Maras’ta Fransizlara karsi savasi baslatan yigit bir müslüman. Nereden bilebilirdi ki bir gün yerli faransizlarin yabanci fransizlara tas cikartacasina kati yürekli ve islam düsmani olacaklarini?I. Dünya Savasi sonrasi Osmanli Devleti Batili Devletler tarafindan paylasilmis; her bir bölgeye Itilaf Devletleri çöreklenmistir. Maras ve çevresine hakim olan Fransizlar huzursuzlugun tohumlarini bir zamanlarin “millet-i sadika”si diye anilan Ermenilerle beraber atmislardir. Özellikle dogu illerinde Ermenilerin gerçeklestirdigi katliamlar hala zihinlerden silinmemistir.
Maras’ta da Fransiz birlikleri gelir gelmez kentteki Ermeni ayrilikçilarin saldirilari artmistir. Silahli kimi Ermeniler çarsida, sokaklarda dolasip kiskirtmalarda bulunmuslar. Karsi gelenleri dövmüslerdir. Bu yüzden sehrin çesitli mahallerinde olaylar patlak vermistir.
Ama bu olaylarin en meshuru Sütçü Imam hadisesidir. Hadisenin kahramani çevresinde bilgisi ve ahlaki olgunluguyla taninir. Olay Uzunoluk mahallesinde bir sabah vakti patlak verir.
Birkaç Fransiz askerini çarsida gezdirmek için Uzunoluk’a gelen iki-üç ayrilikçi Ermeni yakinlardaki bir hamamdan çikan kadinlara sarkitinlik edip, çarsaflarina el uzatiyorlar. Bunu engelemek isteyen halka da ates edip iki kisiyi yaraliyorlar. O sirada hadise yerinden geçmekte olan Sütçü Imam belinden silahi çikarip Ermenilerden birisini öldrüyor. Ve sonra da kaçip isgalcilerin eline düsmekten kurtuluyor. Bu hadise gerek Fransizlarin, gerekse Ermenilerin yogun baskilarina yol açtiysa da Maras halkinin ve Anadolu insaninin isgale ve sömürüy boyun egmeyecegini, dinine, namusuna el uzatanlara gerekli cevabi verecegini göstermistir. Hatta bir rivayete göre Süzcü I^mam Cuma günü kilicla minbere cikar ve Cemaatine sunlari söyler:
“Muhterem Cemaat bu cuma bizim son cumamizdir. Memleketimiz kafirlerin isgalinde ve namusumuz ayaklar altina alinmistir. Memleket isgal altinda oluncaya kadar cuma namazimiz sahih degildir.”
Onun bu sözleri halka cesaret vermis yediden yetmisa kadar herkes elbirlik olup Fransizlari Marastan cikarmislardi. Bir baska tabirle “Farkina varmiyarak memleketi yabanci gavurlardan kurtarip yerli gavurlarin ellerine taslim etmistir.
Bir bacimizin basörtüsüne uzanan ellere karsi baslattigi cihada karsilik bugünkü imamlarimiz ve T.C. diyanet kizlarimizin baslarini acmalarini ve böylece okula gitmelerini halka telkin etmektedirler. Nerden nereye geldik? Sütcü imamlardan kemalist imamlara!
Bu hadisede önemli olan halkin içerisinden herhangi birinin gerektigi zaman ne pahasina olursa olsun haksizliga karsi susmayip tavrini koymasi ve bir atesleyici rolü oynamasidir.
Sütçü Îmam bir semboldür. Ve tarihimize özellikle de yakin tarihimize baktigimiz zaman böyle sembol sahsiyetleri çokça görüyoruz. Küfür sistemine baskaldirip idam sehpalarinda sirin ruhunu teslim eden Seyh Saidler, sapkayi giymeyip canini feda eden Îskilipli örnegi, sarigini çikartmayip zalimlerden hiçbir zaman eman dilemeyen Saidi Kurdi (Nursi) örnegi!…
Gecmisimizde bu ve buna benzer bir çok hadise bize haksizlik karsisinda susmamayi, tavir sahibi olmayi; din, namus, can, mal, akil gibi bes temel özgürlügü savunmaktan ödün vermemeyi ögütlüyo
Yasadigimiz günlerin ne kadar sikintili oldugunun hepimiz farkindayiz. Baski ve dayatmalarin günden güne arttigini, daha bir gün isigina çiktigini görüyoruz. Ve iste tam burada biz de yüzümüzü tarihe dönüp ayakta kalmanin, tavir almanin örneklerini karistiriyoruzt. Oradan ilham alarak daha bir tutarli, daha bir kararli ve daha bir bilinçli bir sekilde ilerliyoruz.
Basörtüsü son on bes senedir gündemden düsmeyen bir mesele. Buna karsi uygulanan yasaklamalar, sarfedilen sözler ve hakaretler bize ister istemez Maras’i ve Sütçü Imam’i hatirlatiyor. Kurtulus Savasi’nda isgalci güçlere karsi yurdun her tarafinda direnise geçen müslüman Anadolu halki gerçekten de bir destan yazmistir. Dün nasil dedelerimiz isgalci batili devletlerle karsi karsiya kaldilarsa bugün de bu ülkenin asillari ve gerçek sahipleri olan bizler kökleri olmayan, disaridan gelmis, batici zihniyetin dayatmalariyla karsi karsiyayiz.
Tavizkarligin, kaçismalarin, kilif bulmalarin yayginlastigi su dönemde yüzümüzü seksen yil öncesie çevirip Sütçü Imamlarin anlamli ve yürekli çikislarini fark etmeliyiz.
Maras’ta da Fransiz birlikleri gelir gelmez kentteki Ermeni ayrilikçilarin saldirilari artmistir. Silahli kimi Ermeniler çarsida, sokaklarda dolasip kiskirtmalarda bulunmuslar. Karsi gelenleri dövmüslerdir. Bu yüzden sehrin çesitli mahallerinde olaylar patlak vermistir.
Ama bu olaylarin en meshuru Sütçü Imam hadisesidir. Hadisenin kahramani çevresinde bilgisi ve ahlaki olgunluguyla taninir. Olay Uzunoluk mahallesinde bir sabah vakti patlak verir.
Birkaç Fransiz askerini çarsida gezdirmek için Uzunoluk’a gelen iki-üç ayrilikçi Ermeni yakinlardaki bir hamamdan çikan kadinlara sarkitinlik edip, çarsaflarina el uzatiyorlar. Bunu engelemek isteyen halka da ates edip iki kisiyi yaraliyorlar. O sirada hadise yerinden geçmekte olan Sütçü Imam belinden silahi çikarip Ermenilerden birisini öldrüyor. Ve sonra da kaçip isgalcilerin eline düsmekten kurtuluyor. Bu hadise gerek Fransizlarin, gerekse Ermenilerin yogun baskilarina yol açtiysa da Maras halkinin ve Anadolu insaninin isgale ve sömürüy boyun egmeyecegini, dinine, namusuna el uzatanlara gerekli cevabi verecegini göstermistir. Hatta bir rivayete göre Süzcü I^mam Cuma günü kilicla minbere cikar ve Cemaatine sunlari söyler:
“Muhterem Cemaat bu cuma bizim son cumamizdir. Memleketimiz kafirlerin isgalinde ve namusumuz ayaklar altina alinmistir. Memleket isgal altinda oluncaya kadar cuma namazimiz sahih degildir.”
Onun bu sözleri halka cesaret vermis yediden yetmisa kadar herkes elbirlik olup Fransizlari Marastan cikarmislardi. Bir baska tabirle “Farkina varmiyarak memleketi yabanci gavurlardan kurtarip yerli gavurlarin ellerine taslim etmistir.
Bir bacimizin basörtüsüne uzanan ellere karsi baslattigi cihada karsilik bugünkü imamlarimiz ve T.C. diyanet kizlarimizin baslarini acmalarini ve böylece okula gitmelerini halka telkin etmektedirler. Nerden nereye geldik? Sütcü imamlardan kemalist imamlara!
Bu hadisede önemli olan halkin içerisinden herhangi birinin gerektigi zaman ne pahasina olursa olsun haksizliga karsi susmayip tavrini koymasi ve bir atesleyici rolü oynamasidir.
Sütçü Îmam bir semboldür. Ve tarihimize özellikle de yakin tarihimize baktigimiz zaman böyle sembol sahsiyetleri çokça görüyoruz. Küfür sistemine baskaldirip idam sehpalarinda sirin ruhunu teslim eden Seyh Saidler, sapkayi giymeyip canini feda eden Îskilipli örnegi, sarigini çikartmayip zalimlerden hiçbir zaman eman dilemeyen Saidi Kurdi (Nursi) örnegi!…
Gecmisimizde bu ve buna benzer bir çok hadise bize haksizlik karsisinda susmamayi, tavir sahibi olmayi; din, namus, can, mal, akil gibi bes temel özgürlügü savunmaktan ödün vermemeyi ögütlüyo
Yasadigimiz günlerin ne kadar sikintili oldugunun hepimiz farkindayiz. Baski ve dayatmalarin günden güne arttigini, daha bir gün isigina çiktigini görüyoruz. Ve iste tam burada biz de yüzümüzü tarihe dönüp ayakta kalmanin, tavir almanin örneklerini karistiriyoruzt. Oradan ilham alarak daha bir tutarli, daha bir kararli ve daha bir bilinçli bir sekilde ilerliyoruz.
Basörtüsü son on bes senedir gündemden düsmeyen bir mesele. Buna karsi uygulanan yasaklamalar, sarfedilen sözler ve hakaretler bize ister istemez Maras’i ve Sütçü Imam’i hatirlatiyor. Kurtulus Savasi’nda isgalci güçlere karsi yurdun her tarafinda direnise geçen müslüman Anadolu halki gerçekten de bir destan yazmistir. Dün nasil dedelerimiz isgalci batili devletlerle karsi karsiya kaldilarsa bugün de bu ülkenin asillari ve gerçek sahipleri olan bizler kökleri olmayan, disaridan gelmis, batici zihniyetin dayatmalariyla karsi karsiyayiz.
Tavizkarligin, kaçismalarin, kilif bulmalarin yayginlastigi su dönemde yüzümüzü seksen yil öncesie çevirip Sütçü Imamlarin anlamli ve yürekli çikislarini fark etmeliyiz.