Türkçe

Şahmaran.

Admin
Admin
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
38.082
Tepki
50.395
Puan
113
Türkçe (Türkiye Türkçesi olarak da bilinir) Ural-Altay dillerinden Türk dilleri ailesine bağlı ve Oğuz Grubu'na mensup bir dildir. Türkiye Kıbrıs Balkanlar ve Orta Avrupa ülkeleri başta olmak üzere geniş bir coğrafyada konuşulmaktadır. Türkiye CumhuriyetiKuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin resmî; Makedonya ve Kosova'nın ise tanınmış bölgesel dilidir. Türkçe farklı ağızlara ayrılmış bir dildir. Ancak bu ağızlardan İstanbul ağzı sivrileşerek yazı dili haline gelmiştir.[1] Türkçe 8 ünlü harf sayısıyla beraber zengin bir dil olmasının yanı sıra özne-nesne-yüklem şeklindeki cümle kuruluşlarıyla bilinmektedir.[2]
Türkçe
Sınıflandırma

Ana madde: Türk dilleri ailesi ve Altay Dilleri

Türkçe; Gagavuzca Horasan Türkçesi ve Osmanlıca ve birkaç lehçe ile birlikte olarak Altay dil ailesi'ne bağlı Türk dilleri ailesi'nin Oğuz Grubunda yer almaktadır.

Resmî durumu

Türkçe Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin resmî dilidir. Türkiye'de Türk Dil Kurumu Atatürk tarafından 1932 yılında Türk Dili Tetkik Cemiyeti olarak bağımsız bir organ olarak kurulmuştur. Türk Dil Kurumu dilin sadeleşmesi yabancı kökenli sözcüklerin değiştirilmesi (özellikle Arapça ve Farsça) için çalışmıştır. 1978 Dil yasasına göre Türkçe Kosova'da bölgesel resmî dildi. Şu anda sadece Kosova'nın Türk çoğunluğunun yaşadığı bir kent olan Prizren'de resmî dildir. Diğer bölgelerdeki resmiyeti ortadan kaldırılmıştır.Makedonya'da da bazı belediyeler düzeyinde resmîdir.[3] (Gostivar'da Makedon ve Arnavut dilleriyle beraber.)

Bulgaristan'ın %10 kadarının anadilidir. Bulgar Devlet Tv'sinin Türkçe programları vardır Kırcaali belediyesi ise bilingual hizmet verir[4] Deliorman ve Doğu Rumeli'de ise okullarda seçmeli anadil dersidir. Yunanistan'da ise İskeçe ve Gümülcine'de seçmeli anadil dersidir. Dinî işlerde de kullanılmaktadır. Rodos'taki 2500 kişilik Türk azınlığı ise bu haklardan mahrumdur.Bununla beraber Romanya'da yaşayan 35000 devletçe resmî olarak tanınmıştır.Ve parlementoda 1 milletvekilliği ile temsil edilirler.

1960'larda iş gücüne ihtiyaç duyan Avrupa kapılarını büyük ölçüde Türklere açmış ve Türkiye'den Avrupa'ya yoğun bir göç yaşanmıştır. I. Dünya Savaşı sonrasında Balkanlar'da yaşamaya devam eden Türkler ile birlikte bu insanların sayısı günümüzde neredeyse 6 milyona ulaşmıştır ve büyük bir çoğunluğunun ana dili Türkçedir. Amerika ve Avustralya'da ise yaklaşık 200 bin kişi Türkçe konuşmaktadır. Böylece Türkçe (Türkiye Türkçesi) Türkiye ve KKTC dahil tüm dünyada ana dil olarak yaklaşık 71 milyon kişi tarafından konuşulurken bu sayı Türkiye Türkçesini ikinci dil olarak konuşanlarla birlikte tahminen yaklaşık 80 milyonu bulmaktadır.

Tarihsel Gelişimi

Orta Asya'dan Anadolu'ya

Altay Dağları civarından kaynaklanan dil onu kullanan göçebe kavimlerin doğuda Japonya'ya batıda ise Avrupa'ya doğru hareketiyle yayılmıştır. Afganistan ve Batı Çin civarında Moğolca; Rusya Güney ve Güneydoğu Çin bölgesinde Tunguz; eski Sovyetler Birliğinin batısında Türkiye'ye güneyde ise İran'a yayılan bir alanda ise Türki diller olarak değişmiştir. Güneyde bulunan başlıca Türki diller Türkçe Azeri Türkçesi ve Türkmen Türkçesidir. Oğuz boylarının kullandığı Gagavuz lehçeleri ve İran kaynaklı Horasan lehçesi Türkiye lehçesi ile birlikte bugünkü Türkçenin bölümlerini oluşturmaktadır.[5] « Çığany bodunuğ bay kıltım az bodunuğ üküş kıltım - (Yoksul halkı zengin yaptım az halkı çok yaptım) - Orhun Yazıtları[6] »




Türk yazıyı taşıyan en eski belge Kızıl şehrinde bulunuyor. Yazılış tarihi 8. yüzyılın başlarına dayanmaktadır.

Türk dili Yenisey yazıtları gibi tabletlerden yola çıkılarak 1300 yıl önceye kadar kaynaklanabildiği gibi yazıtlarda kullanılan alfabenin gelişmişliği bu dilin daha eski tarihlere dayandığının en somut delilidir.[7] Bugünkü Moğolistan'da Orhun (veya Orhon) nehri yakınlarında bulunan Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarından başka dönemin tanınmış veziri Tonyukuk'un da kendisi için diktirdiği Ulan Bator kenti yakınlarındaki iki taş Orhun Yazıtları'nın başlıca örnekleridir.[8]

Divân-ı Lügati't-Türk Türk kültürün ilk Türk dilini anlatan ve yazılan Sözlük eseri dir ve Kaşgârlı Mahmud tarafından 25 Ocak 1072'de yazılmaya başlanmış ve 10 Şubat 1074'te bitirilmiştir. Bu kitap içinde bu tümce bulunuyor. "Türk dilini öğrenmek çok gerekli bir iş olur". Türkçenin zengin dilbilgisi özelliklerini ilk ve en çarpıcı biçimde yansıtıyor.

Türkçenin kullanım alanını genişleten bir başka Karahanlı Devleti'nin mensubu ikinci bir Türk ve Türkçe kültür abidesi olan Yusuf Has Hacib dir. Yusuf Has Hacib Kutadgu Bilig adlı eseri ile Türk dil birliğinin diğer önemli yazılı temelini attı. (1069-1070 yılarında bu Türkçe eseri tamamlandı)

Ahmed Yesevi 12yy. Türk dilinde yazdığı "hikmet" adlı şiirleri biraraya getiren Türk tasavvuf edebiyatının bilinen en eski örneklerini içeren kitap ile Türkçenin kulanımını etkiledi.

13/14.yy. yaşamını süren Yunus Emre Türkçenin özellikle "Türkçe şiir dilinin" temel ustası ve abidesi(anıtı) olmaktadır. Yunus Emre'nin edebiyat tarihi bakımından önemli bir yanı da Anadolu'da Türkçe şiir dilinin öncüsü olması ve tasavvuf sorunlarını yalın kolay anlaşılır bir dille söyleyişi nedeniyledir. Şiirlerinin ölçüsü Türkçenin ses yapısına uygun aruz olmakla birlikte söyleyişi akıcı sürükleyici bir nitelik taşır. Tasavvufun en güç anlaşılır kavramlarını Türkçenin ses yapısına uygun biçimde dile getirir şiirinde duygu ve düşünce birliğinden oluşan bir derinlik görülür.

Hacı Bayram Veli 14/15.yy. Anadoluda yaşamını süren Türk mutasavvıf ve şair olarak eserlerini Türkçe olarak yazmakta oldu ve Türkçe kulanımını Anadoluda önemli şekilde etkiledi. Hacı Bayram-ı Veli Anadolu’da dil ve kültür birliğinin sağlanması için Türkçe eserler yazılmasında Leme’at ve Gülşen-i Raz gibi eserlerin Türkçeleştirilmesinde etkili olmuş kendisi de halkın anlayacağı dilden Ahmet Yesevi geleneğine uygun olarak şiirler yazmıştır. Devrinde Arapça ve Farsça eser vermek revaçta iken Hacı Bayram-ı Veli‘nin halk ile ileti kurabileceği Türkçeyi tercih etmesi belli bir iradeye idrak eder. Bu irade Anadolu’da dil birliğinin sağlanması ve Türk kültürürün hakim olmasıdır. Türkçecilik akımı müridlerini de etkilemiş bu sufiler özellikle Türkçe eserler vermişlerdir. Yazıcıoğlu Muhammed Ahmet Bican Eşrefoğlu Rumi gibi öğrencilerinin Envaru-l Aşıkin Muhammediye Müzekki’n Nüfus gibi eserleri Anadolu'da yıllarca kolaylıkla okunmuştur halkın elinden düşmemiştir. Ayrıca Akşemsettin (1389/1390 - 1460) 15. yüzyılın en büyük sufilerinden biridir ve Türkçe eserleri ile (örnek olarak Hayatın Maddesi ve Tıp adında).

Altay dil ailesi
Türk dilleri
Güney dilleri
Balkan Gagavuz Türkçesi (Türkiye ve Türklerin yaşadığı Avrupa ve Amerika kıtalarının bazı bölümleri)
Gagavuzca (Moldova)
Horasan Türkçesi (İran)
Türkçe
Azerice
Kazakça
Türkmence
Kırgızca
Özbekçe
Tatarca
Uygurca

Türkçe ait olduğu Altay Dil Ailesi'nin en çok kişi tarafından kullanılan dilidir. 5500-8500 yıllık bir geçmişi olduğu sanılmaktadır. Azeri Türkmen Tatar Özbek Başkurti Nogay KırgızKazak Yakuti Çuvaş gibi bölümleri vardır.

Örnek olarak yazılı Türkçe üzerine kaynaklarda (M.Ö. 1766 yılık çin kronikinde) ilk kez tutanaklarda tanrı Ordu kılıç ve kut (mutluluk) sözcükleri bulunulmaktadır.

Moğolca Mançu-Tungus Korece ve Japonca ile yakın ilişkisi vardır. Bazı bilimadamları ilişkinin ödünç alınmış sözcüklerden kaynaklandığını ve temelli olmadığını iddia etmiştir. Son zamanlarda yapılan karşılaştırmalı çalışmalar bu tezin hatalı olduğunu Türkçe ve Japonca'nın temel ilişkilerinin bulunduğunu kanıtlamıştır.[9]

Türkçe
Dünya'da Türkçe konuşanların dağılımı

Dil Devrimi
Türkçe
Atatürk 29 harfli Yeni Türk alfabesi Sinop. 20.09.1928. (Fransız L'Illustration magazin)

Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslaşma sürecini tamamlayan Türk Devrimi'nin ya da Atatürk devrimlerinin en önemli basamaklarından ilki Cumhuriyet'in kuruluşundan 4 yıl sonra yapılan harf devrimi ikincisi de Cumhuriyet'in kuruluşundan 9 yıl sonra yapılan Dil Devrimi'dir.

Dil Devrimi kısaca Türkçe ile düşünmeyi Türkçenin bütün bilim sanat ve teknik kavramları karşılayacak yolda gelişmesini sağlayan eylemdir.

Dil bilimci Kâmile İmer "Dil Devrimi nedir?" sorusunu şöyle yanıtlıyor:
Dili daha çok yerli öğelerin egemen olduğu bir kültür dili durumuna getirmek amacıyla yapılan ve devletin desteğini kazanmış olan ulus çapındaki dili geliştirme eylemine 'dil devrimi' adı verilmektedir.[10]

Her insan düşüncesini sözcükler arasında bağ kurarak oluşturduğu tümcelerle aktarır bu açıdan bakınca Dil Devrimi aynı zamanda düşüncenin yenileşmesidir. "Dil Devrimi'nin gerçekleşmesini sağlayan etkenler aynı zamanda onun amaçlarını ortaya koymaktadır. Uluslaşma etkeni dili yabancı öğelerden temizleme amacını öteki de kültür dili durumuna getirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçların olumlu sonuçlar vermesi ortaya çıkan ürünlerin toplumun malı olmasına bağlıdır. Devletin desteği olmaksızın dilde yapılan devrim bireysel bir eylem olarak kalır topluma mal olmaz. Dil Devrimi'nin hazırlık evresindeki çabalar bunun en güzel örnekleridir. Türk Dil Devrimi'nin hazırlık evresi olarak nitelendirebileceğimiz ve Tanzimat Fermanı ile başlayan dönemdeki dili temizleme isteği toplumu kapsayamamıştır. Ancak Cumhuriyet'ten sonra 1932 yılında devletin öncülüğünde Türk Dili Tetkik Cemiyeti'nin kuruluşuyla dilde yapılan yenilikler ulus çapında bir eylem olarak topluma mal olmaya başlamıştır."[11]

Türkçe yapı bakımından çok zengin bir dil olmakla beraber dünya üzerinde de hala çok konuşulan bir dildir. Bu zenginlik her ne kadar içinde yabancı sözcükler bulundursa da bu durum dilde hiçbir bozukluğa yol açmamıştır. Bunun nedeni de Osmanlı'nın zamanında barındırdığı azınlıkların olmasıdır. Çünkü bu nedenle dilde çok fazla yabancı "sözcük alış-verişleri" olmuştur.

Türkler dünyada en çok alfabe değiştiren kavimlerdendir.
Türkçenin bilinen ilk alfabesi Orhun Abideleri'nde yer alan Orhun Alfabesi'dir. Bu alfabe 1. yüzyıldan itibaren Göktürkler tarafından kullanılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nde ise Arap alfabesi üzerinde bir takım düzenlemeler yapılarak Osmanlıca dediğimiz yazı çeşiti kullanıldı.
Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte 29 harfli Yeni Türk Alfabesi ise Latin Harfleri üzerinde yapılan düzenlemeler sonucu 1928'de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kabul edilmiştir.

Ayrıca günümüzde 20 ayrı Türk yazı dili bulunmaktadır: Türkçe Gagavuz Türkçesi Azerice Türkmence Kırım Tatar Türkçesi Karaçay-Malkar Türkçesi Nogay Türkçesi Kumuk Türkçesi Kazan Tatar Türkçesi Başkurt Türkçesi Kazak Türkçesi Karakalpak Türkçesi Kırgız Türkçesi Özbek Türkçesi Uygur Türkçesi Altay Türkçesi Hakas Türkçesi Tuva Türkçesi Saha (Yakut) Türkçesi Çuvaş Türkçesi.

Türkçenin Lehçeleri
Ana madde: Türkçenin lehçeleri

Türkiye Türkçesinin genel kabul görülmüş ve yazı diline aktarılmış lehçesi İstanbul lehçesinden türemiştir. Anadolu'da özellikle Karadeniz Bölgesi Güneydoğu Bölgesi ve de Ege Bölgesi'nde lehçe farklılıkları apaçık gözlenmektedir. Ancak yerel lehçeler genellikle insanların belli bir eğitim ve kültür seviyesine ulaşması ile yavaş yavaş terk edilmekte ve toplumda çoğunluğun konuştuğu ağız kabul görmektedir.

Dil bilgisi

Türkçeyi (Türkiye Türkçesi) diğer dillerden ayıran dört özellik şunlardır:
Türkçe sondan eklemeli bir dildir.
Türkçede ses uyumu vardır.
Türkçede sözlerin cinsiyeti yoktur.
Türkçede ince ünlü olan ö ü yoğun kulanılıyor.

Türkçenin özellikleri

Türkçe söz varlığının çoğunluğu; öz Türkçe sözcükler Arapça ve Farsça'dan geçmiş Türkçeleşmiş sözcüklerden oluşmaktadır. Arapça ve Farsçadan gelmiş sözcükler o kadar Türkçeleşmiştir ki Arap veya Fars dilindeki halinden oldukça farklıdır ve kimi sözcüklerin anlamı farklılaşmıştır.
Türkçede tümce yapısı: Özne Tümleç Yüklem şeklindedir.
Türkçede kısa yoldan anlatım ön plandadır. Örneğin "sobayı yak" derken "sobanın içindeki odun ve kömürleri yak" anlamındadır.
Türkçede zamirler: ben sen o biz siz onlar şeklindedir.
Türk dilinde çok görülen ve Türkce kuralları içinde bulunan bir ses olayı olan (k > h) değişimi bulunmaktadır. (Âhi sözü Dîvânu Lugâti’t-Türk ve Atabetü’l-Hakâyık gibi kaynaklarda “eli açık cömert” olarak açıklanıyor. Türkçe “akı” sözcüğünden geldiği görüşü savunuluyor. “Akı” sözcüğü Türk dilinde çok görülen ve Türkce kuralları içinde bulunan bir ses olayı olan (k > h) değişimiyle “ahı” şekline dönüşmüşesi ve dolaylı “ahi” oluşumu savunuluyor. Bu ses olayların türk dilinde birçok örnekler bulunur).

Sözcük Türeme Farkı

Özelliği gereği sona eklemeli bir dil olduğundan Türkçede basit bir kökten çok sayıda sözcük türetmek mümkündür. Bu özelliğin bulunmadığı Hint-Avrupa Dilleri kolundan gelen İngilizce Almanca ve İspanyolca aşağıda Türkçe ile karşılaştırılmıştır.

Büyük ve küçük ünlü uyumu

Türkçede büyük ünlü uyumu ve küçük ünlü uyumu olarak bilinen iki ünlü uyumu vardır. En yaygın ve kapsamlı olan büyük ünlü uyumudur. Kural dışı kalan çok az sözcükler mevcuttur ki bunların büyük bir kısmını yabancı kökenli sözcükler oluşturmaktadır. Bu kurala göre Türkçede bir sözcüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü (a ı o u) varsa izleyen hecelerde de kalın heceler; ince bir ünlü (e i ö ü) varsa izleyen hecelerde de ince ünlüler yer alır. Sözcüğün ilk hecesi düz ünlüyle başlamışsa (aeıi)diğer hecelerde düz ünlüyle devam eder.

Örnek:
büyük ünlü uyumu : balta - baltalar ; arı - arılar ; top - toplar ; uçak - uçaklar
küçük ünlü uyumu : ev - evler ; istek - istekler ; örtü - örtüler ; ünlü - ünlüler

Türkçede en çok kullanılan deyimlerden örnekler;
Kulak misafiri olmak.
Yangına körükle gitmek.
Yumurta kapıda.
Etekleri zil çalmak.
Yerin kulağı vardır.

Türkçede en çok kullanılan atasözlerinden örnekler;
Damlaya damlaya göl olur.
Bugünün işini yarına bırakma.
İşleyen demir ışıldar.
Gün doğmadan neler doğar.
Sakla samanı gelir zamanı.

Türkçede bulunan ilginç deyim ve atasözleri;
Fakirin parmağına bir kaşık bal bulanmış yemeden duramamış.
Deveye sormuşlar senin boynun neden eğri diye. Nerem doğru ki demiş.
Türk çalmış Türkmen oynamış.

Türkçede Zamanlar

Geçmiş Zaman

Türkçe'deki geçmiş zaman -mış -miş -muş -müş -di -du gibi eklerin eklenmesiyle sağlanmaktadır. Bu zaman iki gruba ayrılmaktadır. -mişli geçmiş zaman; -miş ve türevi ekler getirilerek oluşturulmaktadır ve cümleye duyulmuşluk anlamı katmaktadır. -dili geçmiş zaman ise; -di ve türevi ekleri almaktadır ve cümleye görmüşlük anlamı katmaktadır. Eklerde sessizin sertliğine göre değişiklikler gözlenmektedir. Örneğin; git- eylemine -di eki geldiğinde sonda yer alan t harfi nedeniyle ekteki d harfi t harfine dönüşür ve gitdi yerine gitti olarak yazılır. Benzer bir durum ünlü harflerde de gözlenmektedir. Örneğin; ol- eylemine -di eki getirildiğinde bu sefer fiil kökündeki sesli harften ötürü; sözcük oldi yerine oldu şeklinde yazılır.[12]

Şimdiki Zaman

Türkçede şimdiki zamanlı bir cümle kurabilmek için fiil kökünün sonuna; -ıyor -iyor -uyor -üyor veya -yor eklerinden uygun olan birini getirmek yeterlidir. Çoğu zaman bir eylemdeki sesli harflerin yapısı gelecek ekte belirleyici olmaktadır. Örneğin; ol- eylemini şimdiki zamana çevirmek için olyor veya oliyor şeklinde değil; oluyor şeklinde yazılmaktadır.

Gelecek Zaman

-ecek-acak eklerinin gelmesiyle oluşturulur.

Genis Zaman

Türkcede genis zaman fiil kökünü sonuna -ir -ir-er -ar-ur eklerinden biri getirilerek olusturulur. Fiil kökü sesli bir harf ile bitiyorsa ayrica kök ve ek arasina -l harfi eklenir.

Türkçe Sözcük Dağarcığı
Türkçe
Türkçe Sözcük Dağarcığı köken tablo görünümü ; mavi öz türk sözcükleri diğer renkler diğer dillerden Türkçeye geçen yabancı sözcükler

Türkçe Sözcük Dağarcığı köken tablo görünümü ; mavi öz türk sözcükleri diğer renkler diğer dillerden Türkçeye geçen yabancı sözcükler

2005'te yayınlanan Güncel Türkçe Sözlük 104.481 sözcük içerir. Bu sözcüklerin % 14'ünün yabancı kökenli olduğu TDK tarafından tespit edilmiştir. 2005'te Almanyada yaygın olarak kulanılan Almanca "Duden Sözlükü" 120.000 Almanca sözcük dağarcığını içeriyor.

Türkçeye Geçen Yabancı Sözcükler

Her ne kadar Atatürk'ün dil devrimi ile Türkçe kökeni Arapça ve Farsça olan sözcüklerden arındırılmaya çalışıldıysa da dil devriminin politik etkenlerle aksamasından ötürü bu iki dilden sözcükler Fransızca sözcüklerle birlikte Türkçe sözlüğün önemli bir bölümünü oluşturmayı sürdürmektedir.

Türkçede yer alan sözcüklerin toplam %1433'ü (104.481 sözcüğün 14.973'ü) yabancı dillerden Türkçeye girmiştir:[13]Arapça: 6.497
Fransızca: 5.330
Farsça: 1.365
İtalyanca: 597
İngilizce: 541
İzlandaca: 1 Rumca: 414
Almanca: 100
Latince: 75
Yunanca: 43
Rusça: 43 İspanyolca: 37
Ermenice: 25
Bulgarca: 19
Macarca: 19
Moğolca: 14 Japonca: 12
İbranice: 7
Portekizce: 3
Norveççe: 2
Soğdca: 2 Fince: 2
Arnavutça: 1
Korece: 1


[14]
Basın Dilindeki Yaygınlığı

Tuba Ersöz'ün bir araştırmasına göre basındaki yabancı kökenli sözcük kullanımı halka göre daha yüksek bir konumda. Basın dili halka bilimsel dilden daha yakın olması gerekirken Türkiye'deki bu tam tersine işleyen olgu dikkat çekici.

Araştırmaya göre dil devriminden bu yana basın dilinde Türkçe sözcük kullanımı artmış Farsça ile özellikle Arapça sözcüklerin kullanımı büyük ölçüde düşmüştür. Buna karşın diğer dillerden alınan sözcüklerin kullanımında bir artış olmuştur ki bu rakamların günümüzde daha da arttığı tahmin edilmektedir. [15]Yıl Türkçe sözcükler Arapça sözcükler Farsça sözcükler Fransızca sözcükler
1931 % 35 % 51 % 2 % 6
1941 % 48 % 40 % 3 % 4
1951 % 51 % 35 % 3 % 6
1965 % 605 % 26 % 1 % 85
1995 % 709 % 197 % 1 % 84
2005 % 86 % 6 % 1 % 48


[14]

Yabancı kökenli sözcüklerden bazı örnekler:
Arapçadan: fikir hediye resim insan saat asker vatan ırk millet memleket devlet halk hain kurban şehit
Farsçadan: tahta pazar pencere şehir hafta ateş rüzgâr ayna can dert hoş düşman kahraman köy
Yunancadan: liman kutu ırgat lamba filiz kiraz
İtalyancadan: banyo bavul politika gala borsa fanila posta iskele jandarma
Fransızcadan: lüks kuzen pantolon kuaför hoparlör kamyon sürpriz şans detay iskelet anten lavabo eviye tuvalet polis
İngilizceden: pikap tişört mayın miting video teyp kod çita medya sandviç
Almancadan: şalter şvester haymatlos kuruş beher

Türkçeden Diğer Dillere Geçen Sözcük Sayısı
Sırpça: 8965
Ermenice: 4260
Bulgarca: 3490
Yunanca: 2983
Farsça: 2969
Arnavutça: 2622 Rumence: 2780
Rusça: 2476
Arapça: 1990
Macarca: 1982
Ukraynaca: 800
İngilizce: 470 Çince:289
Çekçe :248
Urduca:227
Almanca :166
İtalyanca:146
Fince:110


[14] Türkçe kökenli ya da alıntı sözcüklerden bazı örnekler:
cacık: Yunanca "zaziki"
denge (para): Rusça "dengi"
dilmaç (çevirmen): Almanca "Dolmetscher"
dolma: İngilizce "dolma" Yunanca "dolmalakis"
duman: Rusça'da "tuman"
ordu: Almanca İngilizce ve Fransızca "Horde"
yelek: İngilizce ve Fransızca gilet ispanyolca gileco jaleco chaleco arabca jalikah
yoğurt: İngilizce "yoghurt" Fransızca "yaourt" Almanca "Joghurt" İspanyolca "yogur"
yar (uçurum): Rusça "zar"
yarlık (ferman): Rusça "zarlik"[14]


Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu dönemi veya öncesinden şekillenmiş Türkçe-Ermenice ortak sözcük dağarcığı Türkçe-Yunanca ortak sözcük dağarcığı Türkçe-Bulgarca ortak sözcük dağarcığı Türkçe-Arnavutça ortak sözcük dağarcığı Türkçe-Boşnakça ortak sözcük dağarcığı Türkçe-Romence ortak sözcük dağarcığı mevcuttur.

Öztürkçe zannedilen yabancı kökenli sözcükler

Eskiden Türkçe kökenli sanılan kelimeler sonradan dilbilimcilerin araştırmaları sayesinde yabancı kökenli oldukları ispatlanmışdır. Özellikle Soğdcadan gelen kelimeler ummulduğundan fazladır. Bu Eski Türkler ve Soğdların iç içe yaşadıklarından kaynaklaniyor bunun yanında Toharca ve Orta Farsçadan da Türkçeye etkilenme olmuşdur. Çinin Uygur Türklerin yaşadığı ve özerkliğe sahip oldukları Sincan (Doğu Türkistan) bölgesinde irani olan Partça Orta Farsça Soğdca ve Sakca dillerinden yazı bulutuları [16] tespit edilmişdir. Bunun yanı sıra Hinta-Avrupa dil ailesinin içinde ayrı gruba ait olan Toharcadan da yazılar bulunmuşdur.

Bu kelimelerinin köklerinin bazılarını Türk Dil Kurumu henüz kabul etmemiştir batı Dilbiliminde gerçek olarak değerlendirildiğine rağmen.
 

kedijik

Daimi Üye
Katılım
9 Aralık 2009
Mesajlar
9.606
Tepki
11.921
Puan
113
Konum
Konya
Dil,yazım kuralları gibi konularda oldukca dikkatli yorum yazmaya çalışıyorum.

Malumunuz noktalı harf özürlüsüyüm.Sırf bunu yenebilmek için sık sık topiğe gelip yorum yazacağım.

Biraz yavaş yazarım belki ama sonuçta yazım hatalarımı da düzeltmiş olurum.

Bu tip konularda bari normalde göstermemiz gereken özeni daha çok göstersek?

Mesela bizim için can demek kan demek olan ülkemizin adını ve konuştuğumuz dili yazarken baş harf duyarlılığı göstersek ne öok sevineceğim...

Bu önemi tekrar hatırlamamızı sağladığın için de Ayrıca sana çok teşekkür ederim Maran'ım...
 

Arina

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
49.102
Tepki
50.485
Puan
113
Yaş
40
Konum
..
Kendimce Türkçe'yi düzgün kullanmaya ve yazmaya çalışıyorum. Arada bazı hatalar yapabiliriz tabii ki...

Ama kendimce cümle başında büyük harf ile başlamaya, özel isimleri büyük harf ile yazmaya, -de, -ki gibi ekleri yerinde ayrı yazmaya, noktalama işaretlerini düzgün kullanmaya özen gösteriyorum.

Umarım herkes buna dikkat eder. :hhhhhh:
 

Arina

Daimi Üye
Katılım
3 Aralık 2009
Mesajlar
49.102
Tepki
50.485
Puan
113
Yaş
40
Konum
..
Ayrıca belki haddime değil; ama nokta, virgül, noktalı virgül gibi noktalama işaretlerinden sonra muhakkak yeni başlayacağımız cümleye bir tane boşluk bırakarak yazalım. :hhhhhh:
 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst