Bir erkeğin en büyük zenginliği, seven bir kadının kalbine sahip olmaktır. Bir kadının en büyük serveti, onu seven bir erkeğe sahip olmaktır.
Zaman geçtikçe, yaş ilerledikçe, görüp öğrendikçe anlar insan sevginin değerini. Gençken daha hoyrattır ilişkiler, kolay silinir, çabuk geçer. Kırılmasın diye çok emek verilmez veya kıymeti bilinmez.
Gençlikte aşk, yaz yağmuru gibidir. Sert ve çok yağar ama çabuk diner. Dünyanın en büyük aşkı olduğuna inanır yürek önce, hele aşkla ilk karşılaştığında, yer ve gök o olmuştur. Ona çıkıyordur bütün sokaklar, çıkmıyorsa ona sokak bile denmemelidir.
Gençlikte aşk kolay harcanır. Acısı derindir ama unutması kısa sürer. Gençliğin enerjisine, kanın akışına uygundur sevdaların rengi.
Yıllar geçtikçe, büyütebilmişse insan yüreğini, öğrenebilmişse nasıl sevileceğini; aşkla karşılaştığında elinde tutar kırılacakmış gibi sevdiğini.
Olgun sevdaların hüznü de ağırdır. Acaba son muydu diye düşünürsün için için? Yolun sonuna ne kadar yakın hissediyorsan kendini, o derece ağır gelir kaybetmek.
Deneyimlerin arttıkça, yaşın seni büyütmüşe, yoksullukların azalır ama yoksunlukların artar. Küçük pişmanlıklar limanına uğrarsın her fırtınada. Mahrumiyetin, ukde kalmanın, sahip olamamanın ve sahip olmanın değerini anlarsın.
Kaybolan yıllarını verseler, aynı hataları tekrarlamayacağını düşünürsün. Oysa o yıllarda bugün sahip oldukların olmadığı için çarpmışsındır duvara. Şu anda sahip olduğun bilginle ve tecrübenle gitmek istersin geçmişe, bu imkansızdır!
Aşk, her yaşta başka lezzettedir ama yılların tortusu varsa üstünde, becerebilmişsen bu hayata geliş sebebini, aşkın da tadı artar. Onu değer kılar gönlün.
Bir erkeğin en büyük zenginliği, seven bir kadının kalbine sahip olmaktır. Bir kadının en büyük serveti, onu seven bir erkeğe sahip olmaktır. Aşk, bu gerçeği anlayamamaktır…
Candan Ünal
Zaman geçtikçe, yaş ilerledikçe, görüp öğrendikçe anlar insan sevginin değerini. Gençken daha hoyrattır ilişkiler, kolay silinir, çabuk geçer. Kırılmasın diye çok emek verilmez veya kıymeti bilinmez.
Gençlikte aşk, yaz yağmuru gibidir. Sert ve çok yağar ama çabuk diner. Dünyanın en büyük aşkı olduğuna inanır yürek önce, hele aşkla ilk karşılaştığında, yer ve gök o olmuştur. Ona çıkıyordur bütün sokaklar, çıkmıyorsa ona sokak bile denmemelidir.
Gençlikte aşk kolay harcanır. Acısı derindir ama unutması kısa sürer. Gençliğin enerjisine, kanın akışına uygundur sevdaların rengi.
Yıllar geçtikçe, büyütebilmişse insan yüreğini, öğrenebilmişse nasıl sevileceğini; aşkla karşılaştığında elinde tutar kırılacakmış gibi sevdiğini.
Olgun sevdaların hüznü de ağırdır. Acaba son muydu diye düşünürsün için için? Yolun sonuna ne kadar yakın hissediyorsan kendini, o derece ağır gelir kaybetmek.
Deneyimlerin arttıkça, yaşın seni büyütmüşe, yoksullukların azalır ama yoksunlukların artar. Küçük pişmanlıklar limanına uğrarsın her fırtınada. Mahrumiyetin, ukde kalmanın, sahip olamamanın ve sahip olmanın değerini anlarsın.
Kaybolan yıllarını verseler, aynı hataları tekrarlamayacağını düşünürsün. Oysa o yıllarda bugün sahip oldukların olmadığı için çarpmışsındır duvara. Şu anda sahip olduğun bilginle ve tecrübenle gitmek istersin geçmişe, bu imkansızdır!
Aşk, her yaşta başka lezzettedir ama yılların tortusu varsa üstünde, becerebilmişsen bu hayata geliş sebebini, aşkın da tadı artar. Onu değer kılar gönlün.
Bir erkeğin en büyük zenginliği, seven bir kadının kalbine sahip olmaktır. Bir kadının en büyük serveti, onu seven bir erkeğe sahip olmaktır. Aşk, bu gerçeği anlayamamaktır…
Candan Ünal
