Günün Kitap Önerisi

OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

3a2606cc-cfd5-4872-b679-f5a718a56e65.jpg


Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Yazar :Gary Small

Gerçek hikâyeler kurgudan çok daha tuhaftır, Dr. Gary Small da bunu gayet iyi biliyor. Psikiyatriyle ve insan beyni üstüne çığır açıcı araştırmalarla geçen otuz yıl içinde Dr. Small pek çok şey görmüş. Şimdi ofisinin kapılarını açmaya ve kariyerinin en gizemli, ilginç ve tuhaf hastalarını anlatmaya hazır.

Bu kitap bir psikiyatristin zihnine ve onun giderek gelişim gösteren mesleki yaşamına yapılan aydınlatıcı bir yolculuk. Aynı zamanda bu branşın ve daha önce görülmemiş, tanısı koyulmamış çeşitli akıl hastalıklarının perde arkasına da bir bakış... Kitabı okurken kendinizi, bizi insan yapan şaşırtıcı tuhaflıklar üstüne düşünürken bulacaksınız.

Sıkça komik, kimi zaman trajik ve daima etkileyici Dr. Small, sizleri kariyeri içinde Bostonun kalabalık acil servis koridorlarından başlayıp ülke elitlerinin multimilyon dolarlık kayak localarına dek uzayan bir geziye çıkarıyor. Bu gezi sırasında birbirinden tuhaf gerçek karakterleri anlatırken, bir yandan da esrarengiz histerik körlükle, penisinin küçüldüğüne inanan bir adamla, gizli sürdürülen çifte hayatlarla ve ürkütücü derecede psikotik romantik arzularla baş ediyor. Akıl hocası kendi hastası olduğunda Dr. Smallun kariyeri ve kişisel hayatı tam bir döngüyü tamamlıyor ve Smallun kimsenin zihinsel araştırmanın ötesinde olmadığını anlamasını sağlıyor; kendisinin bile...



 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

8ec0f375-60d6-4dfe-b723-ab700939970c.jpg


Yaş on yedi. Hayat uzun, aşk kısa.
Yaş yirmi yedi. Hayat hala uzun, kısa aşksa bir hortladı o kadar olur!

Para süperdi de, minik bir şart vardı. Teklifi yapan, Lolanın erkek arkadaşı Dougın annesiydi ve o meşhur on bini oğlundan ayrılması için veriyordu. Lola sinirden tırnaklarını kemirmişti. Hiçbir şey -hiçbir şey!- o ve Dougieyi ayıramazdı. Ta ki, feci bir sırrı keşfedene ve parayı alıp kaçmaktan başka seçeneği kalmayana kadar. Olsun! Kahpe kader ağlarını örecek, Dougieyle Lolanın yolları yeniden kesişecekti. Lolanın Dougieye karşı hisleri eskisini sopasız dövecek kadar şiddetlenmişti. Fakat genç kız, genç adamın kalbini kırmıştı bir kere! Ve çok geçmeden Doug, bu ayrılık için Lolaya ödeme yapıldığını da öğrenecekti. Genç kadın, Douga gerçeği asla
söyleyemezdi, tahmin edersiniz ki işi çok zordu.

HER ŞEYDEN ÇOK MUTLAK CAZİBESİNE GÜVENEN LOLANIN BİR ŞANSI DAHA OLACAK MIYDI?

Tamam! Aşkını sattı,doğru ama durun, sorun bi nedendir, niye!
Aslında Lolanın, erkek arkadaşı Dougienin cadı annesinden gelen 10.000 sterlinlik paketi kabul etmek gibi bir niyeti yoktu! Ama bu cazip durumla karşılaştıktan kısa süre sonra açığa çıkan bir sır onu yeniden ve yeniden düşünmek zorunda bıraktı. Hem zaten Dougie gençti, kendisi ise çoook gençti. Nasıl olsa ilişkileri de uzun sürmezdi...
Hem bu teklifi kabul ederek dünyada en sevdiği insanlardan birine yardım etmiş olacaktı. Bu bahane ona, şu bahane sana avutup duruyordu kendini Lola. On yıl sonra Dougieyle tekrar karşılaşacağını nereden bilebilirdi ki? Kalbi kırılan Dougieye gerçekleri bir türlü açıklayamayan genç kadın, onu nasıl geri alacaktı? Belki fışkıran cazibesi ve çatır çatır ikna kabiliyetinden kullanabilirdi! İşe yarar mıydı acaba? Ayıkla pirincin taşını bakalım, Lola şekerim!

 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi
6a653c2f-8c13-4f46-b6d4-dd63e4fe96ae.jpg


Dönüş

Tam da hayatının yoluna girdiğini sandığı günlerde, önce annesinden gelen bir haber, ardından eski bir şapka kutusunda bulduğu mektuplar...

Deryanın, iki yıldır sümenaltı edilen gerçekleri bir tokat gibi öğrenmesi, onu dünyanın bir megakentinden ötekine savuracak, kaderi onu sarı bir sonbahar günü, açılıp açılmayacağını bile bilemediği bir demir kapının önüne kadar taşıyacaktır.

Genç kız, acaba gizem dolu bu perdenin ardına geçebilecek midir?

Öğreneceklerini kabul edebilecek, kabul etse bile sindirebilecek midir?

O kapı açılırsa elbette...

Dönüş, aldatmanın, aldatılmanın, affetmenin, acıtan gerçeklerin romanı.

 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

ee78a317-a7f6-4cbd-a8c7-eea4a29fc224.jpg


Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon başından vurulmuş bir halde hastane odasında gözlerini açar. Ne buraya nasıl geldiğini ne de nasıl vurulduğunu hatırlamaktadır. Camdan gördüğü manzara karşısında altüst olan profesör, evinden binlerce kilometre uzakta, Floransa’da olduğunu anlar. Yaşadığı korkunç baş ağrısına eşlik eden tek şey; sürekli kâbuslarında gördüğü kan kırmızısı bir nehrin karşısından kendisine seslenen gümüş saçlı güzel bir kadın ve toprağa baş aşağı gömülü can çekişen bedenlerdir. Langdon gördüğü kâbusları anlamlandırmaya çalışırken kadın bir suikastçı tarafından takip edildiğini, kendine tedavi uygulayan doktorlardan biri gözlerinin önünde vurulunca anlar. Hastanede görevli diğer doktorlardan biri olan Sienna Brooks’un o ölüm kalım anında yardım etmesiyle hayatta kalır. Simgebilim profesörü kendini bir anda ipuçlarını Dante’nin cehenneminde bularak çözmesi gereken korkunç bir senaryonun içinde bulur. Floransa’nın tarih kokan dar sokaklarından Venedik’in muazzam bazilikalarına uzanan semboller zinciri Langdon’ı insanlık tarihini sonsuza dek değiştirebilecek bir mekâna sürükler. Burası üç imparatorluğun merkezi olmuş, insanlık tarihi kadar eski, dünyanın incisi İstanbul’dur. Ve bu şehirde ya insanlık tarihi baştan sona yeniden yazılacak ya da bunu yazacak hiç kimse kalmayacaktır...

.. Diz çök kutsal bilgeliğin yaldızlı mouseion’unda ve kulağını yere daya, dinle suyun şırıltısını.

Batık sarayın derinliklerine in, orada, karanlığın içinde bekler khtonik canavar kan kırmızısı sularına gömülmüştür lagünün ki yansıtmaz yıldızları...

... Dan Brown, dünyanın birçok ülkesinde çok satanlar listesine giren; Kayıp Sembol, Melekler ve Şeytanlar, İhanet Noktası ve Dijital Kale gibi kitaplarının yanı sıra tüm zamanların en çok okunan romanlarından biri olan Da Vinci Şifresi’nin yazarıdır. New England’da eşi ile birlikte yaşamaktadır.
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

a484a23a-cb60-4fc1-a702-b2608b1efd99.jpg


Bir Rüyaydı Seninle Aşk
Yazar : Justin Kramon

Aşk dediğin yakıp kavurmalı, sonra küllerinden yeniden doğmalı...

Hiç durmadan, yorulmadan sürmeli...

O hayatının aşkıydı… Yıllar geçse, şehirler değişse, anılar unutulmaya yüz tutsa da o hayatının aşkıydı...

Çocukluğunu geçirdiği adam on dört yıl sonra karşısına çıktığında tekrar çocuk olmuş, kalbi kanatlanıp gökyüzüne yükselmişti...

O gerçekti... Rüyalarında gördüğü, umutsuzca peşinden koştuğu kadın seneler sonra karşısındaydı. Hayali gerçek yapmak için elindeki son fırsatı iyi değerlendirmeli, boynu bükük aşkın küllerinden bir alev yaratmalıydı...




 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi


6d3c6af1-54ea-4a23-ba23-19c52fce011b.jpg


İyi ki Geldin

Yazar : Debbie Macomber

Libby Morganın yıllardır tek bir hayali vardır: Büyük iş yükü altında çalıştığı hukuk firmasına ortak olmak. Kariyeri için arkadaşları, evliliği ve aile kurma şansı da dahil olmak üzere her şeyden feragat etmiştir. Patronu onu ofisine çağırdığında, Libby en sonunda güzel haberi alacağını zanneder, fakat sarsıcı gerçek onu beklemektedir: İşten çıkarılmıştır ve tüm hayatını yeni baştan kurmak zorundadır… hem de hiç vakit kaybetmeden.

Bütün uğraşlarına rağmen iş bulamayınca Libby eski arkadaşlarıyla tekrar bağlantı kurar ve öğleden sonralarını da sıcacık bir yüncü dükkânı olan Bir Yumak Mutlulukta geçirmeye başlar. Burada dükkânın iyi huylu sahibi Lydia, Lydianın çocukluktan yeni çıkmış olan enerjik kızı Casey ve Caseyin en iyi arkadaşı olan Avayla yakın bir ilişki kurar. Utangaç ama sıkıntılı bir kız olan Ava, Libbynin geleceğini şaşırtıcı ve köklü bir şekilde yeniden biçimlendirecektir.


Bir Yumak Mutlulukun ikinci yuvası -buradaki kadınların da ikinci ailesi- olmasıyla birlikte, Libby sahip olduğu bu yeni hayattan büyük bir zevk almaya başlar. Hatta, onun için mükemmel bir seçenek olarak görünen etkileyici ve yakışıklı bir doktorla romantizm yaşamak için gereken zamanı bile bulur. Ama olaylar gelişirken, Libby çok sevdiği yeni yaşamını sonsuza kadar değiştirebilecek bir tercih yapmak zorunda kalır.


Sımsıcak bir anlatımı ve zengin dokunmuş bir kumaşı olan İyi ki Geldin, yeni başlangıçların vaadi ve dostluğun ve aşkın sonsuz keyifleriyle dolu bir roman.

 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi
49704880-e61c-43b4-9ec7-6109249034ba.jpg


Pencereme Aşk Kondu- Lavyrle Spencer

Yeniden mutlu olabilmelerinin tek yolu vardı: Mavi mutluluk kuşunu beklemekten asla vazgeçmemek Ya kavrulmuş topraksındır, ya da taze bir yağmur...

Elly
Kasabada ona herkes Deli Elly diyordu fakat onun bunu umursadığı pek görülmemişti. Eksantrik bir aile içinde katı kurallar altında eve hapsedilmiş ve kendi hayatına bile dışardan bir gözle bakmaya alışmıştı. Şimdiyse elinden tutmak zorunda olduğu iki küçük çocuk, dünyaya gözlerini açmaya hazırlanan bir bebekle yapayalnız kalmıştı.

Will
Yolu Whitneye düştüğünde onu nelerin beklediğiyle ilgili en ufak bir fikri yoktu. Karanlık geçmişini akan bir nehir gibi geride bırakmak istiyordu. Daha önce ona hiç iyi davranılmamış, evi diyebileceği bir sığınağı olmamıştı. Şans kapısını asla çalmayacaktı. Onu gidip bulması gerekiyordu.
Hayat uzun, dolaşık bir yumak gibi göründüğünde aşk iki nefes arasında çıkagelir ve sihirli bir ilmek gibi tüm örgüyü değiştirebilir.
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

ca8871cb-f465-47b0-b821-541bcce417ff.jpg


Şans
Yazar : Karen Kingsbury

Ona ayakta durma gücü veren ve eve girebilmesini mümkün kılan, nefes almasına olanak sağlayan tek şey, ağaç köklerinin arasına gömülü o eski kutuydu. Kutu, mektuplar ve bugünden on bir yıl sonra ulaşılabilecek son bir şans.

Dağılan hayatınızı toparlamak, hatalarınızı telafi etmek, yaralarınızı sarmak ve ayrılmak zorunda kaldığınız insanlarla tekrar bir araya gelmek için son şansa ne kadar inanabilirsiniz?

İnancınızın sizi nerede ayakta tutup, nerede yalnız bırakacağından nasıl emin olabilirsiniz?

Emin olduğunuz her şeyin ayaklarınızın altından kayıp gittiği bir anda neyin gücüyle ayakta durabilirsiniz?

Son şanslara inanmak, mucizelere inanmak kadar gerçektir.

 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

2b36e32a-170a-4396-815e-5a82eb32ee40.jpg


33 Numaradaki Melek

Yazar :polly Williams

Sophie öyle hayat doluydu ki öldüğüne kimse inanamadı, hatta kendisi bile...

Henüz birkaç saat önce sevgili kocasına ve biricik oğluna hoşça kal öpücüğü kondurup 33 numaradaki evinden çıktı, en yakın arkadaşı Jennyle buluştu, şarap içip sohbet etti ve gece yarısı olmadan öldü...

Gerçek buydu belki ama kendisini hiç de ölmüş gibi hissetmiyordu, asıl inanılmaz olan cenazesinde gördüğü insanlardı; kendisini aldatan eski sevgilisi, hatta onun sevgilisi bile oradaydı. Birlikte vakit geçirmeyi çok sevdiği ev kadını komşuları ise yakışıklı kocasıyla flört etmekte pek aceleciydiler...

Şimdi Sophie yokluğunda olanları merakla izlerken, Jenny en iyi arkadaşının geride bıraktığı büyük sırrı çözebilecek midir?

 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi
c2e8b151-cc2f-402b-9659-757de2ff859c.jpg


Mine

Hayat var; aşk da...

Hayatın küçük anları vardır. Bazen bir mutluluk ya da karanlıktan kopmuş küçücük bir ışık parçası gizlenmiştir bu anlara. Açığa çıkması için, sevgi dolu ve tutkuyla yapılacak bir dokunuş gereklidir. Bu dokunuş yılların ağırlığını örtbas ederek, sonsuz bir ışıltıyla doğacak güneşi müjdeler.

Işık Gürer in ilk romanı Mine, böylesi bir dünyadan sesleniyor bize. Çağımızın uzağında, çoktan unutmuş olduğumuz duyguları benliğimize yeniden hatırlatırken şiirin, arzuların, gizlenmesi gereken tutkuların eşliğinde bir aşk hikayesine dönüşüyor. Eskinin yeniye, arzuların tutkulara, tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi, "güzel ve iyi" olanın yanında, onu çevreleyen karanlıkların da bulunacağı gerçeğine işaret ediyor.

Yüzyılın başında Bursanın bir köyünden İstanbula bir konağa gelin olan Mine, çocukluktan bir anda kadınlığa, ardından "hanımlığa" geçişin bütün sancılarını iç dünyasında yaşarken, aynı değişimi ve sancıyı "doğum" la bir kez daha deneyimliyor.

Yazarın seçkin bir dili var. Hikaye 1910ların İstanbulunda bir konakta geçse de, tarihsel arka plan, küçük yaşam ayrıntıları ve insanın özü unutulmadan sayfalardaki yerini almış.

Işık Gürer yaşamı yeniden kurgularken, gerçek olana biraz daha yaklaşmış.

 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

45ab28f5-493d-495e-8834-d2a3635e2c03.jpg


Neden Hala Bekarsınız?
Yazar : Sibel Şengül

Her ay ilişki danışmanı olarak onlarca kadın ile görüşüyorum. Herkes telaş içinde nasıl bir ilişki, nasıl bir eş istediğinden bahsediyor. 25 yaşındaki de 55 yaşındaki de aynı telaş ve sabırsızlık içerisinde, birşeyleri kaçırıyor olmaktan şikayetçi, etrafta doğru düzgün adam olmamasından dert yanıyor.

İyi bir eğitim aldınız, herkesin imrendiği bir işe sahipsiniz, çevrenizdekiler sizi çekici buluyor. Öyleyse NEDEN HALA BEKARSINIZ? Hak ettiğiniz kişiyi elde etmenin zamanı geldi.

"Biz kadınların hayatındaki en önemli soru buydu... Şimdi cevabı için elinizde bir kitap var. Net, içeride yazanlar gayet net...Siz de artık hayata karşı net olun."
Neslihan Perker / AKTÜEL

"Sade bir dil ile muazzam bir anlatım. Yaratıcı, pozitif ve sonuç odaklı tarzını kitabına da yansıttığın için tebrik ederim. Hep söylerim, gençlerde iş var."
Mustafa Taviloğlu

"Doğru kişiyi bulmak şans oyunu gibi değil. Oyna ve kazan gibi. Ne istediğinize karar verin ve uygulayın."
Burhan Öçal

"Beraber çalıştığımız 6 ay boyunca çok şey deneyimledik; doğru kişi sadece bulunmaz, olunur! Siz de okuyun, uygulayın, sevdiklerinizle paylaşın, mutluluğu yeniden keşfedin."
Müge Y.

"Sibel Şengül, girişimci kişiliği ile çok başarılı bir iş alanı yarattı. Şimdi deneyimlerini sizlerle paylaşıyor…Onun yazdıklarını dikkatlice okuyun."
Hakan Turpçu / TouchİSTANBUL - AKTÜEL







 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

45a4922b-f9ce-47ac-9154-1b9c35fbae91.jpg


Bir Yaz Gecesi Rüyası

Yazar : William Shakespeare

Dört bahtsız âşık, bir yaz gecesi Atina yakınlarındaki bir ormanda yollarını şaşırıp oradan oraya seğirtirler. Periler kralı Oberon ve mağrur kraliçesi Titanianın peri ve cin kaynayan sihirli diyarında olduklarının farkında değildirler. Oberonun gözde perisi Puck, kıpkırmızı sihirli çiçeğiyle her şeyi karman çorman eder. Böylece eğlence ve büyü dolu bir curcuna başlar...

Barbara Kindermannın orijinal eserden alınan tadı koruyarak çocuklar için yeniden uyarladığı Shakespearein en çok sevilen komedyası Bir Yaz Gecesi Rüyası, Çocuklar İçin Dünya Edebiyatı dizisinde sürükleyici bir masal gibi okunurken hem küçük hem de büyük okurları peri ve cinlerin büyülü dünyasına götürüyor. Almud Kunert, uyarlama için rüya kadar güzel resimler yarattı. Hayret etmek, rüya görmek ve hep yeniden bakmak için fantezi dolu çok sayıda ayrıntı içeren keyifli bir kitap.

"Mükemmel! derdi Shakespeare bu kitabı görseydi."
DIE ZEIT Gazetesi LUCHS Edebiyat Ödülü Jurisi
Almanya

"Okurken rüya gördüren bir yaz gecesi rüyası."
WDR 5
Almanya

"Çocukların dünya edebiyatı klasiklerine ilgisini erkenden çekmek için mükemmel bir fırsat." 3sat.de/denkmal
Almanya, İsviçre, Avusturya

Sayfa Sayısı: 33
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Gergedan
D&R



 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul

read2.gif
Günün Kitap Önerisi

beni-susarken-bolme_avatar_orj.jpg


Beni Susarken Bölme - Kahraman Tazeoğlu

Aramadığın yerlerde olmayı seçiyorum nedense. Karşılaşma ihtimalimizin olmadığı olamayacağı. İlk ışıktan sağa dönüyorum hep. Senden değil, seninle karşılaşmaktan korkuyorum. Şekil değiştirmişiz biz. Ben giderken, sen gelirken değişen ne varsa bilmediğim; karşılaştığımızda bir şamar gibi inecek yüzüme sanırım. O yüzden kaçıyorum karşılaşmalardan. Korkmak değil bu. Korkudan korkmak benimkisi ve anladım ki ayrılığa değil, ayrı kalmaya yeniliyor insan..
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

905093be-9404-4bbe-a577-f8b09871fa41.jpg


Ardından

Kara duman masmavi gökyüzüne doğru uzanıyor.Bir okul yanıyor.

Grace dumanı görüp koşmaya başlıyor. Kızı Jennynin binanın içinde olduğunu biliyor. Onu kurtarmak için hızla yanan binaya giriyor.

Ardından, hayatlarını mahvetmeye niyetli kişiden çocuklarını koruması ve kundakçının kim olduğunu bulması gerekiyor.

Ardından, fiziksel gücün sınırlarını zorlaması ve sevginin sınırsızlığını keşfetmek için mücadele etmesi gerekiyor.

"Harikulade bir kurgu."
Publishers Weekly

"Lupton sıra dışı bir yeteneği olduğunu bir kez daha kanıtladı."
Seattle Times

"Hayal gücünüzün sınırlarını zorlayan bir gerilim romanı."
Glamour

"Gerçekten hayranlık uyandıran bir eser."
Jeffrey Deaver

"Nefes kesen bir psikolojik gerilim."
Kirkus

"Alışılmadık tarzıyla olağanüstü bir gerilim romanı."
Booklist

"Zaman Yolcusunun Karısını beğendiyseniz bu kitaba bayılacaksınız."
Red

"Baştan sona merakınızı canlı tutacak."
She

"İlgi çekici."
New York Times

"Son sayfasını okuyana dek elinizden bırakamayacaksınız."
Library Journal
 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

854fdf33-72bf-4161-b2ba-f4e25043c92e.jpg


Yazar : Deniz Battal

Senin Adın Aşk mıydı?

Benim masalımda aşk dolu başladı...
Damla ve Fıratın aşkı, herşeye ve herkese rağmendi...
Önceleri beni güldürüyor, bensiz nefes alamadığını söylüyor, "Sen olmazsan ben yaşayamam" diyordu!
"Senden bir şans istiyorum, herşey çok güzel olacak, beni bir kere sevdiğini söyle, inan bana tüm gün yeter" diye fısıldıyordu kulağıma...
Sonrası malum!
Dengesizliğin yarattığı kaygılarla kaçan uykularım, düzensiz nefes alışlarım, depresif bakışlarım...
Gözlerimin buğulanmasına bile dayanamayan Fıratım, nasıl oldu da birden değişti, anlayamadım!
Boğazımda kocaman bir düğüm bırakarak gitti hayatımdan.
Acımasızca, umarsızca...
Sorularım, sorgularım kendi içimde hep yalnız ve yanıtsız kaldı.
Ne çok şey değişti bende, bana dair!
Peki artık kim inandıracak beni aşka, zaman mı?
"Damla, aslında gerçek Fırat buydu işte!" diyebilecek miyim bir gün?
Yüreğimin orta yerinde asılı kalan acı bitecek mi? Yoksa yerini başka biri doldurup, o da mı kanatacak yaramı?
Zaman belki hafifletir acımı ama biliyorum hiç bir şey geçmiyor, geride kalmıyor!
Nereye gidersem gideyim, beni hayalet gibi takip ediyor.
Eğer yaşadıklarım ilahi bir planın dahilindeyse, o zaman kimin gücü yeter tekrar inanmaya?
Ama biliyorum, benim masalımın sonu çok farklı!
Söylesene gerçekten Senin Adın Aşk mıydı?

Alıntı

 
OP
nk83

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.280
Tepki
83.515
Puan
113
Konum
İstanbul
read2.gif
Günün Kitap Önerisi

6a653c2f-8c13-4f46-b6d4-dd63e4fe96ae.jpg


Dönüş
YazarAyşe Kulin

Gerçekler acıdır; acıtır, incitir...

Tam da hayatının yoluna girdiğini sandığı günlerde, önce annesinden gelen bir haber, ardından eski bir şapka kutusunda bulduğu mektuplar...

Deryanın, iki yıldır sümenaltı edilen gerçekleri bir tokat gibi öğrenmesi, onu dünyanın bir megakentinden ötekine savuracak, kaderi onu sarı bir sonbahar günü, açılıp açılmayacağını bile bilemediği bir demir kapının önüne kadar taşıyacaktır.

Genç kız, acaba gizem dolu bu perdenin ardına geçebilecek midir?

Öğreneceklerini kabul edebilecek, kabul etse bile sindirebilecek midir?

O kapı açılırsa elbette...

Dönüş, aldatmanın, aldatılmanın, affetmenin, acıtan gerçeklerin romanı.




 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst