Vefat Eden Bebeklerin Ahiretteki Durumu

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
Kur’ân-ı Kerim’de geçen “Vildânün muhalledun” tâbirinden anlaşıldığına göre, mü’minlerin bulûğ çağından önce vefât eden çocukları doğrudan Cennete gidecek, lâkin dâimî çocuk olarak kalmak sûretiyle, çocuk sevmek ve okşamak zevkini anne ve babalarına tattıracaklardır.

Çocuğunu kaybettiği halde buna sabreden Müslüman’a, Cenab-ı Allah’ın verdiği mükâfat Ebû Musa (ra) tarafından naklediliyor: “Resûlullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

Bir kulun çocuğu öldüğü zaman Allah Teâlâ meleklerine:

- Kulumun çocuğunun ruhunu mu aldınız, buyurur. Melekler:

- Evet, derler. Allah Teâlâ:

- Kulumun gönül meyvesini (ciğerparesini) mi kopardınız, buyurur. Melekler:

- Evet, derler. Allah Teâlâ:

- Peki, kulum ne dedi?, buyurur. Melekler:

- Sana hamdetti ve ‘innâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn’ diye istircâda bulundu, derler. Bunun üzerine Allah Teâlâ:

- O halde kulum için cennette bir ev yapın ve adını da “hamd evi” koyun! buyurur.” (Tirmizi, Cenaiz 36)

Sevdiğini kaybeden bir insan, bu duruma sabreder, ağzından kötü söz yerine sadece ve sadece Allah’ı yücelten sözler çıkarsa kulun bu sabrı neticesinde Cenab-ı Allah, onu cennetine dâhil eder. Cennetinde de ona ismi ‘hamd evi’ olan bir mekân hediye eder.


Vâlideyn ve evlâda muhabbet-i meşruanın neticesi:
(Nass-ı Kur'an ile) Cenab-ı Erhamürrâhimîn, onların makamları ayrı ayrı da olsa yine o mes'ud aileye safi olarak lezzet-i sohbeti, Cennet'e lâyık bir hüsn-ü muaşeret suretinde, dâr-ı bekada ebedî mülâkat ile ihsan eder.
Ve onbeş yaşına girmeden, yani hadd-i büluğa vâsıl olmadan vefat eden çocuklar,-Vildanun Muhalledun- ile tabir edilen Cennet çocukları şeklinde ve Cennet'e lâyık bir tarzda gayet süslü, sevimli bir surette, onları Cennet'te dahi peder ve vâlidelerinin kucaklarına verir.
Veledperverlik hislerini memnun eder.
Ebedî o zevki ve o lezzeti onlara verir.
Zira çocuklar sinn-i teklife girmediklerinden; ebedî, sevimli, şirin çocuk olarak kalacaklar.
Dünyadaki her lezzetli şeyin en a'lâsı Cennet'te bulunur.
Yalnız çok şirin olan veledperverlik, yani çocuklarını sevip okşamak zevki -Cennet tenasül yeri olmadığından- Cennet'te yoktur zannedilirdi.
İşte bu surette o dahi vardır. Hem en zevkli ve en şirin bir tarzda vardır.

İşte kabl-el büluğ evlâdı vefat edenlere müjde...”

“Mü'minlerin kabl-el büluğ vefat eden evlâdları, Cennet'te ebedî, sevimli, Cennet'e lâyık bir surette daimî çocuk kalacaklarını..
ve Cennet'e giden peder ve vâlidelerinin kucaklarında ebedî medar-ı sürurları olacaklarını..
ve çocuk sevmek ve evlâd okşamak gibi en latif bir zevki, ebeveynine temine medar olacaklarını..
ve herbir lezzetli şey'in Cennet'te bulunduğunu..
"Cennet tenasül yeri olmadığından, evlâd muhabbeti ve okşaması olmadığı"nı diyenlerin hükümleri hakikat olmadığını..
hem dünyada on senelik kısa bir zamanda teellümatla karışık evlâd sevmesine ve okşamasına bedel safi, elemsiz milyonlar sene ebedî evlâd sevmesini ve okşamasını kazanmak, ehl-i imanın en büyük bir medar-ı saadeti olduğunu şu âyet-i kerime –Vildanun muhalledun- cümlesiyle işaret ediyor ve müjde veriyor.”
 

-sumeyye

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
5.598
Tepki
4.992
Puan
113
Yaş
45
Konum
İstanbul
Yüceler Yücesi Rabbim kimseye evlat acısı yaşatmasın çok güzel bir paylaşımdı emeğine sağlık canım
 

Kristen Stewart

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
47.857
Tepki
49.341
Puan
113
Yaş
38
Konum
Çıkmaz Sokak
Bugün arkadaşım komşusunun oğlunun balkondan düştüğünü söyledi.Daha bir buçuk yaşındaymış,Rabim ailesine sabırlar versin.:aglayan:
 

Lilav

Daimi Üye
Katılım
28 Haziran 2010
Mesajlar
22.427
Tepki
21.987
Puan
113
Yaş
40
Konum
Almanya
tesekkürler canim rabbim mimsenin basina vermesin:aglayan:
 

ecrinn

Yeni Üye
Katılım
2 Eylül 2010
Mesajlar
6
Tepki
6
Puan
3
Konum
SAKARYA
allah gercekten kimseye evlat acısı vermesin ben 2,5 ay önce kaybettim kızımı gercekten çok acı hala bunalımlardayım psikolojik tedaviyle ayakta durmaya çalışıyorum ama içimdeki o acı bir türlü gitmiyor gün gectikçe korlanıyor allah herkese sabır versin olsun onlarda bizim ordaki meleklerimiz bizi onlar karşılayacaklar orda inşllah
 

elis

Daimi Üye
Katılım
1 Mayıs 2010
Mesajlar
4.752
Tepki
4.883
Puan
113
Yaş
44
Konum
burdan:)
hamile iken dusen bebeklerde ayni midir acaba??RABBIM kimselere yasatmasin,annem hep der en buyuk aci evlat acisi diye,,40 gunluk evladini kaybetmis anacim,,,:aglayan:
 

ecrinn

Yeni Üye
Katılım
2 Eylül 2010
Mesajlar
6
Tepki
6
Puan
3
Konum
SAKARYA
gerçekten çok dogru çok büyük bir acı anlatılamaz bir şey içinde sürekli yanan bir ateş hep senle allahım herkese sabır versin bide benim ilk bebegimdi hayatımdı bütün herşeyimle ona baglanmıştım ama olmadı bıraktı beni
 
B

blg_76

Misafir
Bende 10 gün önce 6+5 düşük yaptım..Benim hesabıma göre 9+6 iken gelişmediği söylendi ve gitti..Düşük sonrası etrafımdakiler LOHUSA sayılıdığımı söylediler.Bilirsiniz bu durumlarda BİLEN çok olur fakat herkes farklı konuştuğu için çok araştırma yaptım ve sonunda MÜFTÜLÜK sitesine mail attım gelen cevap ;
-------------------------------
6 hafta 5 günlük kendiliğinden düşüğüm oldu. Lohusalık hükmüm varmı..?


Cevap:

Çocuk düşük olarak da dünyaya gelse (anne karnında ölüp de kürtajla alınanlar da böyledir) kendisi için isim konulması müstehaptır. Çocuğun cinsiyeti belli değilse, hem erkek hem de kız adı olabilecek bir isim tercih edilir.
El, ayak veya parmak gibi uzuvları belirmiş olan bir düşük sonucunda görülen kan nifas kanıdır. Nifas = lohusalık hali, en fazla 40 gün devam eder. Eğer kan, 40 günden fazla sürerse, fazla olanı istihazadır. Lohusalığın azının sınırı yoktur. 40 günden önce de kan kesilebilir. Bu durumda kadın kırk günün tamamlanmasını beklemez. Boy abdesti alınır. İbadet ve normal aile hayatına devam edilir. El ve ayak gibi organlar belirmeden meydana gelmiş düşükten sonra görülen kan üç gün devam eder ve düşükten önce görülen ayhali ile düşükten sonra gelen kan arasında en az onbeş gün temizlik süresi bulunursa düşükten sonra gelen kan ayhalidir. Eğer düşükten sonra gelen kan üç gün devam etmez veya bir önceki ayhali ile bunun arasında en az onbeş günlük bir temizlik süresi bulunmazsa görülen bu kan nifas = lohusalık kanı sayılmaz. İstihaze adı verilen bu kan, diğer organlardan gelen kan gibidir. Böyle bir kanın gelmesi ile yalnız abdest bozulur. Devamlı gelirse, özürlü hükmüne geçer ve özür sahiblerine ait olan hükümler bu gibilerde de uygulanır. Böyle müstahaze sayılan bir kadından namaz sorumluluğu düşmez, orucunu kazaya bırakamaz ve kocasıyla cinsel ilişkide bulunabilir.
----------------
Benim gibi kafası karışan arkadaşlara umarım yardımı olur...
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst