancak doğumdan sonra şiddetli bir şekilde geri döndüğünü ekliyor.
Elde edilen verilere göre, anksiyete ve depresyonun hamileliğin her döneminde artabileceği, bu nedenle doktorların hamilelik süresince hastalarının mental sağlık durumlarını takip etmeleri gerektiği açıklanıyor.
Yaşın küçük olması ve geçmişte alkol tüketiminin olması, hamilelikte anksiyete ve depresyon için büyük risk taşıyor. Hamilelikte görülen mental sağlık problemleri, hem anneyi hem de bebeği olumsuz etkilediği için, araştırılması gereken en ciddi konular arasında yer alıyor.
Peki Ne Yapılmalı?
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Alper Mumcu hamilelikte mental sağlığı korumak için bazı önerilerde bulunuyor. Bu bağlamda sağlıklı beslenmek, yeteri kadar uyumak, alkol ve sigaradan uzak durmak ve egzersiz yapmak gerektiğini belirtiyor.
‘’Egzersiz, kadının güçlü olmasını sağlar. Yorgunluk, halsizlik ve bel ağrıları gibi hamilelikle ilgili rahatsızlıkların görülme sıklığını azaltır. Kadının eşi, ailesi ve iş arkadaşlarının desteği de son derece önemlidir. Bu kişiler hamile kadına duygusal açıdan destek olabilecekleri gibi, işlerinde yardımcı olarak da kadının yaşadığı stresin azalmasına yardımcı olabilir. Hamilelikte önerilen stresle mücadele bazı teknikler vardır.
Özellikle gevşeme teknikleri doğum sırasında da kadına yardımcı olur. Hamilelik süresince stresle başa çıkmak için gevşeyin, dinlenmek için gün içinde kendinize zaman ayırın, rahat bir pozisyon alın.
Telefon ve televizyon gibi cihazların olmadığı bir odada uzanın. Aklınızdan her şeyi çıkartarak gevşemeye çalışın. Soluk alıp verişiniz üzerine odaklanın. Karnınızdan (göğsünüzden değil) nefes alıp verin. Yavaş, derin ve ritmik bir şekilde soluk alıp verin.
Kaslarınızı dinleyin ve onları gevşetmeye çalışın. Kendinizi huzur verici bir yerde düşleyin. Bebeğinize güzel sözler fısıldayın ve bunları her gün 20-30 dakika süreyle yapın.’’
