Seda Birdal

sıladayım

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
15.208
Tepki
27.374
Puan
113
Konum
trabzon
Seda Birdal

SedaBirdal0904131203021.jpg
Birdal, işletme ve finans konusunda araştırma ve öğrenim yapmak üzere İngiltere’de bulundu. Seda Birdal Türkiye Genç İşadamları Derneği üyesi.





Seda Birdal Kimdir?
Seda Birdal 19 yıldır sermaye piyasasında. Bankacı kökenli. 17 senedir Fransız Compagnie Financiere de Camondo bünyesindeki Taksim Yatırım A.Ş.’de çalışıyor ve son 3 senedir de aynı şirkette Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı. Birdal kuruluşundan 1 sene sonra, 1991’de işe başladığı Taksim Yatırım AŞ’nin birçok bölümünde çalışmış. Şirketin satış bölümünde işe başlayan Seda Birdal, Taksim Yatırım’da Genel Müdür yardımcılığı ve Genel Müdürlük makamına kadar yükselmiş. Şimdi şirketin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Seda Birdal, İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme mezunu.

Yüksek lisans eğitiminden sonra hemen profesyonel dünyaya girdiğini söyleyen Birdal, işletme ve finans konusunda araştırma ve öğrenim yapmak üzere İngiltere’de bulundu. Seda Birdal Türkiye Genç İşadamları Derneği üyesi.


Biliyorsunuz ABD mortgage projesi pek başarılı olmadı. Bu tablodan biz de etkilendik. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Mortgage krizi başladığında Türkiye’de de mortgage çalışmaları başlamıştı. Ancak emekleme aşamasındaydı. Piyasa yeni oluştuğu için de kriz etkisi hissedilmedi. Ancak Dünyadaki Mortgage Krizi küresel likiditeyi olumsuz etkilediği için, Türkiye’nin bu krizden etkilenmesinin, daha çok dolaylı bir şekilde gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Türkiye Cari Açığı yüksek olduğu için yurtdışından fon akışına ihtiyaç duyan bir ülke. Tabi bu fon akışının kısa vadeli değil, uzun vadeli direkt sermaye yatırımları ile gerçekleşmesi önemli. Ama günümüzde dünya ekonomisini oluşturan dinamikleri bir bütün olarak ele aldığımız için dış piyasalarda yaşanan bir olumsuzluk bizim gibi gelişmekte olan piyasaları da etkiliyor doğal olarak.

TAKSİM YATIRIM YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI SEDA BİRDAL
Seda Birdal, aynı zamanda Fransız Camondo Grubuna bağlı Taksim Yatırım Ortaklığı AŞ. Yönetim Kurulu Üyesi. İş hayatını, profesyonel dünyaya dâhil olduğundan beri sermaye piyasaları ve finans sektörü etrafında geçirmiş. Son dönemlerde piyasalardaki aracı kurumların kimlik değiştirdiğini, kurumsal bir yapıya büründüğünü söylüyor. Birdal Ekonometri dergisinin Türkiye’nin En Güçlü İşkadınları dosyasının en ilgi çekici simalarından biri. Seda Birdal, satış bölümüyle girdiği Taksim Yatırım AŞ’nin sadece 17 senede yönetim kurulu üyeliğine kadar yükseldi. İşte Birdal’ın Ekonometri dergisinin sorularına verdiği yanıtlar…

Türkiye’de aracı kurumların gelişimini değerlendirir misiniz? Son dönemlerde piyasalardaki aracı kurumlar kimlik değiştirdi. Geçmiş dönemde kurumsal yapıda değillerdi. Biliyorsunuz borsanın ilk yıllarında ayaklı borsa vardı. Ardından kurumsallaşma süreci başladı. Özellikle son yıllarda yabancı yatırımcıların Türkiye’deki çeşitli sektörlere ilgisinin artmasıyla birlikte aracı kurumlarda da el değiştirmeler hızlandı, zaten bilindiği gibi borsada şu anda yabancı payı yüzde 70 civarında. Taksim Yatırım AŞ olarak biz, kuruluşumuz olan 1990 yılından beri Fransız ortaklı bir firmayız.

Taksim Yatırım olarak sektörün neresindesiniz?
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda hisse senedi ve hazine bonosu piyasalarında ve İzmir Vadeli İşlemler Borsası’nda tüm yetki belgelerine sahibiz. Taksim Yatırım A.Ş. olarak portföy yönetimi, yatırım danışmanlığı gibi konularda hizmet veriyoruz. Özellikle yönlendirme yaparken firmaların ana göstergelerini ve bilançolarını temel alıyoruz. Bununla beraber firmaların teknik analizlerinden de faydalanıyoruz. Öte yandan işlem öncesinde müşterilerimizi, piyasanın eğilimi ve genel görünümü hakkında bilgilendiriyoruz. Riskli durumlarda müşterilerimizi ikaz ediyoruz. Yatırım Kararları verilirken yatırımcıların risk üstlenme tercihleri de çok önemlidir, kendilerinin eğilimi doğrultusunda portföy oluşturmak ve süreç içinde bilgilendirme yaparak yönetim yapmak en yüksek faydayı sağlar.

Sizce Türkiye’de ekonomik denge neden bir türlü kurulamıyor?
Türkiye bildiğiniz gibi gelişmekte olan bir piyasa ve doğal olarak küresel ekonomilerle direkt bir ilişki içinde, bu durum daha önce de belirttiğim gibi dışarıdan fon akışını gerekli kılıyor, fakat bu akışın sürmesi reel faizlerde yüksek faiz baskısını beraberinde getiriyor. Halbuki bu durum ulusal sanayinin kalkınması ve gelişmesi için bir tezat oluşturuyor. Merkez Bankası’nın bu bağlamda denge kurabilmesi çok önemli, aslında dünyada yaşanan ekonomik konjuktür ve dalgalanmalar tüm ülkelerin merkez bankalarının karar mekanizmalarını zorluyor. Ülkemizde sanayi kesimi doğal olarak‘faizler inmeli’ beklentisi içinde, son dönemde arka arkaya gelen faiz artırımlarından sonra siyasi belirsizliklerin ve enflasyondaki baskının azalmasıyla bildiğiniz gibi Merkez Bankası son toplantısında faizleri sabit tuttu, değiştirmedi, ancak bundan sonraki kararların dünyadaki gelişmelere dış talebe ve enflasyon görünümüne bağlı olacağını da önemle vurguladı.

YTL’nin değerindeki artış sizce Türkiye’yi nasıl etkiledi? Türkiye’de İhracat Sektörü sürekli gelişme halindeyken kurun aşırı değerlenmesinden olumsuz etkileniyor. Üretimde ara mal olarak, ithal ara malı kullanımına yönelmek zorunda kalıyorlar, bu da ithalatı artırdığı için cari işlemler ve dış ticaret dengesinde sorunları daha da büyütüyor.

Sıkıştığımız zaman IMF’ye başvurmamız sizce problemlerimizi çözüyor mu, sizce ne yapılmalı? Elbette ki çözüm sadece IMF’de değil. Siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması ve sürdürülmesi, Türkiye’nin kendi kaynaklarını kullanması gerek, ayrıca tasarruf tedbirlerinin artırılması ve yapısal reformlara hız verilmesi çok önemli. Türkiye’nin lokomotif ve yoğun istihdam yaratan sektörleri desteklenmeli. İhracata uygulanan teşvikler artırılmalı. Bu yönelim Türkiye’nin dışarıya bağımlılığını azaltır.

Netten Alıntıdır.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst