Tolga Çevik

nk83

Admin + Sitenin Hikaye Yazarı
Admin
Katılım
24 Ağustos 2010
Mesajlar
63.291
Tepki
83.528
Puan
113
Konum
İstanbul
l-tolga-cevik-1dc42d5f.jpg

Tolga Çevik

Bazen hıyara bağlıyorum

Yeni Aktüel için 'Çılgın Profesör' kılığında poz veren Tolga Çevik; kadınlara erkeklerle ilgili öneride bulundu: Erkekleri kurcalamayın, değişmezler. Bu bende de var; bazen hıyara bağlıyorum. Evrilmemiz için 200 yıl daha var. Değişemeyiz; içimizde bir angutluk var çünkü...

'Arkadaşım Hoşgeldin' gösterisinin Avrupa turnesinden gelmiş ve ayağının tozuyla İstanbul'da birkaç gösteriye daha çıkmıştı Tolga Çevik. Her zamanki enerjisiyle 'Çılgın Profesör' kılığına girerek poz verdi. Hayatının dönüm noktalarını da Yeni Aktüel'den Neslihan Perker'e anlattı:
Sürekli güldüren ve çok hareketli bir adamsınız.

Hep böyle miydiniz?

Çocukluğumdan beri kendime gülünmesini severim, isterim de... Çocukken de böyleydim; bir şey yaptığımda, 'ya beğenilmezse' korkum vardı. Çocuk şakası basit olur ama başlamak lazım bir yerden de. İlkokul üçüncü sınıftan beri ne yapmak istediğimi biliyordum.

EVDE UTANGAÇTIM

Utangaç mıydınız?

Valla değildim. Aslında evde utangaçtım, okula gidince açılıyordum; arkadaşlarım da eğleniyorlardı, desteklerlerdi hep beni.

Konservatuvar sınavını kazanamamışsınız, o dönem sizin için nasıldı?

Acılıydı... 18 yaşındaydım, çocukluğunuzdan itibaren herkes sizi destekliyor, bir bakıyorsunuz "Olmuyor" diyorlar, üzülüyorsunuz ama bir o kadar da fiştekleyici bir süreç. Okulu kazanamadığımı öğrenince ailemin de katkısıyla eğitim görmek için Amerika'ya gittim. Benim dönemimde oyunculuk okumak istediğinizi söylediğinizde "Oğlum emin misin?" denirdi. Oyuncuya kolay kız vermezlerdi amiyane tabiriyle. Orada eğitim gördüm fakat orada kalmak istemedim.

EŞİM H ÂLÂ ÇOK GÜZEL GÜLER

Kaç yaşında evlendiniz?

30 yaşındaydım, dokuz yıl oldu.
Eşinizi diğer tüm kadınlardan ayıran özellik neydi?
Çok güzel gülüyordu... Hâlâ da çok güzel güler. Kadının, kadınlık derdi olmamalı. Çok "Kadınım ben" diyen kadından hazzetmiyorum, başka şeyler paylaşalım... Eşimin de hiç öyle bir derdi olmadı. Onunla her şeye gülüyoruz. Biri öldüğünde de gülebiliyoruz ama şöyle ki; eğer 200'le duvara giriyorsan belli ki çarpacaksın, gülerim o zaman. Ölümle ilgili de gülmek bundan kaynaklanıyor.

Ölümden korkuyor musunuz?

Artık korkuyorum... Çocukları düşünüyorum, öldükten sonra hakikaten burayla hiçbir alakamız yoksa korkmam ama camın arkasından onları seyrediyorsam, korkarım. Onlarla ilgili bir şeyleri göremeden gidersem o çok koyar.

Baba olunca ne değişti hayatta?

20 yıl motosiklete bindim. "Her şeyden vazgeçerim, motorumdan asla" derdim ama vazgeçtim. Çünkü ya bir şey olursa? Çocuklara kötü bir şey yaşatmak ağır bir durum ve hainlik.

Bencil değilsiniz galiba...

Duyguda bencilim, karımı da çocuklarımı da en çok ben seveyim isterim. Eğer birisi çok sevdiğini gösteriyorsa; bakarım yüzüne, öyle bir şey olamaz... Çünkü ben daha çok severim.

Planlı biri misiniz?

Maalesef... Fazla tertipli bir insanım, planın dışına çıkmam.

BEN BİR KONTROL DELİSİYİM!

Kontrol deliliği var biraz galiba?

Aşırı... Ahlaki açıdan da öyleyim, çok takıntılıyım. Mesela müziğin sesinin çok açılmasını istemem, üst kattakiler rahatsız olmasın diye.

Bir kızınız ve bir oğlunuz var. Söz konusu kız çocuğu olduğunda ne hissediyorsunuz? İleride büyüyecek...

Ne yaparsanız yapın; her şey olacağına varıyor. Yaşınız ilerledikçe, farklı düşünüyorsunuz. İlk doğduğu zamanlarda "Parçalarım, evin kapısından kimse giremez" derken; o büyüdükçe, "Benim kızıma kimse yaklaşamaz" gibi bir gerzeklikten dönüyorsunuz. Ama benden bir gıdım aşağıda sevecek bir adamı da yanına yaklaştırmam.

EN ROMANTİK ÇİFTLER SONRA DONLA TV İZLİYOR

Duygusal mısınız?

Asla... Hassaslığım vardır, özellikle de aile konusunda. Romantik asla olmam, hiç inanmam çünkü yalandır. Dünyanın en romantik çiftleri; dördüncü yıllarında salonda donla televizyon seyretmeye başlar.

Peki, aşk ve bağlılık?

Bambaşka bir şey... O varsa ve olacaksa; karşınızdaki insanla aranızda dört kilometrelik mesafe olsa da anlarsınız. Bizim tanışmamız öyle Özge'yle... Evet, "Sen, o'sun" dedik ve tanıştığımız gece evlenmemiz gerektiğine karar verdik. Bende, hâlâ eşimi ilk gördüğüm zamanki o duygu var. O hâlâ aynı gülüyor, bana öyle bakıyor.

UZLAŞMACI VE TATLI OLMAK DAHA İYİ

Kavgacı mısınız?

Feci kavgacıydım, en ufak şeye arabadan inerdim ama duruldum artık. Uzlaşmacı ve tatlı olmak daha iyi; bir de iki çocuğunuza örnek oluyorsunuz.

MATERYALİSTİZ DOĞAMIZDA ROMANTİZM YOK

Kadınlara, erkeklerle ilgili bir öneride bulunmanızı istesek, bu ne olur?

Çok kurcalamayın, değişemezler... Bizim tam olarak evrilmemiz için 200 yıl daha var. Değişemeyiz, içimizde bir angutluk var, tıraşlayabilen en tatlımız. Aksi türlüsü mamuta yakın oluyor... Bende de var, bazen dünyanın ortasını kazıp çiçek ekesim geliyor sevgimi belirtmek için, bazen ise hıyara bağlıyorum. Olabiliyor yani, çünkü erkek bu, "Onu yapacağına şunu söyleseydin"in önemini anlayamıyor. Erkek materyalist ama bunun da farkındayız ve aklımıza getirene kadar da karşımızdakini kırmış oluyoruz, bu değişemez. Bana "Romantiğim ben" diyen bir erkek getirin, 20 dakikada çözerim, yalan olduğu çıkar! Erkeğin doğasında yok romantizm. Eşimin ilişkimizdeki başarısı ayrı. Benim bir tane başarım varsa, kendimi eşime teslim ettim. Eğer biraz delikanlıysan; teslim edeceksin, yoksa gitmez o iş. Eğer sen birini seviyorsan; ona inanacaksın ve kendini bırakacaksın

693874653193.jpg


BEN RUHU YAŞLI BİR ADAMIM
39 yaşındasınız ama hiç de öyle görünmüyorsunuz...

Valla soran olursa söylüyorum. Ben ruhu yaşlı bir adamım, takıyorum yaşım ilerliyor diye.

Ama 39 yaşına gelmiş bir adam olarak güzel şeyleri de başarmışsınız hayatınızda.

Evet, bu yaşımıza kadar hayatımıza çok güzel şeyler sığdırdık eşimle. Lüks istekleri olan insanlar değiliz. Herkes mutlu olsun isteriz, biz de mutlu olalım.

Sabah

 

Şu anda bu konu'yu okuyan kullanıcılar

    Üst