“Ya yetişemezsem?!

Oruc

Daimi Üye
Katılım
17 Temmuz 2008
Mesajlar
2.598
Tepki
2.379
Puan
113
Yaş
48
Konum
izmir
“Ya yetişemezsem?!

Hanzala radıyallahü anh, Uhud Cenginden bir hafta önce nikâhlandı.
Bir gün önce de gerdeğe girdi.
Girdi ama, O, bambaşka bir heyecân içindeydi o gece.
Yarınki savaşı düşünüyordu.
“Ya yetişemezsem!” korkusuyla uyku tutmadı.
Hiç kırpmadı gözünü o gece.
Bir ara, geciktiğini hissedip fırladı yataktan.
Kılıcını kapıp, koşturdu Uhud’a.
Ama gusletmeyi unutmuştu.
Cenk yerine vardığında, Resûlullah safları düzeltiyordu.
Sür’atle koşup, girdi son safa.

Kavuştu muradına
Şimdi tek bir şeyi düşünüyordu: Şehit olmak.
Nihayet harp bitmiş, müşrik ordusu bozulmuş, küffâr sağa sola kaçıyordu artık.
Ama Hanzala mahzundu.
Şehit olamamıştı çünkü.
İşte tam o esnâda, sırtına soğuk bir çeliğin girdiğini hissetti.
Vücudundan kan fışkırırken, ikincisi saplandı.
Derken üçüncüsü ve dördüncüsü...
Ve kanlar içinde yığılıverdi oracığa.
İstediğine kavuşmuştu.

Melekler yıkadı onu
Efendimiz eshâba dönüp;
- Hanzala’yı yerle gök arasında gördüm, buyurdular. Melekler, Cennet suyu ile yıkıyorlardı Onu. Zevcesine bir sorun bakalım.
Eshab-ı kiram, zevcesi Cemîle’ye bu hâli anlatıp, hikmetini sordular.
Mübarek hanım anlattı:
O gece, Hanzala hiç uyumadı. Cenge yetişemezsem! diye çok korkuyordu. Bir ara fırladı yataktan. Gusletmeden acele çıktı evden.
Evet, mesele anlaşılmıştı.
Melekler yıkamıştı kendisini.
İşte bunun içindir ki Gasîl-ül melâike lakabını aldı.
Yâni meleklerin yıkadığı kişi.

 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst