Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
anında bir melek olur; en meleğinden. Benim şeytan olduğumu bilen hiç kimse bana
inanmaz diyerek başka bir şehre gider. Bir yer aradı kendine; yediği yemişlerin
kırdığı cevizlerin
yalanlarıyla birbirine düşürdüğü insanlardan uzak bir şehir. Aslında onun kötülüğünün erişmediği bir yer yoktu ama O doğduğu topraklara gitmeye karar verdi. Çünkü bilmiyordu köylüleri O’nun şeytan olduğunu. Köyden ayrıldıklarında mini minnacıktı yani henüz fitne düşmemişti
olmayan yüreğine.
Ansızın çıkageldi bir gün
dedesinin toprak evine. Öyle bir geldi ki herkes anlattı; bin cami yaptırmış
bin hayrat yaptırmış
bin fakire analık yapmış diye. Etrafta melek olduğuna dair söylentiler yayıldıkça
daha bir masumlaşıp güzelleşti(!) çevrenin gözünde artık kanatsız bir melekti O. Gerçi bu “melek” kelimesine deli oluyordu ama artık köprüyü geçene kadar sabredecekti. Buraya bir amaç için gelmişti. Öyle ufak sebeplerden dolayı sivri kuyruğunu
insanlara göstermek istemiyordu. Aşık olmalıydı
aşık… Hayatta her şeyi yapmış ama şu aşk denen
kızların baygın baygın anlattıkları şeyi bir türlü yaşamamıştı. “Ben” dedi kendi kendine
“Öyle bir aşık olacağım ki; bundan sonra aşk denilince ben akla geleceğim.”.
Aradan günler
aylar geçti. Melek yüzlü şeytanın işveli halleri bütün erkeklerin dilinde dolaşır oldu. Sıkı dostlar
ahbaplar
sözüm ona kankalar; sattılar birbirlerini O’nun uğruna. Güzel sözler unutulup küfürlerle başlar oldu cümleler ve kuyuları kazılır oldu arkadaşların
kanatsız meleğe kavuşmak için. Kanatsız melek ise masumu oynamayı çok iyi bildi. Bazen iki kardeşin ikisine de âşık olmayı denedi
sırasıyla. Bazen evlilere sarktı
bazen ili kınalı yeni nişanlılara. Hep güzel sözler söyledi
bıyığı yeni terlemiş delikanlılara. Neden böyle daldan dala atladığını soranlara ise hep mantıklı cevaplar vermeye çalıştı: Hadi benim nasibimse
ne biliyorsun? Birbirine düşman oldu birlikte oynayarak askere gidenler. Karanlık
zulmet kapladı ortalığı. Öyle ki; çeşmeler bile kinlenip akmaz
toprak mahsul vermez oldu. Ama işbirlikçilerinin de yardımıyla kimse meleğimize suç bulmadı. Bir gün bir haber duyuldu: Şehirde meleğimiz âşık olmuş
diye. Ondan sonra kimse görmedi melek yüzlü şeytanı bir daha. Ve âşık olduğu delikanlıyı da… O günlerde çöpçüler farkına varmadan bir ceset attılar
şehir mezarlığına. … Başka bir ilde
başka bir belde kaynadı aylarca. Ve bir süre sonra oranın çöpçüleri de bir ceset bıraktılar farkında olmadan
mezarlığa. Binlerce gencin kanına giren şeytan anlayamadı bir türlü
âşık olamayacağını… Anlayamadı; eğer âşık olursa başka bir varlığa dönüşeceğini. Hala devam ediyor
bilmediğimiz bir şehirde bilmediğimiz gençlerin kanına girip
“Ne biliyorsunuz belki benim nasibimdi” demeye… Alıntı...