Yas ve Melankoli

єℓєησяα

Daimi Üye
Katılım
23 Temmuz 2008
Mesajlar
987
Tepki
945
Puan
93
Konum
єℓαzığ
Melankoli ve yas arasındaki yakınlık her iki durumun genel tablosu tarafından aklanıyor görünür. Dahası yaşamın etkilerine bağlı nedenler de genel olarak saptanabilir oldukları yerde her ikisi için çakışıyor görünürler.

Yas bir kural olarak sevilen bir kimsenin ya da vatan özgürlük bir ideal vb. gibi onun yerini alan bir soyutlamanın yitişi üzerine tepkidir.



Benzer etkiler altında birçok kimse durumunda yas yerine bir melankoli kendini gösterir ve bu nedenle onlarda hastalıklı bir eğilim bulunduğu kuşkusuna düşeriz. Yine oldukça dikkate değer ki yası hastalıklı bir durum olarak görmek ve tıbbi sağaltıma yöneltmek hiçbir zaman aklımızdan geçmez üstelik normal yaşam koşulundan ciddi uzaklaşmaları birlikte getirse de. Belli bir zaman süresinden sonra üstesinden gelineceğine güveniriz ve ona karışılmasını yararsız giderek zararlı görürüz.

Melankoli ruhsal olarak derin bir acı veren keyifsizlik ve dış dünyaya ilginin ortadan kalkışı yoluyla tüm etkinliklerin engellenişi ve öz-saygının kendini öz-kınamalarda ve öz-suçlamalarda anlatan ve sanrısal bir ceza beklentisinde doruğuna ulaşan bir indirgenişi yoluyla göze çarpar:

Bu tablo yasın da tek bir kuraldışı ile aynı özellikleri gösterdiğini dikkate aldığımız zaman daha iyi anlaşılır:



Öz-saygının bozulması yas durumunda bulunmaz.

Ama bunun dışında aynıdır.



Derin yas sevilen bir kişinin yitirilişine tepki aynı acılı ruh durumunu dış dünya için ilginin yitişini –yitirileni anımsatmadığı sürece - herhangi bir yeni sevgi nesnesi seçme –ki yası tutulanın yerinin alınması demek olacaktır –yeteneğinin yitişini yitirilenin anısı ile bağlı olmayan her etkinlikten uzaklaşmayı kapsar:



Benin bu engelleniş ve kısıtlanışının yas tutmaya özel bir bağlılığın anlatımı olduğunu ve bunda geriye başka amaçlar ve ilgiler için hiçbir şey kalmadığını kolayca anlarız.



Yas durumuna “acılı” bir durum demeyi de uygun bir karşılaştırma olarak göreceğiz. Aklanışı büyük bir olasılıkla acıyı ekonomik olarak ıralandırma durumunda olduğumuz zaman kendini gösterecektir. Şimdi yasın yerine getirdiği iş neden oluşur?

Sanmıyorum ki onu şu yolda sunmada zoraki bir şey olsun:

Olgusallık sınaması sevilen nesnenin bundan böyle varolmadığını göstermiştir ve tüm libidonun bu nesne ile bağlantılarından çekilmesi isteminde bulunmaktadır. Buna karşı şöyle bir direnç doğabilir:

İnsanların bir libido konumunu üstelik bir almaşık daha şimdiden kendini onlara gösteriyor olsa bile isteyerek terk etmedikleri genel bir gözlemdir. Bu direnç öylesine yeğin olabilir ki olgusallıktan bir uzaklaşma ve sanrısal bir dilek çıldırısı yoluyla nesneye sıkı sıkıya bir sarılma yer alabilir.

Normal olan şey olgusallığa saygının utku kazanmasıdır. Ama gene de olgusallığın buyrukları hemen yerine getirilemez. Ancak tek tek ve büyük bir zaman ve yatırım erkesi harcaması altında tamamlanabilir ve bu arada yitirilen nesnenin varoluşu ruhsal olarak sürer:

İçlerinde libidonun nesneye bağlandığı anı ve beklentilerin her bir ortaya getirilir; aşırı-yatırıma uğrar ve onda libidonun çözülüşü tamamlanır.

Olgusal olarak yas işinin tamamlanmasından sonra Ben yeniden özgür olur ve engellemeden kurtulur.
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst